TYT-AYT TARİH KONU ANLATIMI 2021_Ornek Flipbook PDF

TYT-AYT TARİH KONU ANLATIMI 2021_Ornek

67 downloads 117 Views 8MB Size

Recommend Stories


Porque. PDF Created with deskpdf PDF Writer - Trial ::
Porque tu hogar empieza desde adentro. www.avilainteriores.com PDF Created with deskPDF PDF Writer - Trial :: http://www.docudesk.com Avila Interi

EMPRESAS HEADHUNTERS CHILE PDF
Get Instant Access to eBook Empresas Headhunters Chile PDF at Our Huge Library EMPRESAS HEADHUNTERS CHILE PDF ==> Download: EMPRESAS HEADHUNTERS CHIL

Story Transcript

İDEALİNİZDEKİ ÜNİVERSİTE İÇİN PLANLANMIŞ EN İYİ YOL

Y K S HAZIRLIK QR UYGULAMASI

MR K

ONU ANLATI M L A EO K RI VİD

ÖZGÜN KO NU A

E AMASI YGUL ZU

Analitik ve şematik bir anlayışla hazırlanan konu anlatımları ile bilgi eksikliğinizi ve kavram yanılgılarınızı giderebilirsiniz. Ünite içine konan çözümlü sorular, öğrenme sürecinizi pekiştirecektir. Ünite sonlarına konan ve Kolay-Orta-Zor olarak sıralanan sorulardan oluşmuş testlerle de eksik olduğunuz noktaları tespit edebilirsiniz.

TIMI A L N

İM ĞİT

PRATİK / ŞEMATİK / ANALİTİK KONU ANLATIMLARI

YEN İ

Karekodları (QR) okutarak kitaplardaki konu anlatım videolarına ve soruların video çözümlerine ulaşabilirsiniz.

VİDEO KONU ANLATIMLARI Her ünitenin içine konan karekodları okutarak konu anlatım videolarına ulaşabilirsiniz.

SİSTEMİ

Analitik Konu Anlatım Kitapları, tek başına ve tam öğrenmeyi sağlayacak şekilde özgün bir formatta hazırlandı. Bu amaç doğrultusunda kitaplarımızın içeriği, dört kavram üzerinde odaklanarak oluşturuldu. Bu kavramlar; “analitik öğrenme”, “sarmal içerik”, “görsel öğrenme stili” ve “bireysel öğrenme” özellikleridir. Kitaplarımızın içerisinde yer alan konular, tamamen görselleştirilerek ve en etkili öğrenme şekli olan bütün-parça-bütün ilişkisi göz önünde bulundurularak oluşturulmuştur.

Bu kitabın tüm hakları yayınevine aittir. Yayınevinin izni olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik, fotokopi veya başka yollarla basımı, çoğaltılması ve dağıtımı yapılamaz. Kitaba ait metinler, şemalar, tablolar ve sorular kaynak göstererek de olsa kullanılamaz. Kitabın hazırlanış yöntemi taklit edilemez.

YAYIN KOORDİNATÖRÜ Sedat ÇALIŞKAN

YAZAR Sedat ÇALIŞKAN

REDAKSİYON Aleyna SELÇUK Aydın BOLAT Birol YETİMOĞLU Kahraman DURMUŞ

DİZGİ - GRAFİK Mümine TORUN

ISBN 978 - 605 - 7952 - 36 - 3

BASKI ERTEM BASIM Ltd. Sti./ANKARA Tel: (0312) 640 16 23 Faks: (0312) 640 16 24 Sertika No: 16031

İLETİŞİM Ostim Mahallesi 1207. Sokak No: 3/C-D Ostim / ANKARA Tel: (0312) 395 13 36 - 386 00 26 GSM: (0549) 814 44 40

2

Analitik Tarih

ÖN SÖZ

Merhaba Deðerli Arkadaþlar, Elinizdeki kitap, tarih dersinin sayfalar dolusu bilgi yükünü hafifletmek ve "Tarih ezberlenir" bakýþ açýsýný deðiþtirmek için farklý bir formatta hazýrlandý. Tarih öðretimine yeni bir soluk getireceðini düþündüðümüz kitabýn içe­riði, dört kavram üzerinde odaklanarak oluþturuldu. Bu kavramlar; analitik öðrenme, sarmal içerik belirleme yaklaþýmý, görsel öðrenme stili ve bireysel öðrenme özellikleridir. Kitap içerisinde yer alan konular, tamamen görselleþtirilerek ve en etkili öðrenme þekli olan bütün-parça-bütün iliþkisi göz önünde bulundurularak ANALÝTÝK öðrenmeyi kolaylaþtýracak þekilde oluþturulmuþtur. Bilgiler sunulurken ön koþul ilkesi gereðince, konular hem ünite içerisinde hem de üniteler arasýnda tekrarlanmýþ ve SARMAL öðrenme yaklaþýmý göz önünde bulundurulmuþtur. Bu öðrenme yaklaþýmý ile ilk konu ile son konu arasýndaki iliþ­kilendirme kaybolmamakta ve öðrenme kolaylaþmaktadýr. Öðrenme üniteleri hem ünitenin baþýnda hem de içerisinde kavram haritalarý ile desteklenerek GÖRSEL öðrenme stili ile algýlama kolaylaþtýrýlmaya çalýþýlmýþtýr. Bunlarýn yanýnda kitabýn belki de en önemli özelliði, sizlerin BÝREYSEL öðrenme stillerinize uygun olmasý ve tarih dersi ile ilgili eðer varsa ön yargýlarýnýzý ortadan kaldýracak olmasýdýr. Ünite sonlarına konan Kalite Performans Göstergeleri (KPG) testleri, kolaydan zora anlayışına uygun olarak Kavrama, Pekiştirme ve Güçlendirme testleri sıralaması ile yeni nesil sorulardan oluşturulmuştur. Bu kitabı, çalışmalarımda büyük bir fedakârlık ve sabır gösteren can dostum, sevgili eşim Ebru ile biricik oğlum Ömer Asaf'a ithaf ediyorum. Ortaöðretim Tarih Müfredatý ile ÖSYM'nin yaptýðý sýnavlardaki tarih soru yönelimleri dikkate alýnarak hazýrlanan bu kitabýn, tüm öðrencilere ve sýnavlara hazýrlanan adaylara yardýmcý olmasýný dilerim. Sedat ÇALIÞKAN

3

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ.............................................................................3 ÝÇÝNDEKÝLER.....................................................................4 Ünite: 1 – Tarih ve Zaman.................................................5 Ünite: 2 – İnsanlığın İlk Dönemleri...................................13 Ünite: 3 – Orta Çağ'da Dünya..........................................29 Ünite: 4 – İlk ve Orta Çağlarda Türk Dünyası...................37 Ünite: 5 – İslam Medeniyetinin Doğuşu...........................51 Ünite: 6 – Türklerin İslamiyet'i Kabulü ve İlk Türk İslam Devletleri...................................61 Ünite: 7 – Yerleşme ve Devletleşme Sürecinde Selçuklu Türkiyesi...........................................79 Ünite: 8 – Beylikten Devlete Osmanlı Siyaseti (1302 - 1453).................................................89 Ünite: 9 – Devletleşme Sürecinde Savaşçılar ve Askerler...................................101 Ünite: 10 – Beylikten Devlete Osmanlı Medeniyeti..........107 Ünite: 11 – Dünya Gücü Osmanlı (1453 - 1595).............................................117

Ünite: 14 – Değişen Dünya Dengeleri Karşısında Osmanlı Siyaseti (1595 - 1774)..................161 Ünite: 15 – Değişim Çağında Avrupa ve Osmanlı...........177 Ünite: 16 – Uluslararası İlişkilerde Denge Stratejisi (1774 - 1914).............................................193 Ünite: 17 – Devrimler Çağında Değişen Devlet - Toplum İlişkileri..............................211 Ünite: 18 – Sermaye ve Emek.......................................229 Ünite: 19 – XIX ve XX. Yüzyılda Değişen Gündelik Hayat............................................237 Ünite: 20 – XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti

Ünite: 12 – Sultan ve Osmanlı Merkez Teşkilatı..............139

ve Dünya....................................................243

Ünite: 13 – Klasik Çağda Osmanlı Toplum Düzeni..........149

Ünite: 21 – Millî Mücadele.............................................261 Ünite: 22 – Atatürkçülük ve Türk İnkılabı........................287 Ünite: 23 – İki Savaş Arasındaki Dönemde Türkiye ve Dünya .......................................299 Ünite: 24 – II. Dünya Savaşı Sürecinde Türkiye ve Dünya .......................................319 Ünite: 25 – II. Dünya Savaşı Sonrasında Türkiye ve Dünya........................................329 Ünite: 26 – Toplumsal Devrim Çağında Dünya ve Türkiye .......................................337 Ünite: 27 – 21. Yüzyıl Eşiğinde Türkiye ve Dünya .........347 Haritalar.......................................................................365

4

Analitik Tarih

1

Konu

ÜNİTENİN ÖZETİ

Anlatımı

ÜNÝTE

TARİH VE ZAMAN

• Tarih, geçmişte yaşanmış olayları, yer ve zaman göstererek, ne-

• İnsanoğlu araç ve gereç yapımında sıra ile taş, toprak ve madenler-

den-sonuç ilişkisi içinde, belgelere dayanarak inceleyen ve objektif

den faydalanmıştır. Yontma Taş Devri'ni yaşayan bir topluluk, zaman

(tarafsız) bir şekilde aktaran bilim dalıdır.

içinde Demir Devri'ni yaşayan bir uygarlık ile karşılaşıp (Cilalı Taş, Bakır ve Tunç devirlerini yaşamadan) doğrudan Demir Devri'ne geçtiği

• Tarih, ancak kaynaklara dayanılarak yazılır; kaynak yoksa, tarih de yoktur. Kaynak, geçmiş hakkında bize bilgi veren her şeydir. Tarihî

olmuştur. Devir atlama olarak adlandırılan bu gelişmenin nedeni kültürel etkileşimdir.

kaynaklara daha çok arkeolojik kazılarda, müzelerde, kütüphanelerde ve arşivlerde ulaşılır. Bunun yanında olayı yaşamış kişilerin anlat-

• Savaşlar, göçler, ticari faaliyetler ve yazının kullanılması toplumlar

tıkları da tarihe sözlü kaynaklık eder. Tarihçi açısından birinci elden

arası kültürel etkileşimi artırmış; bilim ve teknolojinin gelişimini hız-

yazılı kaynaklar, diğer kaynaklara göre daha önemli ve önceliklidir.

landırmıştır.

• Tarihin konusu, insan ve insanların faaliyetleridir. İnsanların faaliyeti olmayan doğal olaylar ve oluşumlar tarihin konusu olamaz.

• Farklı bölgelerde yapılan kazılarda benzer eşyalara rastlanması; insanların ihtiyaçlarının birbirine benzer olduğunu ve (veya) bu bölgeler arasında kültürel etkileşim yaşandığını gösterir.

• Tarih, bize geçmişi öğreterek günümüzü anlamaya, geleceğe ışık tutmaya yardımcı olur.

• Tarih Öncesi Devirler, yazının kullanılmadığı; insanoğlunun doğa karşısında en donanımsız ve korunmasız olduğu dönemdir. Bu dönemin

• Tarih yazımında en önemli prensip tarafsız (objektif) olmaktır. Bunun

aydınlatılmasında arkeolojik kaynaklardan yararlanılır.

için de araştırması yapılan kişiler ve olaylar günümüz değer yargılarından uzak bir şekilde, tüm yönleriyle ele alınıp incelenmeli; ulaşıla-

• Tarih Öncesi Devirler, çok uzun sürmesine rağmen bu dönemle ilgili

bilecek tüm kaynaklara ulaşılmalıdır. Tarafsızlığın gereği olarak, her-

bilgilerimiz çok azdır. Bunun nedeni; yazının olmaması ve o dönem-

hangi bir abartı veya indirgenmeye gidilmemelidir.

den günümüze çok kısıtlı kaynağın ulaşmasıdır.

• İnsanlık tarihinin bir bütün olarak incelenmesi son derece zordur. Bu

• Tarih hem bir bilim dalının adıdır hem de "zaman ve takvim" anla-

zorluğu aşmak, araştırmayı ve öğrenmeyi kolaylaştırmak amacıyla

mında kullanılır. Zaman anlamındaki tarih, Milat (Hz. İsa'nın doğu-

tarih; zamana, mekâna ve konularına göre sınıflandırılarak incelenir.

mu) esas alınarak MÖ ve MS olmak üzere ikiye ayrılmıştır. MÖ'sine ait tarihler büyüdükçe günümüzden uzaklaşır, küçüldükçe günümü-

• Yazının bulunması (MÖ 3200/Sümerler), tarihin başlangıcı kabul edilir. Yazıdan önceki döneme "Tarih Öncesi", yazının kullanıldığı döneme "Tarih Devirleri" denir. Tarih Öncesi Devirlerin (Kaba Taş, Yontma Taş, Cilalı Taş - Bakır, Tunç, Demir) ayrımında, kullanılan araç ve ge-

ze yaklaşır. MS'sına ait tarihler büyüdükçe günümüze yaklaşır, küçüldükçe günümüzden uzaklaşır. MÖ ile MS arasındaki farkı bulmak için, verilen tarihler toplanır. Verilen rakamlar aynı dönemler içinde ise çıkarılır.

reçler esas alınmıştır. Tarih Devirlerinin (İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ, Yakın Çağ) ayrımında, insanlığın yaşamını etkileyen evrensel olay-

• Gün, ay ve yıl olarak verilen olayların zamanları daha belirgindir. Ör-

lar esas alınmıştır. Devirlerin süresi günümüze yaklaştıkça kısalır. Bu-

neğin "Saltanat, 1 Kasım 1922'de kaldırılmıştır." ifadesinde belirtilen

nun nedeni, günümüze yaklaşıldıkça kültürel etkileşimin artması; bu-

zaman, "Ankara, Ekim 1923'te başkent yapılmıştır." ifadesindeki za-

na bağlı olarak bilgi birikiminin ve uygarlık gelişiminin hızlanmasıdır.

mana göre daha belirgindir.

5

Tarih ve Zaman TARÝH NEDÝR?

TARÝH

Tarih, geçmiþteki insan topluluklarýnýn yaþayýþlarýný, birbirleriyle olan iliþkilerini, kültür ve uygarlýklarýný; yer ve zaman göstererek, belgelere dayanarak, objektif (tarafsýz) bir þekilde ve neden-sonuç iliþkisi içerisinde inceleyen bir bilimdir.

TARÝH BÝLÝMÝNÝN ÖZELLÝKLERÝ

TARÝHE YARDIMCI BÝLÝMLER

• Tarih, geçmiþte yaþanan olaylarý inceler. Bu nedenle tarihi olaylar tekrarlanamaz, gözlemi ve deneyi yapýlamaz.

Yukarýda da söylediðimiz gibi tarih ancak kaynaklara dayalý olarak yazýlýr. Kaynak yoksa tarih de yoktur. Fakat tarihçi ihtiyaç duyduðu tüm kaynaklara ulaþamaz; ulaþsa bile tüm kaynaklarý inceleyemez. Bunun için de araþtýrmalarýnda baþka bilim dallarýndan yardým alýr. Dolayýsýyla bu yardýmlaþmanýn amacý istenilen kaynaklara ulaþmak ve ulaþýlan kaynaklar hakkýnda daha detaylý bilgi elde etmeye yöneliktir. Tarihçinin yardým alacaðý bilimler incelediði alana göre çeþitlilik gösterir. Örneðin, Osmanlý Ýktisat Tarihi’ni inceleyen bir tarihçi, istatistik biliminden, Hitler’in hayatýný inceleyen bir tarihçi psikoloji biliminden yardým alabilir. Bu çerçevede tarihçinin yardým alacaðý bilimler pek çoktur. Fakat en çok yardým alýnan bilimler aþaðýdakilerdir:

! Tarihi diðer bilimlerden ayýran en önemli özelliktir. • Tarihi bilgiler kesin deðildir. Bulunacak her yeni belge, mevcut bilgileri güçlendirebilir veya deðiþtirebilir. • Tarih, belgelere dayalý olarak yazýlýr. • Tarihi olaylarýn yeri ve zamaný belli olmalýdýr. ! Tarih bu özelliði bakýmýndan edebiyattan ayrýlýr. • Tarihi olaylar arasýnda neden - sonuç iliþkisi vardýr. • Tarih, toplumlarý çok yönlü etkileyen, uygarlýða katkýsý olan kiþi ve olaylarý konu alýr. • Tarihi olaylar, tarafsýz (objektif) bir þekilde incelenmelidir. • Tarihi olaylar deðerlendirilirken, olayýn gerçekleþtiði dönemin koþullarý dikkate alýnmalýdýr. Geçmiþ, günümüz deðer yargýlarýný kullanmadan, kendi koþullarý çerçevesinde deðerlendirilmelidir. Bunun için geçmiþte yaþamýþ insanlarýn durumlarýný, onlarýn gözüyle anlamaya (tarihsel empati yapmaya) çalýþmalýyýz. • Tarihî bilgi kanýtlara dayalý olmasýnýn yaný sýra tarihçilerin deðerlendirme ve yorumlarýný da içerir. Ayný tarihsel olayý, farklý kaynak ve zihniyet ile deðerlendirmek, farklý yorumlara neden olur.

