4P1K - ISSUE-43 Flipbook PDF


107 downloads 117 Views 40MB Size

Recommend Stories


Porque. PDF Created with deskpdf PDF Writer - Trial ::
Porque tu hogar empieza desde adentro. www.avilainteriores.com PDF Created with deskPDF PDF Writer - Trial :: http://www.docudesk.com Avila Interi

EMPRESAS HEADHUNTERS CHILE PDF
Get Instant Access to eBook Empresas Headhunters Chile PDF at Our Huge Library EMPRESAS HEADHUNTERS CHILE PDF ==> Download: EMPRESAS HEADHUNTERS CHIL

Story Transcript

media & AD YIL 6 - SAYI 43 OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 FİYATI: 50,00 .TL. İREM ALTUĞ DELİLİK BULAŞICIDIR KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON KARA KEDİLER; İLGİNÇ EFSANELER KEDİLER NEDEN TUHAF SESLER ÇIKARTIRLAR? BUĞRA BAHADIRLI


90 232 234 34 05 - [email protected] - www.hmticaret.com.tr www.ezydog.com.tr


90-850-333 15 20 Yazı İşleri Müdürü Nil Akbay Gn. Yayın ve Sanat Yönetmeni Cengiz Akbay Editörler: Yazar - Gül Durulan Turan Yazar - Mehtap Sağsen Yazar - Özgün Öztürk Yazar - Kaan Demirci Sanatçı - Gamze Lim Sanatçı - İrem Altuğ Danışman Yazarlar; Prof. Dr. Hazım Tamer Dodurka Prof.Dr.Alev Akdoğan Kaymaz Prof. Dr. Murat Şaroğlu Psikiyatr. Dr. Levent Dövüşkaya Vet. Hekim Osman Aydın Kara Vet. Hek. Dr. Erdem Danyer Vet. Hek. Sabri HACIOĞLU Uzm. Psikolog - Aylin Eke K9 Amca - Göktan Eker Vet. Hek. Dr. Efe Onur Vet. Hek. Nilay Tezsay Serra Uygun Reklam Rezervasyon [email protected] Yönetim Merkezi Kargı Mahallesi 201. Sok. No.60 Fethiye - MUĞLA 48300 İstanbul Temsilcisi Gamze Lim [email protected] Grafik Tasarım CNM Medya Reklam Ltd. Şti. Baskı ve Cilt Kültür Sanat Basımevi Ltd. Şti. Maltepe, ZB7-ZB11 2. Matbaacılar Sitesi, Litros Yolu Sk, 34010 Zeytinburnu/İstanbul 90- (0212) 674 00 29 Dağıtım / Online DÜNYA SÜPER VEB OFSET A.Ş. POOTCHI.COM.TR AMAZON.COM.TR 4P1K.COM.TR media & AD


Merhaba sevgili dostlar.. B ir yılı daha geride bırakmamıza kısacık bir zaman kalmışken biraz dertleşelim istedim.. hani biz sürekli insan, doğa, hayvan, saygı falan diyoruz ya.. şöyle bir bakalım istedim geçen bir yılda neleri ardımızda bırakmışız insanlar olarak… yine neleri unutmuşuz….. bir hatırlayalım istedim.. zaten ülke gündemi malum… maalesef genellikle gündemde ya bir kadın cinayeti ya bir tecavüz, ya da en kötüsünden akıl almaz bir çocuk tacizi oluyor. Gerçekten her şey bu kadar mı kötü yoksa özellikle son yıllarda hemen herkesin elindeki telefonlarla gönüllü muhabirlik yapabiliyor olması bi de üstüne yine elindeki telefonlarla bu haberleri kamuyla paylaşabiliyor olması yüzünden mi, biz bu kadar çok sarsılıyoruz? Yani aslında hep böyleydi de biz mi duymuyorduk acaba? Gerçi öyleyse de, bu durum, bizim kahrolmamızı engellemiyor.. Gerçekler değişmiyor… Zihniyetler gelişmiyor, aksine günden güne bir kara deliğin içine çekiliyor gibiyiz.. Sanki karanlık bir güç, planlı bir şekilde, en önemli yaşamsal gücümüzü; yani umudumuzu çekip alıyor bizden.. Şimdi bakalım şöyle bir hafızamızı yenileyelim, hatırlayalım şu geçen bir yılı.. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonunun 2022 yılının Kasım ayına kadar olan kısmı kapsayan verilerine göre,; henüz 11 Kasım’a kadar olan sürede 327 kadın, erkekler tarafından öldürülmüş. Ayrıca ardımızda kalan yılda 209 çocuk istismar edilmiş, 36 çocuk öldürülmüş, 26 kadın da tecavüze uğramış. Tabii bu resmi, yani adliyeye yansımış vaka sayısı.. Üstelik bu sayı sadece yılın ilk 9 ayında gerçekleşmiş vaka sayısı.. diğer taraftan tüm bu olayların mağdurlarını birer “sayı” olarak anıyor olmakta ayrıca içimi acıtıyor. Bu noktada aklıma Nietzsche’ nin felsefesinin temelini oluşturan şu kuram geliyor; “kişinin coşkun enerjisini sömüren her türlü öğretinin, toplumsal olarak ne kadar geçerli olursa olsun sorgulanarak “hayatın olumlanması”dır.” diyor Nietzsche… Acaba gerçekten de doğru mu söylüyor? Tabii, hayvanlar aleminde de durumun iç açıcı olmadığını tahmin edersiniz. Türkiye’de son bir yılda 1 milyar hayvanın yaşam hakkı gasp edildi ve 22 milyon hayvan da işkence gördü.. Her zamanki gibi yani.. Hayvan Hakları İzleme Komitesi’nin raporunda yer alan bilgilere göre, “en az” 22 milyon 735 bin 267 hayvan işkenceye maruz bırakıldı. İşkence olarak tanımlanan hak ihlâlleri ise, hayvan deneyleri; hayvan toplama sırasında uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddet; ateşli silahla yaralama; yakma; kulak kesme; köpek, horoz dövüştürme; darp, kesici ve delici aletlerle saldırılar; arabanın arkasına bağlayıp sürükleme; tecavüz; taşla ezme; kafa kesme; deri yüzme; pati delerek zincir takma; dövme olarak gerçekleşti. Gelelim geçen bir yılda doğayla olan kavgamıza; Yine neler yapmışız hatırlayalım; Ortahisar’a Doğal Gaz Götürmek İçin Kapadokya’yı yıkmaya başlamışız, Muğla’nın yüzde 59’unu maden aramaya açmışız, çimento fabrikasına, kıyıların sermaye güçleri tarafından yağmalanmasına, Akbelen’in termik santrale kurban edilmesine, Datça’nın yat limanına açılmasına kadar epeyce bir icraat var.. Altın madeni projesi için 300 binin üzerinde ağacı kesen ve ruhsatı yenilenmeyince bölgeyi terk eden Alamos Gold’tan geriye ağaçları kesilmiş bir Kaz Dağları kaldığını da unutmayalım… Şimdi diyebilirsiniz ki, biz bunları zaten biliyoruz, niye tekrar hatırlatıp canımızı sıkıyorsun? Haklısınız da en başta dedim ya dertleşmek istedim diye.. Şimdi de diyorum ki; “bir şey yapmalı” Peki ne yapmalı?; Bir kere anlamamız gerekiyor ki, doğru kullanılmayan her şey zamanla bozulmaya, kirlenmeye, eskimeye ve yavaş yavaş yok olmaya mahkumdur. Biz göremeyecek olsakta, gelecek nesillere yeşil, sağlıklı, daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için kolları bugünden sıvamamız gerekiyor. Aksi takdirde türümüz galaktik yolculuklar yapmak yani bu gezegeni bir şekilde terk etmek zorunda kalacak, çünkü bu böyle gitmiyor… Her şeyin güzel olacağı bir yeni yıl ve dünya umuduyla…


TÜY RENGİNE GÖRE ÖZEL FORMÜL GÖZYAŞı VE AĞıZ ÇEVRESi LEKELERİNE SON KıZıL RENK KÖPEKLER BEYAZ RENK KÖPEKLER SİYAH RENK KÖPEKLER


TÜY RENGİNE GÖRE ÖZEL FORMÜL GÖZYAŞı VE AĞıZ ÇEVRESi LEKELERİNE SON KıZıL RENK KÖPEKLER BEYAZ RENK KÖPEKLER SİYAH RENK KÖPEKLER


8 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 GÖKTAN EKER Askeri Polis Köpekleri Eğitmeni , Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanı Köpek Irkları Ve Kinoloji Federasyonu Yk Üyesi K9 AMCA Uzun süredir köpekler ve köpek davranışları ile ilgilenen bir köpek eğitmeni olarak köpekler ve insanların birlikteliğini kaleme almaya çalışıyorum. Köpek Eğitmenleri Derneği Başkanlığı görevim kapsamında özellikle yabancı kaynaklardan takip edebildiğim kadarı ile okumalar yapıp , önemli gördüğüm kısımları çevirmeye ve köpekle birlikte yaşama kültürünün henüz emekleme aşamasında olan ülkemiz insanına ve tabii ki köpeklere bir fayda sağlamasına gayret ediyorum. Köpeklerin doğru sosyalleşmeleri üzerine ne kadar çok yazsak, konuşsak az kalır ancak son dönemde bu konu ile ilgili sosyal medyada o kadar çok yapılan yanlış gözüme çarpıyor ki konuyu tekrar ele almak istedim. Bununla birlikte özellikle Uzakdoğu’da köpeklerin sosyalleşmesi adına yapılan uygulamaların artık köpekleri insanlaştırma aşamasına getirdiğini belirten köpek davranışçılarına rastlamak mümkün. İnsanlar sosyolojik ve psikolojik ihtiyaçlarını, köpekleri adeta köpeklikten çıkararak karşılamaya çalışıyorlar. Doğru ve yanlış bilinenlere geçmeden önce gördüğüm uygulamaların bir kısmının köpeğin sosyalleşmesi veya sosyalizasyonu ile ilgili değil, daha çok sahiplerinin sosyalleşmesini merkeze aldığını söylemekte fayda görüyorum. Bunu yanlış bir şey olarak değerlendirdiğim için değil, ancak ana konumuz olan köpeklerin göz ardı edildiğini vurgulamak istediğimden dolayı belirtmek istedim. Evet; köpek sahipleri, eğitmenler, hayvanları sevenler olarak bizlerin de bir araya gelmesi ve sosyalleşmesi gerekli, zira ülkemizde en basit anlamda köpekler konusunda aynı dili konuşmayan bir hayKÖPEKLERDE SOSYALİZASYON -Doğru ve Yanlış Bilinenler-


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 9 vansever kitlesi oluştu. Ancak merkeze köpekleri almamız, onların birbirleriyle ve insanlarla birlikte doğru yaşayabilmelerini sağlamamız gerektiği gerçekliğinden yola çıkarak bu etkinliklere bakmalı ve katılmalıyız. SOSYALİZASYON ve SOSYALLEŞME Öncelikle bu iki kelimeyi insan sosyolojisi açısından ele alalım dilerseniz. TDK ya göre ‘Sosyalleşme’ kelimesinin anlamı ‘Toplumsallaşma’ dır. Bireyin sade biyolojik bir varlık olmaktan çıkıp belli grup/toplumla bütünleşmesi anlamında kullanılır, diğer bir tabir ile bireyin doğumdan başlayarak toplum üyeliğini kazanmasında geçirdiği aşamaların tümüne verilen addır. ‘Sosyalizasyon’, gerek köpeklerle ilgili gerekse çocuk gelişiminde günümüzde sıkça kullanılan kelimelerden bir tanesidir. Bu kelimeye televizyondan internete, gündelik sohbetlerden edebi eserlere kadar çok farklı oluşturulan cümlelerde yer verilir. Yapılan araştırmalarda yine Türk Dil Kurumu’nun çalışmalarına yönelmek gerekir. Yalnızca kelime anlamlarını incelemeyen TDK, kelimelerin yazılış şekilleri ve kökenleri ile ilgili de araştırma yapar. Dil ve kelimeleri kapsayan incelemelerde kafalarda oluşan tüm soruların cevaplanmasını hedefler. TDK, Türkçe kelimeler arasında bulunan Sosyalizasyon kelimesi ile ilgili bilgiler de sunmuştur. Sosyalizasyon kelimesinin TDK sözlüğe göre 1 farklı anlamı vardır, kelimenin kökeni Fransızca dilidir, Fransızca dilindeki karşılığı socialisation şeklindedir. Sosyalizasyon TDK sözlük anlamı şu şekildedir: İsim, ruh bilimi, eğitim bilimi, toplumsallaştırma İngilizce de ise sosyalizasyon İng. socialization Sağlık ve eğitim gibi kamusal hizmetlerden yalnızca gelişmiş yörelerde yaşayanların değil, tüm vatandaşların dengeli bir biçimde yararlanmalarını sağlamak üzere devletin almış olduğu önlemler şeklinde de bir anlam ifade eder ki sosyal devlet kavramının uygulama felsefesi de bu tanım ile ortaya çıkar. Bu çerçeveden bakıldığında doğduğumuzda, genetik bir yapıya ve biyolojik özelliklere sahibiz. Bununla birlikte, insan olarak kim olduğumuz - kimliğimiz - sosyal etkileşim yoluyla gelişir. Hem psikoloji hem de sosyoloji alanlarındaki birçok akademisyen, kişisel gelişim sürecini, bu “benliğin” nasıl sosyalleştiğini anlamanın öncüsü olarak tanımlamaktadır.. Psikanalist Sigmund Freud (1856–1939), insanların benlik duygusunu nasıl geliştirdiklerine dair bir teori ortaya koyan en etkili modern bilim adamlarından biriydi. Olgunlaşma sürecini aşamalara ayırdı ve insanların kişisel gelişiminin erken gelişim aşamalarıyla yakından bağlantılı olduğunu öne sürdü. Freud’a göre, belirli bir aşamaya uygun şekilde girememek veya bu aşamadan çıkamamak, yetişkinlik boyunca duygusal ve psikolojik sonuçlar doğurmaktadır.


