Story Transcript
EDİTÖRÜN NOTU Bakırköy Güzel Sanatlar Lisesi gitar öğrencleri olarak tüm okurlarımıza ilk sayımızla merhaba diyoruz... Okulumuzun gitar bülteninin her sayısında seçtiğimiz bir besteciyi,uluslararası bir yorumcuyu,ülkemizi temsil eden gitaristleri tanıtmayı,her sayıda yer alacak mini gitar sözlüğü ile gitarı daha detaylı anlatmayı,gitar içn beste yapsa da yapmasa da ona hayran büyük bestecilerin sözleriyle gitara olan sevgimizi pekiştirmeyi,paylaşacağımız müziklerle bu sevgiyi yaymayı hedefliyoruz. İlk sayımızda F.Tarrega,David Russell,Kağan Korad ve dolayısıyla Bilkent Gitar Buluşmaları olacak konumuz.Yer yer çalışma disiplinimizden bahsedeceğiz,
FRANCISCO TARREGA
Francisco Tarrega 21 Kasım 1852’de Villarreal, İspanya’da dünyaya gelmiştir. Tarrega’nın babasının Flamenko ve başka müzik tarzları ile uğraştığı söylenir,hatta babası San Pascual Manastırı'nda bekçi olarak çalışırken onun gitarını alıp duyduğu güzel şeyleri çıkarmaya çalışmasından dolayı küçükken Francisco Tarrega’ya "Quiquet" takma adı verilmiştir. (Quiquet:Yaratıcılık ve yaşam enerjisiyle dolu kişi.) Francisco Tarrega 8 yaşında gitar öğrenmeye başlamıştır. Onun yaşadığı dönemde piyano da önemli olduğju için babası ona piyano öğrenmesini tavsiye etmiş ve Tarrega bu tavsiyeye uyarak genç yaşında iki tane enstrüman çalmayı öğrenmiştir.
Küçükken dadısından kaçmış ve bir sulama kanalına düşerek gözlerini yaralamıştır. Babası Tarrega’nın görüşünü kaybedeceğinden korkarak onun kör olsa bile müzisyen olarak hayatına devam edebileceğini düşünüp Castellón de la Plana'ya taşınmıştır. İlk müzik öğretmenleri Eugeni Ruiz ve Manuel González de kördü.1862 yılında gitarist Julian Arcas bir turneye çıkmış ve Tarrega’nın babasına onunla birlikte çalışmak için Barselona’ya gelmesini tavsiye etmiştir. Tarrega’nın babası piyano eğitimine devam etmesi şartıyla kabul etmiştir. Çünkü o zamanda gitar bir eşlik enstrümanı gibi görülürken piyano daha değerliydi. Arcas turneye çıkmak için gittiğinde Tarrega gitar eğitimine ara vermek zorunda kalmıştır.
Manuel González
Julian Arcas
Francisco Tarrega küçükken dadısından kaçmış ve bir sulama kanalına düşerek gözlerini yaralamıştır. Babası Tarrega’nın görüşünü kaybedeceğinden korkarak onun kör olsa bile müzisyen olarak hayatına devam edebileceğini düşünüp Castellón de la Plana'ya taşınmıştır. İlk müzik öğretmenleri Eugeni Ruiz ve Manuel González de kördü.1862 yılında gitarist Julian Arcas bir turneye çıkmış ve Tarrega’nın babasına onunla birlikte çalışmak için Barselona’ya gelmesini tavsiye etmiştir. Tarrega’nın babası piyano eğitimine devam etmesi şartıyla kabul etmiştir. Çünkü o zamanda gitar bir eşlik enstrümanı gibi görülürken piyano daha değerliydi. Arcas turneye çıkmak için gittiğinde Tarrega gitar eğitimine ara vermek zorunda kalmıştır.