TARÝHÝN KAYNAKLARI Tarih, geçmiþi incelediði için deney ve gözlem yöntemini kullanamaz. Tarih, ancak kaynaklara dayalý olarak yazýlýr. Geçmiþten günümüze gelen her türlü belgeye “kaynak” denir. Kaynaklar önce kendi içinde “Birinci Elden Kaynaklar” ve “Ýkinci Elden Kaynaklar” olmak üzere ikiye ayrýlýr. 

Birinci Elden Kaynaklar Tarihi olayýn geçtiði döneme ait belgeler ve bulgulardýr.

Ýkinci Elden Kaynaklar Tarihi olayýn geçtiði döneme yakýn ya da o dönemin kaynaklarýndan yararlanarak meydana getirilen eserlerdir.

“Birinci Elden Kaynaklar” ve “Ýkinci Elden Kaynaklar” da niteliðine göre “Yazýlý, Sözlü, Gerçek Eþya ve Nesneler, Sesli ve Görüntü Kaynaklar” olmak üzere 4 grupta toplanýr. YAZILI KAYNAKLAR – Kitabeler – Tabletler – Kitaplar – Paralar – Mühürler – Fermanlar – Antlaþma metinleri vb. SÖZLÜ KAYNAKLAR – Destanlar – Efsaneler – Mitler – Þiirler vb.

GERÇEK EÞYA VE NESNELER – Arkeolojik buluntular – Mezarlar – Fosiller – Heykeller – Maðara resimleri – Silahlar vb. – Araç - gereçler SESLÝ VE GÖRÜNTÜLÜ KAYNAKLAR – Filmler – Fotoðraflar – CD ve DVD’ler – Resimler vb.

UYARI • Birinci elden kaynaklar yaþandýðý dönem hakkýnda daha detaylý bilgi verdiði için ikinci elden kaynaklara göre daha önemlidir. Birinci elden kaynaklar içinde ise yazýlý kaynaklar daha önemlidir.

6

Arkeoloji Kazý bilimi

Coðrafya Yer bilimi

Filoloji

Kimya (Karbon 14)

Dil bilimi

Tarihi belgelerin orijinalliðini ve yaþlarýný belirlemede tarihe yardýmcý olan bilim

Epigrafya

Kronoloji

Geneoloji

Etnografya

Kitabe bilimi

Zaman bilimi

Soy kütüklerini inceleyen bilim

Topluluklarýn kültürlerini inceleyen bilim

Toponomi

Heraldik

Paleografya

Yer isimlerini inceleyen bilim (Ayrýca insan isimlerini Antroponomi, özel isimleri Onomastik inceler.)

Armalarý inceleyen bilim

Yazý bilimi

Antropoloji

Nümizmatik (Meskûkat)

Diplomatik

Ýnsan ýrkýnýn oluþumunu ve kültürlerin geliþimini inceleyen bilim (Fosilleri inceleyen alt dalýna Paleantropoloji denir.)

Eski paralarý inceleyen bilim

Siyasi belgeleri inceleyen bilim

NOT  arihçi, yaptýðý araþtýrmanýn niteliðine göre; edebiyat, felsefe, sosyoT loji, iktisat, istatistik, hukuk ve sanat tarihi gibi bilimlerden de yardým alabilir.

TARÝHÝN YÖNTEMÝ Tarihî bir olayýn deðerlendirilmesi ve sonuca ulaþtýrabilmesi için yapýlan araþtýrma planýna "yöntem" denir. Her bilim dalýnýn kendine özgü yöntemleri vardýr. Tarih bilimi de kendine has bilimsel özellikleri ve yöntemleri olan sosyal bir bilim dalýdýr. Tarih araþtýrmacýlýðýnda sýrasýyla aþaðýdaki yöntemler kullanýlýr: 1. Kaynak arama (Tarama) 2. Kaynaklarý sýnýflandýrma (Tasnif)

• Yazýlý kaynaklar daha detaylý ve doðru bilgiler saðlar.

3. Kaynaklarý çözümleme (Tahlil)

• Tarih, yazýnýn bulunuþuyla baþlar. Tarih Öncesi Çaðlarda yazýlý kaynaða rastlanmaz.

4. Kaynaklarý eleþtirme (Tenkit) 5. Kaynaklarýn sentezini yapma (Terkip)

Analitik Tarih

Tarih ve Zaman TARÝHÝN BÖLÜMLERÝ

BÝLÝMÝ

Yazýlýþ Þekline Göre

Kapsamýna Göre

• Hikayeci Tarih

• Genel Tarih

• Öðretici (Pragmatik) Tarih

• Özel Tarih

• Kronik Tarih

TARÝHÝN KONUSU Tarihin konusu, insanlarýn geçmiþteki faaliyetleri ve býraktýklarý eserlerdir. Bunlar Tarihî eser, Tarihî vaka (olay) ve Tarihî vakýa (olgu) olmak üzere 3 baþlýkta toplanýr.

• Araþtýrmacý (Neden-Nasýlcý) Tarih

Konuya Göre • Sanat Tarihi

• Sosyal Tarih

• Dinler Tarihi Tarihî eser Örnek: Selimiye Camii

Tarihî vaka (olay) Örnek: Malazgirt Savaþý

Tarihî vakýa (olgu)

• Bilim Tarihi vb.

Örnek: Anadolu’nun Türkleþmesi

NOT  arihî vaka (olay): Baþlangýç ve bitiþ tarihi bellidir. Belli bir yerde ve T zamanda gerçekleþmiþtir. Tekrarý yoktur. Tarihî vakýa (olgu): Benzer türdeki tarihî olaylarýn uzun süreçte meydana gelen sonuçlarýdýr. Genellik ve süreklilik gösterir. Örneðin Anadolu’nun Türkleþmesi, Malazgirt Savaþý ile baþlamýþ; bu doðrultuda yapýlan diðer savaþlar ve Anadolu’ya yapýlan eserler bu sürece katkýda bulunmuþtur.

UYARI Ýnsanlarýn kontrolü dýþýnda meydana gelen doða olaylarý tarihin konusu deðil; pozitif bilimlerin konusudur. Tarih, insanlarýn geçmiþteki faaliyetlerini inceleyen sosyal bir bilimdir.

Zamana Göre • Cilalý Taþ Devri Tarihi

• Türkiye Tarihi

• Ýlk Çað Tarihi

• Avrupa Tarihi

• XX. Yüzyýl Tarihi vb.

• Orta Asya Tarihi vb.

TARÝHÝN DEVİRLERİ TARÝH ÖNCESÝ DEVÝRLER

a) Ýlk Çað (MÖ 3200 - MS.375)

1. Eski (Yontma) Taþ Devri (Paleolitik)

• Yazýnýn bulunuþuyla baþlar,

(MÖ 600.000 – 10.000) 2. Orta Taþ Devri (Mezolitik) 3. Yeni (Cilalý) Taþ Devri (Neolitik) (MÖ 8000 – 5500) b) Maden Devri

1. Ýnsanlarýn düþünme yeteneklerini geliþtirir. 2. Ýnsanlarýn kültür seviyelerini yükseltir. 3. Günümüz olaylarýnýn daha iyi anlaþýlmasýný ve gelecekle ilgili daha saðlýklý planlar yapýlmasýný saðlar. 4. Empati yeteneðini geliþtirir. 5. Olaylara geniþ açýdan bakarak, yapýcý, hoþgörülü ve yararlý olmayý öðretir. 6. Ýnsan, aile, millet ve vatan sevgisinin yanýnda barýþ içinde yaþama fikrini güçlendirir. 7. Diðer insan, toplum ya da milletlerle iliþkilerde temel deðerlerin oluþmasýna katkýda bulunur. 8. Araþtýrma, kanýt kullanma, sorgulama, neden-sonuç iliþkisi kurma, eleþtirel düþünme, empati, zaman ve kronoloji ile deðiþim ve sürekliliði algýlama gibi yaþam becerileri kazanmayý saðlar.

TARÝH DEVÝRLERÝ

a) Taþ Devri

(MÖ 10.000 – 8000)

TARÝH ÖÐRENMENÝN YARARLARI

Mekana Göre

(MÖ 5500 - MÖ 3500)

Kavimler Göçü ile sona erer. b) Orta Çað (375 - 1453) • Kavimler Göçü ile baþlar, Ýstanbul’un fethi ile sona erer. c) Yeni Çað (1453 - 1789) • Ýstanbul’un fethi ile baþlar, Fransýz Ýhtilali ile sona erer.

1. Bakýr Devri (Kalkolitik)

d) Yakýn Çað (1789 - ....)

2. Tunç Devri

• Fransýz Ýhtilali ile baþlar ve

3. Demir Devri

günümüzde de devam eder.

UYARI Tarihi devirlerin bu þekilde dönemlendirilmesi hem göreceli hem de Avrupa tarihi merkezlidir ve Türk tarihiyle de örtüþmemektedir. Oysa Türk tarihi; Avrupa milletlerinin tarihi gibi sýnýrlarý belirli bir coðrafyada deðil, ayný zaman dilimi içerisinde deðiþik coðrafyalarda meydana gelmiþtir.

NOT  azýnýn bulunmasýndan önceki devirler “Tarih Öncesi Devirler”, yazýnýn Y bulunuþundan (MÖ3200) sonraki devirler ise “Tarih Devirleri” olarak adlandýrýlýr.

NOT UYARI Unutulmamalýdýr ki geçmiþteki insan neyse, bugünkü insan da aynýdýr. Dolayýsýyla geçmiþteki insan ve insan davranýþlarýný bilmek, bugünün insanýný anlama konusunda bize mükemmel bir donaným kazandýrýr.

 arih öncesinin devirlere ayrýlmasýnda araç-gereç yapýmýnda kullanýT lan malzemeler etkili olmuþtur.

NOT Tarihin çaðlara ayrýlmasýnda evrensel nitelik taþýyan olaylar etkili olmuþtur.

7

Tarih ve Zaman

Eski bir yerleþim (ören) yeri. Tarih ancak kaynaklara dayalý olarak yazýlýr. Tarihi kaynaklara genellikle müzelerde, kütüphanelerde ve arkeolojik kazýlarda ulaþýlýr. Ören yerlerinde yapýlan arkeolojik kazýlarda, topraðýn üstünden altýna doðru farklý dönemlere ait buluntulara (kaynaklara) rastlanabilir. Bu buluntularýn niteliði, o ören yeri ile ilgili olarak bizi iki farklý deðerlendirmeye götürür:

AA Höyüðü Höyüğü

B Höyüðü

A Höyüðü Demir Zýrh

Demir Zýrh

Tunç kolye

Tunç kolye

Bakýr bardak

Bakýr bardak

Seramik tabak

Seramik tabak

Taþ býçak

Taþ býçak

Höyüğü BBHöyüðü

Bakýr para

Bakýr para

Seramik tabak

! Bu ören yerinde uygarlýðýn geliþimi tarihsel sýraya uygun gerçekleþmiþtir. Yontma Taþ Devri’nden, Demir Devri’ne kadar tüm dönemler birbiri ardýna yaþanmýþtýr.

Seramik tabak

! Bu ören yerinde uygarlýðýn geliþimi tarihsel sýraya uygun gerçekleþmemiþtir. Buradaki topluluk Cilalý Taþ Devri’ni yaþarken birden Tarihi Devirlere (Paraya, Tarih Öncesi Devirlerde rastlanmaz) geçmiþtir. Dolayýsýyla aradaki Maden Devri atlanmýþtýr. Bunun nedeni ise Cilalý Taþ Devrini yaþayan buradaki topluluðun kendisinden daha ileri düzeydeki bir topluluktan etkilenmesidir.

NOT Topluluklar birbirlerini genellikle savaþlar, göçler ve ticaret yoluyla etkilemiþlerdir. Milattan Önce (MÖ)

Milattan Sonra (MS)

O

99 - 0 1. yüzyýl

0 - 99 1. yüzyýl

99 - 50 1. yüzyýlýn ilk yarýsý 99 - 75 1. çeyrek

74 - 50 2. çeyrek

49 - 0 1. yüzyýlýn ikinci yarýsý 49 - 25 3. çeyrek

0 - 49 1. yüzyýlýn ilk yarýsý

24 - 0 4. çeyrek

0 - 24 1. çeyrek

50 - 99 1. yüzyýlýn ikinci yarýsý

25 - 49 2. çeyrek

50 - 74 3. çeyrek

75 - 99 4. çeyrek

Hz. Ýsa’nýn doðumu (Milat), Miladi takvimin baþlangýcý olarak kabul edilir. Milattan önceki tarihler günümüze yaklaþtýkça küçülürken milattan

sonraki tarihler günümüze yaklaþtýkça büyür.

Milat

MÖ 500

8

400

300

200

100

0

MS 100

200

300

400

500

Analitik Tarih

Tarih ve Zaman

TARÝH VE ZAMAN Tarih kelimesi, Arapça "kamer, ay, zaman" anlamýna gelir. Buna göre tarih kelimesinin anlamý, "ay"ýn tarihi demektir. Bu anlam bir taraftan tarihî olayýn meydana geliþ anýný belirlemek, diðer taraftan “anlatmak, hikâye etmek, nakletmek” anlamlarýna gelmektedir. Zamanýn "dün-bugün-yarýn" þeklinde taksimi insan aklýnýn bir ürünüdür. Aslýnda geçmiþi anlama çabasý, geleceðe dönük bir yön bulma faaliyetidir. Farklý toplum ve kültürler, geçmiþin dönemlendirilmesinde kendi tarihlerindeki önemli olaylarý dikkate almýþlardýr. Bunun sonucunda zaman içinde farklý takimler ortaya çýkmýþtýr.

TARÝH BOYUNCA TÜRKLERÝN KULLANDIÐI TAKVÝMLER TAKVÝMÝN ADI

YIL SÝSTEMÝ

ÖZELLÝKLER

12 Hayvanlý Türk Takvimi

Güneþ

Ýslamiyet’ten önceki Türk topluluklarý tarafýndan kullanýlmýþtýr. Türklerden baþka Çinliler ve Tibetliler tarafýndan da kullanýlmýþtýr. Her yýl bir hayvan adýyla anýlmýþtýr.

Hicri Takvim

Ay

Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretini [622] baþlangýç yýlý olarak esas almýþtýr. Hz. Ömer Dönemi'nde hazırlanan bu takvim, Ýslam ve Türk – Ýslam devletleri tarafýndan kullanýlmýþtýr.

Celali Takvimi

Güneþ

Rumi Takvim

Güneþ

Büyük Selçuklu Sultaný Melikþah tarafýndan Ömer Hayyam’a yaptýrýlmýþtýr. Baþlangýç tarihi 1079 yýlý kabul edilmiþtir. ! Selçuklularda Hicri ve Celali Takvim beraber kullanýlmýþtýr. Osmanlý Devleti’nde mali iþlerde aksama olmamasý için kullanýlmýþtýr. Baþlangýç yýlý olarak Hicret (622) kabul edilmiþtir. Tanzimat Döneminde son þekli verilen Rumi Takvim’de 1 Mart yýlbaþý olarak kabul edilmiþtir. ! Osmanlýlarda Hicri ve Rumi Takvim beraber kullanýlmýþtýr.