10 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 Psikolog Erik Erikson (1902–1994), kısmen Freud’un çalışmalarına dayanan bir kişilik gelişimi teorisi yarattı. Ancak Erikson, kişiliğin zaman içinde değişmeye devam ettiğine ve asla tam olarak bitmediğine inanıyordu. Teorisi, doğumla başlayan ve ölümle biten sekiz gelişim aşamasını içermektedir. Erikson’a göre insanlar yaşamları boyunca bu aşamalardan geçerler. Freud’un psikoseksüel aşamalara ve temel insani dürtülere odaklanmasının aksine, Erikson’un kişisel gelişim görüşü, kendi temel arzularımız ile sosyal olarak kabul edilenler arasında müzakere etme şeklimiz gibi daha sosyal yönlere itibar kazandırmıştır (Erikson 1982). Freud’un çalışması ve konu ile ilgili yaptığı ilk çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda kişisel gelişimin erken dönemlerdeki yani bebeklik , çocukluk ve gençlik dönemlerindeki deneyimlerin insanın tüm hayatını etkileyecek süreçler içerdiğini anlamamıza yardımcı olmuştur. Erken sosyal temasın gerekliliği, Harry ve Margaret Harlow’un araştırmasıyla da gösterilmiştir. 1957’den 1963’e kadar Harlows, insanlar gibi davranan al yanaklı maymunların bebekken izolasyondan nasıl etkilendiğini inceleyen bir dizi deney yapmıştır. İki tür “ikame” annelik koşulu altında yetiştirilen maymunları incelenmiştir: ağ ve telden bir heykel ya da yumuşak havlu kumaştan “anne”. Maymunlar, sistematik olarak, kendilerini besleyemeyen yumuşak, havlu kumaştan bir ikame annenin (bir rhesus maymununa çok benzer) arkadaşlığını, bir besleme tüpü aracılığıyla yiyecek sağlayan ağ ve tel bir anneye tercih ettiler. Bu sonuç bizlere, yemek önemliyken sosyal rahatlığın daha değerli olduğunu göstermiştir (Harlow ve Harlow 1962; Harlow 1971). Bu hali ile baktığımızda insana benzer bir sosyolojik yapıda olan köpekler, özellikle yavru köpekler için sosyalizasyonun ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Bununla birlikte yetişkin köpeklerde özellikle de sokak hayvanlarının barınak veya besleme noktalarında bakımı ele alındığında sadece mama vermenin değil sosyal ihtiyaçların karşılanmasının da gerekliliğinden bahsedebiliriz. Zira insan ile yeterince sosyal iletişimi olmayan, sadece diğer köpekler ile sosyal iletişim içinde olan köpeklerin sürüleşmeleri halinde insanlara zarar verebildiklerini görebilmekteyiz. Bu anlamda sokak hayvanları ile ilgilenen kişilerin köpeklerin kendileri gibi davranmayan insanlara zarar vermemeleri için bazı görevleri olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Yani işimiz sadece yemek vermek değil, aynı zamanda doğru sosyal iletişimi de köpeklere öğretmek. Sosyalizasyon kelimesinin TDK’ya göre ‘Toplumsallaştırma’ anlamı olduğunu yukarıda belirtmiştik , sosyalleşme kelimesinin anlamı ise TDK’ya göre ‘Toplumsallaşma’ olduğunu da vurgulamıştık. Bu tanımlar ışığında tekrar yönümüzü köpeklere çevirelim. KÖPEKLERDE SOSYALİZASYON Çoğu yeni köpek sahibi, yavrularını sosyalleştirmeleri gerektiğini duymuştur. Fikir 4P1K - K9 AMCA


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 11 K9 AMCA - 4P1K basit. Yavru köpeğinizi gittiğiniz her yere götürün ki farklı insanlara, seslere, görüntülere vs. alışsın... Makul görünüyor değil mi? Pekala, hayattaki çoğu şeyde olduğu gibi burada da göründüğünden daha fazlası var. Köpeklerimize yardım ettiğimizden ve onlara zarar vermediğimizden emin olmak için, bir köpek yavrusunu sosyalleştirirken yani sosyalizasyon sürecine tabi tutarken veya davranış sorunları olan bir köpeği sosyalleştirme çalışmalarına dahil ederken dikkate alınması gereken birkaç faktör vardır. Birçok kişi köpeklerde hassas dönemleri (önceden kritik dönemler olarak biliniyordu) duymuştur. Hassas dönemler, hayvanların yaşamlarında, belirli uyaranlarla (örneğin, farklı insanlar, hayvanlar, sesler vb.) deneyimlerin veya deneyim eksikliğinin daha sonraki davranışlar üzerinde büyük bir etkiye sahip olabileceği zaman dilimleridir. İnsanla ne kadar benzer değil mi ? Bu hassas dönemlerden biri de sosyalizasyon dönemi olarak adlandırılır. Köpeklerde bu kabaca 4-14 haftalıkken ortaya çıkar. Bu yaş aralığında yavru köpekler çevrelerini (yani neyin güvenli ve iyi olduğunu) öğrenirler. Bu nedenle insanlar yavru köpeklerini her yere yanlarında götürmeye ve birçok farklı insan ve köpekle tanışmaya teşvik edilir. İşte her köpek sahibinin veya köpek eğitmeninin bilmesi gereken sosyalizasyon ilgili bazı önemli ayrıntılar: 1. Sosyalizasyon, ancak sosyalleşme deneyimi olumluysa olumlu bir etkiye sahip olacaktır. Bir köpek yavrusunu, onunla yanlış etkileşime giren insanlara maruz bırakırsanız veya bir köpek yavrusunu diğer köpeklere karşı saldırgan olan köpeklerle tanıştırırsanız, muhtemelen köpeğe insanların ve köpeklerin korkutucu ve tehlikeli olduğunu öğretmiş olursunuz. Bu aslında sosyalleşme sürecinde başarmasını istediğimiz şeyin tam tersidir! Bir köpek sahibi, bir köpek yavrusu için sosyalizasyon sürecini olumlu hale getirmeye çalışmalıdır. 2. Bazı köpek yavruları ve genç köpekler, çeşitli nedenlerle çok küçük yaşta birçok uyarana karşı kaygı ve/veya saldırganlık şeklinde tepki gösterebilirler. Bu durumda, bu yavrular her yere götürülecek ve birçok uyarana maruz bırakılacak doğru adaylar değildir. Zaten siz de endişeliyseniz veya saldırgan köpek yavrusunu ya da genç köpeği onların korkutucu buldukları durumlara zorlamak adeta baraj kapaklarının açılmasına sebep olur. Bu, bir yavru köpeği ya da genç köpeği daha endişeli veya agresif hale getirebilecek yüksek riskli bir tekniktir. Örneğin, insanlardan korkan ve sahibinin arkasına saklanan bir köpek yavrusu varsa, yabancılar köpeği sevmeye kalktığında o sahibini çekiştirerek uzaklaştırmaya çalışıyorsa doğru yolda değilsiniz demektir. Hala yabancılara köpeğinizi sevdirmeye çalışmak doğru bir uygulama olmaz. Bu uygulama köpeğin kendini daha endişesiz ve stressiz hissetmesine yardımcı olmaz. Aksine, bir köpeğe daha endişeli olmayı öğretmek veya bir köpeğe insanların yaklaştığında ve sevmeyi bırakması için saldırganlık gibi farklı bir strateji kullanmak zorunda kalabileceğini öğretmek için mükemmel bir reçetedir. 3. Sosyalleşme, agresif veya kaygı bozukluğu olan köpekler için bir tedavi yöntemi değildir. Saldırgan/endişeli köpeklerin sahiplerine sıklıkla “köpeğinizi daha fazla sosyalleştirmeniz gerekiyor” deniliyor. Bu, “çocuklara saldıran köpeğinizi çocuk parkına götürün ve çocuklarla tanıştırın” veya “diğer köpeklerden korkan köpeğinizi alıp köpek parkına götürün” anlamına gelir. Bu tavsiye hem insanlar hem de köpekler için risklerle doludur. Bir köpeğin endişeli veya saldırganlık sorunlarını değiştirmek için pek çok seçenek vardır, ancak onları sosyalleşme kisvesi altında korktukları uyaranlara boğmak kesinlikle bunlardan biri değildir.


12 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 4. Kritik dönem veya hassas dönem olarak adlandırılan sürecin sonunda yani 14. haftada sosyalleşmeyi bırakmamak oldukça önemlidir. Sosyalleşmeye duyarlı dönem yaklaşık 14 haftada sona eriyor olsa da; bu, artık sevk kayışını asabileceğiniz, ödül çantasını bırakabileceğiniz ve köpeğinizin sırtınızı sıvazlayabileceğiniz anlamına gelmez. İnsanların, köpeklerin, seslerin vb. iyi ve güvenli olduğunu pekiştirmeye devam etmemiz çok önemlidir. Şöyle düşünebiliriz: Vücudumuzun belirli gelişim dönemlerinde ciddi sağlık sorunlarından kaçınmak için daha fazla proteine ihtiyaç duyduğunu biliyoruz; ancak bu, ebeveynlerin sırf çocukları maksimum büyüme dönemini geçti diye protein ile beslemeyi bıraktıkları anlamına gelmiyor. Aynı çizgide, köpek ebeveynleri, o maksimum “büyüme hamlesini” geçmiş olsalar bile, köpeklerine çeşitli uyaranların güvenli olduğunu pekiştirmeyi ve öğretmeyi bırakmamalıdır. Belki de sosyalleşmeye bakmanın en iyi yolu, ona davranışsal bir aşı gibi bakmaktır. Köpeğinizi davranış sorunları geliştirmekten korumak için elinizden gelen her şeyi yapıyorsunuz. Aşılar gibi hiçbir şey %100 değildir. Bazı köpekler, en iyi sosyalleşme girişimlerine rağmen davranış sorunları geliştirir, ancak sosyalleşme yapılmazsa veya yanlış yapılırsa, davranışsal bir sorun geliştirme olasılığı önemli ölçüde artar. PASİF/EDİLGEN SOSYALİZASYON Yavru köpeklerin sosyalizasyon döneminde oldukça gerekli olan bir yöntemdir. Bu, yavru köpeğinizin garip insanları, yerleri, nesneleri, zeminleri , köpekleri ve sesleri gördüğü ancak onlarla doğrudan etkileşime girmediği sosyalleşme türüdür. Normal zamanlarda bile, yavru yetiştirme stratejinizde pasif sosyalleşmeyi düzenli olarak uygulamanızı şiddetle tavsiye ederim. İyi bir sosyalleşmenin önemli bir parçası, yavru köpeği asla korkutmayacağınızdan , endişe davranışına sevk etmeyeceğinizden emin olmaktır. Bu süre zarfındaki bir korku, köpeğinizin yaşamı boyunca sürecek derin korkular yaratabilir. Pasif sosyalleşme ile yavruyu korkutma riski çok daha azdır. Bunu, yavru köpeğinizin köpeklerini gezdiren insanları görmesine izin vererek veya koşarken onu yanınıza alarak gerçekleştirebilirsiniz. Mahallenizde başka 4P1K - K9 AMCA


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 13 K9 AMCA - 4P1K türlü karşılaşmayacağı şeyleri, örneğin bir şantiyeyi, hayvanların olduğu bir otlağı veya kalabalık bir otoparkı görmesi için onu gezdirebilirsiniz. Kısaca yavru köpeğinizi sosyal hayata adapte etmenin ilk aşaması köpeğin bu değişkenleri görebileceği, duyabileceği, kokularını alabileceği ancak rahatsız olmayacağı mesafelerden başlamak şeklinde olmalıdır. Buraya kadar anlattıklarımız yavru yani henüz hayatı tanımayan köpekler için uygulanması gereken stratejileri kapsamaktadır. Köpeğinizi sosyalleştirme sürecine tabi tutarken dengeyi iyi kurmazsanız; söz gelimi insanlarla iyi geçinsin diye her insana sevdirirseniz köpeğinizi amiyane bir tabir ile yalaka olacak, her gördüğü insana kendini sevdirmek için koşuşturacağından yürüyüşlerinizin kalitesi tamamen bozulacak, eskaza serbest kaldığında da çağırmanız durumunda size gelmeyecektir. Yavru köpeğin sosyal olarak yetiştirilmesi sizinle hayatınızın her anında beraber olabilmesi, her yere girip çıkabilmesi ancak temel ihtiyaçları kapsamında (yiyecek ve sevgi) kimse ile muhattap olmaması anlamına gelmektedir. Evet yavru köpeğinizi sevmek isteyenleri nasıl tersleyebilirim, bu sefer ben insan olarak saygısız gözükürüm serzenişinizi duyar gibiyim. Yapmanız gereken köpeğin yabancılardan sevgi ve yiyecek kabul etmesinin en önemli şartının sizin kontrol alanınızda olması olarak belirlenmesidir. YETİŞKİN KÖPEKLERDE PASİF/EDİLGEN SOSYALLEŞME Yetişkin bir köpeğiniz varsa ve sosyal hayatınızın içerisine köpeğin endişeleri korkuları çekinceleri yüzünden giremiyorsanız o zaman sosyalizasyon uygulamalarından daha ziyade davranış uygulamalarından faydalanacaksınız demektir. Yeni bir ortama alıştırırken yavru köpeğinizi pasif/edilgen sosyalleşme uygulamalarına tabi tutabilirsiniz ancak yetişkin köpekler için bu tanımlama tam anlamı ile doğru olmaz. Yetişkin köpekler için duyarsızlaştırma ve adaptasyon programı uygulamalısınız. Bu program için de davranış çalışan köpek eğitmenlerinden destek almalısınız. Bu konuda profesyonel destek almak istediğinizde lütfen Köpek Eğitmenleri Derneği’nce akredite olan eğitmenleri tercih ediniz. Bu şekli ile bakıldığında köpekler için sosyalizasyon bir süreci, sosyalleşme ise uygulamayı kapsamaktadır. Sosyalizasyon, yavru köpekler için olmazsa olmaz bir süreçtir ve neredeyse doğduğu günden itibaren başlar. Bu sebeple hem köpek sahiplerinin hem de köpek eğitmenlerinin bu etolojik süreç konusunda bilgili olmaları gerekmektedir. Sosyalizasyon sürecini doğru geçirmiş yetişkin köpeklerin sosyalleşme çalışmalarından uzak tutulmamaları gerektiğini belirtmiştik. Bu etkinliklerin köpeklerin davranışsal, içgüdüsüel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Yani köpek sahiplerini alıp bir parkta sohbet etmek birkaç itaat egzersizi yapmak daha çok köpek sahiplerinin sosyalleşmesi için yapılmış gibidir. Köpeklerin mental ve fiziksel aktiviteleri, sosyal iletişim becerilerinin geliştirilmesi, davranış sorunlarının üstesinden gelme, yavru köpeğin hayata adapte edilmesi, doğru oyun oynama vb gibi birbirinden farklı uygulamalar köpeklerin yaşlarına cinsiyetlerine göre planlanması gerekir. Bunun sonucunda, köpekler tüm bu etkinliklerin sonunda hem öğrenmiş hem de mutlu olduklarını gösterir davranışlar sergilemelidirler.


14 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 Hani önce” su ve ekmek “Deriz ya!.. Oysa, sevgi ve şefkat gerek içinde yaşadığımız bu toplum için. Gönülden yapılan bir iyiliğin, sevgi ile dokunduğumuz her canlının, ağzımızdan çıkan yürekli bir kelimenin mutlaka bize döneceğini ve yolumuza ışık olacağını bir türlü kavrayamadık. 2022 Kasım ayı sanki bu yılın en dehşetengiz ayı idi. Duymak istemediğimiz, kabul edemeyeceğimiz olaylar zincirine bir müessif olay daha eklendi İç Anadolu’da. Yüzümüz hiç gülmezken, milletçe hep düşünüp kara yaslar bağladığımız olaylar zinciri tükenmek bilmiyor ülkemizde. Ne olur , bir sabah da gülümseyerek başlayabilseydim yaşama. Yıllardır hayvan-insan çizgisi içindeyim. Bu son kertede insana olan umudumu iyice kaybettim. Acilen devletin bütün birimleri okullar, eğitimciler, sosyologlar, hekimler, hakimler, kanun yapıcıları, liyakat sahibi insanlar, düşünürlerimiz, edebiyatçılar, felsefeciler, STK lar öğreticiler ve öğütçüler hepsi, herkes harekete geçmeli. Şiddetle mücadelede edilerek, toplumsal iş birliğinin acilen başlatılması gerekiyor. Sadece hayvanlar için çalıştaylar yetmez. İnsan için de acil önlemler alınmalı. Bu toplumun sadece sevgi ve şefkate ihtiyacı var. Yemesek, içmesek ölmeyiz. Ama sevgiyi kaybettikçe her gün, biraz daha hem de GÜL TURAN Gazeteci / Yazar Haytap İl Temsilcisi DENEMELER HER YER KÜREK MAHKUMU!... “Madem hayvanlar kesilip yenecek. O halde istiyoruz ki onların canını yakmadan, onlara bu büyük acıyı yaşatmadan yapalım bu işlemi. Avrupa bu bilinci kazandığı için onlarca ülke bu kuralı uyguluyor..!”