10 yaşında kaçıp Barselona’da bulunan kahvehane ve restoranlarda çalmaya başlamış fakat çok zaman geçmeden bulunup babasının yanına gönderilmiştir. 1865 yılında ikinci kez Valencia’ya kaçıp tekrar yakalanmış ve yine babasının yanına gönderilmiştir. Sonra üçüncü kez tekrar Valencia’ya kaçmış , diğer müzisyenlerle çalıp bir süre sonra ailesine destek olmak için geri dönmüştür. Tarrega 1874 yılında Antonio Canesa sponsorluğunda Madrid Kraliyet Konservatuar’ına girip Antonio de Torres tarafından Sevilla’da yapılan gitarı almıştır. Gitarın üstün ses kalitesi onun işine yaramış ve Emilio Arrieta’nın da sayesinde piyano eğitiminden vazgeçip gitara odaklanma kararı alıp onun altında kompozisyon bölümü okumuştur.
1870’ li yılların sonunda gitar öğretmeye ve düzenli konserler vermeye başlayan Tarrega'nın verdiği konserler İspanya’nın içine kadar yayılmış ve seyahat etmeye başlamıştır. Aynı zamanda ilk bestelerini de yazmaya başlayan Tarrega, 1880 yılı kış ayında gitarist arkadaşı Luis de Soria’nın Novelda (Alicante) şehrindeki konserinde gelecekte eşi olacak olan Maria Rizo ile tanıştı ve çok zaman geçmeden nişanlandılar. 1881 yılında Lyon’daki Opera Tiyatrosu’nda ve ardından Pedro Calderón de la Barca'nın ölümünün iki yüzüncü yılında Paris Odeon'da oynadı . Bunu Londra’da da oynadı ama ne dilini ne de havasını sevdi.Bu mutsuzluğu bir gün bir konserden sonra bazı insanların dikkatini çekti. "Sorun nedir, maestro?" ona sordular. "Evini özlüyor musun? Aileni, belki...?"
O hüzün anını müziğine yansıtmasını tavsiye ettiler. Böylece en unutulmaz eserlerinden biri olan Lágrima'nın (kelimenin tam anlamıyla gözyaşı anlamına gelir) temasını tasarlamış ve Lagrima eseri böyle ortaya çıkmıştır. Daha sonra düğünü için Londra’dan Novelda’ya dönmüş ve 1882 noelinde Maria Rizo ile evlenmiştir.
Tarrega gitar repertuvarını genişletmek için klavye bilgisini kullanarak Beethoven, Chopin gibi müzisyenlerin müziğini yazmaya başladı. Madrid’e taşınıp özel ders ve konserler vermeye başlayan Tarrega’nın ve eşinin evlendikten 1 yıl sonra bir kız çocukları dünyaya geldi fakat doğduktan 3 ay sonra öldü. 1885 yılında kızlarının ölümünden sonra temelli olarak Barselona’ya taşındılar.
https://www.youtube.com/watch?v=KOiqArLby5o Lagrima
https://www.youtube.com/watch?v=O6saw4NqrvI Marieta Francisco Tárrega ve María José (María Josefa) Rizo'nun üç çocuğu daha oldu: Paquito (Francisco), Maria Rosatia (María Rosalia) (en çok Marieta olarak bilinir) ve Concepción. Bir süre sonra bir konser turunda Tarrega, kendisi için değerli zengin Concepción Gómez de Jacoby ile tanıştı. Jacoby, Tarrega ve ailesinin Barselona dışındaki evinin bir bölümünü kullanmalarına izin verdi. Onu Granada’ya götürdü ve daha sonra gitariste ilk kez 1899'da Concepción'a adadığı Recuerdos de la Alhambra'yı yazması için ilham verdi. 1880’li yılların sonunda Tarrega konserlerini İspanya ile sınırlandırdı. 1900 yılında Cezayir’i ziyaret etti ve orada çalınan arap davulunun ritmini kullanarak ertesi sabah Danza Mora'yı besteledi.