Miladi Takvim

Güneþ

Hz. Ýsa’nýn doðumu baþlangýç olarak kabul edilmiþtir. Bu takvim Türkiye’de 1 Ocak 1926’dan itibaren kullanýlmaya baþlanmýþtýr.

GEÇMÝÞTEN GÜNÜMÜZE TARÝH YAZICILIÐI HÝKÂYECÝ TARÝH

ÖÐRETÝCÝ TARÝH

KRONÝK TARÝH

ARAÞTIRMACI TARÝH

SOSYAL TARÝH

Eski Yunan’da MÖ V. yüzyýlda yaþamýþ olan Heredot’un yazdýðý tarih bu türün ilk örneðidir. Hikâyeci tarihte, hikâye ve efsanelerle dolu bilgiler nakledilir. Yer ve zaman belirtilmekle birlikte sebep - sonuç iliþkisi üzerinde durulmaz.

Bu tarih yazýcýlýðýnýn ilk temsilcisi, Eski Yunan’da yaþamýþ Tukidides’tir. Öðretici tarihte; topluma fayda saðlamak, toplumun milli ve ahlaki deðerlerini geliþtirmek amaçlanmýþtýr.

Tarihi olaylarýn oluþ sýrasýna göre sýralandýðý tarih anlayýþýdýr. Hitit anallarý, Osmanlý vekayinameleri, Rus kronikleri bu türün örnekleridir. ! Vakanüvislik tarzý tarih yazýcýlýðý olaylarý kaydetmekle yetinirken belgelerin sorgulanmasýna dayalý tarih yazýcýlýðý sebep ve sonuç baðlantýlarý çerçevesinde olaylardan olgulara ulaþmaya çalýþýr.

XIX. yüzyýlda doðmuþ olan araþtýrmacý tarih anlayýþýnda, tarihi olaylar kaynaklara dayalý olarak araþtýrýlýr ve baþvurulan kaynaklar oluþturulan eserlerde dipnot olarak belirtilir. Ayrýca eserlerde, olaylarýn geliþimi, yeri, zamaný, sebepleri, sonuçlarý ve bunlarýn arasýndaki iliþkiler bir bütün olarak ele alýnýr. Araþtýrmacý ve akademik tarihçiliðin kurucusu kabul edilen Leopold von Ranke, tarihi diðer disiplinlerden ayýrarak, kendine has metodlarý olan bir çalýþma sahasý haline getirdi. Ranke için belge (özellikle birinci elden kaynaklar), kutsal olmasýnýn yaný sýra, vazgeçilmezdir. Ona göre, belge yoksa, tarih de yoktur.

XIX. yüzyýlda Auguste Comte’un öncülüðünde geliþen bu tarih anlayýþýnda, metafizik ve doðaüstü güçler yerine somut olaylar anlatýlmakta, toplumlarýn yaþayýþlarý ve kültürleri ele alýnmaktadýr. Bu anlayýþýn geliþmesinde Fransýz tarihçi Lucien Febvre ile Marc Bloch tarafýndan çýkartýlan “Annales” isimli dergi ve bu derginin yaptýðý yayýnlar etkili olmuþtur. Bu ekolün ülkemizdeki önemli temsilcileri olarak Ömer Lütfi Barkan, Fuat Köprülü ve Halil Ýnalcýk gösterilebilir.

TÜRKLERDE TARÝH YAZICILIÐI Türklerde tarih yazýcýlýðýnýn ilk örneði, Göktürkler Dönemi'nde Yoluð Tigin tarafýndan yazýlmýþ Orhun Kitabeleridir. Göktürklerden Osmanlýlara kadar geçen dönemde hikayeci ve kronik tarih türünde eser veren tarihçiler olduysa da, tarih yazýcýlýðýnýn bir meslek olarak ortaya çýkmasý Osmanlýlar Dönemi'nde olmuþtur. Osmanlýlarda devlet tarafýndan desteklenen tarih yazýcýlarýna baþlarda “þehnameci” denirken daha sonralarý “vakanüvis” denmiþtir. Ýlk Osmanlý vakanüvisi Naima Efendi’dir. Vakanüvislerin eserleri dýþýnda yazýlmýþ Hoca Sadettin Efendi, Âþýk Paþazade, Oruç Bey, Peçevi ve bir devlet adamý olan Ahmet Cevdet Paþa’nýn da önemli tarih kitaplarý vardýr.

ğı sunulmuştur. Tarih yazýmýnda yaþanan deðiþimler, Osmanlý tarihçi-

Vakanüvislikte, olaylarýn ortaya çýkýþ nedenleri üzerinde durulmaz ve olaylar olduðu gibi nakledilir. Osmanlý Devleti'nde de bu anlayýþ devam etmiþ ve resmî tarihçilik, vakanüvislik adý altýnda XVIII. yüzyýl baþýnda kurumlaþmýþtýr. Osmanlý Devleti'nde bu tarz tarih yazýcýlýðý yapanlara vakanüvis, Batý dünyasýnda ise analist denmiþtir. Vakayinâmeler, kronikler ve yýllýklar (annal) tarihî olaylarý yýllara göre kronolojik olarak sýralayan yazýlý belgelerdir. Bu yolla, kesintisiz bir tarih kayna-

hakaret seviyesine varan suçlamalara karþý koymak amacýyla Türk

liðine II. Meþrutiyet döneminde yansýmaya baþlamýþtýr. Aslýnda Tanzimat Dönemi'nde Ahmet Cevdet Paþa gibi tarihçiler klasik vakanüvislik anlayýþýndan çýkarak eserlerinde birinci el belgeleri eleþtirel bir incelemeden geçirerek kullanýlmýþlardýr. II. Meþrutiyet, Türk tarihçiliðinde Batý'daki yöntem ve yaklaþýmlarýn yaygýnlaþmaya baþladýðý bir dönemdir. Türk tarihçiliðindeki bu deðiþim, Atatürk'ün etkisiyle Cumhuriyet Dönemi'nde de hýzlanarak devam etmiþtir. Atatürk, Batý'da Türklere karþý iftiralara, kimi zaman Milleti'nin kimliðini tanýtmak, Türk tarih ve medeniyetini bilimsel yöntemlerle araþtýrmak için 1931'de "Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti"ni kurdurmuþ ve bu kurum 1935'te "Türk Tarih Kurumu" adýný almýþtýr. Fuat Köprülü, Ömer Lütfi Barkan ve Halil Ýnancýk gibi tarihçiler Türk tarihçiliðini dünya standartlarýna yükseltmiþlerdir.

9

Tarih ve Zaman

KÝM KÝMDÝR? HEREDOTOS (HEREDOT)

İBN-İ HALDUN

AHMET CEVDET PAÞA

MÖ 484 - MÖ 425 yýllarý arasýnda Halikarnas’ta yaþamýþ ünlü Yunan tarihçisidir. Tarihin babasý olarak anýlýr.

Ýbn-i Haldun, 1332 - 1406 yýllarý arasýnda yaþamýþ ünlü bir Ýslam bilginidir. Ýbn-i Haldun'a göre insanlýk tarihi düz bir çizgi (Çizgisel/İlerlemeci) ile açýklanamaz, tam tersine dairesel (Dairevî/Döngüsel) bir yapýdadýr. Ýbn-i Haldun buradan yola çýkarak toplumlarýn yapýsýnýn deðiþmeyen bir doðasý olduðunu iddia eder; tüm toplumlarýn kuruluþ süreçleri, güçlenmeleri, bekalarýný koruma arzularý ve sonra baþka toplumlar ya da kendi iç çatýþmalarý sebebiyle yýkýlmalarý birbirlerine yaratýlýþ itibari ile benzemektedir. Ona göre "Geçmiþ, geleceðe; suyun suya benzemesinden daha çok benzer". "Tarih tekerrürden ibarettir" sözü bu alt yapýdan beslenmektedir.

XIX.yüzyýlýn ünlü Osmanlý devlet adamý ve tarihçisidir. Osmanlý Devleti'nin önemli tarihçilerinden (vakanüvislerinden) biri olan Ahmet Cevdet Paþa, kendisinden önceki vakanüvisler gibi olaylarý sadece kronolojik olarak kaydetmemiþ, tarihî belgeleri yorumlamasý ve deðerlendirmesi bakýmýndan modern Türk tarihçiliðin önderliðini de yapmýþtýr. Ahmet Cevdet Paþa, eserlerinde olaylarý ele alýþ biçimi, arþiv kaynaklarý ile birlikte Batý kaynaklarýný kullanmasý ve daha bilimsel bir yöntemle eserlerini yazmýþ olmasý bakýmýndan diðer vakanüvislerden ayrýlýr.

THUKÝDÝDES (TUKÝDÝDES) MÖ 460 - MÖ 400 yýllarý arasýnda Atina’da yaþamýþ ünlü Yunan tarihçisidir. Thukidides eserlerini halkýna siyasi bir eðitim kazandýrmak ve onlarý siyasi açýdan bilgilendirmek için yazmýþtýr.

ÂÞIK PAÞAZADE XV. yüzyýlda yaþamýþ Osmanlý tarihçisidir. Osmanlý Devleti’nin kuruluþ tarihi olan 1299’dan 1478 yýlýna kadarki dönemi sade bir Türkçe ile anlatan “Aþýkpaþazade Tarihi” adlý eseri, Osmanlý Devleti’ni konu edinmiþ ilk Türkçe eserdir.

"Kitâbu'l-Ýber" adýndaki yedi ciltlik eserine yazdýðý "Mukaddime"sinde Ýbn Haldun, tarih felsefesi ve toplumsal meseleleri ele almýþtýr. "Umrân", Ýbn Haldun'un Mukaddime'de kullandýðý ve ilim dünyasýna kazandýrdýðý özgün kavramlardan yalnýzca biridir. Ýbn-i Haldun'un, geliþtirmiþ olduðu "umrân teorisi", umrânýn, hem tarihe uygun bir yöntem olarak temellendirilmesini hem de tarihin anlaþýlmasýný içermektedir.

MUSTAFA NAÝMA EFENDÝ 1655 - 1716 yýllarý arasýnda yaþamýþ ilk resmi Osmanlý tarihçisi (vakanüvisi)dir. “Naima Tarihi” en önemli eseridir.

HALÝL ÝNALCIK “Tarihçilerin Kutbu” olarak anýlýr. 1916’da Ýstanbul’da doðan Halil Ýnalcýk 1940 yýlýnda Atatürk tarafýndan kurulan Dil ve Tarih - Coðrafya Fakültesi’nden mezun oldu. Baþta mezun olduðu okul ve Bilkent Üniversitesi olmak üzere Türkiye’nin ve dünyanýn saygýn üniversitelerinde Osmanlý tarihi alanýnda öðretim üyeliði yaptý. Halil Ýnalcýk’ýn yazdýðý eserler dünya tarihçileri tarafýndan temel referans eserleri olarak kabul edilmektedir. 2016 yýlýnda Ankara’da vefat etti.

TARÝH BÝLÝMÝNE AÝT KAVRAMLAR Kaynak, edebiyat

ÖREN YERÝ

Eski yapý ve yerleþim kalýntýlarýnýn olduðu yer

KAYNAK

Geçmiþi aydýnlatan her türlü belge ya da vesika

MEDENÝYET

Uygarlýk

KÝTABE

Yazýlý taþ, yazýt

LAHÝT

Taþ veya mermerden oyma, üstü kapak taþlarýyla örtülü mezar

LÝTERATÜR

VAKAYÝNAME Günü gününe yazýlmýþ eser. Kronik VAKANÜVÝS

NESNELLÝK

10

TABLET

Eski Anadolu ve Mezopotamya uygarlýklarýndan kalma, üzeri yazýlý ya da resimli piþmiþ topraktan yapýlmýþ küçük levha

TAHLÝL (ÇÖZÜMLEME)

Tarih araþtýrmalarýnda elde edilen verilerin kaynak ve bilgi yönünden yeterli olup olmadýðýnýn kontrol edilmesi

TASNÝF Tarihi kaynaklardan elde edilen verilerin belli bir sis(SINIFLANDIRMA) tem içinde sýnýflandýrýlmasý

Resmî Osmanlý tarihçisi. Vakayinâme yazan kiþi

TERKÝP (SENTEZ)

Tarihi bilgilerin bir araya getirilmesi, sentezinin yapýlmasý

Tarafsýzlýk, objektiflik

TENKÝT (ELEÞTÝRÝ)

Tarihi bilgilerin ve belgelerin eleþtiri süzgecinden geçirilmesidir. Ýç tenkit ve dýþ tenkit olmak üzere iki þekilde yapýlýr. Gerçek bilgilerin ortaya çýkmasýný saðlayan en önemli aþamadýr.

Analitik Tarih

TARİH VE ZAMAN

Kavrama Pekiştirme Güçlendirme

1. Tanım: Tarih, insan topluluklarının geçmişteki yaşayışlarını, uğraşlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini, yer ve zaman göstererek neden - sonuç ilişkisi içerisinde inceleyen bir bilim dalıdır. Durum: Makedonya Kralı Büyük İskender’in Asya seferi sonucunda, Doğu ve Batı kültürleri birbiriyle kaynaşmış ve Helenizm Uygarlığı doğmuştur. Yukarıda verilen durumda, tarihin tanımında yer alan, I. insan ilişkileri, II. yer, III. zaman, IV. neden - sonuç

5. Tarihçi verdiği bilgilerde kesinlik bildiren ifa-

gılardan hangisi doğru değildir?

Bu durum tarih biliminin aşağıdaki özelliklerinden hangisi ile doğrudan ilgilidir? A) Tarihte deney ve gözlem yapılamaz.

A) Geçmişe dair bilgiler, kanıtlara dayandıkları gibi tarihçilerin değerlendirmelerini ve yorumlarını da içerir.

B) Tarih bilimi neden - sonuç ilişkisine önem verir.

B) Tarihî olayların bugünün bakış açısı ve değer yargılarıyla ele alınması doğru değildir.

C) Tarihçi olayların araştırmasını yaparken yansız olmalıdır.

C) Farklı ideoloji ve değer sistemlerinin tarihî olayların yorumlanması üzerinde etkisi olabilir.

D) Ortaya çıkacak yeni bir belge, eski bilgileri değiştirebilir. E) Tarih, geleceğin doğru planlanmasına katkıda bulunur.

unsurlarından hangilerine değinilmemiştir? A) Yalnız I   

B) Yalnız III 

D) II ve III 

8. Tarihî bilgiler ile ilgili olarak aşağıdaki yar-

deleri kullanmamaya dikkat eder.

D) Teknolojinin hızla geliştiği günümüz dünyasında, popüler tarih bilgisi ve yorumlarına eleştirel yaklaşmak doğru değildir. E) Tarih araştırmaları, ulaşılabilir kaynaklar üzerinden geçmişi aydınlatmayı amaçlar.

C) I ve III

E) I, II ve III 

2. Tarih hakkında bilgi veren ve geçmişi doğru anlamamızı sağlayan her türlü malzemeye kaynak veya belge denir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi kaynak olarak değerlendirilemez? A) Heykeller



B) Tabletler

C) Çanak ve çömlekler D) Savaş aletleri

9. Hayatın bir bütün oluşunun sonucu olarak zaman da bir bütündür. Yani hayat ve zaman, birbiriyle iç içe olan kesintisiz bir süreçtir. Dolayısıyla tarih, insanlığın geçmişini bir bütün olarak görür ve değerlendirir.

6. Tarihçi, araştırmalarında deney ve gözlem metodunu kulla­na­maz, laboratuvar ortamı oluşturamaz. Bu duruma tarih biliminin,

Yukarıda verilen bilgiye rağmen tarih biliminin olayları zaman, mekân ve konuya göre bölümlere ayırması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?