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 15 toplu halde ölüyoruz. Yaşamıyoruz, yaşayamıyoruz… Aslında herkes, her şeyi biliyor ve görüyor. Her şey tek bir kelimenin içinde çöreklenmiş öylece duruyor. Adı ŞİDDET. Ağaca, kuşa, ormana, kadına, çocuğa, hayvana ve insana şiddet. Eli kürekli adamın her yerde bir nefret heykeli dikilmeli. Tıpkı utanç duvarı gibi… Eli kürekli adam ve onu, etrafında duyarsızca izleyen diğerleri bu kötü sistemin oyuncuları idi. Nefretin ve öfkenin tümünü o adama boşaltmak çözüm mü? Elbette değil… Çünkü hepimiz ben, sen ve o hepimiz suçluyuz. Daha önceki bir yazımda yinelemiştim. Bu madalyonun tek bir yüzü yok. Bu madalyonun ön yüzü, arka yüzü, yan yüzü, iç yüzü ve bir de hiç görünmeyen yüzü var. Bu madalyon, başka bir madalyon. Anlatılır gibi değil. İnsanın kalemini alıp da ne yazası ne de konuşası var. İnsanlarımız, hepimiz bir teneke robot gibi olduk. Her tarafımız düğmelerle butonlarla bezenmiş. Hangi butona tuşlasan, tek bir ses çıkıyor. Tınnnnn!!.. Tenekeye vurmuşçasına. Eğer, sen bir hayvana, bitkiye düşmansan, insan değilsin. Eğer, sen doğayı katletmek, yok etmek istiyorsan, sen zaten baştan yenik düşmüşsün.O adam da diğerleri gibi unutulur gider. Ancak eli kürekli, sopalı, kazmalı ve eli bıçaklı tipler mantar gibi türemeye başladı toplumun içinde. Aslında bu hastalıklı insanları suçlayacağımıza onların neden ve nasıl, niçin bu hale geldiğini araştırmak gerekir. Suçlanacak bir argüman arıyorsak sistem olmalı bu. Eğitimsiz, sevgisiz ve şefkatsiz bir toplum olduk İşte gereksinimiz bunlar. Kavgasız, sevgili bir toplum. Tek kelime ile bir güneş doğmalı bu topluma arınmak ve sükûn bulmak için. Öldürülen ve sıralarını bekleyen diğer hayvanların görüntüsü asla unutmayacağım. Her gün hatırladıkça içimde bir şeyler eksiliyor. En acı yönü ise, bu gerçeğin ya da benzerlerinin halen görmediğimiz dilsiz ve kapıları , zincirli barınaklarda devam ediyor olduğunu bilmemiz. Türk Veteriner Hekimler Birliği bu konuda harekete geçti mi? En azından o barınağın hekimleri için bir soruşturma başlattı mı bilmiyoruz. Bu da yetmez. Üniversiteler, öğretim görevlileri,28 veteriner fakültesi, binlerce özel veteriner hekim, Veteriner hekim odaları, klinikler, hastaneler, hayvan üzerinden binlerce dolar kazanan dev firmalar , mama üretimi yapan koca kuruluş ve fabrikalar , hayvan sevgisi ve hayvan üzerinden para kazanan herkes , hayvan severler , hayvan savunurlar hepimiz. Hasılı “Ben insanım “ diyen herkes , hepimiz sorumlu ve günahkarız. Resmî kurumlarda çalışan ve serbest hekimlere de çok iş düştüğü inancında olsam da düşüncelerimin ve yapılması gerekenlerin yapılmadığı kanaatindeyim. İdealizm üniversite çıkışı bitiyor olmalı. İyilik, karşısındaki güçsüz bir yaratıksa , işte o zaman bütün saflığı ve gücüyle ortaya çıkmalıdır. İnsan soyunun ahlaki ve gerçek sınavı, onun gizli ve merhametli davranışındadır. Bir türlü anlayamadığım ve çözemediğim bu merhametsizlik karşısında, her gün biraz daha çaresizleşip , eksiliyoruz. Friedrich Nietzsche’nin ilerleyen yaşamındaki, psikolojik bozukluklarının kökeninde, bir ata yapılan işkenceyi görüp, izlemesi sonucu, ruhunun hastalandığı söylencesi vardır hep. Doğru mudur bilemem ama şiddet ve öfke, kötülüğün getirdiği son noktada olmalıyız diye düşünmekteyim. İnsan soyu ,mutlak ve temel bir yenilgi içinde olduğunun farkında bile değil. Ne yazık ki.. Ruhu şad olasıca Goethe, çaresizliği şöyle tanımlamakta. “Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir” Gerçekten de cehennem oldu yaşam. Önümde uzun yılların kalmadığını bilmek beni rahatlatıyor Çünkü ruhum inciniyor, kanıyor. Ruhum kanıyor artık.


90 (232) 234 3405 M. [email protected] www.canifornia.com.tr


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 17 Smyrna Giants; sizi, yani bağlı olduğu aile fertlerini dışarıya karşı koruyan, alan koruma ve sürü köpekleri olan sadık dostlarımız Orta Asya Çoban Köpeği ırkının üretimi için kuruldu. www.smyrnagiants.com


18 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 Dernek mi kurmak? Nasıl dergi çıkartmak bir çılgınlıksa, dernek kurmak da öyle bir delilik. Kelimenin kökeni derlemek olsa da derlemekten çok dertlenmeye bezeyiveriyor. Aslında her şey şöyle başladı, yazlar önce bir yaz, İzmir’e, en yakın arkadaşlarımın yanına tatile gitmiştim. Hayaller kumsalda yana döne güneşlenmek, serin suların tadını çıkartmak iken, benim deli kızların peşine takılıp kendimi terk edilmiş dostların kafeslerinde bulmuştum. “Öğle sıcağında denize gidilmez kanka, hava serinlesin öyle gideriz” diye kandırılmış, kan ter içinde yaralı dostlara mama taşırken içimden ne saydırmıştım kim bilir. Barınaktaki köpeklerin durmak bilmeyen havlamaları, “kurtarın bizi, özgürlüğümüzü geri verin!” diyen çığlıklara dönüşmüştü kulaklarımda. Yüzlerce terk edilmiş köpek, kimisi yaralı, kimisi bir deri bir kemik, kimisi tek başına kaldığı daracık kafeste çıldırmak üzere, kimisi hastalıktan hareket edemez halde, boy boy, cins cins, renk renk köpekler, hepsi farklı ama hepsinin tek yapabildiği İREM ALTUĞ Oyuncu - Yazar - Bir Pati Çetesi Derneği Kurucu Başkanı Delilik bulaşıcıdır… O öğle sıcağında, buharlaşıp üzerime yapışan dışkı kokusu eşliğinde, yüzlerce hayvana yetsin diye içine ekmek doğranan yoğurt kaplarındaki mamaları taşırkensıcaktan ve kokudan bayılmamak için dua etmiş, bu nasıl bir işkence diye düşünmekten kendimi alıkoyamamıştım. Sonra da peşi sıra beyin yakan sorular dolandı durdu aklımda, Ne ara buraya getirildiler, ne ara buraya terk edilip hapsedildiler kim bilir? Ne suçları vardı? Ya da kim karar verdi bu suça?


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 19 aynı, hep bir ağızdan boğazları yırtılırcasına havlamak. Tek özgürlükleri bu. HAV-LA-MAK! O öğle sıcağında, buharlaşıp üzerime yapışan dışkı kokusu eşliğinde, yüzlerce hayvana yetsin diye içine ekmek doğranan yoğurt kaplarındaki mamaları taşırken, sıcaktan ve kokudan bayılmamak için dua etmiş, bu nasıl bir işkence diye düşünmekten kendimi alıkoyamamıştım. Sonra da peşi sıra beyin yakan sorular dolandı durdu aklımda, Ne ara buraya getirildiler, ne ara buraya terk edilip hapsedildiler kim bilir? Ne suçları vardı? Ya da kim karar verdi bu suça? Sonrasında denize gitmek bir yana, yaşamak gelmemişti içimden. İşte benim deli kızlar, her hafta işlerini güçlerini bir yana bırakıp, barınak ziyaretine gidiyorlardı. Dost ziyareti diyorlardı buna. Hem de bazen haftanın her günü. Gittiklerinde de sadece onları beslemekle kalmıyorlar, tedaviye ihtiyacı olanları çıkartıp evlerinde bakıyorlar, iyileştirene kadar yanlarından ayrılmıyorlardı. Haliyle evlerdeki köpek nüfusu artıyor, mama ihtiyacı çoğalıyor, veteriner faturaları katlandıkça katlanıyordu. Onların bu koşulsuz ve özverili tavrı karşısında utanmıştım. Onlar hayvan severse ben neydim? Ben de çok seviyordum, ama benim sevgim bir tas mama ve su kadardı. Benim sevgim evimde baktığım kedim kadardı. Ben sevgim emeksizdi, benim sevgim karşılıklıydı, benim sevgim bana kadardı. İşte böyle başladı her şey… O dost ziyareti bana kendimi ve sevgimi sorgulattı ve “ bir pati çetesi ” ismini verdiğimiz derneğimizin temellerini attırdı. Ve 2022 Aralık ayı itibariyle, ikinci senemizi bitirdik, onlarca dostumuza sahip çıktık, tedavi ettirdik, besledik, kısırlaştırdık, yuvalandırdık. Kayıplarımız da oldu elbette, ama kalan dostlarımız için umudumuza sığınarak acıları raflara kaldırıp yolumuza devam etmeyi başardık. Bir delilik yaptık, yüzlerce deliyi de peşimize taktık, tüylü tüysüz dostlarımızla bu deliliğe hakkıyla devam ediyoruz. Delilik böyle bir şey, bulaşıcı, kimsenin okumaya vakit ayırmadığı bir ülkede dergi çıkartmak gibi, yaz sıcağında denize girmek varken barınakta dışkı temizlemek gibi, dertlerin bitmediği bir ülkede belki derman olur diye dernek kurmak gibi… Siz de bu yazıyı okuyorsanız az deli değilsiniz, ne iyi ki varsınız, ne iyi ki siz de bizdensiniz. Biraz daha delilik yapmak isterseniz, www.birpaticetesi.org sitemizi ziyaret edebilir, derneğimizin derman katmasına destek olabilirsiniz.


20 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 B u sayımızda sizlere Şile’ye gelmeden, Avcı Koru Tabiat Parkı yakınında, doğayla iç içe, her mevsim ayrı bir güzelliğe bürünen ve 2018’den bu yana hizmet veren Dino Dog Club’tan söz etmek istiyoruz. Daha doğrusu sözü, bu harika mekanın kurucusu Aysu Aytemür, yatırımcı yöneticisi Gülcan Demirkol Aytemür, işletme yöneticisi Pınar Özkurt ve Köpek Sahibi Koçu Sedat Bensason’dan dinlemek istiyoruz… Merhabalar Aysu Hanım, öncelikle size sormak istiyoruz. Ne de olsa fitili ateşeleyen girişimci sizsiniz. Her şey nasıl başladı, hangi yollardan geçtiniz ve bu harika proje şu anda ne durumda? Her ne kadar Dino Dog Club’ın fitilini ateşleyen Labrador Bella ve benim girişimcilik maceram olsa da, hikayenin bugüne gelmesinde emeği olanlar çok tabii. Hikayemiz sağlık problemleri nedeniyle “Hikayemiz, sağlık problemleri nedeniyle ölmek üzere olan Bella’nın kızım Irmak’la sokakta yollarının kesiştiği gün başladı. Irmak okul dönüşü bir gün beni ısrarla karton üzerinde yara bere içinde bir köşede yatan Bella’nın olduğu yere götürdü ve; “Anne! Lütfen çok hasta, ona yardım edelim!” dedi. Veteriner hekim, “Hayatta kalması çok zor, hatta yaşamaz.” dedi. Üç ay süren tedavi sonrası tam ümitler kesilmişken bir gün, Irmak‘ın elinden mama yemesiyle hayata döndü Bella. Sonra da Dino Dog Club‘ın ilham perisi ve kurucu ortağı oldu.


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 21 ölmek üzere olan Bella’nın kızım Irmak’la sokakta yollarının kesiştiği gün başladı. Irmak okul dönüşü bir gün beni ısrarla karton üzerinde yara bere içinde bir köşede yatan Bella’nın olduğu yere götürdü ve; “Anne! Lütfen çok hasta, ona yardım edelim!” dedi. Veteriner hekim, “Hayatta kalması çok zor, hatta yaşamaz.” dedi. Üç ay süren tedavi sonrası tam ümitler kesilmişken bir gün, Irmak‘ın elinden mama yemesiyle hayata döndü Bella. Sonra da Dino Dog Club‘ın ilham perisi ve kurucu ortağı oldu. Irmak‘ın ısrarlarıyla sahiplendiğimiz Bella; önce benim bir köpekle yaşama konusundaki mesafeli duruşumu kırdı ve sonra da kendi ihtiyacımızdan yola çıkarak, birikimimiz ile hayalimizdeki hizmeti veren bir kulüp yaratmamıza vesile oldu. Ben on yılı aşkın süredir uluslararası kurumlarda finans alanında kariyer yapmıştım. Bir hizmetin müşterisi olmak veya konuyu sevmekten öte, benim için girişimciliğin tanımı; Hadi! deyip bu işe başlayınca tamamen değişti diyebilirim. Bu; gerçekten kurumsal hayatta bir işi yaparken farkında bile olmadığınız detaylarla ilgilenmek demekmiş. İşte biraz zorlandığım, hatta tam da havlu atma moduna girdiğim günlerde Gülcan‘ın profesyonel yaklaşımı ve yatırım desteği ilaç gibi geldi. Birlikte hızlıca Dino Dog Club‘ın ilk beş yıl ve sonrası için bir strateji belirledik. Birlikte çalışarak daha hızlı yol almaya başladık. Bugün, gelecek için heyecanla yeni planlar yapmaya devam ettiğimiz, hem bizim hem de müşterilerimizin beklentilerini karşılayan bir aşamaya gelmiş olmaktan ve daha deneyimli bir ekiple yol alıyor olmaktan çok mutluyum. Gülcan Hanım, sizin eklemek istedikleriniz olur mu? Siz bu resme nasıl dahil oldunuz? Bella’yı örnek alarak anlatmam gerekirse; Ben, ilham ve tutkuyla kurulmuş olan bu girişimle, fırsatları çok fakat bir o kadar da zorlu bir sektör içerisinde tökezleyerek ilerlediği bir dönemde tanıştım. Doğrusu hem sektöre hem de bu konudaki ana uzmanlıklar konusundaki sınırlı bilgimiz, ilk farkettiğimiz eksiklik olmuştu. Yolun başında bizi en çok zorlayan konulardan biri de bu oldu diyebilirim. Hizmetin esas kullanıcısı köpeklerimizin ve sahiplerinin ihtiyaçlarından ve kritik beklentilerinden hareketle, tutkuyla kurulan bu girişimi sürdürülebilir ve farklı kılmak için birlikte çalışmaya başladık. Ana alanlarda ve uzmanlık gerektiren noktalarda da eğitime, öğrenmeye ve organizasyonu geliştirmeye önem verdik. Bu alanda yurt içinde ve yurt dışında hizmet veren iyi örnekleri gözlemledik. Uzmanlara ve hayvanseverlere danışarak yolumuzu belirlemek ilk doğru adımımız oldu diyebilirim. Bu aşamada başta Veteriner Hekim Aylin Tunç’un süreçlerimizi tasarlamamızda, Veteriner Hekim Hasan Akın’ın sağlık ve bakım konusunda bilgi ile donanmamızda, yine Sedat Bensason‘un “köpeklerimizle birlikte öğrenelim, paylaşalım” konularında emeği ve çok kıymetli katkıları oldu. Ayrıca adını tek tek anamadığımız, bu yolculukta yanımızda olan, kendilerinden öğrendiğimiz herkese de teşekkürlerimizi iletelim.