https://www.youtube.com/watch?v=xtS21iFyXsc Danza Mora 1902 yılından itibaren yaşı ilerlediği için o zamana dek uyguladığı tırnakla çalma yönteminden vazgeçip tırnaklarını kesti ve parmak ucuyla tırnak değdirmeden çalmaya başladı. Bu yüzden en meşhur bestesi, tremololu parçası "Recuerdos de la Alhambra"yı da muhtemelen artık çalamaz hale gelmiştir. Selefleri Fernando Sor (1778–1839) ve Mauro Giuliani'nin (1781–1829) klasik tekniğinden hareketle Tárrega bunların yorum sanatını daha da ileri götürmüş ve hassas tekniğiyle seleflerinin hünerini geliştirmiştir.Tárrega titiz çalışması, besteleri ve öğretici eserleriyle bugün bile tüm dünyada geçerli olan prensipler yerleştirmiştir. Bunlar arasında bilhassa Apoyando vuruşu ve tellere vuran parmakların konumu öne çıkmaktadır. Aleti sol bacağa yerleştirmek de Tárrega'dan bu yana standart pozisyon halini almıştır.
Francisco Tárrega arr
Fernando Sor
Mauro Giuliani
https://www.youtube.com/watch?v=fwjX-m4LkYk Recuerdos de la Alhambra Bu yeniliklerle Tárrega emsalsiz şekilde gitarın sanat ifadesi imkanlarını genişletmiştir. Başta Emilio Pujol (1886– 1980), Miguel Llobet (1878–1938) ve Daniel Fortea (18781953) olmak üzere öğrencileri Tárrega'nın tarzını yorumlarında iyice geliştirmişler, böylece Tárrega'nın metodunun bugün dünyadaki en yaygın tarz olmasına katkıda bulunmuşlardır. Besteleri arasında etütler ve danslar, J. S. Bach, Händel, Beethoven, Haydn, Mozart, Chopin, Schubert ve Schumann'ın eserlerinden bazılarının elden geçmiş halleri mevcuttur. Halihazırdaki günlük kültürün en yaygın melodilerinden Nokia Ringtone ,Tárrega'nın Gran Vals (Grande Valse) parçasından alınmıştır. Müzik çevrelerinde Tárrega "gitarın Schubert" i sayılır.
https://www.youtube.com/watch?v=9sZQ0m5oKLc Gran Vals Tarrega 1909 yılı Ocak ayında sağ tarafından felç geçirmiş ve tamamen iyileşememiştir. Ve bu yüzden konser sahnesine de tam olarak dönememiştir. Tarrega son eseri Oremus’u 2 Aralık 1909 yılında bitirmiş ve on üç gün sonra 57 yaşında hayatını kaybetmiştir.
Hazırlayan: Zeynep Çalışkan 11/B
“Gitar kendi içinde minyatür bir orkestra.” Ludwing van Beethoven
Nil Ateş 10/B
MİNİ
GİTAR
SÖZLÜĞÜ
Hazırlayan: İlke Kaan Göksu 11/B
SUL PONTICELLO: Kısa yazımı sul pont. 'dur. 21. yy müziğinin en önemli keman tekniklerinden biridir. Günümüzde çağdaş bestecilerin bol kullandığı bu teknik, yayın köprüye yakın bir şekilde çalınmasıdır. Gitar için de aynı şekilde, köprüye yakın çalınmasına verilen isimdir, metalik bir ton elde etmek istendiğinde kullanılır. SUL TASTO: Yalnızca tuşe üzerinde, tuşede seslendirerek, yaylı çalgılarda yayın tuşe üzerinde gezdirilmesi ile elde edilen özel renktir. Bu ses rengi, terimin konulduğu yerde başlar ve başka bir uyarıcı terim ya da simge gelene dek bu çalış şekli sürdürülür. Gitar için sapa yakın 12.perde civarında çalınmasına verilen isimdir. Sul ponticellonun aksine daha koyu, tatlı ve arp benzeri bir sonorite elde etmek için kullanılır.