I. objektifliği ilke edinmesi, II. geçmişteki olayları incelemesi,

E) Madenler

III. yardımcı bilimlerden yararlanması

3. MÖ tarihler, Miladi Takvim'in başlangıcından geriye doğru gidildikçe; MS tarihler ise Miladi Takvim'in başlangıcından günümüze doğru geldikçe sayısal değer olarak artar. Buna göre aşağıdaki tarihlerden hangisi diğerlerine göre günümüzden daha uzak bir tarihi göstermektedir? A) MÖ 1235   

B) MS 476 

D) MÖ 1471 

özelliklerinden doğrudan hangileri neden olmuştur? A) Yalnız II   

B) Yalnız III 

D) I ve III 

A) Tarihin, sosyal bir bilim dalı olmasıyla B) Olayların farklı olsa dahi aynı sonuçlar doğurabileceğinin ispatlanmak istenmesiyle

C) I ve II

C) Olaylar arasında neden - sonuç ilişkisinin sağlıklı kurulmasını sağlamak amacıyla

E) II ve III 

D) Tarihi olayların daha kolay araştırılıp öğrenilmesinin sağlanmaya çalışılmasıyla E) Tarihin bir bilgi yığını olmaktan kurtarılmak istenmesiyle

C) MS 1789 E) MÖ 5 

4. Tarihi olgu, uzun bir süreç içinde gerçekleşen olaylardır. Tarihi olgunun başlangıç ve bitişini tespit etmek zordur. Buna göre aşağıdakilerden hangisinin, tarihi bir olgu olduğu söylenemez?

10. Tarihin zaman ve mekân olguları dışında, insanlığın faaliyet alanlarına göre yapılan sınıflandırmasına çözümleyici veya derinliğine sınıflandırma denilir.

7. Uluslararası antlaşmalar, bir tarihçi için aşağıdaki türlerden hangisi içinde yer alır?

Aşağıdakilerden hangisi çözümleyici sınıflandırmaya örnek gösterilebilir?

A) Anadolu’nun Türkleşmesi

A) Sözlü kaynak

B) Balkanların İslamlaşması

B) Yazılı arşiv malzemesi

C) Osmanlı Devleti’nin zayıflaması

C) Müzelik malzeme

A) Avrupa Tarihi



B) Orta Çağ Tarihi

D) İslamiyet’in Türkler arasında yayılması

D) Günlük haber

C) Bilim Tarihi



D) Anadolu Tarihi

E) Halifeliğin kaldırılması

E) Süreli yayın



E) 19.Yüzyıl Tarihi

11

Tarih ve Zaman

Kavrama

Pekiştirme

Güçlendirme

TEST

11. Geçmişten günümüze kadar insanlığın yaşa-

14. Toplumun ahlak ve karakterini geliştirmek

18. Aşağıdakilerden hangisinin, tarihin amaç

dığı tarih bir bütündür. Bu bütünü bir defada inceleyip öğrenmek zordur. Bundan dolayı incelemeyi ve öğrenmeyi kolaylaştırmak için tarih zaman, yer ve konularına göre sınıflandırılmıştır.

amacıyla olaylar ve kişilerden ilgi çekecek şekilde söz eden tarih çeşidi aşağıdakilerden hangisidir?

ve yararlarından biri olduğu söylenemez?

Bu bilgiye göre aşağıdakilerden hangisinde zamana göre bir sınıflandırma yapılmıştır?

B) Öğretici (Pragmatik) Tarih

A) Osmanlı İktisat Tarihi

E) Hikayeci Tarih

A) Sosyal Tarih

B) Mensubu olduğumuz toplum ve ülke ile içinde yaşadığımız dünyayı anlamak için tarih bilmek gerekir.

C) Neden - Nasılcı Tarih D) Siyasi Tarih

C) Günümüzde olup bitenleri anlayabilmek ve gelecek hakkında gerçekçi planlamalar yapabilmek için geçmişte olanların farkındalığına dayanan bir tarih bilincine sahip olmak gerekir.

B) Orta Asya Türk Tarihi C) Orta Çağ Tarihi D) İslam Tarihi E) Bilim Tarihi

D) Tarih; araştırma, kanıt kullanma, sorgulama, neden-sonuç ilişkisi kurma, eleştirel düşünme, empati kurma, değişim ve sürekliliği algılama gibi konularda yaşam becerileri kazandırır.

15. I. Kitabeler II. Tabletler III. Duvar resimleri IV. Dolmenler Yukarıda verilenlerden hangileri tarihi olayların aydınlatılmasında yararlanılan yazılı kaynaklar arasında yer alır? A) Yalnız I   

A) Ortak hafıza niteliğindeki tarih, kimlik oluşturmada ve toplumsallaşmada önemli bir role sahiptir.

B) I ve II 

D) I, II ve IV 

E) Tarih, kişilerin siyasi ve ideolojik aidiyetlerinin pekişmesinde ve güçlenmesinde öncelikli bir role sahiptir.

C) II ve III

E) I, II, III ve IV 

12. Tarih; insan faaliyetlerini, bu faaliyetlerin sonuçlarını ve toplumların uygarlık düzeylerini inceleyen ve açıklayan bir bilimdir. Buna göre aşağıdakilerden hangisinin tarihin ilgi alanına girdiği savunulamaz? A) Anadolu'nun Türkleşme sürecinin

16. Tarih araştırmacısının yazmış olduğu bir kitabın bilimsel bir nitelik taşıması için,

19. "İyi yazılmış bir hayat hemen hemen iyi kul-

B) Haçlı Seferlerinin siyasi sonuçlarının

I. olayların aydınlatılmasında kullanılan kaynakların doğruluğunun sorgulanması,

C) Orta Asya'da yaşanan kuraklığın nedenlerinin

II. olayların geçtiği yerlerin bizzat gezilip incelenmesi,

D) Ayasofya'nın Dünya kültür mirasındaki yerinin

III. olayların yansız olarak ele alınması,

II. tarih yazımının güçlüğü,

IV. olaylarla ilgili ulaşılabilen tüm kaynaklara başvurulması

III. tarih biliminin özgünlüğü

E) Göçlerin bölgesel etkilerinin

unsurlarından hangilerine sahip olması gerekir? A) I ve II   

B) II ve IV 

D) I, III ve IV 

C) I, II ve III

lanılmış bir hayat kadar enderdir." iddiasındaki bir tarihçinin, I. biyografi türünün zorluğu,

konularından hangilerine dikkat çektiği savunulabilir? A) Yalnız I   

B) Yalnız II 

D) I ve II 

C) Yalnız III

E) II ve III 

E) I, II, III ve IV 

17. Geçmişte yaşanmış bir uygarlığa ait bir pa13. Tarih bilimi; ferman, berat, vakfiye ve benzeri belgelerin yazılarının okunabilmesi için aşağıdaki bilgi alanlarının hangisinden yararlanır? A) Paleografi  B) Nümizmatik  C) Epigrafi  

D) Antropoloji 

E) Etnografya  [AYT - 2019]

ranın incelenmesi sonucu, o uygarlıkla ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisine ulaşılamaz? A) Dönemi B) Ekonomik durumu C) Etnik yapısı D) Yazı türü

20. Tarih araştırmalarında yazılı kaynakların doğruluk derecesinin ve güvenirliğinin araştırıldığı aşama aşağıdakilerden hangisidir? A) Tarama   

E) Yönetim şekli

B) Tasnif 

D) Tenkit 

C) Tahlil

E) Terkip  [AYT - 2018]

1 B 2 E 3 D 4 E 5 D 6 A 7 B 8 D 9 D 10 C 11 C 12 C 13 A 14 B 15 B 16 D 17 C 18 E 19 D 20 D

12

Analitik Tarih

2

Konu

ÜNİTENİN ÖZETİ

• Tarih Öncesi Devirler, başlangıç tarihi tam belli olmayan, yazının kullanılmadığı, insanoğlunun doğa karşısında en donanımsız ve korunmasız olduğu dönemdir. Bu dönemin aydınlatılmasında arkeolojik kaynaklardan yararlanılır.

Anlatımı

ÜNÝTE

İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ

• Bazı toplumlarda (Mısır), kralın sözleri Tanrı buyruğu kabul edilmiş ve yasa olarak uygulanmıştır. Bu tür toplumlarla göçebe yaşam süren toplumlarda (Türkler ve Moğollar) yazılı bir hukuk sistemi oluşmamıştır.

• Tarih Öncesi Devirler, çok uzun sürmesine rağmen bu dönemle ilgili bilgilerimiz çok azdır. Bunun nedeni; yazının olmaması ve o dönemden günümüze çok kısıtlı kaynağın ulaşmasıdır.

• Bazı toplumlarda (Babiller) sert hukuk kuralları (Hammurabi Kanunları) uygulanırken bazı toplumlarda (Hititler) ise daha insancıl hukuk kuralları uygulanmıştır. Hititlerde medeni kanun ve ceza kanunu büyük gelişme göstermiştir.

• Cilalı Taş (Neolitik) Devri, insanlığı ilgilendiren önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönemdir. Bu dönemde; üretim, yerleşik yaşam, toplumsal iş bölümü ve takasa dayalı ticaret başlamıştır. Cilalı Taş Devri’nde başlayan bu gelişmeler, Maden Devri’nde daha da gelişmiştir.

• Genellikle çok tanrılı (politeizm) dinler görülmüştür. Bu dinlerin bir kısmında ahiret inancı varken bir kısmında yoktur. İbranilerle beraber tek tanrılı (monoteizm) dinler ortaya çıkmış (Musevilik), Romalılar döneminde ise yaygınlaşmıştır (Hristiyanlık).

MÖ 3200'de yazının bulunuşuyla İlk Çağ başlar, MS 375'te Kavimler Göçü ile sona erer. Tarih çağlarının en uzunu olan İlk Çağ'ın önemli özellikleri şunlardır:

• İhtiyaçlar, toplumları bilimsel çalışmalara yönlendirmiştir. Örneğin, Mısırlılar vergilerin hesaplanması için matematiği, Nil’in taşma zamanını belirlemek için astronomiyi (takvimi), sel nedeniyle bozulan arazi sınırlarını ölçmek için geometriyi, mumya yapabilmek için tıbbı ve eczacılığı geliştirmişlerdir.

• Nüfus, yaşam koşullarının uygun olduğu yerlerde yoğunlaşmıştır. Bu yerlerin genel özellikleri şunlardır: İklimi ılıman, tatlı su kaynakları bol, tarım ve hayvancılığa uygun, ticaret ve göç yolları üzerinde olan yerlerdir. • Sınıflı toplum yapısı yaygındır. Bazı toplumlarda sınıflar arası geçiş serbestken bazı toplumlarda (Hint) sınıflar arası geçiş yasaklanmıştır (Kast sistemi). • Tarım ve ticaretle uğraşanlar yerleşik bir yaşam sürerken, hayvancılıkla uğraşanlar genellikle göçebe bir yaşam sürmüşlerdir. • Monarşik (krallık) yönetim şekli yaygındır. Bazı toplumlarda (Mısır) krallar Tanrı olarak kabul edilmiş (Tanrı kral anlayışı); bazı toplumlarda (Sümerler) ise din adamı olarak kabul edilmiştir (Rahip kral anlayışı). Bu durum, laik bir anlayışın bulunmadığını, dolayısıyla teokratik bir yönetim şeklinin uygulandığını gösterir. • Şehir devletleri (site / polis / nom) yaygın bir örgütlenme şekliydi. Çağın sonlarına doğru imparatorluklar kurulmaya başlamıştır. • Bazı toplumlarda (Hititler) kadınlar da yönetimde söz sahibiydi. Hititlerde “Tavananna” adı verilen kraliçelerin dini törenlere başkanlık yapması, kral savaşa gittiğinde ülkeyi yönetmesi buna kanıttır. • Roma, Yunan ve İyon uygarlıklarında demokrasi anlayışı gelişmiştir. Bu uygarlıklarda ilkel anlamda cumhuriyet yönetimi görülmüştür. • Bazı toplumların (Hititler, Persler) feodal beylikleri ortadan kaldırarak yerlerine merkezden valiler atamaları, merkezi yönetimi güçlendirme amacına yöneliktir. Bir devletin, merkezden vali ve yöneticiler atayarak ülkeyi yönetmesi, merkeziyetçi anlayışın güçlü olduğunu kanıtlar. • Ordular genellikle yaya ve atlı askerlerden oluşmuştur. Bazı toplumlar (Lidyalılar) savunmalarını tamamen paralı askerler vasıtasıyla yaparken, bazı toplumlar (Türkler) ordularında paralı askerlere yer vermemişlerdir. Bazı toplumlar, savunma sorunlarını ordular yanında, surlar yaparak gidermeye çalışmışlardır. • İlk düzenli orduyu Akadlar kurarken, onluk sisteme dayalı ordu sistemini Hunlar oluşturmuşlardır. • Sınıf çatışmaları sonucu hukuk kuralları ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda doğan Roma yasaları (12 Levha Kanunları) bugünkü Avrupa hukukunun temelini oluşturmuştur.

• Sümerler, tapınaklara teslim edilen ürünleri kaydetme ihtiyacından dolayı ilk kez yazıyı kullanmışlar; böylelikle tarihi çağları başlatmışlardır. Yazı her yerde aynı anda kullanılmadığı için toplumların tarihi çağlara geçmeleri farklı zamanlarda gerçekleşmiştir. Sümerlerin bulduğu çivi yazısını, Sümerler dışında Asurlular, Urartular ve Hititler de kullanmıştır. Hititler, çivi yazısı yanında Mısır resim yazısını da kullanmıştır. • Alfabeyi ilk kez Fenikeliler kullanmıştır. Bu alfabe daha sonra İyonlar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından geliştirilerek günümüze kadar ulaşmıştır. ! Bu durum, günümüz uygarlığının oluşmasında toplumlar arası kültür alışverişinin önemli bir rol oynadığını gösterir. • İyonya’da, önemli bilim adamları yetişmiştir. İyonya’nın sahip olduğu zenginlik ve hür düşünce ortamı bilimin gelişmesine ortam hazırlamıştır. • Çinliler tarafından bulunan matbaa, barut, pusula gibi teknik buluşlar, Türkler tarafından öğrenilmiş; Talas Savaşı’ndan sonra ise (Orta Çağ) Müslümanlar tarafından geliştirilmiştir. Bu buluşlar, Haçlı Seferleri sonucu Avrupalılar tarafından öğrenilmiştir. • Savunma ihtiyacından dolayı askeri mimari (sur, kale), dini ihtiyaçlardan dolayı tapınak ve mezar mimarisi (piramitler ve labirentler) gelişmiştir. Mimarinin gelişmesi geometri bilgisinin daha da artmasına sebep olmuştur. • Üretimin artması ve çeşitlenmesi sonucu ticaret gelişmiştir. Takas (değiş tokuş) yoluyla yapılan ticaret, uluslararası bir nitelik kazanınca, ticarette para kullanma ihtiyacı doğmuş ve bu ihtiyacın sonucunda Lidyalılar tarafından ilk kez para kullanılmaya başlanmıştır. Paranın kullanılması ticareti kolaylaştırmış ve uluslararası ticareti geliştirmiştir. • Bazı topluluklar (Yunanlılar, Asurlular) uluslararası ticaret yaparak zenginleşmişler, kendi toprakları dışında ticari üsler (koloniler) kurmuşlardır. Bu durum ticaret kadar kültür alışverişini de geliştirmiştir (Kolonizasyon faaliyetleri). • Uluslararası ticaretin gelişmesi sonucu önemli ticaret yolları ortaya çıkmıştır. Bu yolların önemlileri şunlardır. Lidya’nın başkenti Sardes’i Pers’in başkenti Sus'a bağlayan Kral Yolu; Çin’i Orta Asya üzerinden Anadolu’ya bağlayan İpek Yolu; Hindistan’ı Mısır’a bağlayan Baharat Yolu ve Sibirya’dan geçen Kürk Yolu’dur.