22 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 Pınar Hanım, siz müşteri ve operasyon direktörü olarak bize biraz; Dino Dog Club’a gelen misafirler ne gibi hizmetlerden yararlanıyorlar, bahseder misiniz? Biz, Dino Dog Club’da patili, mutlu ve daha iyi bir yaşam için çalışıyoruz. 17 sene boyunca kedi dostu ile yaşamış biri olmama rağmen benim de, farklı türde bir dost ile hayatı paylaşmak konusundaki bilgi ve farkındalığım Dino Dog Club’a katıldıktan sonra bambaşka bir noktaya geldi. Ben ekibe en son katılan kişiyim. Görevim; hem iki ayaklı hem de dört ayaklı üyelerin beklentilerinin karşılandığı operasyonu en iyi şekilde deneyimlemelerini sağlamak ve bu operasyonu yönetmek diyebiliriz. Kulübümüzde konaklama deneyiminin yanı sıra, patili dostunuzun kontrollü bir şekilde sosyalleşebileceği, onlarla katılabileceğiniz ve hatta birlikte öğrenebileceğiniz etkinlikler de düzenliyoruz. Ve tabii ki, misafirlerimizin veya sahiplerinin konaklama sırasında ihtiyaç duyabileceği başka hizmetler de söz konusu olabiliyor. Bu bazen aşı takvimi takibi, bazen kilo takibi, bazen evden alınıp evine bırakılması veya yıkanıp taranması olabildiği gibi, bazen rutin bir veteriner muayenesi organize etmek veya mama takviyesi olarak et suyu, yoğurt alınması bile olabiliyor. Hizmet ve takip süreçlerimiz kulübümüzden ayrıldıktan sonra dahi devam ediyor. Peki Pınar Hn, Dino Dog Club mekansal olarak ne büyüklükte ve ne gibi imkanlara sahip? Kulübümüz yaklaşık on dönüm üzerine kurulu ve üç farklı amaca hizmet eden alanlardan oluşuyor. Bu üç alan ayrımı bize temizlik, hijyen, güvenlik ve takip süreçlerimizin titizlikle yürütülmesini sağlıyor. Etkinlikler dışında iki ayaklı misafirlerimiz için kullandığımız kafe ve meyve bahçemiz, hem dört ayaklı hem iki ayaklı misafirlerimizin bir arada olabileceği aktivite alanlarımız ve tabii ki sadece dört ayaklı dostlarımıza ayrılmış otel alanımız var. Toplamda farklı büyüklükte 5 tane açık etkinlik ve aktivite alanımız, 2 tane sadece misafir gelen köpekler için kullandığımız alanımız var. Böylece günübirlik veya etkinlikler için kulübümüze gelen misafirlerimiz konaklama misafirlerimizin alanına girmeden hizmet alabiliyorlar. Ana otel binamızda konaklama yapan misafirlerimizin açık ve kapalı ısıtmalı iki bölümden oluşan odaları, kapalı alanda küçük ırk odaları, küçük ırk kapalı oyun alanı, banyo, veteriner odası, mama hazırlama odası gibi alanlarımız var. Yine otel alanımızda 10-20 m2 büyüklüklerinde 18 adet bahçemiz var. Her misafirin konakladığı süre boyunca kendine tahsis edilen bu bahçelerin günlük olarak düzenli bir şekilde temizliği yapılıyor ve her check-out sonrası yeni misafir için dezenfekte ediliyor. Yine bu özde açık alanlarımız sosyalleşme canlısı olmayan dostlarımızın da açık alanda vakit geçirmelerine imkan tanıyor. Konusunda uzmanlarla yaptığımız aktiviteler ve etkinliklerimiz için kullandığımız meyve bahçemiz, üyelerimizin en çok tercih ettiği ve doğa keyfi için en popüler alanımız diyebilirim. Köpek denince hemen her konuda danıştığımız Sedat Bensason ve yardımcısı Mustafa Hangil hocalarımız, iletişim ve medya sorumlumuz Seren Kaleoğlu ve köpek bakım sorumlularımızdan oluşan ekibimizin ortak noktası şüphesiz hayvan ve doğa sever olmamızdır. Sevgili Sedat Bensason, en çok talep gören ve olumlu tepki aldığınız konuların başında sizin liderliğinizdeki etkinlikleriniz geliyor. Pozitif eğitim ve köpek sahibi koçluğu yaptığınızı da biliyoruz. Bize biraz çalışmalarınızdan bahseden misiniz? On beş yılı aşkın süredir bu alanda profesyonel olarak çalışıyorum ve gerçekten Dino Dog Club‘da yaptığımız çalışmaların benzerlerinin ne kadar olumlu etki yarattığına hep şahit oldum. Sahiplendiğiniz köpek sizinle uzunca bir süre yaşayacak yeni bir dost. Hayatınıza bir köpek eklediğinizde çokça maddeli bir kontrat imzalamış oluyorsunuz. Bu yeni hayatınızda beklentilerinizin karşılanabilmesi için en önemli şart, köpeğinizin ihtiyaçlarını karşılayabiliyor olmanızdır. Beklenti ve ihtiyaçların iki taraf için de anlaşılabilir olmasını sağlayan yegane şey ise türler arası iletişimdir. Köpek eğitimi diye bilinen konu aslında, iletişim becerisini içeren bilgi ve deneyimi, bir program dahilinde hem insana hem de köpeğe aktarabilmek diyebilirim. Ancak bunu kalıcı tutum ve davranışa dönüştürmek daha fazlası demek. Bunun için hem pratik ve tekrar yapmak hem de bu davranıştan etkileşimde olan her iki tarafı da konuya dahil etmek gerekiyor. Bu nedenle grup çalışmaları, sosyalleşme çalışmaları, doğada veya sahilde yürümek gibi köpeğimizle birlikte yapacağımız aktiviteleri arttırmak için vaktimiz olması önemli. Daha da önemlisi Dino Dog


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 23 Club’ın sahip olduğu gibi doğal bir ortamda özellikle; kontrollü serbestliği ve sosyalizasyonu deneyimleyecek bireylerin seçilebilmesi gibi, şartları bizlerin belirleyebildiği ve bu imkanlara sahip yerlere çok ihtiyacımız oluyor. Bu sayede katılımcılara öğrenirken keyif aldıkları çalışmalar sağlamış oluyoruz. Çalışmalarımızdan kısaca bahsetmem gerekirse; Sürecin tamamını pozitif eğitim sisteminin davranışı bir bilim olarak ele aldığı gerçeklikte yürütüyoruz. Seanslarımızı, köpeğinizin hatalarının düzeltildiği değil, başarılarının parlatıldığı bir anlayışla sürdürüyoruz. Bu ilkelerle, programın amacına göre köpek ve sahibiyle evde veya farklı mekanlarda özel dersler yapıyoruz. Amacımıza göre bu becerileri kazandırmak ve istenmeyen davranışlar yerine arzu edilen davranışları oluşturup alışkanlık haline getimek için, bire bir seanslar yapabildiğimiz gibi, köpek ile sahibinin uyumunu ve sosyalizasyonu arttıracak grup çalışmaları, doğa yürüyüşleri gibi “Dino Dog Club Fun Day” etkinliklerilerini de düzenli olarak organize ediyoruz. Gelen talep ve geri bildirimlerin bizleri çok memnun ve motive ettiğini gururla söyleyebilirim. Gülcan Hanım, sizce Dino Dog Club’ı diğer köpek otellerinden ayıran temel öğeler neler? Biz köpeklerimiz ile birlikte “daha iyi bir yaşam” için çalışıyoruz. Bizimle yaşasalar bile onların doğalarına saygı duymayı unutmamak, onlar için öğrenmek, paylaşmak önemli diye düşünüyoruz. Yaptığımız her işte, verdiğimiz her kararda ilkemiz; sevmek, bakımını üstlenmek veya korumak gibi evcil hayvanlara karşı olan duygularımızı ve enerjimizi olumlu, kalıcı ve sosyal etki yaratmak için referans almak, bu konuda en iyi örneklerden biri olmak ve iyi örneklerle hareket etmektir. Yine, ilk günden beri satın almak yerine sahiplenmeyi destekleyerek satış yapmıyoruz. Konaklama kapasitemizin %20 sini özel projelere ve destekçisi olduğumuz organizasyonlara ve koruyucu ailelere ayırıyoruz. Mesela Peynir ve Zeytin ikilimiz, kulüpte Bella hariç herkesten daha eskidirler. Koruyucu aileleri ile geliştirdiğimiz model sayesinde sahiplenildikleri günden beri bizimle yaşıyorlar. Konuya ilk günden beri olan yaklaşımımız, felsefemiz, ana işimizin konaklama hizmeti olması ve tabii ki hizmet detaylarında bir çok konuda ilk veya halen tek olduğumuz başlıklar, bizi doğal olarak farklılaştırıyor diyebiliriz. Kameralı ve ısıtmalı odaları her gün temizlenen, her bir köpek için özel bahçesi olan, her bir misafir için mama, dışkı ve kilo takibi yapılan, online üyelik ve rezervasyon yapılabilen, ilk 24 saat geri bildirimi sağlayan, oyun ve sosyalleşme saati gibi ana müşteri ve misafir köpekleri odağına alan süreçlerimizin hepsi, farklılaştığımız esas başlıklardır diyebiliriz. Bu hizmet anlayışına değer veren, öneriler getiren müşteri geri bildirimlerini de çok önemsiyoruz. En önemli geri bildirimimizi, kapıdan neşeyle ve koşarak içeri giren, eve döneceği gün eve gitmeye istekli olmayan köpeklerimizden alıyoruz. Başka bir müşterimizin referans ve elçi olması ile gelen üyelerimizin sayısı, kulüp üyeliklerimizde ve yeni müşteri sayılarımızda %90 lara varan artış, üyeliklerimizin %100 olan yenilenme oranları da önemli göstergeler bizim için. Projelerinizden de kısaca söz edebilir misiniz? Evcil hayvan sektörünü anlayacak ve fırsatları görecek kadar bir süre geçirdik diye düşünüyoruz. Sektör dünyada ve sağlıklı ölçülemese de ülkemizde büyüyor, biliyoruz. Bir konuda sorun varsa


24 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 nasıl çözülür ve bu sorunu çözerek ne tür ekonomik ve sosyal fayda yaratabiliriz gibi sorulara cevap aramaya devam ediyoruz. Bu da yeni fikir ve projeler üretmek olarak dönüyor bize. Düşünün ki hizmet sektöründe bir yatırım yaptınız, en olumlu müşteri geri bildirimi aldığınız konu; temizlik hijyen ve güvenlik. Yani hizmet sektörünün en temel ve zorunlu öğeleri sizin farklılaştığınız başlıklar. Ya da temizlik hijyen ve güvenlik gibi bu üç temel konuyu yönetmenin nerdeyse mümkün olmadığı konaklama modelleri var ve tanıtım sloganı olarak “Köpeğinize evinizde gibi, ev ortamında bakıyoruz” deniyor. Üstelik müşteriler de bu söylemden etkilenerek olumlu değerlendiriyorlar. Biz burada sadece sorunu değil fırsatı da görüyoruz. Zorluğu da görüyoruz tabii ancak stratejilerimizi buna göre geliştirmeye çalışıyoruz. Yani, bu temel konulardan başlayan sorunları biz; “evcil hayvanlar için öğreneceğimiz ve yapacağımız çok şey ve çok fırsat var” diye okuyoruz. Bir konuda fırsatı görenler genelde harekete geçip bu konuda bir şey yapanlar oluyor, sanırım biz de o süreçteyiz. Bu bakış açısıyla da, yeni dönemde iki farklı konseptte yeni Dino Dog Club’lar ile büyüyerek, sosyal ve olumlu etki yaratacak çalışmaları da desteklemeyi planlıyoruz. Özellikle, sevmesek de birlikte nasıl yaşanılacağını öğreten ve evcil hayvan sahibi olmanın yaşamımıza kattığı değerin altını çizen sosyal etki yaratacak projelerimiz de yeni dönemde gündemimizde. Son olarak eklemek istedikleriniz ve okurlarımıza mesajınız ne olur? Öncelikle müşterilerimizin daha iyi bir hizmeti hakkettiklerini ve bunu talep etmekten vazgeçmemelerini istiyoruz. Sadece yatacak bir yer veya mama vermekten öte bir hizmet istemelerini, bir günleri nasıl geçiyor, güvenlik ve sağlık önlemleri neler, bir sorun yaşandığında kim ne yapıyor belirlenmiş mi, eğitimli personel var mı gibi temel soruları sormalarını ve bilgi almalarını, bunun öneminin ve bizlere katkısının tekrar altını çizmek, hatırlatmak istiyoruz. Evcil hayvan sahiplerine, sahiplenmek isteyenlere, çocuklarına evcil hayvan sevgisini aşılamak isteyenlere, evcil hayvanları için öğrenmek isteyenlere, etkiniliklerimize birikim, deneyim ve soruları ile katılmayı dileyen uzmanlara, evcil hayvan korksunu yenmek isteyenlere ve de yeni Dino Dog Club’lar ile büyümemizin parçası olmak isteyen girişimcilere ve yatırımcılara ise, bize katılın demek istiyoruz. Kurumsal hayattan getirdiğimiz bilgi birikimi, konunun uzmanlarıyla geliştirdiğimiz modellerimiz, müşteri değeri yaratmak konusundaki deneyimimiz en önemli hazinelerimiz ve bunu paylaşmaya hazırız. Çünkü, sektörün gelişmesi ve büyümesi tüm paydaşlarının katkısı ve katılımı ile mümkün olabilir, farkındayız. Çünkü, sektördeki iyi işlerin ve kurumların artmasının, bizim büyümemizi de desteleyeceğine inanıyoruz. Biz de bunu önemsiyoruz ve bu nedenle birlikte ne yapabiliriz diyen herkese kapımız da, projelerimiz de açık. Bizlere her zaman, [email protected] e-mail adresine yazarak, ya da 0 (530) 576 49 01No. lu telefonumuzdan arayarak ulaşabilirsiniz. Ayrıca web adresimiz de; www.dinodogclub.com


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 25 HEMEN İZLEMEK VE ABONE OLMAK İÇİN; www.youtube.com/4p1ktubetv