ERGOPLAY: Ergoplay, klasik gitar için ergonomik bir çalma yapısı sağlar, genel kullanımda sizi yormayacak bir çalma duruşuyla müzik yapmanızı mümkün kılar.
CAPO: Capo ya da kapo, bildiğiniz üzere mandala benzeyen ve gitarın sap boyunu kısaltmak için kullanılan bir gitar ekipmanıdır. Gitarın hangi tonda çalınacağına veya vokalin sesine göre karar verildikten sonra ilgili perdeye takılarak, sıkıştırılarak kullanılır.
LEGATO: Legato bir teknik değil, ardışık notaları çalgısına göre icra etme biçimidir. Burada amaç notaları devam eden tek bir hareket halinde çalmaktır. Legato sırasında, nefesli saz çalanlar ve şarkıcılar parça arasında nefes alıp vermekten kaçınmalıdırlar, yaylı saz çalanlar ise tek bir yay hareketiyle ile çalmalıdırlar. Legato, gitar dünyasında tapping (sağ elle perdelere basma) tekniğine yakındır. Sadece sol elle (perde üzerindeki el) notaları bağlı çalmaya dayanır. Hammer-on ve pull-off tekniklerini baz alır. İtme tekniği "Hammer" yani Türkçesi çekiç olarak adlandırılır. Çekme tekniği ise "Pull" olarak adlandırılır. İtme tekniğinin çekiç olarak adlandırılmasının sebebi sesin tele ani bir kuvvetle vurularak çıkartılmasıdır. Legato tekniğini sağlıklı bir şekilde yapmak için gerçekten güçlü parmaklara ihtiyaç vardır. Eğer parmaklarınız yeterince güçlü değilse sesler temiz ve kuvvetli çıkmaz, bu da notanın cılız ya da cızırtılı bir ses şeklinde çıkmasına sebep olacaktır.
“Müziğin şiirinin kalbimizde yankılanması için gitarı göğsünüze doğru destekleyerek vücudunuzu hafifçe öne doğru eğin.” Andres Segovia Nil Ateş 10/B
KAĞAN KORAD
Kağan Korad, 1968’de doğdu, önce Ortadoğu Teknik Üniversitesi “Sosyoloji” bölümü, daha sonra Hacettepe Üniversitesi “Tiyatro” bölümüne devam etti. Gitarla Orta Doğu Teknik Üniversitesinde Fatih Yazıcı’nın öğrencisi olarak tanıştı. Daha sonra Ahmet Kanneci ile çalışmalarına devam eden Korad lisans seviyesinde Polonyalı gitarist Ireneusz Strachocki ile çalıştı. Bilkent Üniversitesi, Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, Klasik Gitar Bölümü’nün lisans, yüksek lisans ve sanatta yeterlik (doktora) programlarından yüksek onur dereceleriyle mezun oldu. Korad’ın eğitim hayatı boyunca özellikle Ayhan Erman başta olmak üzere Hubert Kaeppel, Marco Socias, Leo Brouwer, Costas Cotsiolis gibi birçok ustayla yaptığı derslerin ve sonrasında dünyanın en büyük isimlerinin verdiği çok sayıda ustalık dersine katılmasının müzikal gelişimine büyük etkileri oldu.
Bilkent Gitar Üçlüsü (1987-1999), daha sonra Terci-Korad Gitar İkilisi (2000-2010), Trio Anka (2012-), Salman- Korad bandoneon gitar ikilisi üyesi olarak, ayrıca birçok farklı oda müziği grupları ve solo olarak yurt içinde, Avrupa, Asya ve Afrika’da yüzlerce konser verdi. Verdiği konserler içinde Cizre’den Tekirdağ’a kadar tüm yurdu kapsayan Anadolu konserlerinin yanı sıra Koblenz, Volos, Guitart, Naxos, Miami gibi Avrupa’nın en büyük gitar festivalleri ve uluslararası birçok önemli konser salonu da yer almaktadır. Bugüne kadar çeşitli orkestralarla verdiği birçok konserin içinde, üyesi olduğu guruplara ithaf edilmiş beş gitar konçertosunun dünya prömiyerleri de bulunmaktadır.