13

İnsanlığın İlk Dönemleri



İNSANLIĞIN TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

TAŞ DEVRİ

MÖ 10.000 Es­ki (Yontma) Taş Dev­ri (Pa­le­oli­tik)

MADEN DEVRİ

MÖ 8.000 Or­ta Taş Dev­ri

Ye­ni (Cilalı) Taş Dev­ri

Ba­kır Dev­ri

(Me­zo­litik)

(Ne­oli­tik)

(Kal­ko­li­tik)

– Te­mel ge­çim kay­na­ğı – İn­san­la­rın av­cı­lık ve top­ av­cı­lık ve top­la­yı­cı­lık­tır la­yı­cı­lık­tan üre­ti­ci­li­ğe (Tü­ke­ti­ci top­lum). ge­çiş dö­ne­mi­dir. – Ya­şam ma­ğa­ra­lar­da ve – Bu­zul­lar eri­me­ye baş­la­ ağaç ko­vuk­la­rın­da sür­ mış, dö­ne­min son­la­rı­na mek­te­dir. doğ­ru ateş denetim altı– İn­san­lar gö­çe­be ya­şa­ na alınmıştır. mak­ta­dır. – Dö­ne­min en öz­gün bu­ – Sa­vun­ma ve av­lan­ma lun­tu­la­rı çak­mak ta­şın­ amaç­lı taş­tan ve ke­mik­ dan ya­pıl­mış, mik­ro­lit ten ke­si­ci alet­ler ya­pıl­ adı ve­ri­len ve gün­de­lik mış­tır. ya­şam­da kul­la­nıl­ma­ya – Te­ker­lek icat edil­miş­tir. yö­ne­lik kü­çük araç ge­ – Ma­ğa­ra du­var­la­rı­na re­ reç­ler­dir. sim­ler ya­pıl­mış­tır (İlk Ana­do­lu’da­ki önem­li sanatsal faaliyet). mer­kez­le­ri: Göl­ler Böl­ – Dö­ne­min bü­yük bir bö­ ge­si’nde Ba­ra­diz, An­ka­ lü­mü bu­zul­lar al­tın­da ra Ma­cun­çay ve Sam­ geç­miş­tir. sun Tek­ke­köy’dür. Ana­do­lu’da­ki önem­ li mer­kez­le­ri: An­tal­ya çev­re­sin­de­ki Ka­ra­in, Bel­di­bi ve Bel­ba­şı; İs­ tan­bul’da­ki Ya­rım­bur­ gaz ma­ğa­ra­la­rı­dır.

✓ Ya­rım­bur­gaz Ma­ğa­ra­sı, Tür­ki­ye’de­ki bi­li­nen en es­ki yer­le­şim ye­ri­dir.

MÖ 5.500

– Ha­va­la­rın ısın­ma­sıy­la akar­su ve göl ke­nar­la­rın­ da yer­le­şim baş­la­mış­tır. – Yer­le­şik ya­şam­la be­ra­ber ta­rım baş­la­mış­tır. – İlk köy­ler ku­rul­muş­tur. – Hay­van­lar ev­cil­leş­ti­ril­me­ ye baş­lan­mış­tır. – Yer­le­şik ya­şa­ma bağ­lı ola­ rak özel mül­ki­yet an­la­yı­şı doğ­muş­tur. – Üre­ti­min ar­tı­şı so­nu­cu de­ ğiş-to­kuş (ta­kas) yo­luy­la ti­ca­ret baş­la­mış­tır. – İş gü­cü­ne du­yu­lan ih­ti­yaç kö­le­­li­ği or­ta­ya çı­kar­mış­tır. – Bit­ki lif­le­rin­den ilk el­bi­se­ ler ya­pıl­mış­tır. – Kil­den kap ­ka­cak ya­pı­mı se­ra­mik­çi­liği or­ta­ya çı­kar­ mış­tır. Bu dö­nem­le il­gi­li baş­lı­ca bu­lun­tu­lar; men­hir ve dol­ men adı ve­ri­len me­zar­lar­ dır. Ana­do­lu’da­ki önem­li mer­kez­le­ri: Di­yar­ba­kır Ça­yö­nü, Kon­ya Ça­tal­hö­ yük ve Şanlıurfa Göbeklitepe’dir. ✓ Ça­yö­nü; Tür­ki­ye ve Gü­ ney­do­ğu Av­ru­pa’da ta­ rım­sal üre­tim­le il­gi­li en es­ki yer­le­şim ye­ri­dir. Ça­ tal­hö­yük; in­san­lık ta­ri­hi­ nin ilk şe­hir yer­leş­me­si­dir.

Tunç Dev­ri

– İn­san­la­rın ilk keş­fet­tik­le­ – Ba­kır ve ka­la­yın ka­rı­ ri ve kul­lan­dık­la­rı ma­den şı­mı so­nu­cu da­ha da­ ba­kır­dır (Do­ğa­da bol bu­ ya­nık­lı tunç el­de edil­ lun­du­ğu ve ko­lay iş­len­di­ miş­tir. ği için). – Şe­hir dev­let­le­ri ku­rul­ – Ba­kır­dan si­lah­lar ve gün­ muş­tur. de­lik kul­la­nı­ma yö­ne­lik – Şe­hir­le­rin et­ra­fı ka­le kap ka­cak ya­pıl­mış­tır. ve sur­lar­la çev­ril­miş­tir. – Ma­de­nin in­san ya­şa­mı­na – Sa­ban, çöm­lek­çi çar­ gir­me­siy­le ta­rım­da be­re­ kı ve do­ku­ma tez­ga­hı ke­ti sim­ge­le­yen ma­de­ni kul­la­nıl­ma­ya baş­lan­ hey­kel­ci­kl­er ya­pıl­ma­ya mış­tır. baş­lan­mış­tır. – Asur­lu tü­ccar­lar ta­ Ana­do­lu’da­ki önem­li ra­fın­dan Ana­do­lu’ya mer­kez­le­ri: Ço­rum Ala­ ya­zı ge­ti­ril­miş; böy­le­ ca­hö­yük, De­niz­li Bey­ lik­le Ana­do­lu’da ta­ri­hi cesul­tan, Ça­nak­ka­le de­vir­le­re ge­çil­miş­tir. Tru­va ve Sam­sun İkiz­te­ ✓ Ana­do­lu’da ilk ya­zı­lı pe’dir. bel­ge­ler, Kay­se­ri Kül­ te­pe’de bu­lun­muş­tur.

NOT Tarih Öncesi Devirlerde temelleri atılan insanlık tarihinin, gerçek inşacıları Antik Medeniyetlerdir (İlk Çağ Uygarlıkları). Bu medeniyetlerin birikimini Orta Çağ’da Müslüman bilim insanları yeni bir ruhla geliştireceklerdir. Akıl ve dinin oluşturduğu bu birikim, Haçlı Seferlerinden sonra Avrupa’ya taşınacaktır. Bu birikimin Avrupa’ya taşınmasında Endülüs Emevileri de önemli bir rol üstlenecektir.

14

Analitik Tarih

İnsanlığın İlk Dönemleri

İLK DÖNEMLERİ

MODERN DÜNYA

ORTA ÇAĞ TARİHİ DEVİRLER

MÖ 3.200 Yazının bulunması

De­mir Dev­ri

0 Hz. İsa'nın doğumu

375

1453 İstanbul'un Fethi

Kavimler Göçü

İlk Çağ

Or­ta Çağ

İlk ve Orta Çağların değerleri ve felsefesi Batı toplumlarında 17. yüzyıldan itibaren önemini yitirmeye başlamıştır. 19. yüzyıldan itibaren ise pozitivizmin etkisiyle yerini modernizme bırakmıştır. Doğu toplumlarında ise bu durum daha farklıdır. Doğu toplumlarında Eski Çağların birikimi, varlığını bazı alanlarda uzun yıllar korumayı başarmıştır. Örneğin Eski Çağlarda gelişen Çin tıbbı ve akupunktur tedavisi, masajla tedavi, yoga terapileri, hacamat yöntemi bugün bile varlığını korumaktadır.

Fransız Devrimi

Ye­ni Çağ

– De­mi­rin kul­la­nıl­ma­sıy­la – Şe­hir dev­let­le­ri­nin ya­nın­ – Av­ru­pa’da de­re­bey­lik (fe­ oda­li­te) re­ji­mi ve sko­las­tik da­ha da­ya­nık­lı alet­ler da mer­ke­zi kral­lık­lar or­ta­ dü­şün­ce güç­len­miş­tir. ve si­lah­lar ya­pıl­mış­tır. ya çık­mış­tır. – Sı­nıf­lı top­lum ya­pı­sı (kö­le­ – Dö­ne­min son­la­rı­na – İm­pa­ra­tor­luk­lar ku­rul­ma­ lik) yay­gın­laş­mış­tır. doğ­ru ya­zı bu­lun­muş­ ya baş­lan­mış­tır. – İs­la­mi­yet doğ­muş­tur. tur. ✓ Ça­ğın bü­yük bir bö­lü­mü­ – Haç­lı Se­fer­le­ri düzenlenmiştir. Ana­do­lu’da­ki önem­ ne dam­ga­sı­nı vu­ran Ro­ – Ko­lo­ni ti­ca­re­ti ge­liş­miş­tir. li mer­kez­le­ri: Bur­dur ma İm­pa­ra­tor­lu­ğu’dur. Ha­cı­lar, Yoz­gat Ali­şar, – Ko­lo­ni ti­ca­re­ti (kolonizas- – İn­gil­te­re’de 1215’te Mag­ na Car­ta ilan edi­le­rek Ço­rum Ala­ca­hö­yük ve yon faaliyetleri) yay­gın­laş­ kra­lın yet­ki­le­ri sı­nır­lan­dı­rıl­ Ça­nak­ka­le Tru­va’dır. mış­tır. mış­tır. ✓ Her toplumun yazıyı – İpek Yo­lu, Ba­ha­rat Yo­lu kullanması aynı döneve Kral Yo­lu önem­li ti­ca­ret me rastlamamıştır. Yazıyol­la­rı ola­rak or­ta­ya çık­ yı kullanmaya başlayan mış­tır. toplumlar İlk Çağ’a gi– Tek tan­rı­lı din­ler (Mu­se­ rerken yazıyı kullanmavi­lik, Hris­ti­yan­lık) or­ta­ya yanlar Tarih Öncesi döçık­mış­tır. nemi yaşamaya devam etmiştir

NOT

1789

Ya­kın Çağ

– De­re­bey­lik­ler yı­kıl­mış, – Fran­sız Dev­ri­mi son­ra­ mer­ke­zi kral­lık­lar güç­ sı mil­li­yet­çi­lik, eşit­lik ve len­miş­tir. de­mok­ra­si dü­şün­ce­le­ ri yay­gın­laş­mış­tır. – Coğ­ra­fi Ke­şif­ler so­nu­cu ye­ni ti­ca­ret yol­la­rı bu­ – İm­pa­ra­tor­luk­lar da­ğıl­ lun­muş­tur. ma­ya, ulus dev­let­ler ço­ğal­ma­ya baş­la­mış­ – Rö­ne­sans ve Re­form tır. ha­re­ket­le­ri so­nu­cun­da sko­las­tik dü­şün­ce yı­kıl­ – Sa­na­yi Dev­ri­mi son­ mış, “Ay­dın­lan­ma Ça­ğı” ra­sı sö­mür­ge re­ka­be­ti baş­la­mış­tır. art­mış­tır. – Sö­mür­ge im­pa­ra­tor­luk­ – 1830 - 1848 Dev­rim­le­ri la­rı ku­rul­muş­tur. son­ra­sı li­be­ral de­mok­ ra­si­ler ve sen­di­kal hak­ lar güç­len­miş­tir. – ABD ku­rul­muş­tur. – Al­man ve İtal­yan si­ya­si bir­lik­leri ta­mam­lan­mış­ tır. – I. ve II. Dün­ya Sa­vaş­la­ rı çık­mış­tır.

NOT Eski Çağların genelinde bilim, kültür ve sanatın şekillenmesinde dini inançlar büyük rol oynamıştır. Bu durum en çok mimari ve heykel sanatında kendini göstermiştir. Yaratan ve/veya tanrılar adına düzenlenen etkinlikler (Yunanlıların Tanrıları adına düzenledikleri olimpiyatlar, Cahiliye Dönemi Araplarının putlar için düzenledikleri etkinlikler vb.) kültürel etkileşimi artırmıştır. Avrupa’da yaşanan Akıl ve Aydınlanma Çağı ile beraber dinin bilim, kültür ve sanat alanındaki rolü azalmıştır. Bu azalma modern dönemde daha da belirgin hale gelmiştir.

15

İnsanlığın İlk Dönemleri MI­SIR­LI­LAR ELAM­LAR AKAD­LAR BA­BÝL­LER ASUR­LAR

SÜ­MER­LER



3200

4000

3000

2500

2000

1500

Ya­zý­nýn bu­lun­ma­sý (Ýlk Çað'ýn Baþ­lan­gý­cý)

ÝLK ÇAÐ ANADOLU UY­GAR­LIK­LA­RI ÝLK ÇAÐ YA­ÞA­DIK­LA­RI ÖNEM­LÝ SÝ­YA­SET, DEV­LET VE BÖL­GE / BÝ­LÝM VE KÜL­TÜR TOP­LU­LUK­LA­RI BAŞKENT İNSANLARI

ÖNEM­LÝ ESER­LE­RÝ – Ya­zý­lý­ka­ya ve Ýv­riz Ka­bart­ ma­la­rý

HÝ­TÝT­LER

Or­ta Ana­do­lu – Labarna (Kral) HATTUŞAŞ

– Telepinuþ (Kral)

ÖNEM­LÝ ÖZEL­LÝK­LE­RÝ – Baþ­lan­gýç­ta feo­dal bey­lik­ler­den olu­þur­ken, za­man­la mer­ke­zi­yet­çi bir ida­ri ör­güt­len­me oluþ­tur­muþ­ lar­dýr. – Kral­la­rý ay­ný za­man­da baþ­ko­mu­tan ve baþ­ra­hip­tir.

– Kra­lýn yet­ki­le­ri soy­lu­lar­dan olu­þan Pan­kuþ Mec­li­si ta­ra­fýn­dan sý­nýr­lan­dý­rýl­mýþ­týr. – Ka­deþ Ant­laþ­ – Kral­dan son­ra en yet­ki­li ki­þi Ta­va­nan­na adý ve­ri­len kra­li­çe­dir. ma­sý – Çi­vi ya­zý­sý ve hi­ye­rog­lif ya­zý­sý­ný kul­lan­mýþ­lar­dýr. – Anal­lar – Tan­rý­la­rý­na he­sap ver­mek için tut­tuk­la­rý yýl­lýk­lar (anal­lar), ta­raf­sýz ta­rih ya­zý­cý­lý­ðý­nýn ilk ör­nek­le­ri­dir. – Ça­tal­hö­yük ve – Mısırlılarla Suriye egemenliği için yaptıkları savaşlar sonrasında, ilk yazılı antlaşma olan Kadeş Ala­ca­hö­yük Antlaşması'nı imzalamışlardır. yer­le­þim­le­ri – İlk medeni kanun

– İlk medeni kanunları hazırlamışlardır.

– Hey­kel­ci­lik ve ka­bart­ma­cý­lýk ge­li­þen sa­nat dal­la­rý­dýr. – Hi­tit ül­ke­si çok tan­rý­lý bir inan­ca sa­hip ol­du­ðu için “Bin tan­rý ili” ola­rak anýl­mýþ­týr.