26 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 S evgili Billur Kalkavan ile çok keyifli söyleşiler yapmıştık kedilerinizle birlikte. Türkiye’nin olduğu kadar benim de çok sevdiğim ve aynı zamanda dost olduğum pek çok insana, canlıya dokunmuş özel bir insandı canım Billur Kalkavan. Zaman ve hayat .. Şimdi Buğra ile birlikteyiz. Hem Billur ‘dan konuşacağız hem kedilerden konuşacağız. Pek çok şey konuşacağız. Hemen başlayalım öyleyse Buğra’cığım çok değerli bir zamanınız vardı sizin. 13 sene mi? 14 sene mi? Evet, çok! 13 bitiyordu son bir ay kaldığı için 14 diyorum. 14 sene çok değerli bir zamandı. Siz çok iç içe yaşadınız ve pek çok şeyi beraber yaptınız. Aşkı paylaştınız, sevgiyi, dostluğu, arkadaşlığı, bir çok şeyi... Ne mutlu diyorum, çok dolu dolu yaşadınız. Bu noktada sözü sana bırakmak istiyorum. Neler söylemek istersin? Söylenecek o kadar çok şey var ki, bir kere yaşadığım şey öncelikle çok güzel bir şey. Bugün vefatının üzerinden zaman geçerken özlemi de o kadar artıyor. Kendi ruhsal durumuma da hangi durumda olduğuma bakıyorum. Öfkede miyim, inkarda mıyım. Kayıptan sonra yaşanan beş psikolojik durumda nerdeyim onu çok kontrol ediyorum. Fakat dediğim gibi ordaki özlem çok büyük olduğu için çok güzel tanımladın. O benim hem hayat arkadaşım hem iş arkadaşım, yol arkadaşım, hem en iyi arkadaşım, hem GAMZE LİM Lirik Soprano - Rock Müzik Sanatçısı Ressam www.gmzlm.com www.bohemsanat.com [email protected] Fizy: fizy.in/bjeO1 BUĞRA BAHADIRLI Yakın zamanda sonsuzluğa uğurladığımız Türkiye’nin en renkli ve özel isimlerinden dergimize de konuk olan çok sevgili Billur Kalkavan ‘nın hayat arkadaşı Mühendis oyuncu, sporcu, astroloji eğitmeni;


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 27 sevgilim. Böyle bir şey bulmak yaşamak bence bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Bana sorarsan Billur bir insanın başına gelebilecek en güzel şey diye tanımlarım. Ama benim için kendi aşkım olduğu için. Başkasına göre iyi gelebilir kötü gelebilir oralar çok göreceli şeyler ama hala ve hala benim ağlama seanslarım devam ediyor. Onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyerek ağlıyorum ve yüreğim hafifliyor yokluğunda fakat paylaşımlar o kadar yoğun ki dediğim gibi acısı, sızısı derdi çok fazla yok içimde aksine keşkelerim olmadığı için bir vicdan yükü taşımıyorum. Aksine geçen güzel zamanları teşekkür ve şükür ile anıyorum. Çünkü biz hep bu kötü olaylar başımıza neden geliyor diye düşünüyoruz ama son dönemlerde pozitif olan şeyleri de sanırım şükretmeyi biraz unuttuk gibi geliyor. 14 sene yaşadığım güzel duygunun ardından şükretmek teşekkür etmekten başka bir tercihim olamaz. Çünkü geri getirme gibi bir şansım yok. O kadar güzel ki! O kadar mutluyum ki keşke herkes bunu yaşayabilse. Çünkü aşk kavramının ne olduğunu anlayabilse. Bir insanda aşk kavramının nasıl surette olduğunu yansıdığını görse ne güzel olur. Oralar o kadar yoğun o kadar güzel yaşanmış bir şey ki her insanın başına gelmesini çok isterim. O güzelliği yaşasalar dünya çok farklı bir yer olur. Buna çok inanıyorum.


28 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 4P1K - HAYATTAN NOTALAR Kesinlikle katılıyorum sana. Sizin bu güzel beraberliğiniz, ilişkiniz, aşkınızın içinde bir hayat felsefeniz vardı mutlaka. Onu bizimle paylaşır mısın lütfen. İkinizin o güzel sinerjisi, enerjisiyle hayat mottonuz, yaşam felsefeniz nasıldı? Çok mottomuz var ama en çok üzerinde durduğum şey benim ilişkilerde de gördüğüm şey birisini sevmek o insanı bence özgürleştirmektir. Özgürleştirmek derken biz kıskanç olmayalım mı? Nasıl özgür olsun, benden gitsin falan değil.. Senden gitmesini söylemiyorum. Kendi olmasına müsaade etmekten bahsediyorum. Bir insanın ne kadar çok kendi olmasına müsaade edersen onun kendini bulma yolculuğuna ne kadar çok destek olursan o kadar güzel bağ kurmaya başlıyorsun. Çünkü hepimiz büyümeye devam ediyoruz. 25 yaşında da olsam 39 yaşına da gelsem ben o sürede sürekli büyüyorum. Büyümeye, gelişmeye devam ediyorum. Hem de gelişmek istediğim bir yön var. O yönde de benim gelişimimi sağlayan şey beni en çok seven kişi tarafından gelirse çok daha mutlu çok daha başarılı sonuçlar almış oluyoruz. Zaten bir insanı gerçekten sevmek onun kendi doğasına en güzel haliyle dönüşmesine müsaade etmek değil mi? Desteklemek derken sadece düşüncesel desteklemek, sevgiyle desteklemek, şefkatle desteklemek, fikirlerine inanmak, arkasında durmak , güvenmek. Şimdi bu o tarafta varken bende de ona karşı vardı hatta kanal kurduğumuz noktada bile ben bu kadar değerli bir insan olduğunu ve bu vizyonunu insanlara yansıtması gerektiği konusunda sadece desteklemek haricinde ittirmeyi de tercih eden biri olarak hayatında bulundum. Çok da güzel gelişimler yaşandı hayatımızda. O yüzden ben şunu söylüyorum ilişkinin temelindeki en önemli felsefe , beni en çok etkileyen şey karşıdaki kişiyi gerçekten sevmek ve onun mutluluğunu istemektir. Onun kendi doğasında dönüşmesine müsaade etmektir. Doğalarda dönüştüğümüz sürece de dönüştüğümüz hallerde tekrar aynı yolda yürümek, yürümeye karar vermektir ilişki. Eğer sen bunu yapmıyorsan, gidip karşı taraftaki kişiyi tutsak etmeye başlıyorsan, o zaman iki ruhun birbirinden karşılıklı öğrenmesi gereken, deneyimlenmesi gereken bir şey vardır. Ama mutluluğa giden yolu tercih etmek ve uzun süreliliği tercih etmek istiyorsak bence besleyip büyütmek gerekiyor diye düşünüyorum. En büyük felsefem buydu. İkimizin başlı başına kendimiz olmasına müsaade ettik. Billur TV de de başlangıcından bugüne çok güzel işler yaptınız. Çok güzel bir gelişimi oldu Billur TV nin. Farklı işler paylaştınız programlarınızda. Bundan sonrası için nasıl bir yol nasıl bir devamlılık olacak? Billur’u devam ettireceğiz. Hep söylüyorum Billur’un adı Ayşe Kalkavan olsaydı Ayşe TV olmayacaktı. Biz aslında Billur’u nitelikli saf temiz bilgi olarak kullandık. Tabii bir marka değeri olduğu için de kullandık ama onun haricinde şöyle Tv olsun diye çıkmadık. Oradaki Billur saflığı anlatan daha doğrusu doğru ve temiz bilgiyi mümkün olduğu kadar anlatmaya çalışan bir yayıncılık ilkesine sahipti. Onu bu yüzden devam ettireceğim Billur olsun ya da olmasın arkasında Billur’un vizyonunu anlatacak şekilde bir duruşu olacak. Etrafta çok fazla bilgi var ve gerçekten internette çok da kirlenmiş bilgi var. Ateş olmayan yerden duman çıkan bir dönem yaşıyoruz. Hem doğru şeyler anlatalım hem insanın kendisine yatırım yapıp aynı zamanda daha iyi bireyler olması


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 29 için neler yapabiliriz, bu hayatı nasıl daha mutlu yaşayabiliriz onu anlatmak üzerine de kurduğumuz bir işti. Öncelikle aslında biz bir YouTube kanalı değildik. Netflix gibi bir dijital platform olarak başladık. Netflix ile aynı zamanda piyasaya çıktık diyebilirim. Çok yakındır zamanlamamız. YouTube’a son 3 senedir yayın koyuyoruz. O yüzden şimdi teknoloji işleriyle ilgili benim daha farklı gelişimlerim olduğu için oradaki teknoloji ekibini yayıncılıktan başka bir şeye kaydırdım. Dolayısıyla farklı projelerle geleceğim. Fakat yayın algısını, insanlara orada vermiş olduğunuz şeyin arkasında Billur’un durduğu vizyonu da asla bırakmayı düşünmüyorum. Çünkü devam etmesi gerekiyor. Çok güzel geri dönüşler aldık. Çok güzel insanlara fayda sağladığımızı gördük. Dolayısıyla bildiğimiz hayatı yaşıyoruz ama birbirinize de destek olacak şekilde farklı taraflardan baktırmaya da destek olalım. Değil mi? Bir laf var ya, bildiklerimizin öğretmeni, bilmediklerimizin öğrencisiyiz hayatta. O vizyonla gidecek. Kesinlikle devam edecek. Astroloji programlarını şimdi ben sunmaya başladım. Sonra nereye evrilir karar vereceğiz. Güzel bir şekilde devam edecek. Orayı büyüteceğiz. Bence de! Zaten de öyle olmalı diye düşünüyorum. Sevgili Billur da mutlaka böyle olmasını isterdi. Sen aslında bir mühendissin. Müdendislikten sonra astrolojiye doğru, bir deryaya doğru açıldın ve derinleştin o konuda da. Nasıl oldu? Aynen! Şöyle anlatayım buraları çok konuşmadım birkaç yayına çıktım ama daha farklı taraflarından anlatabilirim. Ben endüstri mühendisiyim ama bir yandan da basketbol oynuyordum çocukluğumdan beri ve onda da profesyonel bir noktaya kadar yapabildim. Aslında sporcu ve mühendis olarak daha robot birisiydim. Billur’la hayatım kesiştikten sonra işin biraz daha manevi tarafı diyebileceğim bir tarafa kaydı. Şöyle söyleyeyim ; herhalde Billur Rengi programı ile Billur Türkiye ‘de ilk defa EDT, bio enerji tarzı konularla alakalı Türkiye ‘deki ilk programcılığı yapan sunucu diye biliyorum. O zaman Elmax tv de yapıyordu ve çocukluğundan beri astroloji ve ölçülemeyen spritüel konularla çok içiçe olmuş. Buralar tabii bana çok alakasız farklı alanlardı. Yani baktığın zaman ben Ankara kökenliyim ve daha çok bürokrat, memur şehri içerisinde büyümüş aynı zamanda mühendis olmuş, profesyonel basketbol oynamış, herşey disiplin, matematik. Daha çerçeveliydim açıkçası. Tabii ki tanışmamızla birlikte ben de ilk başta bu konulara biraz önyargılı yaklaştım. Çünkü doğru kaynaklara ulaşmak ya da işin altındaki şuanda kendimce bildiğim şeylerin bilgisi o zaman bende yoktu. Olmadığı için de bir de o sırada benim hayatımda tuhaf bir şekilde antıparantez araya girerek anlatayım çünkü astrolojiyi anlatacağım biraz işin o tarafında şöyle bir şey oldu; ben saçımı kuaförde kestirirken model ajansı sahibi olan bir arkadaşımla tanışıyorum. Sezon sonu reklamlarda oynamaya başlıyorum. Ondan sonra dizi kariyerim başlıyor. Oyunculukla birlikte Billur’la ilişkim başlıyor derken oyunculukta da insan duygularını anlatmaya vaşlayınca bendeki robotluk hafif kırılmaya başladı. Daha ciddi, daha eril, daha sertken bu sefer bir oyuncunun da enstrümanı olan bedenini hazırlaması için öncelikle biraz kırılması ve esnek olması gerekiyor çünkü bir sürü karaktere girebiliyordum. Daha kendim gibi daha katıydım. Bu duygusal kırılımlar Ayn zamanda bu duyguyu yansıtmaya çalışacak oyunculuğun içerisinde bulunmak, insanı daha iyi tanımak, bu tarz konularla birleştikçe bende Billur’un da benim yönümü baktırmaya çalıştığı aslınHAYATTAN NOTALAR - 4P1K