2001’de Güneydoğu Avrupa Gitaristler Birliği (ASEG-Association of Southeastern European Guitarists) ve 2003’te Klasik Gitar Derneği Türkiye’nin kurucu üyeleri arasında yer almış ve başkanlığını yapmıştır. Bugüne kadar proje ve koordinatörlüğünü üstlendiği Türkiye Gitar Buluşmaları, İnönü Üniversitesi Uluslararası Gitar Festivali ve Gitar Yarışması, Uluslararası 2. ASEG Toplantısı, Bilkent Oda Müziği Günleri gibi büyük çaplı organizasyonların yanı sıra dünyaca ünlü gitaristlerin yer aldığı çok sayıda ustalık dersi ve konserler de düzenlemiştir. Türkiye’de gitar alanının gelişmesi için organize ettiği birçok etkinlik arasında 2006 senesinden bu yana, her sene devam eden 2017 Donizetti ’’Yılın Klasik Müzik Etkinliği” ödülüne layık görülen Türkiye Gitar Buluşmaları, ülkemizde klasik müzik alanında düzenlenen en kapsamlı ve dikkat çeken etkinlikler arasındadır.
Meslek hayatı boyunca başta Uluslararası Volos Festivali 30. Yıl Onur Ödülü başta olmak üzere, Uluslararası Yıldız Teknik Üniversitesi Gitar Festivali “Yılın Gitaristi” Ödülü, Türkiye Gitar Buluşmaları ile 2017 Donizetti Klasik Müzik Ödülleri ”Yılın Klasik Müzik E tkinliği” gibi çeşitli ödüllere layık görülmüştür.
Meslek hayatı boyunca başta Uluslararası Volos Festivali 30. Yıl Onur Ödülü başta olmak üzere, Uluslararası Yıldız Teknik Üniversitesi Gitar Festivali “Yılın Gitaristi” Ödülü, Türkiye Gitar Buluşmaları ile 2017 Donizetti Klasik Müzik Ödülleri ”Yılın Klasik Müzik E tkinliği” gibi çeşitli ödüllere layık görülmüştür.
Hazırlayan: Zeynep Gürman 10/B
Gitarlı guruplar, solo gitar ve gitar orkestra için yaptığı birçok düzenlemeleri bulunan Korad’ın Bilkent Gitar Üçlüsü’yle Kalan Müzik’ten (2000) ve TerciKorad İkilisi’yle (Akdeniz Renkleri-A.K Müzik, 2008) ve Guitart Production’dan (Belgrad-2003) yayımlanan CD’leri bulunmaktadır. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde 2009-2017 yılları arasında bölüm başkanlığı ve dekanlık görevlerini de yürüten Korad, halen aynı bölümde çalışmalarını profesör olarak sürdürmektedir.
Gitarlı guruplar, solo gitar ve gitar orkestra için yaptığı birçok düzenlemeleri bulunan Korad’ın Bilkent Gitar Üçlüsü’yle Kalan Müzik’ten (2000) ve Terci-Korad İkilisi’yle (Akdeniz Renkleri-A.K Müzik, 2008) ve Guitart Production’dan (Belgrad2003) yayımlanan CD’leri bulunmaktadır. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde 2009-2017 yılları arasında bölüm başkanlığı ve dekanlık görevlerini de yürüten Korad, halen aynı bölümde çalışmalarını profesör olarak sürdürmektedir.
Hazırlayan: Zeynep Gürman 10/B