FRÝG­YA­LI­LAR

LÝD­YA­LI­LAR

Or­ta Ana­do­lu – Gor­di­os (Kral) GORDİON

Ba­tý Ana­do­lu SARD

– Midas (Kral)

– Giges (Kral)

Ta­les, Pi­sa­gor ÝYON­YA­LI­LAR

Ba­tý Ana­do­lu Hi­pok­rat, He­re­dot Ho­me­ros, Öklid

URAR­TU­LAR

16

Do­ðu Ana­do­lu TUŞPA

– Gor­di­on ve Mi­das yer­le­ þim­le­ri

– Kral Yo­lu – Ýlk ma­de­ni pa­ra –S  ard Ha­ra­be­le­ri – Ezop Masallarý –A  r­te­mis Ta­pý­na­ðý – Ýl­ya­da ve Ode­ sa Des­tan­la­rý – Celsus Kütüphanesi – Þamram Kanalý – Van Kalesi

– Ta­rý­mý ko­r u­mak ve ge­liþ­tir­mek için özel ka­nun­lar koy­muþ­lar­dýr. – Ýlk hay­van hi­ka­ye­le­ri­ni (fabl) oluþ­tur­muþ­lar­dýr. – Ma­den iþ­le­me­ci­li­ði, aðaç oy­ma­cý­lý­ðý ve do­ku­ma­cý­lýk­ta ge­liþ­miþ­ler­dir. – Be­re­ket tan­rý­ça­sý Ki­be­le’yi ana tan­rý­ça ka­bul et­miþ­ler­dir. – En önemli ihraç ürünleri, tapates adını verdikleri kilimlerdir. – Fibula adı verilen ilk çatal iğneyi kullanmışlardır. – Ka­ra ti­ca­re­ti­ne önem ver­miþ­ler; Sar­des’ten baþ­la­ya­rak Me­zo­po­tam­ya’ya ka­dar uza­nan Kral Yo­lu’nu yap­mýþ­lar­dýr. – Ta­ka­sa da­ya­lý eko­no­mi­den, pa­ra­ya da­ya­lý eko­no­mi­ye ge­çi­þi baþ­lat­mýþ­lar­dýr. – Üc­ret­li as­ker­ler­den olu­þan bir sa­vun­ma sis­te­mi kur­muþ­lar­dýr. – Þe­hir dev­let­le­ri þek­lin­de ör­güt­len­miþ­ler­dir. – Sa­hip ol­duk­la­rý zen­gin­lik ve öz­gür dü­þün­ce or­ta­mýn­dan do­la­yý po­zi­tif bi­lim­le­rin ön­cü­sü ol­muþ­ lar­dýr. – Sa­ray ve ta­pý­nak mi­ma­ri­sin­de ge­liþ­miþ­ler­dir. – Ma­den iþ­le­me­ci­li­ði, ka­ya oy­ma­cý­lý­ðý, ka­bart­ma sa­na­tý ve mi­ma­ri ala­nýn­da ge­liþ­miþ­ler­dir. – Van Gö­lü çev­re­si­ne ka­le­ler, su ka­nal­la­rý ve su bent­le­ri yap­mýþ­lar­dýr. – Ülkeleri sýk sýk Asurlular tarafýndan istila ve tahrip edilmiþtir.

Analitik Tarih

İnsanlığın İlk Dönemleri

RO­MA ÝM­PA­RA­TOR­LU­ÐU

DO­ÐU RO­MA ÝM­PA­RA­TOR­LU­ÐU

HE­LEN PERS­LER FE­NÝ­KE­LÝ­LER ÝB­RA­NÝ­LER

1000

500

0

375

500

1000

1453

HÝ­TÝT­LER Ýs­tan­bu­l’un Fet­hi (Yeni Çað'ýn Baþ­lan­gý­cý)

Kavimler Göçü (Orta Çað'ýn Baþlangýcý)

FRÝG­LER LÝD­YA­LI­LAR URAR­TU­LAR

ÝLK ÇAÐ MEZOPOTAMYA UY­GAR­LIK­LA­RI ÝLK ÇAÐ DEV­LET VE TOP­LU­LUK­LA­RI

ÖNEM­LÝ SÝ­YA­SET, YA­ÞA­DIK­LA­RI BÝ­LÝM VE KÜL­TÜR BÖL­GE/BAŞKENT İNSANLARI

ÖNEM­LÝ ESER­LE­RÝ

–G  ýl­ga­mýþ, Tu­fan

SÜ­MER­LER

Me­zo­po­tam­ya

–U  r­ga­ki­na (Kral)

ve Ya­ra­dý­lýþ Des­tan­la­rý

ÖNEM­LÝ ÖZEL­LÝK­LE­RÝ

– Si­te adý ve­ri­len þe­hir dev­let­le­ri þek­lin­de ör­güt­len­miþ­ler­dir. Si­te­le­rin ba­þýn­da pa­te­si veya ensi adý ve­ri­len ra­hip - kral­lar bu­lu­nur­du. Önemli þehirleri Ur, Uruk, Umma ve Lagaþ’týr. – Çok tan­rý­lý ve dün­yevî bir di­ne ina­nan Sü­mer­ler, zig­gu­rat adý ve­ri­len çok kat­lý ta­pý­nak­lar in­þa et­miþ­ ler­dir.

–K  il tab­let­ler

– Ya­zý­yý (çi­vi ya­zý­sý) bu­la­rak ta­ri­hi çað­la­rý baþ­lat­mýþ­lar­dýr.

–U  r­ga­ki­na

– As­tro­no­mi, ma­te­ma­tik ve geo­met­ri­yi ge­liþ­tir­miþ­ler; dört iþ­le­mi kul­lan­mýþ­lar ve da­ire­yi 360 de­re­ce­ ye böl­müþ­ler­dir.

Ka­nun­la­rý

– Ay esas­lý tak­vi­mi oluþ­tur­muþ­lar­dýr.

AKAD­LAR

ELAM­LAR

Me­zo­po­tam­ya AGADE

– Ýlk im­pa­ra­tor­lu­ðu kur­muþ­lar­dýr.

– Sargon (Kral)

– Ýlk dü­zen­li or­du­yu oluþ­tur­muþ­lar­dýr.

Me­zo­po­tam­ya

– Ma­den­ci­lik ve se­ra­mik sa­na­týn­da iler­le­miþ­ler­dir.

SUS – Babil Kulesi

BA­BÝL­LER

Me­zo­po­tam­ya BABİL

–H  am­mu­ra­bi

(Kral)

–B  a­bil’in As­ma

Bah­çe­le­ri –H  am­mu­ra­bi

Ka­nun­la­rý

ASUR­LU­LAR

Me­zo­po­tam­ya NİNOVA/ASUR

–A  surbanipal

(Kral)

– Kral Ham­mu­ra­bi, di­ne da­ya­lý dev­let an­la­yý­þý (te­ok­ra­tik) ye­ri­ne, gü­cü­nü or­du­dan alan mut­lak kral­lýk an­la­yý­þý­ný ge­tir­miþ­tir. – Kral Ham­mu­ra­bi, ce­za, mül­ki­yet ve ti­ca­ret alan­la­rýn­da dö­ne­min en ge­liþ­miþ ka­nun­la­rý­ný yap­mýþ­týr. – Sü­mer­le­rin et­ki­sin­de kal­mýþ­lar, ta­pý­nak­la­rý­na zig­gu­rat adý­ný ver­miþ­ler­dir.

– Nem­r ut Ta­pý­ – Ti­ca­ret­le uð­raþ­mýþ­lar; Ana­do­lu’da Ka­r um adý ve­ri­len ti­ca­ri ko­lo­ni­ler kur­muþ­lar­dýr. na­ðý’nda­ki  o­lo­ni­ler ara­cý­lý­ðýy­la Ana­do­lu’ya ya­zý­yý ge­ti­re­rek, Ana­do­lu’da ta­ri­hi çað­la­rý baþ­lat­mýþ­lar­dýr. as­lan hey­kel­le­ – K ri – Kral Yo­lu’nu kul­lan­mýþ­lar­dýr. – Kay­se­ri Kül­te­ – Ni­no­va’da ilk kü­tüp­ha­ne­yi kur­muþ­lar­dýr. pe’de bu­lu­nan – Arþivcilik alanýnda geliþmiþlerdir. tab­let­ler

17

İnsanlığın İlk Dönemleri

ÝLK ÇAÐ ÇEVRE UY­GAR­LIK­LA­RI ÝLK ÇAÐ DEV­LET VE TOP­LU­LUK­LA­RI

MI­SIR­LI­LAR

MED­LER

PERS­LER

YA­ÞA­DIK­LA­RI BÖL­GE

Mý­sýr

ÖNEM­LÝ SÝ­YA­SET, BÝ­LÝM VE KÜL­TÜR İNSANLARI

– Pi­ra­mit­ler – La­bi­rent­ler – Tapýnaklar – Hi­ye­rog­lif – Me­nes (Kral) ya­zý­sý – II. Ramses (Kral) – Pa­pi­rüs kâðý­dý – Mum­ya­cý­lýk – Gü­neþ tak­vi­mi – Sfenksler

Ýran

– II. Kiros (Kral)

Do­ðu Ak­de­niz – Hz. Sü­ley­man

– Fi­ra­vu­n adý ve­ri­len Tan­rý - kral­lar ta­ra­fýn­dan yö­ne­til­miþ­ler­dir. – Hi­ye­rog­lif ya­zý­sý­ný kul­lan­mýþ­lar, ya­zý­la­rý­ný pa­pi­rüs bit­ki­sin­den ya­pý­lan ka­ðýt­la­ra yaz­mýþ­lar­dýr. – Ahi­ret inan­cýn­dan do­la­yý ölü­le­ri mum­ya­la­ya­rak göm­müþ­ler­dir. Mum­ya­la­ma tek­ni­ði sa­ye­sin­de týp ve ec­za­cý­lýk ala­nýn­da ge­liþ­miþ­ler­dir. – Fi­ra­vun­lar için pi­ra­mit, halk için la­bi­rent adý ve­ri­len me­zar­lar yap­mýþ­lar ve bu me­zar­la­ra ölü­le­ri­ ni eþ­ya­la­rýy­la göm­müþ­ler­dir. (En önemli piramitleri Keops, Kefren ve Mikerinos’tur.) – Ma­te­ma­tik­te on­da­lýk sis­te­mini bul­muþ­lar, ilk de­fa dört iþ­le­mi kul­lan­mýþ­lar, pi sa­yý­sý­ný bugün­kü de­ðe­ri­ne ya­kýn he­saplamýþlardýr. – As­tro­no­mi ala­nýn­da ge­liþ­miþ­ler, Gü­neþ esas­lý tak­vi­mi yap­mýþ­lar­dýr. Bu tak­vim baþ­ka ulus­lar ta­ra­fýn­dan ge­liþ­ti­ri­le­rek gü­nü­mü­ze ka­dar gel­miþ­tir.

– Sý­nýr­sýz yet­ki­le­re sa­hip hü­küm­dar­lar ta­ra­fýn­dan yö­ne­til­miþ­ler­dir. – Ateþ­ge­de­ler – Ül­ke­yi sat­rap­lýk adý ve­ri­len eya­let­le­re ayýr­mýþ­lar ve baþ­la­rý­na mer­kez­den sat­rap adý ve­ri­len yö­ne­ ti­ci­ler ata­mýþ­lar­dýr. – Ka­ya me­zar­la­rý – Çok tan­rý­lý bir din olan Zer­düþt­lü­ðe ve bu dinin bir benzeri olan Mecusiliðe inan­mýþ­lar, ateþ­ge­de – Per­se­po­lis adý ve­ri­len ta­pý­nak­lar in­þa et­miþ­ler­dir. Sa­ra­yý – Dü­zen­li bir pos­ta ör­gü­tü kur­muþ­lar­dýr. – Kral Yolu – Sa­nat­ta Me­zo­po­tam­ya, Mý­sýr, Ana­do­lu ve Yu­nan sa­na­tý­nýn et­ki­siy­le “Pers Üs­lu­bu’­nu” oluþ­tur­muþ­lar­dýr. – Makedonya Kralý Büyük Ýskender’e Ýssos Savaþý’nda yenilmeleri sonucu yýkýlmýþlardýr. – Ku­düs mer­kez­li bir kral­lýk kur­muþ­lar; Hz. Da­vut ve onun oð­lu Hz. Sü­ley­man zamanýnda en güç­ lü dö­nem­le­ri­ni ya­þa­mýþ­lar­dýr. – Ýlk Çað uy­gar­lýk­la­rý için­de ilk tek tan­rý­lý di­ne ina­nan top­lu­luk­tur. – Hz. Sü­ley­man – Mu­se­vi­li­ðe ina­nan Ýb­ra­ni­ler za­man­la Fi­lis­tin top­rak­la­rýn­dan sü­rül­müþ­ler ve fark­lý pek çok dev­le­tin Ma­be­di ege­men­li­ðin­de ya­þa­mýþ­lar­dýr. Bu­na rað­men mil­li ben­lik­le­ri­ni gü­nü­mü­ze ka­dar ko­r u­ma­yý ba­þar­ – Að­la­ma Du­va­rý mýþ­lar­dýr. – Ýbranilerin kutsal kitabý olan Tevrat, Hz. Musa’ya gönderilmiþtir. – Mes­cid-i Ak­sa

– Alfabe FE­NÝ­KE­LÝ­LER

ÖNEM­LÝ ÖZEL­LÝK­LE­RÝ

Ýran

– Hz. Da­vut ÝB­RA­NÝ­LER

ÖNEM­LÝ ESER­LE­RÝ

Do­ðu Ak­de­niz

– Cam – Boya

GÝ­RÝT

Ege

Knossos Sarayý

MÝ­KEN (AKA)

Ege (Mo­ra Ya­rý­ma­da­sý)

Miken Þatosu

– Ti­ca­ret­le uð­raþ­mýþ­lar, Ak­de­niz ký­yý­la­rýn­da ti­ca­ri ko­lo­ni­ler kur­muþ­lar­dýr. Bu ko­lo­ni­ler ara­cý­lý­ðýy­la do­ðu ül­ke­le­riy­le Ak­de­niz ül­ke­le­ri ara­sýn­da kül­tü­rel et­ki­le­þim sað­la­mýþ­lar­dýr. En önemli kolonileri, Afrika’daki Kartaca’dýr. – 22 harf­ten mey­da­na ge­len Fe­ni­ke al­fa­be­si­ni oluþ­tur­muþ­lar­dýr. Bu al­fa­be­ye, Yu­nan­lý­la­rýn ve Ro­ma­lý­la­rýn ye­ni harf­ler ek­le­me­siy­le bu­gün­kü La­tin al­fa­be­si oluþ­muþ­tur.

– Ça­nak­ka­le Bo­ða­zý’na sa­hip ol­mak için Tru­va­lý­lar­la sa­vaþ­tý­lar. (Boðazlar için yapýlan ilk savaþtýr.) Homeros’un Ýlyada ve Odissea Destaný bu savaþý konu alýr.

Ege

– Po­lis adý ve­ri­len þe­hir dev­let­le­ri kur­du­lar. (En önemli þehir devletleri Atina ve Isparta’dýr.) – Sos­yal sý­nýf­lar ara­sý mü­ca­de­le­ler so­nu­cun­da hu­kuk ge­liþ­miþ­tir. Dra­gon Ka­nun­la­rý, Klis­te­nes Ka­nun­ – D  ra­ g on, So­ l on – So­lon la­rý ve So­lon Ka­nun­la­rý ile sos­yal sý­nýf­lar ara­sý fark­lý­lýk­lar azal­týl­mýþ, de­mok­ra­si an­la­yý­þý ge­liþ­miþ­tir. ve Klis­te­nes – Klis­te­nes – Çok tan­rý­lý bir di­ne ina­nan Yu­nan­lý­lar­da, tan­rý­lar in­san þek­lin­de ve ölüm­süz ola­rak dü­þü­nül­müþ; bu Ka­nun­la­rý dü­þün­ce on­la­rý, tan­rý­la­rý­nýn hey­kel­le­ri­ni yap­ma­ya yö­nelt­miþ­tir. (Baþ tanrýlarý Zeus’tur.) – Sok­ra­tes (Fi­lo­zof) – Ze­us Hey­ke­li – Yu­nan­lý­lar­da di­ni inanç­lar­dan do­la­yý hey­kel ve ta­pý­nak mi­ma­ri­si ge­liþ­miþ­tir. – Pla­ton (Fi­lo­zof) – Athena – Tan­rý­lar adý­na ya­pý­lan þen­lik­ler, Olim­pi­yat oyun­la­rý­nýn doð­ma­sý­ný sað­la­mýþ­týr. – Aris­to­te­les Tapýnaðý – Yu­nan­lý­lar ta­rih, týp, ma­te­ma­tik, as­tro­no­mi ve fel­se­fe ala­nýn­da ge­liþ­miþ­ler­dir. Sok­ra­tes, Pla­ton (Fi­lo­zof) (Ef­la­tun) ve Aris­to­te­les ilk Yu­nan fi­lo­zof­la­rýn­dan­dýr.