30 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 da çalıştırmaktan ziyade kütüphanemizin yarısı bu tarz kitaplarla dolu. Programına katılan getirip vermiş . Onun kendi merak edip okuduğu kitapları var. Onların hepsini alıp karıştırmaya başladım. Sonra tabii ki ben de mühendis olduğum için temel fizik, alt yapısnda zaten bir matematik de var. Bu işin matematiği var mı gözüyle incelemeye başlayınca bu sefer farklı şeyleri görmeye başladım. O noktada bir şekilde beni bir şey oraya çekmeye başladı. Astroloji kısmında danışmanlıklar alarak başladım. Önce inandığım bir şey değildi. Sonra danışmanlık alarak kendi yol haritamı çizebilmek adına ne tür araçlardan faydalanabilirim dediğim noktada astroloji bana destek verdi. Ondan sonra kendim hafif travmatik olabilecek olayları yaşayınca kendimi bu konuları fazlaca araştırırken buldum. Çünkü yaşamda kendimi anlamlandırmak istedim. Yani toplumun bana dayattığı ya da kimliğimin karakterimin öğrettiği şuralısın, buralısın, adın bu, yaşın bu, kilon bu, boyun bu, eğitimin bu gibi bir müşteri profili oluşturur gibi bir şeyin içerisinde sıkışamadığımı bilen ruhum kendisini anlamlandırmak istedi. Ben kimim neyim öz benliğim var. Bu konuyla başka ilimler ilgilenmiş mi, tarihte bu nasıl evrilmiş... Çünkü nedense insanlığın bütün tarihinde son bin yılda herşeyi çözmüş gibi davranıyoruz. O da bana ilginç geliyor açıkçası. Kısa bir zaman diliminde özellikle son yüz yılda. Mesela teknolojinin ilerlemesi konusu insanlığı geriletiyor gibi geliyor bana, insanlık ilerlemiyor teknoloji ilerlemiyor hatta geriliyor diye düşünüyorum. O yüzden bu tarz ezoterik konular da dahil astroloji gibi konulara girmeye başladım. Tabii girdikçe de daha rasyonel bir taraftan hiçbir zaman çıkmak istemedim. İstemediğim için de hali hazırda hala ve hala astroloji ile ilgili bir şey anlatıldığı zaman onu nereden biliyorsun kökü kaynağı nereden geliyor diye hala sorguluyorum. Çünkü ister istemez benim içimde de bir bilim adamı gibi mühendis kökeninden sorgulama olduğu için. Çünkü bilimde sorgulama vardır. Sorguladıkça ve yanlışladıkça ilerliyor ya kendisi. Biz bugün ki kendi doğrularımızı doğru gibi biliyoruz. Yarın bu doğruların hepsi çöp de olabilir. Ve insanlık bunun üzerine kurulu. O yüzden ben açıkçası astrolojide kendimde çalışan , kendimde gördüğüm, kendi hayatıma gerçekten dokunup sonucunu aldığım şeyler üzerine fikir verme ve anlatma yolunu tercih ettiğim için bayağı zemine oturmaya başladı ama sonra şunu gördüm işin özeti bu da ileri bir matematik. Biz sadece bunu hesaplayamıyoruz. Ruh dediğimiz, ruhsal dediğimiz şeyler de aslında çok yüksek matematik ama bunları daha şu an tam idrak edemiyoruz. Bu da çok normal. Bundan 100 sene evvel insanlara elektiği anlatamazdın. Şu kablonun ucunu tut öleceksin deseler ne olacak deyip tutardı büyük ihtimalle. Dolayısıyla bu kadar hızlı gelişen bir şey var. Bence herşey insanın kendisini anlamlandırması ve yaşamda anlamlandırması diye düşün. O beni bir yerden aldı bir yere taşıdı. Şimdi başka bir bakış açısına sahibim. Fayda sağladığını bir kova burcu olarak paylaşmak ve anlatmak istiyorum. Bizim kovalarla biraz karşılıksız bir şey anlatma isteği var. Bazen fazla anlatmaya dönüyor ama istiyorsun onu yeter ki sen de iyi ol diye. Öyle öyle hayatta gelişim yolculuklarına girdik. O yüzden orada bana çok fayda sağladı tabii ki bendeki bu değişim temelli olunca Billur’un da bilmiş olduğu bilgileri daha teknik bir alt yapıyla sağlamlaştırmasına vesile oldu. Bu sefer ona bildiği bir şeyi daha kullanılabilir bir araç haline getirdi. Dolayısıyla bu sefer ben onu ordan beslemeye başladım. Biz aslında çok farklı iki varoluştaki insandık. Kumaşımız aynıydı ama ikimizin büyüme yöntemleri çok farklıydı. Farklı yerlerden geldik. Zaten iyi çift olmak da ortada buluşabilmekten geçiyor. Ve sonra sarmanlaştı ilişki bütün bir şekilde... Aynen. Zaten sarmanlaşıyor, büyüyor, başka bir şeye dönüyor. Çok ciddi bir simya var onun altında. Kesinlikle öyle!. Şimdi en merak edilen şeyi sormak istiyorum. Kedileri... Oh ve birisi sordu sonunda :) Kedicikler burada merak edenlere duyurulur. Hepsini sevdim, oynadım onlarla söyleşi öncesi. Çok şekerler. Nasıl yapıyorsun? Kaldığımız yerden devam! Zor olmuyor. Onlar benim evlatlarım. Billur varken de evladım, Billur yokken de evladım. Bir baba annesi öldü diye çocuğunu sokağa koyacak hâli yok. Dolayısıyla zaten her sabah kalktığımızda , kalkmadan önce daha doğrusu onların bir yemek yeme saatleri var. Hasbelkader bir gece önce geç yattıysam birkaç saat daha uyumaya niyetlensem de bir pati gelir bana böyle saatim geldi diye. 4P1K - HAYATTAN NOTALAR


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 31 HAYATTAN NOTALAR - 4 P1K O patiye direnirsem burnunu sürtmeye başlar sağda solda hadi mamaya. Zaten sabah sekiz kedinin mamasını ben verir - dim. Kum temizleme işi ağırlıklı Billur’day - dı doğruyu doğru. Evimizde dört tane tas var. Şimdi altı kedimiz var. Şimdi tasları temizleme görevi de bana geldi. Biliyor - sun kedi kendi kendine yeten ve yaşayan bir hayvan. Köpek gibi çok da fazla alayım dışarıya çıkarayım tuvalete götüreyim gibi bir sorumluluğu da çok yok. Kaldığımız yerden hayatınıza devam ediyoruz. Bir sürü kişi diyor ki kediler ne oldu? Keza apartmanda beslediğimiz kedileri de besli - yorum ama doğruya doğru Billur sokaktaki iki yüz kediyi besliyordu. Ben zamansal olarak o kadar vakit ayıramıyorum dışarıya ama bizim buralarda çok güzel bakıyorlar. Kontrol ettiğim kediler bir yandan.. Be - nimle birlikte yaşamaya devam ediyorlar. Keyifleri de yerinde. Çok özlüyorlar bu arada onu söyleyeyim. Eskiden eve ge - lip vakit geçirdiğim zaman bir iki tanesi kucağıma gelir kendisini okşatırdı. Şimdi Billur’dan olan ilgiyi alamadıkları için altı tanesi birden üstüme yapışıyor. Billur eski - den öyle yatardı beş kedi etrafında. Şimdi bütün ilgi benim üzerime dönmüş durum - da. Onlar da tabii özlüyorlar, hasret çeki - yorlar, canlar. Ben mesela kedilerden çok şey öğrendim. Ve çok ilginç Billur’da daha hastalık belir - lenmeden önce Korsan adındaki kedimiz öldü. Durduk yere geriye gitmeye başladı. Korsan’ın gerileme hastalık döneminde dedim ki bizde bir şey mi var. Bir kedi hastalanıyorsa bizim evde bilmediğimiz bir şey oluyor mu diye de sorguladım. Tabii kanseri konduramadığın için bir sonuç bu - lamadık. Çünkü görsel olarak çok bir be - lirti yoktu. Aynı zamanlamaya rastlaması çok ilginç. Bir buçuk sene kadar geriye düşüşü oldu kedimizin aynı süreçte Billur’la doktorla konuştuğumuz zaman bu yaklaşık bir bu - çuk sene sizde var dedi. Orada da bir eş zamanlılık durumu söz konusuydu. O yüz - den ilginç gerçekler ben onlara çok önem veriyorum, çok değer veriyorum. Şu an moral motivasyonum çok neşeli olup onları çok da fazla kucaklayacak bir enerjide olmadığım için doğruya doğru belki biraz daha az şefkatliyimdir şu ara


1 hala dolanıyor. Doğru gelip gidiyor diyordu Billur hatırladım. Gelir gece bizde yatar. Kafasına göre yemeğini yer. Canı sıkılır gider. Dün gece de bizdeydi ama sabaha karşı sıkıldı aç kapıyı dedi gitti. Şimdi toz atıyordur etrafta. Dolayısıyla hiç merak etmeyin kediler benle birlikte kaldığı yerden devam ediyorlar. Kediler ne oldu diye bir soru sorulmaz zaten. Çocuğunuzu ne yaptınız demek gibi bir şey. Hatta bana bakamıyorsan ver diyen oldu. Ben de benden daha iyi bakabilecek birini tanımıyorum açıkçası. Bunu ego olarak söylemiyorum çünkü benim kedim. 14 sene geçirmişim bir çoğuyla. İki tanesinin yaşı genç. Genç dediğim de biri 10 yaşında, diğeri sekiz yaşında. Onun dışında 14 senelik bir yolculuğum var. Şimdi ben 14 sene birlikte yaşadığım bir canlıyı nasıl verebilirim ki! Billur ‘dan miras kaldı mı diyorlar bazı yerlerde. Çok komik soru o da ayrı bir şey ama sadece oraya odaklanmak çok komik. Tabii ki merak edilebilir. Ben de kaldı, çok büyük miras kaldı ama maddi değil diyordum. Daha çok manevi şekilde anlatmaya çalışıyordum ama sene sonuna doğru bu röportajı yapıyoruz bu arada ve kedileri çiplettirme konusu var ya dün gidip formu doldurup bilgileri girerken sahibi derken hepsine kendi TC kimlik numaramı yazarken dedim altı tane kedinin şu anda babası olarak mirasımsınız arkadaşlar. Devlete de sizin resmi kaydınızı yaptırdım. Billur’un kedileri olmadınız resmi olarak benim kedilerim oldunuz diye. Hatta arkadaşımla da güldük orda. Dünyanın en tatlı şeyleri. Canın senin onlar. Bir kere şöyle düşünelim bir can ile muhatapsın. Bir nesne değil ki. Ki bir nesneye bile haddinden fazla değer verdi4P1K - HAYATTAN NOTALAR


ğimiz bir dünyada yaşıyoruz. Cana değer vermemek bana biraz tuhaf geliyor. Onlar bir can ve onlar bir eşya değil, kapatıp açacağınız bir makine değil. Hepsini ruhu var, canı var, Aksini düşünmek zaten delilik, çılgınlık olsa gerek. Yani o canın olduğu her yer. Bir de bitkileri çiçekleri var. Tabii ki Billur kadar iyi anladığım bir şey değil. Botanik bilgimi geliştirmem lazım. İleri derecede merakı vardı Billur’un. Bitki uygulamaları indirip, fotoğrafını çekip ne kadar su ister ne yapar adı nedir nerde yaşar takip eder; ona göre de büyütürdü. Benim için en önemli konu buradaki bakıma adapte olma sürecim. Gözünün içine bakıyorum biraz yaprağı sarardı acaba suyunu yanlış mı veriyorum diye. Kış geliyor ondan mı öyle oluyor diye. Nasıl sulamam lazım? Burada da kendimi büyük ihtimalle geliştireceğim. Kediler tabii Billur ‘un hayatı. Kedilere ve bitkilere bakmakla gününün yarısını geçiriyordu ve mutlu oluyordu. Benim o zamansal yönetimi iyi kullanmam gerekecek. Evet, seni bir parça o anlamda sıkıştıracak. Dediğim gibi partnerin gidince iş yükü tek başına kalmaya başlıyor ama bu onlardan kurtulacağım anlamına gelmiyor. Peki 2023’e girerken neler söylemek istersin? Küçük bir astrolojik yorum alabilir miyiz acaba? Ya da dileklerin ne olur sana bırakıyorum. Şu anda biraz yas döneminde olduğum için dileklerimin de enerjisi düşük doğruya doğru. Şöyle düşünmek gerekiyor ben dileğin kalpten söylenmesi gerektiği inancındayım. Yaradan kalpteki şeyi duyar, pazarlığı çok fazla duymaz gibi geliyor bana. Çünkü şunu diliyorum ama şu olsun. Kalpten edebilmek için biraz da gönülde de o enerjinin yüksek olması lazım ya bende o enerji şu anda düşük doğruya doğru. Şu anda daha stabil bir yerden geçiyor fakat şöyle özetleyeyim buradaki en büyük konu pluto’ un kova burcuna geçmesiyle alakalı. Bayağı uzun süre kalacak sadece bu seneye ait değil. İnsanlık olarak aklımızı başımıza almalıyız. Daha bütünsel olmalı daha insani davranmamız lazım. Daha fazla birşeyleri fark ederek yaşamamız lazım. Eğer bunları fark etmezsek sıkıntılı şeyler yaşayabiliriz. Fark edersek de dersimizi sınavımızı doğru vererek çok doğru gideceğimizi düşünüyorum. Bence bu işin çözümü şu; herkes kendi evinin önünü süpürsün. Gerisi kolay! Özellikle astroloji işin içerisine girmeye başlayınca bunun idrakı kuvvetli bir biliş haline geldi. Başkasını çözmeye çalışıyoruz ya elimize vida, tornavida alıp, yukarıdaki diyor ki ben onu öyle yarattım. Ben bilmiyormuyum sen düzeltmeye çalışıyorsun, benim işime karışıyorsun. Ama öteki türlü çok ilginç kendini istediğin gibi düzeltebiliyorsun. İstersen sök baştan yeniden yapılandır. Bu kadar enerjiyi başkasını düzeltmeye vereceğimize başkalarındadında gördüğümüz eksiklikler büyük ihtimalle kendimizdeki eksiklerin bir yansıması o yüzden onları düzeltsek çok daha doğru olur. Sen kendini düzelt, ben kendimi düzelteyim. Çünkü kendini düzeltmekle alakalı kendi hayatınla ilgili her şeye bugün karar verebilirsin. Bugün istersen ölebilirsin. Herşey elinin altında. Zayıflamaya karar verirsin, yemek yemeyi bırakırsaın, iradene sahip çıkarsın zayıflarsın. Zaten bunları yapabilme yeteneğimiz var bizim. Git zayıflama. Zayıflamak istemiyor ya da aklı orada değil. İstediğin kadar söyle olmaz ki. Zayıflamak istiyorum dediğinde ise hemen disipline gir. Biyolojin ona göre hızlı bir şekilde adapte olacaktır bir hastalığın yoksa tabii. Önce kendimizle ilgilenmeliyiz yani Önce can, sonra canan. Orada da bireysellikle bencilliği karıştırmamak lazım. O da hassas bir denge. Çok teşekkür ediyorum Buğra ‘cığum bu güzel değerli söyleşi için. 2023 hepimize güzel gelsin diliyorum. Benim düşüncem dileğim sevgili Ata’mızın dediği gibi yurtta barış, dünyada barış. Sevgi, kardeşlik ve dostluk artı yanında vicdan mutlaka olmalı. Herşeyi sevgiyle, vicdanla, empatiyle düşünelim, öyle yaşayalım. Ben çok teşekkür ederim. Çok güzel söyledin, ağzına sağlık aynı şekilde! Çünkü yaşam hak ve özgürlükleri hepimiz için hem insanlar hem tüm canlılar için. Bu hissiyatla yaşarsak tüm dünya cennet olur. Güzellikler diliyorum. Sevgiyle kalın hoşçakalın Aynen öyle. Sevgiyle kalın hoşçakalın! HAYATTAN NOTALAR - 4P1K


34 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 Gamze’yle Hayattan Notalar albüm köşesinde rock müziğin değerli ismi Umut Kuzey’in albümü var. Umut Kuzey 2022 de müzik platformlarına çıkardığı TEK BAŞIMIZA adlı 10 eserden oluşan albümünde ilk videosunu albüme adını veren Tek Başımıza adlı şarkıya çekti. Albümün ikinci videosu ise Gidiyorum adlı şarkıya çekildi. Umut Kuzey’in yeni albümünün ikinci video klibi “Gidiyorum” şarkısına çekildi. Arpej Yapım tarafından yayınlanan “Tek Başımıza” albümünün ikinci klibi, büyük beğeni toplayan “Gidiyorum” şarkısına çekildi. Söz ve bestesi Sezen Aksu’ya, düzenlemesi İskender Paydaş’a ait şarkı, Rota Plato’da İmre Haydaroğlu yönetmenliğinde kliplendirildi. Klipte Umut Kuzey’e davulda Aykan İlkan, gitarda Koray Gürsoy, bas gitarda Cüneyt Karayalçın, klavyede İlkay Özboyar eşlik etti. Umut Kuzey, “Gidiyorum” şarkısının klibiyle ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: “Uzun yıllar sahnede, gidenlerin ardından söylediğim bu şarkıyı ruhuma dokunduğu için albümde de seslendirmek istedim. Değerli besteci, Türk müziğinin önemli sanatçılarından Sezen Aksu’ya, bu şarkıyı yorumlamama izin verdiği için teşekkür ederim.” Albümde tüm şarkılar çok keyifli ve çok güçlü bir yoruma sahip. Rock müzik severler için uzun soluklu dinleyeceğiniz bir albüm olmuş. Yeni sayıda görüşmek dileğiyle sevginiz güçlü, enerjiniz yüksek olsun. Gamze Lim


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 35 www.pootchi.com.tr Hand made, özel seri, kedi ve köpek yatakları...