Ma­ke­don­ya

– Ma­ke­don­ya Kra­lý Bü­yük Ýs­ken­der, As­ya Se­fe­ri so­nu­cu Hin­dis­tan’ý ve Mý­sýr’ý da içi­ne alan bü­yük bir im­pa­ra­tor­luk kur­muþ­tur. Bu dö­nem­de, Yu­nan kül­tü­rü­nün As­ya kül­tü­rü ile kay­naþ­ma­sý so­nu­cu – Ask­le­pi­on Sað­lýk Mer­ke­zi He­le­nist­ik kül­tür or­ta­ya çýk­mýþ­týr. – Bü­yük – Bü­yük Ýs­ken­der’in kur­du­ðu Ber­ga­ma, An­tak­ya ve Ýs­ken­de­ri­ye gi­bi þe­hir­ler za­man­la önem­li kül­tür (Ber­ga­ma) Ýs­ken­der (Kral) ve ti­ca­ret mer­kez­le­ri ha­li­ne gel­miþ­tir. – Zeus Tapýnaðý – Ar­þi­met(Bi­lim – Ýs­ken­de­ri­ye’de ve Ber­ga­ma’da bü­yük kü­tüp­ha­ne­ler kur­muþ­lar­dýr. Ber­ga­ma­lý­lar pa­pi­rüs ka­ðý­dý­na (Bergama) ada­mý) al­ter­na­tif par­þö­men ka­ðý­dý­ný ya­pa­rak ilk ki­tap­la­rý (Ko­lets) oluþ­tur­muþ­lar­dýr. – Bat­lam­yus (Bi­lim – Ýskenderiye – Bü­yük Ýs­ken­der’in kur­du­ðu im­pa­ra­tor­luk onun ölü­mün­den son­ra par­ça­lan­mýþ­týr. Bu par­ça­lan­ma Feneri ada­mý) so­nu­cun­da Ana­do­lu da Pon­tus, Ka­pa­dok­ya, Bi­tin­ya ve Ber­ga­ma Kral­lýk­la­rý or­ta­ya çýk­mýþ­týr. – Rodos Heykeli ! Bergamalýlar, uygarlýk alanýnda oldukça geliþmiþlerdir. Yaptýklarý kütüphaneler, saðlýk merkezleri, tapýnaklar ve ürettikleri parþömen kaðýdý ile Anadolu uygarlýðýna önemli katkýda bulunmuþlardýr.

– Dra­gon

ES­KÝ YU­NAN

HE­LEN UY­GAR­LI­ÐI

18

Analitik Tarih

İnsanlığın İlk Dönemleri

ÝLK ÇAÐ ÇEVRE UY­GAR­LIK­LA­RI ÝLK ÇAÐ DEV­LET VE TOP­LU­LUK­LA­RI

YA­ÞA­DIK­LA­RI BÖL­GE

ÖNEM­LÝ SÝ­YA­SET, BÝ­LÝM VE KÜL­TÜR İNSANLARI

ÖNEM­LÝ ESER­LE­RÝ

ÖNEM­LÝ ÖZEL­LÝK­LE­RÝ

– MÖ 510 yý­lý­na ka­dar kral­lýk­la yö­ne­til­miþtir. Kral ih­ti­yar mec­li­si ta­ra­fýn­dan tek­lif edil­miþ, halk mec­ li­si ta­ra­fýn­dan se­çil­miþ ve Se­na­to­ya kar­þý so­r um­lu tu­tul­muþ­tur. – Au­gus­tus Ma­be­di – Aya­sof­ya – Aya Ýri­ni

– MÖ 510 yý­lýn­da kral­lýk yö­ne­ti­mi­ne son ve­ri­le­rek Cum­hu­ri­yet Dö­ne­mi­ne ge­çil­miþ­tir. Bu dö­nem­de ül­ke bir yýl­lýk sü­rey­le gö­re­ve ge­ti­ri­len ve kon­sül adý ve­ri­len iki ki­þi ta­ra­fýn­dan yö­ne­til­miþ­tir. Kon­ sül­ler bir­bir­le­ri­ne ve se­na­to­ya kar­þý so­r um­lu tu­tul­muþ­tur. – Cum­hu­ri­yet Dö­ne­min­de, Ro­ma ge­niþ­le­ye­rek Ana­do­lu, Me­zo­po­tam­ya ve Mý­sýr’ý içi­ne alan bü­yük bir im­pa­ra­tor­luk ha­li­ne gel­miþ­tir.

– Ro­ma top­lu­mu pat­ri­ci­ler, plep­ler ve kö­le­ler ol­mak üze­re üç sý­ný­fa ay­rýl­mýþ­týr. Pat­ri­ci­ler soy­lu­lar olup ge­niþ yet­ki­le­re sa­hip­ler­di. Ro­ma’ya son­ra­dan ge­lip yer­le­þen Plep­le­rin ise herhan­gi bir si­ya­ si hak­ký yok­tu. Kö­le­ler ise Ro­ma’nýn iþ­ga­li al­týn­da­ki yer­ler­den ge­ti­ril­miþ, alý­nýp sa­tý­la­bi­len, efen­di­ – Efes Mer­yem si­nin em­rin­de­ki ki­þi­ler­di. Ana Ki­li­se­si – Pat­ri­ci­ler ile Plep­ler ara­sýn­da uzun sü­ren ça­týþ­ma­lar so­nu­cu “On iki Lev­ha Ka­nun­la­rý” ya­pýl­mýþ, – Bin­bir­di­rek ve bu ka­nun­lar­la sý­nýf­lar ara­sý fark­lý­lýk­lar önem­li öl­çü­de gi­de­ril­miþ­tir. Bu sü­reç so­nu­cu olu­þan Ro­ma Ye­re­ba­tan hu­ku­ku, gü­nü­müz Ba­tý hu­ku­ku­nun te­mel­le­ri­ni oluþ­tur­muþ­tur. Sar­nýç­la­rý – Sý­nýf ça­týþ­ma­la­rý ve dýþ sal­dý­rý­lar so­nu­cu Ro­ma za­yýf­la­mýþ­týr. Ro­ma’nýn za­yýf­la­ma­sýn­dan ya­rar­ – Çemberlitaþ lanan Jull Se­zar, yö­ne­ti­mi ele geçirmiþ ve kendisini senatoya diktatör seçtirmiþtir. Böylelikle ve Dikilitaþ Roma’da Cumhuriyet Dönemi sona ermiþtir. Sezar’ýn bir suikast sonucu öldürülmesi üzerine – Ýstanbul baþlayan iç karýþýklýklara Oktavianus son vermiþtir. Augustus unvaný verilen Oktavianus ile bera­ Surlarý ber “Ýmparatorluk Dönemi” baþlamýþtýr (MÖ 27). – Hora Kilisesi – Çok tan­rý­lý bir di­ne ina­ný­lan Ro­ma’da, Hris­ti­yan­lýk 313’te Milano Fermaný ile ser­best bý­ra­kýl­mýþ, – Ser­gi­os ve Ba­küs

Avrupa RO­MA

Anadolu

UY­GAR­LI­ÐI

Mezopotamya Mýsýr

– Jull Cae­sar (Se­zar) – Oktavianus – Brü­tüs – Jus­tin­yen

( Karye Camisi) – Boz­do­ðan (Valens) Su Ke­me­ri

381’de de dev­le­tin res­mi di­ni ha­li­ne gel­miþ­tir. – Ro­ma­lý­lar dö­ne­min­de mi­ma­ri, ede­bi­yat, ti­yat­ro ve ta­rih ya­zý­cý­lý­ðý ol­duk­ça ge­liþ­miþ­tir. Ke­mer ve kub­be tek­ni­ði­ni ge­liþ­ti­ren Ro­ma­lý­lar, bu tek­nik­le ege­men ol­duk­la­rý böl­ge­ler­de pek çok mi­ma­ri eser yap­mýþ­lar­dýr. Bu mi­ma­ri eser­le­rin baþ­lý­ca­la­rý ka­ted­ral­ler, ki­li­se­ler, am­fi ti­yat­ro­lar, hipodromlar, su sar­nýç­la­rý, su ke­mer­le­ri ve ha­mam­lar­dýr.

– III. yüz­yýl­dan iti­ba­ren Ro­ma Ým­pa­ra­tor­lu­ðu iç ka­rý­þýk­lýk­lar, dýþ sal­dý­rý­lar ve Ka­vim­ler Gö­çü yü­zün­ den za­yýf­la­mýþ ve iki­ye bö­lün­müþ­tür. Bu bö­lün­me so­nu­cu baþ­ken­ti Ro­ma olan Ba­tý Ro­ma Ým­pa­ ra­tor­lu­ðu ile baþ­ken­ti Ýs­tan­bul olan Do­ðu Ro­ma Ým­pa­ra­tor­lu­ðu ku­r ul­muþ­tur. 476 yý­lýn­da Ku­zey­ – La­tin Al­fa­be­si den ge­len bar­bar ka­vim­le­rin sal­dý­rý­la­rý so­nu­cu Ba­tý Ro­ma Ým­pa­ra­tor­lu­ðu, 1453’te ise Os­man­lý – Jul­yen / Mi­la­ Dev­le­ti ta­ra­fýn­dan Do­ðu Ro­ma Ým­pa­ra­tor­lu­ðu yý­kýl­mýþ­týr. – Ba­tý Ro­ma’da La­tin kül­tü­rü ge­li­þir­ken Do­ðu Ro­ma (Bi­zans)’da Grek kül­tü­rü ge­liþ­miþ ve Or­to­doks­ di Tak­vim luk res­mi din ha­li­ni al­mýþ­týr. – Ro­ma Ha­ma­ mý

– Bizans, en parlak dönemini Justinyen Döneminde (527 - 565) yaþamýþtýr. Dünyanýn en önemli mimari eserlerinden biri kabul edilen Ayasofya Kilisesi’ni de Justinyen yaptýrmýþtýr. – Ra­ca­lýk adý ve­ri­len kü­çük prens­lik­ler ta­ra­fýn­dan yö­ne­til­miþ­ler­dir. HÝNT UYGARLIÐI

Hin­dis­tan

– Bu­dist ma­bed­le­ri

– Mes­lek­le­ri ba­ba­dan oðu­la ge­çen ve ay­ný ge­le­nek­le­re bað­lý bu­lu­nan çe­þit­li sos­yal sý­nýf­lar­dan olu­þan Kast sis­te­mi­ni uy­gu­la­mýþ­lar­dýr. Her türlü haktan yoksun ve aðýr iþlerde çalýþtýrýlan par­ yalar kast dýþý tutulmuþtur. – En ay­rý­ca­lýk­lý sý­ný­fý din adam­la­rý­nýn (Brah­man­la­rýn) oluþ­tur­du­ðu Kast sis­te­min­de, her üye ken­di kas­týn­dan ev­len­miþ ve kast dý­þý sos­yal iliþ­ki­ler ya­sak­lan­mýþ­týr. – Hin­du­izm, Brah­ma­nizm, Tao­izm, Kon­fiç­yüs­çü­lük ve Ma­ni­he­izm din­le­ri­ne inan­mýþ­lar­dýr.

– Çin Sed­di

ÇÝN UYGARLIÐI

Çin

– Çe­þit­li ha­ne­dan­lar ta­ra­fýn­dan mo­nar­þik bir an­la­yýþ­la yö­ne­til­miþ­ler, za­man­la im­pa­ra­tor­luk ha­li­ne gel­miþ­ler­dir.

– Bu­dist ta­pý­nak­la­rý

– “Tan­rý­nýn oð­lu” un­va­nýný ta­þý­yan im­pa­ra­tor­la­rýn kut­sal ol­du­ðu­na inan­mýþ­lar­dýr.

– Ba­r ut, kâðýt, mat­baa ve pu­su­la

– Ýpek, por­se­len ve ku­maþ üre­ti­mi yap­mýþ­lar, Ýpek Yo­lu ara­cý­lý­ðýy­la Çin’den Ro­ma’ya ka­dar olan böl­ge­de ti­ca­ri fa­ali­yet­ler­de bu­lun­muþ­lar­dýr.

– Ýpekli doku­ malar

– Mü­rek­kep, ka­ðýt, mat­baa, ba­r ut ve pu­su­la­yý bu­la­rak dün­ya­da bir­çok ge­liþ­me­ye ön­cü­lük et­miþ­ ler­dir.

- Seramikler

– Türk­le­rle si­ya­si ve as­ke­ri mü­ca­de­le için­de ol­muþ­lar; ken­di­le­ri­ni ko­r u­mak için Çin Sed­di’ni yap­ mýþ­lar­dýr.

– Bu­dizm, Tao­izm, Ma­ni­he­izm ve Kon­füç­yüs­çü­lük din­le­ri­ne inan­mýþ­lar­dýr.

– Bu­dizm inan­cý­nýn et­ki­siy­le re­sim, hey­kel­ci­lik ve mi­ma­ri ge­liþ­miþ­tir.

19

İnsanlığın İlk Dönemleri İlk Çağ Uygarlıkları

ÝLK ÇAÐ UY­GAR­LIK­LA­RI­NA AÝT ÖNEM­LÝ GE­LÝÞ­ME­LER

i

en naa

ASYA Ob

LeL

Ye n

ise

y

İrt

Baykal G.



Ötüken

N.

Aral G. Mis sis ipi

Tuna N. KARADENİZ

ATLAS OKYANUSU

MAYA UYG.

AZTEK UYG.

Nil N.

MI­SIR­LI­LAR

ORTA ASYA TÜRK UYG.

ANADOLU UYG. ROMA UYG.AKDENİZ MEZOPOTAMYA UYG. MISIR UYG. ENİZ ILD KIZ

Ýlk re­sim ya­zý­sý­ný bu­lan top­lu­luk

SÜ­MER­LER

AVRUPA AR D. HAZ

Ýlk çi­vi ya­zý­sý­ný bu­lan top­ lu­luk

KUZEY AMERİKA

AFRİKA

Batı Türkistan Anav

İRAN UYG.

BÜYÜK OKYANUS

TİBET

ÇİN UYG.

us

d İn

HİNT Ganj UYG.

ARABİSTAN Mekke n me Ye

Bengal Körfezi

UMMAN DENİZİ

HABEŞİSTAN

Ýlk al­fa­be­yi bu­lan top­lu­luk

Pekin

Doğu Türkistan

BÜYÜK OKYANUS

FE­NÝ­KE­LÝ­LER

on

Amaz

İNKA UYG.

GÜNEY AMERİKA HİNT OKYANUSU

Ýlk Ay esas­lý tak­vi­mi bu­lan top­lu­luk

SÜ­MER­LER

Ýlk Gü­neþ esas­lý tak­vi­mi bu­lan top­lu­luk

MI­SIR­LI­LAR

AVUSTRALYA

K B

D

ÖLÇEK 0

G

Ýlk im­pa­ra­tor­lu­ðu ku­ran top­lu­luk

AKAD­LAR

Ýlk de­mok­ra­si uy­gu­la­ma­la­ rý­ný baþ­la­tan top­lu­luk

YU­NAN­LI­LAR

Ýlk dü­zen­li or­du­yu ku­ran top­lu­luk

AKAD­LAR

Ýlk on­luk sis­te­mi uy­gu­la­ yan top­lu­luk

HUN­LAR

Ýlk ya­zý­lý hu­kuk ku­ral­la­rý­ný oluþ­tu­ran top­lu­luk

SÜ­MER­LER

Ýlk me­de­ni hu­kuk ku­ral­la­rý­ ný oluþ­tu­ran top­lu­luk

HÝ­TÝT­LER

Ýlk ya­zý­lý ant­laþ­ma­yý ya­pan top­lu­luk

HÝ­TÝT­LER MI­SIR­LI­LAR

Ýlk ta­raf­sýz ta­rih ya­zý­cý­lý­ðýný baþ­la­tan top­lu­luk

HÝ­TÝT­LER

Ýlk olim­pi­yat­la­rý baþ­la­tan top­lu­luk

LÝD­YA­LI­LAR







   

ÝB­RA­NÝ­LER

   











 







 

 



  

    

   

 

  

 

 

   





















 

 





 

 

ASUR­LU­LAR

    



… ­ ­ ­€­

 

   





ÇÝN­LÝ­LER









 



‚ ƒ„



 





 

20

    



Ýlk kü­tüp­ha­ne­yi ku­ran top­ lu­luk

3000 km











 





 

YU­NAN­LI­LAR





Ýlk mü­rek­kep, ka­ðýt, ba­rut, pu­su­la ve mat­ba­ayý kul­la­ nan top­lu­luk



  



Ýlk tek tan­rý­lý di­ne ina­nan dev­let

2000

Ýpek Yo­lu ve Ba­ha­rat Yo­lu

Kral Yolu Ýlk pa­ra­yý bu­lan top­lu­luk

1000







 





Analitik Tarih

  

İnsanlığın İlk Dönemleri ÇA­TAL­HÖ­YÜK

GÖ­BEK­LÝ­TE­PE

Kon­ya'nýn Çum­ra il­çe­sin­de bu­lu­nan Ça­tal­hö­yük gü­nü­ müz­den 9 bin yýl ön­ce is­kân edil­miþ çok ge­niþ bir Ne­oli­tik ve Kal­ko­li­tik Çað yer­le­þim ye­ri­dir. Ça­tal­hö­yük'ün di­ðer Ne­oli­tik yer­le­þim­le­rin­den te­mel far­ký bir köy yer­le­ þi­mi­ni aþýp kent­leþ­me ev­re­si­ni ya­þa­mak­ta ol­ma­sý­dýr. Dün­ya­nýn en es­ki yer­le­þim­le­rin­den bi­ri olan bu böl­ge hal­ký ilk ta­rým­cý top­lu­luk­lar­dan bi­ri ola­rak ka­bul edi­lir. Bu özel­lik­le­ri ba­ký­mýn­dan Ça­tal­hö­yük UNES­CO ta­ra­fýn­dan Dün­ya Mi­rasý Lis­te­si'ne alýn­mýþ­týr.