36 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 NESLİ TEHLİKE ALTINDA OLAN 5 HAYVAN B ir türün ortadan kaybolması, her zaman diğer türlerin de onları takip etmesi riskini taşır. Bu, çok hassas bir ekosistem olduğu için Kuzey Kutbundaki nesli tükenmekte olan hayvanlar için de geçerlidir. Kuzey Kutbu, tarihinin en kötü zamanını yaşıyor. Buzların çözülmesi, avlanma, petrol sondajı ve daha birçok insan eylemi, Kuzey Kutbunda nesli tehlike altında olan giderek daha fazla hayvana neden oluyor. Bu ekosistemde yaşayan türler, aşırı soğuk koşullarda yaşamak için son derece uzmanlaşmıştır, bu nedenle değişiklikler onları ciddi şekilde etkiler. Çevrenin tahribatı, Kuzey Kutbunda dünyanın geri kalanından üç kat daha hızlı ilerliyor. Bu durumdan en çok hangi türlerin etkilendiğini öğrenmek istiyorsanız, burada onlar hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz. Zaman daralıyor… Kuzey Kutbu krizi Kuzey Kutup Dairesi uzun yıllardır bir iklim krizi yaşıyor. Uyarılar bir süre önce başladı ve bazı sonuçları doğrulayabildik. Deniz seviyesindeki artış dikkat çekicidir (10 ila 20 santimetre), giderek daha fazla sel yaşanıyor, anormal donlar ortaya çıkıyor ve giderek daha fazla sıcak hava dalgası görülüyor. Bu bölge birçok sorunla karşı karşıyadır, ancak genel anlamda şunları vurgulayabiliriz: Çözülme: Kutuplar gezegenin buzdolabıdır! Eriyip küçüldükçe, yalnızca okyanuslar soğumakla kalmaz, buzun atmosfere geri verdiği tüm ısı da gezegenin geri kalanını etkiler ve böylece küresel ısınmayı hızlandırır. Metan emisyonu: Atmosfere çok zararlı olan bu gaz, permafrost içinde büyük miktarlarda depolanır. Bu tabaka eridikçe gaz açığa çıkar. Çözülme arttıkça, bu daha fazla metan emisyonuna neden olarak döngüyü daha da hızlandırır. İklimsel istikrarsızlık: Bu durumun sonuçları karmaşıktır ve gelecekte hangi anormal fenomenlerle karşılaşacağımızı tahmin etmek imkansızdır. Ayrıca uzmanlar şiddetinin artacağının garantisini veriyor. Kuzey Kutbunda nesli tehlike altında olan 5 hayvan Bu krizin ilk kurbanları Kuzey Kutbundaki nesli tükenmekte olan hayvanlar. Kullanılabilir buz alanının kaybından yiyecek bulma zorluğuna kadar, bu türler kendi evlerinde hayatta kalmakta giderek daha fazla zorlanıyor. Buniar;


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 37 1. Kutup ayısı (Ursus maritimus) Bu deniz memelisi, kırılganlığı nedeniyle belki de en iyi bilinen türdür. Kutup ayıları, hem hareket hem de yiyecek için tamamen Kuzey Kutbu buz tabakasına bağımlıdır. Suyun donması her sene daha uzun sürdüğü için, suda karada olduğundan daha fazla zaman geçiren bu türün suya dönmesi her kış daha geç oluyor. Kutup ayılarının kıyılara sığınmak zorunda kalması, orada yaşayan insan topluluklarıyla karşılaşmalarını daha olası hale getiriyor. Bu genellikle iki türden herhangi biri için iyi sonuçlanmaz. Ne yazık ki, bu hayvanların erişilebilirliği kaçak avlanmayı artırmıştır. Kutup ayılarının %60’ı Kanada topraklarında bulunur. Tür savunmasız bir durumda. 2. Kutup tilkisi (Alopex lagopus) Kışın karda kendini kamufle etmek için beyaz bir kürk geliştiren bu muhteşem memeli, genellikle kutup ayılarının bıraktığı leşle beslenir. Bu memeliler av bulmakta zorlandıklarından, Kutup tilkisi yeni yiyecek kaynakları aramak zorunda kalır. Kutup tilkileri, av bulmak için yeni bölgelere girerken, kızıl tilki (Vulpes vulpes) gibi diğer türlerin topraklarını istila eder. Bu şekilde diğer yırtıcılara rakip olurlar ve girdikleri yeni habitatları dekompanse ederler. Kutup tilkisinin 4 alt türü vardır. Tür bugün “tehlike altında” olarak listelenmiyor, ancak geleceği hassas.


38 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 SAYI 40 | EKİM (SONBAHAR ÖZEL) 2022 3. Beluga (Delphinapterus leucas) Beluga, besin zincirinin temelindeki bir sorunun kurbanıdır: Buzların erimesiyle, buz üzerinde çoğalan alglerin yoğunluğu da azalmaktadır. Bu alglerle beslenecek kabukluların da sayısı azalır ve bunun sonucunda, hayatta kalmak için onları avlayan Arktik morina balığı da tehlike altına girer. Esas olarak Kuzey Kutbu morina balığıyla beslenen ve bu besin zincirinin son halkası olan beluga nüfusu da sonuç olarak düşüş yaşar. Buna ek olarak, Alaska kıyılarındaki yaşam alanlarında, sularındaki deniz trafiği ve endüstriyel kirlilikle uğraşmak zorundadır. Şu anda, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bu tür, 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın bir bölümünde ticari avcılığın hedefiydi. 4P1K - EDİTÖRYAL


SAYI 40 | EKİM (SONBAHAR ÖZEL) 2022 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 39 4. Pasifik morsu (Odobenus rosmarus) Arktik denizlerinin endemik bir türüdür. Bu memeliler dinlenmek, doğurmak veya yavrularını emzirmek için buz tabakalarına ve kıyılara çıkar. Çözülme nedeniyle yaşam alanlarının tahrip edilmesinin yanı sıra, fildişi içeren uzun dişleri ve vücut yağları için av olmakla da uğraşırlar. Yaşam alanlarında petrol aramak, özellikle kazara dökülmeler olduğunda çevredeki ekosisteme zarar verir. 5. Kar tavuğu (Lagopus muta) Dağ tavuğu olarak da bilinen bu keklik, Kuzey Kutbu tundrasında çok yaygın bir türdür. Buz geri çekilirken, kar keklikleri dağlık masiflere sığındılar ve burada izole edildiler. Gittikçe daha güneye gitmeye zorlandıklarından (İspanyol Pireneleri’nde bile görülürler), sayıları azalmaktadır. Ne yazık ki, nüfusları giderek daha fazla dağılmaktadır. Bu tür haberleri duymak her zaman üzücüdür. Ek olarak, medyadaki yoğun maruz kalma, bunları duymayı beklediğimiz oldukça normal bir mesaj haline getirdi ve çoğu zaman hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimiz hissini yaratıyor. Bununla birlikte, tek bir kişi gezegeni kurtaramasa da, birlikte çalışmak, bu hayvanları ve gezegeni kurtarmanın anahtarıdır. EDİTÖRYAL - 4P1K


SÖYLEŞİ: GAMZE LİM FOTOĞRAF: İPEK TOK KAPAK KONUĞU


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 41 Merhabalar bu sayımızda kapak k o n u k l a r ı m ı z değerli oyuncular Işık Selin Ve Yunus Günçe çifti.. Sizler için söyleşmek üzere bu harika çifti evlerinde ziyaret ettik. Bu arada da yeni yılın ilk röportajı oldu.. Yeni yıla güzel enerjilerle giriş yapıyoruz. Merhabalar, nasılsınız? Y.G. Merhaba, hoş geldiniz, çok iyiyiz, siz nasılsınız? Ve tabii birde buraya gelmemizin asıl sebebi olan Bigoş var. O da bizim misafirimiz ve kapak konuğumuz. Y.G: Star kızımız Bigoş yok çok ünlü olmak istemiyor :) kendine has bir mahcubiyeti var utangaçtır, usludur hiç problem çıkarmaz. Bigoş nasıl girdi hayatınıza? I.S: Bigoş kardeşleriyle birlikte ormana terk edilmiş. Ölüme terk edilmiş bir köpekti. Gonca diye bir hanımefendi buluyor sahiplenilmesi için bir ilan açıyor. O ilanı görüyorum, hiç unutmuyorum babamın doğum günüydü kutlamamızı yaptık eve geldim arabaya atladım koşa koşa Bostancıya geçtim Goncanın yanına . İki kardeş kalmışlardı. Bu hemen yanıma koştu seçimini yaptı ve bende tamam Gonca ben bunu alıyorum dedim ve böylece hayatımıza girdi. Ne güzel kurtarılmış bir can. İyiki onun hayatına dokunmuşsunuz. Ama bu sevgi hemen Bigoşla filizlenmedi heralde. Ondan öncesinde de mutlaka hayatınızda can dostlarınız vardı di mi? Y.G: Benim hiç olmadı hayatımda köpekleri ve kedileri çok severim ama çok sevgimden dolayı da hiç istemedim çünkü çok ağır bir sorumluluk. Hayatınızı tamamen buna göre dizayn etmeniz gerekiyor, hayatınızın merkezine kediyi ya da köpeği koymanız gerekiyor. Ben o kadar cesur olamadım. Ama sokakta bulduğum Veterinerde iyileştirdiğim ve daha sonra sahiplendirdiğim kediler oldu. Ama kendi kedim köpeğim hiç olmadı, balığım bile olmadı hiç birşeyim olmadı çünkü ben bir tek kendime bakabiliyordum. Evlendikten sonra ben geldiğimde eşimin zaten kedi ve köpeği vardı, alıştım . Çok meşakkatli bir iş hayvan sahiplenmeyi düşünenler çok iyi düşünsünler. Çok seviyor olmak buradaki tek kriter değil, gerçekten vakit ayırmak lazım, duygu ayırmak lazım, o yokmuş gibi yapamazsınız. I.S: İhtiyaçları var hayvanların. Bunu karşılayamıyorsanız siz , ya da karşılatabilecek bir gücünüz yok sa maddi anlamda çünkü külfetli bir iş aslında bu sadece sevmekle olmuyor.


42 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 KAPAK KONUĞU “Bir şeyi zorlamayıp kendi zamanına bıraktığınızda, çok daha iyi olabiliyor bazen. Israr da etmemek lazım. Bizim de öyle oldu. Yunus geldiğinde tekrar konuştuk, mesajlaştık. Ama bu sefer bir şey oldu ve biz hemen buluştuk, bir araya geldik...”


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 43 Kesinlikle çok güzel bir noktayı vurguladınız tekrar altını çizdiniz. Teşekkür ediyorum. Sadece sevmekle olmuyor, birde zaman lazım onlarında duyguları var, ruhları var, ihtiyaçları var. Y.G: Birde moda olduğu için başka köpekleri alıyorlar Veya hediye ediliyor Y.G: Yani şey gibi düşünmek lazım; nasıl ki teninize zarar vericek yada size uygun olmayan bir parfümü satın almaz, size hiç gitmeyecek bir saç modelini sırf moda diye kestirmezseniz yani bunların modası olmazsa kedinin köpeğin de modası diye birşeyden söz edilemez. Yanınızda pahalı diye taşıdığınız telefon ya da çanta gibi çok pahalı olduğu için bir köpek satın almanız bence kesinlikle hayvan istismarıdır. Aynı şekilde köpeklerini garip şekilde boyayan, orasına burasına birşeyler yapıştıran , giydiren insanların da yaptıkları bir çeşit istismar. Geçen gün aynı şeyi Twitter’da da paylaştım. Paylaşılan gördüğümüz organik kedi ve köpek videoları güneş gibi günümüzü aydınlatırken diğerleri can sıkıcı ve üzücü oluyor. Bu davranışları kediye köpeğe soramadığın için bu şekilde davranmak ta kesinlikle istismara girer. Çünkü hayvanın mutsuzluğu, beni ne hale getirdiniz der gibi bakışı yüzünden belli oluyor. I.S: Tüm bunlar hayvanın doğasına aykırı ve bir hayvana karşı doğasına uygun davranmak zorundayız. Biz kendi köpeğimizi bile severken ona çok yumuşak ve sakin davranıyoruz, orasını burasını mıncıklamıyoruz, o geldiğinde kafasını uzattığında seviyoruz yani hayvana saygılı davranıyoruz ve seviyoruz. Bir kedi köpek sahiplenip dakika başı orasını burasını mıncıklamaya başlasam, ben Yunusa yapsam o bile ne yapıyorsun der Y.G: Evet derim :) I.S: Hayvan diyemediği için her istediğimizi yapma hakkını buluyoruz hayvanda. Oyuncağımız gibi.. O zaman oyuncak al Y.G: ya da porselen köpekler var onlardan alabilirler. Kaka yapmaz. Çiş yapmaz, gezdirilmek istemez. Alsınlar koysunlar onlardan. Biblo olarak alın koyun evet çok doğru inşallah bu fikirler, bu empati, bu farkındalık gelişsin istiyoruz. Moda akımı gibi, KAPAK KONUĞU - 4P1K


44 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 hediye gibi, eşya gibi davranılmamalı. Y.G: Buradaki terminoloji de önemli biz köpek sahibi cümlesine de karşıyız. Bizim evimizde bir köpek yaşıyor ve biz onun sahibi falan değiliz onunla hayatı paylaşan insanlarız. Çok haklısınız işte zaten bu nedenle bizim dergimizde 4P1K açılımı 4 pati bir kuyruk hayvansever yaşam tarzı dergisi çünkü bu bir yaşam tarzı aslında. Y.G: Dolayısıyla hayvanlardan önce hayvanlarla yaşayan insanların eğitilmesi lazım. Örneğin sokakta köpek kaka yapıyor onu almak lazım ama orada bırakıyorlar tabiki bu toplumda antipati yaratan bir durum oluşturuyor. Benimde gezdirdiğim bir köpek var ve köpekli bir yaşama alışkın olmama rağmen sokakta gezerken bu kakaları yerlerde gördüğümde rahatsız oluyorum. Kimsenin kimseye böyle birşey yapmaya hakkı yok. O köpeğin kakasını almak benim sorumluluğum alıcam ve çöpe atıcam. Bazıları almıyor. Bazıları torbaya koyup kenara koyuyor I.S: On adım yanında konteynır var o torbayla ağacın dibine atıyor. Biz her çıktığımızda sekiz poşetle çıkıyoruz. Bizim köpeğimiz 2 kere kaka yapıyor ama biz biliyoruz mutlaka başka şeylerde görücez ve insanlar basmasın diye onları da alıyoruz bize dert oluyor. Y.G: Apartman köşelerine işetmiyorum ben, dükkanların önüne işetmiyorum. Çünkü adamın dükkanı bu, apartman görevlisinin ne mecburiyeti var benim köpeğimin çişini kakasını temizlesin. O yüzden dikkatli olmak gerekiyor. Başkalarının da haklarına saygı göstererek bu işi götürmek lazım. Köpeğin varsa, köpekli bir hayatınız varsa bu seni tek taraflı yapamaz başkalarını da düşünmek zorundasın. Köpek ve sen bir bütünsünüz ve haliyle onun sorumluluğu aslında senin sorumluluğun ve dolayısıyla sen daha özenli olmalısın ki köpeklere ve kedilere karşı antipati gelişmesin sokakta. I.S: Bizim bir de kedimiz vardı. Onu kaybettik ama ondan da bir bahsedelim. İlk hayvanım değildi ama ilk kedim di. Adı Romeo idi. 13 yaşında kaybettik. Beyaz bir safkan Ankara kedisi idi. Onu da sahiplendim öyle hayatımıza girdi satın almadım. Bigoş; Romeo varken hayatımıza girdi. Beraberce yaşadılar. Romeo yu 1.5 yıl önce kaybettik. Onuda anmış olalım tekrar. Y.G: Oyunda da ismi geçiyor “ Karı koca işleri” KAPAK KONUĞU


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 45 Öylemi oraya özellikle koydunuz adını ne güzel. I.S: Aslında yaşarken vardı. İkisinin de isimleri geçiyordu.. Sonra öldüğünde Yunus “kendini kötü hissedeceksen oyundan çıkartalım o kısmı” dedi. Sonra düşündüm Onu orada anmak, yaşatmak güzel bir duygu. Her an varmış gibi oluyor. “Yok çıkartmayalım” dedik. Y.G. Dövmesi var kolunda. Oyuna da gelelim 0 zaman. “Karı Koca İşleri” Y.G. Gelelim, oyunlara gelelim hatta. Benim bildiğim sizinle ilk pandemi öncesi karşılaştığımızda, “Karı Koca İşleri” başlamıştı. Tabii pandemi tüm sanat dünyasını vurunca her şey yarım kaldı. Peki sonrasında siz nasıl devam ettiniz? I.S: İki yıl hiç bir şey yapmadık. İlk bizim sektör bitti bildiğiniz gibi ve maalesef en son da yine bizim sektör canlanmaya başladı. Dolayısıyla iki yıl oturduk. Y.G: Evet aynen öyle, oturduk. Ayakta kalmaya çalıştık, oyalandık. Bizim için de çok zor geçti tabii. Bizler öyle attığı her adımda para kazanan insanlar değiliz. Kendi yarattığımız şeyleri insanlara sunarak para kazanmaya çalışıyoruz. Örneğin oyunu ben yazdım. Beraber oynayalım diye yazıldı “Karı Koca İşleri” ve şimdi bu sayede para kazanıyoruz. Ben ayrıca bir stand-up yapıyorum “Butik Ünlü” diye. İşte o sayede gelir sağlıyoruz açıkçası. Ayrıca ben DJ im. Yirmi yıldır çalıyorum. Radyo devam etmiyor değil mi? Y.G: Yok hayır radyo devam etmiyor. Açıkçası bizim sektörle ilgili dışardan bakıldığındaki algıyla, gerçekler arasında çok fark var. Zannediliyor ki, hayat bize güzel.. Her yerden para kazanıyoruz. Valla isterdik öyle olsun ama işin aslı hiç öyle değil. İster miydim tabii isterdim neden istemiyeyim, ama bizim hayatlarımızda böyle gelişmedi olaylar. Bizler zorlayan insanlar da değiliz bu tip şeyleri. Biz kendi işlerimizdeyiz, kendi kendimizeyiz. Birbirimizden başka çok kimsemiz de yok. KAPAK KONUĞU - 4P1K “Çok meşakkatli bir iş hayvan sahiplenmeyi düşünenler çok iyi düşünsünler. Çok seviyor olmak buradaki tek kriter değil, gerçekten vakit ayırmak lazım, duygu ayırmak lazım, o yokmuş gibi yapamazsınız.”


46 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 KAPAK KONUĞU “Şayet bir şeyi eleştiriyorsan, sadece eleştirme; onunla ilgili bir çözüm de getir. Bir önermen olsun. Ve bir şeyi eleştiriyorsan, sen o eleştirdiğin şey olma. Emniyet şeridinden giden birini eleştiriyorsan, emniyet şeridine girmeyeceksin mesela. Yani “ben yaptığım zaman tamam ama başkası yapınca olmaz.” Öyle bir bakış açısı yok! Bu seni bencil bir insan yapar ve eleştirinin de bir manası olmaz. Bir şeyi değiştireceksek, önce kendimizden başlayacağız.”


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 47 KAPAK KONUĞU - 4P1K


48 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 Arkamızda birileri yok. Kapıları bizim için açan insanlar yok. Biz açmak istediğimiz kapıları, omuzlayarak açıyoruz. Ama böylesi de hem içimize siniyor hem de işimize geliyor. Çünkü kimseye hesap vermek zorunda kalmıyoruz. “Karı Koca İşleri”nde de belli bir durgunluk döneminden sonra, Organizatör Anıl Özkan’la bir araya geldik. Sağ olsun bize çok inanıyor. Bu işe birlikte baş koyduk. Aslında belgeseli olabilecek, yoktan var edilmiş bir işi yapıyoruz. Oyunu 200 kişiye oynar hale geldik. Bu bizim için çok duygusal da bir şey. Kesinkile katılıyorum doğrudur. Peki hemen soralım; hangi şehirlerde, hangi salonlarda izlenebiliyor oyununuz? İstanbul dışında da oynuyor musunuz? Y.G: Evet aslında Anadoluyu geziyoruz diyebilirim. I.S: Mesela hemen şimdi Ayın 4’ünde Eskişehir’deyiz. Sonra 10 Ocak Yalova var. 12 si Bursa var. 18 İstanbul Cevahir’de oynayacağız. 19 Bilecik ve 20 Ocak ta da Afyondayız. Peki oyunu okurlarımız nerelerden takip edebilirler? I.S: @karikocaisleri instagramımız var. Ya da biz kendi kişisel hesaplarımızdan da duyuruyoruz. Ve tabii Anıl Medya’nın hesaplarından takip edebilirler. Y.G: Bunun dışında bilet sitelerinde de var oyun. Girip “karı koca işleri” yazdığınızda tüm bilgilere ulaşılabilir. Mutlaka gelip takip etsinler çünkü gerçekten çok güvendiğimiz, arkasında sağlam durduğumuz bir iş yapıyoruz. Gerçekten kendi içinde kendi komedisini yaratmış, diğer oyunlarla ancak tiyatro ve komedi olduğu için kıyaslanabilecek fakat başka türlü pek kıyaslanamayacak bir oyun. Oyunun matematiği çok farklı; hem stand-up hem seyirciyle etkileşimli hem birbirimizle diyaloglar olan bir oyun. Bir atmosfer yaratıyoruz aslında. Seyirciyle de sinerji yaratan bir oyun yani? Y.G: Evet, evet kesinlikle, seyirciden hiç kopuk olmayan, onları da katarak, gerçekten çok eğlenceli bir 2 saat geçiyor. Şarkımız bile var. Oyuna şarkı yazdık. Kim söylüyor? Y.G: Beraber söylüyoruz. Rap şarkısı :)) Ben 5 dakikada yazdım kendi kendime, hadi bunu şarkı yapalım dedim. Sağ olsun Ozi diye müzisyen bir arkadaşımızla bir günde altyapısını yaptı ve çıkarttık yani. Ozi hem DJ hem prodüktör. Sonra da Anıl diye bir başka müzisyen arkadaş sağ olsun bizi stüdyoya soktu. Yani işte sonuçta oyunun şarkısı oldu.. Öyle seviyoruz yani oyunumuzu. Kostüm olarak kendi kıyafetlerimizi kullanıyoruz. Çok bize ait bir şey. I.S: Bu bakımdan da çok seviliyor oyun. İlk beş dakikadan sonra hemen kabül görüyor. Dolayısıyla bu da biz de müthiş bir duygusal tatmin yaratıyor. Çok mutlu ayrılıyoruz her oyunumuzdan. Çok büyük bir enerjiyLe çıkıyoruz oyundan. Beni çok mutlu ediyor. Yunusu da tabii. Y.G: Dekorumuzu bile kendimiz kuruyoruz. Arabamızın bagajında kocaman bir dekor çantamız var, her yere götürüyoruz. Aslında 4 kişilik bir ekibiz. Her yerde birlikteyiz, aynı otellerde kalıyoruz, aynı yerde yemek yiyoruz. Kalkıyoruz kahvemizi içip tekrar yola çıkıyoruz. Çünkü çıktığımız zaman üç - dört şehir dolaşıyoruz. Hakikaten çok amatör ruhla çok ciddi bir iş yapıyoruz. Amatör ruhla profesyonel bir iş yapıyorsunuz. İşte bu da böyle bir enerji yaratıyor ve tabii bu samimiyet karşı tarafa da geçiyor. Y.G. Yani gerçekten çok samimi ve içteniz işimizde. Ben şahsen de öyle bir insanım. Stand-up’ımda da anlatıyorum. 21 yıldır bu sektörde var olmaya çalışıyorum ve gerçekten ilk günkü kadar samimiyim. Hatta galiba gereğinden fazla samimiyim. Yani bu kadarına gerek yok aslında. Bizim mesleğimiz belli yerlerde ketumluk ta isteyen bir meslek çünkü. Ama biz hiç öyle insanlar değiliz. Biz kendimizi açıyoruz, her şeyi anlatıyoruz. Bu insanlar anlattıklarımızı nerede nasıl kullanır hesaplamıyoruz. Bu bazen dezavantaj olarak dönüyor bize. Ama kazandığımız her şeyi de bu şekilde kazandık. Kaybettiklerimizi de bu yüzden kaybettik. Yapacak bir şey yok. I.S: Bazen konuşuyoruz bunun yanlış olduğunu. Birbirimize de çok hak veriyoruz ama beş dakika sürüyor işte. Sonra tekrar aynı insanlar oluveriyoruz. Y.G: Aslında bu mesleği yapmayan gibi ama yapan insanlarız. Bakıldığında hani samimiyetiyle çok takdir gören insanlar vardır ya, işte onların yanında on kat fazla samimiyiz. Çünkü samimiyeti oynamıyoKAPAK KONUĞU


SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 49 ruz, gerçek samimileriz. Bu zaten çok anlaşılıyor. Yunus Survivorda da çok yakından tanıdığımız biri olduğun için bunları görme fırsatımız da oldu. Bu arada en çok oy attıklarımdan biri de sendin.:)) Bu nedenle kesinlikle takdir ediyorum. Bunun için fazladan cümleler kurmanıza bile gerek yok. Y.G: Biz de bu sene ailecek Berdan Mardin’i destekliyoruz :)))) Şunu sormak istiyorum aslında; Survivor deyince aklına gelen üç şey nedir? Y.G: İlki “pislik” pis yani çok pis oluyorsunuz çünkü. Sonra “açlık” tabii. Gerçekten açlık var değil mi? Y.G: Olmaz mı çok var hem de maksimum seviyede. Yani inanılmaz seviye de “bu kadar da olmaz yani” diyerek ağladığımızı biliyorum. Bir de şu var tabii; Ben Survivor’a hep bir sosyal deney gözüyle baktım. Televizyonda izlenebilir bir sosyal deney. Çünkü oyunda da değiniyoruz; bazı şeylerin simülasyonu olmaz. Ölüm, doğum vs. Dolayısıyla nasıl ki ben doğurmayı anlatsanız da anlayamam çünkü doğurmadım; “ölümü” anlayamam çünkü hiç ölmedim. Survivor da öyle anlatılarak anlaşılabalicek bir şey değil bence. Benim orada en büyük çıkarımım da şu oldu; Hani bu hayatta “şu olmadan yapamam” dediğimiz şeyler var ya, onlar olmadan yapıyorsunuz! Aslında bütün şifre de bu. Var ya hani; “Ben sabah kahve içmeden yapamıyorum” , “telefonum olmadan yapamıyorum” yapıyorsun! Diğer taraftan dört buçuk ay o kadar büyük bir özgürlük ki; hiç bir yere yetişme derdiniz yok, bugün ne giyicem derdin yok, telefonun şarjı bitti derdin yok. Ama daha organik dertlerin var. Kısacası suni dertlerin yok. Ben çok şey öğrendim Survivor’dan. 40 yaşımda gittim, bugün gitsem yine çok şey öğrenirim çünkü her Survivor başka bir Survivor oluyor. Biz bir oyun kazandık. Ödül tavuktu. Ben tavuğu yedim. Bitince butların kemikleri kaldı, ya bu kemikte acaba yenir mi diye düşünürken şöyle bir ısırdım ve kemik çatladı. Derken ufalanmaya başlayınca ben o kemikleri de yedim. Bana hala soruyorlar. Anlıyorum inanılması çok zor bir şey; “gerçekten yemek vermiyorlar mı?” Vermiyorlar. Gerçekten yemek vermiyorlar! Çünkü bu iş bunun üzerine kurulu. Yani şimdi biz bir kayıt yaparken kayıt cihazı kullanıyoruz değil mi? Yani biri çıkıp “gerçekten kayıt cihazı kullanıyor musunuz?” Diye sorar mı mesela. Dolayısıyla “Survivor’da yemek veriyorlar mı?” Diye sormak ta çok manasız; çünkü konu o! Bana yemek vermediği için sen çok acite oluyorsun. Yani içimizde en derinde ne kalıyorsa onunla kalıyoruz orada. Y.G: Aynen, böyle katman katman soyuluyorsun. Mesela ben hala izliyorum özellikle bu yorum programlarını. Orda katılanlardan biri çıkıyor diyor ki; “ya ordaki ben değilim.” Hayır o sensin işte. Sen şayet “ya ordaki ben değilim” diyorsan, sen hiç anlamamışsın Survivor’ı. O sensin, o da sensin. Sadece haberin yoktu senin KAPAK KONUĞU - 4P1K


50 SAYI 43 | OCAK (KIŞ ÖZEL) 2023 bu yönünden. Şimdi tekrar olsa izin verirmisin sen katılmasına? I.S: Tabiiki. Y.G: Yani aslında zor olabilir O’nun için, benim için de tabii. Çünkü ben gittiğimde bir kadın yoktu hayatımda. Özellikle de bu kadar kıymetli bir kadın yoktu. Hatta Survivor döneminde de bir röportaj da anlattım; “ben burada bir şey farkettim, ben hiç bir kadını özlemedim ya burada; Bu ne kadar büyük bir eksiklik; benim özlediğim bir kadın yok, benim bunu değiştirmem lazım” dedim. Hatta anlattım orada “köpek gibi aşık olmak istiyorum” dedim. Böyle bir röportajım var yani.. “Hatta, Ahmet Ümit’in “Aşk Köpekliktir” diye kitabı var” falan dedim yani. İşte o yüzden, döndüm ve buldum.:)) Denk geldi çok güzel de oldu. Nasıl karşılaştınız, nasıl tanıştınız? Bir hikayesi vardır mutlaka. I.S: Her seferinde bana satıyor bu hikayeyi anlatmayı..:)) Biz zaten tanışıyorduk. Birbirimizi biliyorduk, karşılaşıyorduk, merhabalaşıyorduk. Nadir de olsa mesajlaşıyorduk fakat hiç bir araya gelmiyorduk. Yani özellikle şöyle bir buluşalım, kahve içelim falan yoktu. Sadece karşılaştığımız da selamlaşmak ya da bir şey sormak kadar bir ilişkimiz vardı. Doğru zamanda doğru yerde olmak gerekiyor demekki. O zaman gelmiş. I.S. Çünkü, bir şeyi zorlamayıp kendi zamanına bıraktığınızda, çok daha iyi olabiliyor bazen. Israr da etmemek lazım. Bizim de öyle oldu. Yunus geldiğinde tekrar KAPAK KONUĞU


Get in touch

Social

© Copyright 2013 - 2024 MYDOKUMENT.COM - All rights reserved.