Gö­bek­li­te­pe Hö­yü­ðü, Þan­lý­ur­fa'da bir te­pe üze­ri­ne ku­r u­ lu Neolitik dönemden kal­ma, dün­ya­nýn bi­li­nen en es­ki di­ni ya­pý­lar top­lu­lu­ðu­dur. Böl­ge­nin öne­mi ise gün yü­zü­ ne çý­ka­rý­lan en bü­yük ta­pýn­ma ala­ný­ný ba­rýn­dýr­ma­sý­dýr. Gö­bek­li­te­pe, ar­ke­olo­ji dün­ya­sý­nýn en bü­yük ke­þif­le­rin­ den bi­ri­dir. Çün­kü da­ha þe­hir ha­ya­tý­na geç­me­miþ ol­du­ ðu dü­þü­nü­len av­cý-top­la­yý­cý top­lum­la­rýn ta­pý­nak in­þa et­miþ ol­du­ðu­nu gös­te­ren ilk ör­nek­tir. Göbeklitepe UNES­CO ta­ra­fýn­dan Dün­ya Mi­rasý Lis­te­si'ne alýn­mýþ­týr.

ALACAHÖYÜK

Ço­r um'un Ala­ca il­çe­sin­de bu­lu­nan Ala­ca­hö­yük'te dört ay­rý kül­tür ev­re­sin­den kal­ma 14 yer­le­þim ya da ya­pý ka­tý sap­tan­mýþ­týr. Önem­li Hi­tit mer­kez­le­rin­den bi­ri olan bu hö­yük Ana­do­lu'nun Ta­rih Ön­ce­si Dö­ne­mi­ni ay­dýn­lat­ma­sý ba­ký­mýn­dan önem­li­dir.

EFES

TRUVA

Ýz­mir Ýli Sel­çuk Ýl­çe­si sý­nýr­la­rý için­de­ki an­tik Efes ken­ti, An­tik Çað'ýn en önem­li mer­kez­le­rin­den bi­ri­dir.

Ça­nak­ka­le ili sý­nýr­la­rý için­de An­tik Ýda Da­ðý etek­le­rin­de yer alan Tru­va an­tik ken­ti, Ho­me­ros ta­ra­fýn­dan ya­zýl­dý­ðý sa­ný­lan iki man­zum des­tan­dan bi­ri olan Ýl­ya­da'da bah­si ge­çen Tru­va Sa­va­þý'nýn ger­çek­leþ­ti­ði an­tik kent­tir.

Efes, MÖ 4. bi­ne kadar gi­den ta­ri­hi bo­yun­ca uy­gar­lýk, bi­lim, kül­tür ve sa­nat alan­la­rýn­da her za­man önem­li rol oy­na­mýþ­týr.

Truva an­tik ken­ti, At­he­na Ta­pý­na­ðý ile öz­deþ­leþ­miþ­tir. Pers ege­men­li­ði sý­ra­sýn­da Ým­pa­ra­tor I. Ser­has çýk­tý­ðý Yu­na­nis­ tan se­fe­rin­de, Ça­nak­ka­le Bo­ða­zý­’ný geç­me­den ön­ce kente ge­le­rek bu ta­pý­na­ða kur­ban sun­du­ðu, ay­ný þe­kil­de Bü­yük Ýs­ken­de­rin de Pers­le­re kar­þý gi­riþ­ti­ði mü­ca­de­le sý­ra­sýn­da ken­ti zi­ya­ret et­ti­ði ve zýr­hý­ný At­he­na Ta­pý­na­ðý­’na ba­ðýþ­la­dý­ðý döneme ait kay­nak­lar­da be­lir­ti­lir.

Do­ðu ile Ba­tý (As­ya ve Av­ru­pa) ara­sýn­da bir ka­pý du­ru­mun­ da olan Efes önem­li bir li­man ken­ti idi. Bu ko­nu­mu, Efes'in ça­ðý­nýn en önem­li po­li­tik ve ti­ca­ret mer­ke­zi ola­rak ge­liþ­me­ si­ni ve Ro­ma Dev­rin­de, As­ya eya­le­ti­nin baþ­ken­ti ol­ma­sý­ný sað­la­mýþ­týr. Efes, An­tik Çað'da­ki öne­mi­ni yal­nýz­ca bü­yük bir ti­ca­ret mer­ke­zi ola­rak ge­liþ­me­si­ne ve baþ­kent olu­þu­na borç­lu de­ðil­dir. Ana­do­lu'nun es­ki ana tan­rý­ça (Kybe­le) ge­le­ne­ði­ne da­ya­lý Ar­te­mis kül­tü­nün en bü­yük ta­pý­na­ðý da Efes'te yer alýyordu. Ar­te­mis Ta­pý­na­ðý dün­ya­nýn ye­di ha­ri­ka­sýn­dan bi­ri ola­rak ka­bul edi­lir.

BELKIS / ZEUGMA Gaziantep ili, Nizip ilçesi sýnýrlarý içindeki Zeugma antik kenti, Fýrat Irmaðý kýyýsýnda yer almaktadýr. Ta­rih ön­ce­si çað­lar­dan be­ri ke­sin­ti­siz is­kân gös­te­ren bu yer­le­þi­min öne­mi, Fý­rat Ir­ma­ðý'nýn en ko­lay ge­çit ver­di­ði iki nok­ta­dan bi­ri­sin­de ol­ma­sý­dýr. "Ze­ug­ma" adý da "köp­rü­ba­þý" ve­ya "ge­çit ye­ri" gi­bi an­lam­lar ta­þý­mak­ta­dýr. Yak­la­þýk 20 bin dö­nüm­lük bir ara­zi üze­ri­ne ku­r ul­muþ olan bu an­tik ken­tin 1/3'ü, Bi­re­cik Ba­ra­jý göl ala­ný için­de kal­mýþ­týr. Kent, Hel­le­nis­tik Dö­ne­min önem­li bir ti­ca­ret mer­ke­zi­dir. Böl­ge­nin Ro­ma Ým­pa­ra­tor­lu­ðu ege­men­li­ði­ne gir­me­sin­den son­ra, bu­ra­da "IV. Lej­yon" ola­rak ad­lan­dý­rý­lan as­ke­ri gar­ni­ zo­nun yer­leþ­me­si ile ken­tin öne­mi art­mýþ­týr.Önem­li ti­ca­ret yol­la­rý­nýn üze­rin­de olan Ze­ug­ma'da ti­ca­re­tin iler­le­me­siy­le sa­nat­sal et­kin­lik­ler art­mýþ ve kül­tü­rel bir ge­liþ­me sað­lan­ mýþ­týr.

21

İnsanlığın İlk Dönemleri

İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİNDE

A. TOPLUM

B. EKONOMİ

1. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

1. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

• Eski (Yontma) Taş Devri'nin büyük bir bölümü buzullar altında geçtiği için insanlar avcılık ve toplayıcılık yaparak geçinmişlerdir. Buna bağlı olarak göçebe bir hayat sürmüşler; genellikle mağaralarda ve ağaç kovuklarında yaşamışlardır. Bu avcı-toplayıcı hayat ve geçim tarzı, insan topluluklarına ilk birlikte yaşama pratiğini kazandırmıştır.

• Eski Taş Devri'nde temel geçim kaynağı avcılık ve toplayıcılıktır (Tüketici toplum).

• Yontma Taş Devri'nin sonlarına doğru buzullar erimeye başlamış ve ateş denetim altına alınmıştır. • Konya Akşehir Dursunlu fosil yatakları, Anadolu'da insan varlığına ilişkin kalıntıların ele geçirildiği en eski buluntu yeridir. • İstanbul Yarımburgaz Mağarası'na günümüzden 270 bin-390 bin yıl önce ilk insanların yerleştiği tespit edilmiştir. • Antalya Karain Mağarası, Anadolu'da insana dair en eski kemik kalıntılarını barındıran yerdir. • Yeni (Cilalı) Taş Devri'nde havaların ısınmasıyla akarsu ve göl kenarlarında yerleşim başlamış, ilk köyler kurulmuştur. Yerleşik yaşamla beraber tarım başlamış, bitki liflerinden ilk elbiseler yapılmış, hayvanlar evcilleştirilmeye başlanmış, takasa dayalı ticari faaliyetler ortaya çıkmış ve özel mülkiyet anlayışı doğmuştur. Özel mülkiyet anlayışı ve iş gücüne duyulan ihtiyaç köleliğin başlamasına neden olmuştur. • Göbeklitepe, Çatalhöyük ve Çayönü yerleşik hayata ve medeniyete dair bilinen en eski yerleşim yerleridir. • Ça­yö­nü; Tür­ki­ye ve Gü­ney­do­ğu Av­ru­pa’da ta­rım­sal üre­tim­le il­gi­li en es­ki yer­le­şim ye­ri­dir. • Ça­tal­hö­yük; in­san­lık ta­ri­hi­nin ilk şe­hir yer­leş­me­si­dir. • Göbeklitepe; insanlık tarihinin en eski tapınak alanıdır. • İnsanlığın bu ilk döneminde nüfus artışıyla birlikte mağaralar yerini, belli bir kısmı toprağa gömülü ve yuvarlak planlı kulübe şeklindeki barınaklara bırakmıştır. Önceleri sadece barınak olarak kullanılan bu kulübeler, zamanla yapılar topluluğuna dönüşmüştür. Bu dönemde, bir ön giriş ile gerisinde dikdörtgen bir salondan oluşan "megaron" tipi evler ortaya çıkmıştır. • Maden Devri'nde insanların, madenden aletler yapmaya başlamasıyla doğaya olan hükümranlığı artmıştır. Bu devirde gelişen toplumsal, tarımsal ve ticari faaliyetlerin sonucunda köylerin yanında kentler de ortaya çıkmıştır.

2. İLK ÇAĞ • İlk Çağ'ın başlarında insan, tabiata tam hükümran bir konumda değildi. Nüfus, yaşam koşullarının uygun olduğu yerlerde yoğunlaşmıştır. • Maden Devri’nde başlayan şehirleşme İlk Çağ’da gelişmiştir. Genellikle mabetlerin etrafında oluşan şehirleşme sonucu şehir devletleri ortaya çıkmıştır. • Çağın genelinde sınıflı toplum yapısı yaygındır. Sınıflı toplum yapısının zaman içinde derinleşmesinde tarım ekonomisinde istihdam edilen farklı emek türleri (hür köylü, toprağa bağlı köylü, serf ve köle emeği) ile iktidar mücadeleleri etkili olmuştur. • Tarım ve ticaretle uğraşanlar yerleşik bir yaşam sürerken, hayvancılıkla uğraşanlar genellikle konar-göçer bir yaşam sürmüşlerdir. Konar-göçer ve yerleşik hayat tarzları Erken İlk Çağ'dan itibaren birbirlerini tamamlayan ve coğrafi şartlara bağlı olarak ortaya çıkan hayat tarzlarıdır. • İlk Çağ'da insan toplulukları; geçim imkânını kaybetme, iklim değişikliği, politik değişiklikler, dini baskılar vb. sebeplerle kitlesel göçler yaşamışlardır. Bu önemli göç hareketlerine; Kavimler Göçü, Ege Göçleri, İç Asya'dan göçler, Filistin'den Yahudi sürgünleri, ilk Hristiyanların Roma baskısından kaçmaları örnek olarak gösterilebilir.

22

• Yeni Taş Devri'nde; tarım, hayvancılık, seramikçilik ve takasa dayalı ticari faaliyetler başlamıştır (Üretici toplum). • Çayönü Höyüğü (Diyarbakır) ve Cafer Höyük (Malatya) yerleşkelerinde dünyanın en eski buğday türlerinden birisi olan "Emmer evcil buğdayı" bulunmuştur. Ayrıca MÖ 8.500'lerde Urfa ve Diyarbakır çevresinde buğday tarımının başlamış olması, tahılın ana vatanının Anadolu olduğunu ortaya koymaktadır. • Maden Devri'nde insanların madenden tarım aletleri yapması tarımsal üretimi artırmış; bu durum sonucunda ticari faaliyetler gelişmiştir. Bu dönemde toplumsal ve ekonomik faaliyetlerin gelişmesi sonucunda köylerin yanında kentler ortaya çıkmıştır. Kent yaşamı ise sanat ve zanaat faaliyetlerinin gelişimine ortam hazırlamıştır.

2. İLK ÇAĞ • Üretimin artması ve çeşitlenmesi sonucu ticaret gelişmiştir. Takas yoluyla yapılan ticaret, uluslararası bir nitelik kazanınca, ticarette para kullanma ihtiyacı doğmuş ve bu ihtiyacın sonucunda Lidyalılar tarafından ilk kez para kullanılmaya başlanmıştır. Paranın kullanılması ticareti kolaylaştırmış ve uluslararası ticareti geliştirmiştir. • Bazı topluluklar (Yunanlılar, Asurlular) uluslararası ticaret yaparak zenginleşmişler, kendi toprakları dışında ticari üsler (koloniler) kurmuşlardır. Bu durum ticaret kadar kültür alışverişini de geliştirmiştir (Kolonizasyon faaliyetleri). İlk Çağ'da Fenike, İyon, Asur gibi medeniyetlerde kolonicilik faaliyetleri görülmüştür. • Ülkeleri dışında ele geçirilen toprakları kendilerine bağlayarak, bazen de kendi vatandaşlarını o bölgeye yerleştirerek genellikle ticari faaliyetlerde kullanmak amacıyla oluşturulan idarelere "koloni" denir. Bu kolonilerin, devletin idaresinde aktif olarak kullanılmasına da "kolonicilik" denir. • İlk Çağ'ın başlıca tüccar kavimleri şunlardır: Asurlular, Fenikeliler, Lidyalılar, Soğdlar, Yahudiler. • Uluslararası ticaretin gelişmesi sonucu önemli ticaret yolları ortaya çıkmıştır. Bu yolların önemlileri şunlardır. Lidya’nın başkenti Sardes’i Pers’in başkenti Sus'a bağlayan Kral Yolu; Çin’i Orta Asya üzerinden Anadolu’ya bağlayan İpek Yolu; Hindistan’ı Mısır’a bağlayan Baharat Yolu ve Sibirya’dan geçen Kürk Yolu’dur. • Tarımla geçinen toplumlarda kuraklığın, beraberinde kıtlığı getirmesi önemli bir sorundu. Bu bölgelerde "artı ürün" üretmek ve bunları depolamak son derece önemliydi. Artı ürüne sahip olan yerleşim merkezleri avantajlı duruma geçti ve bu durum onlara güç kazandırdı. Ayrıca artı ürün, diğer ihtiyaçların karşılanması için değiş tokuşu geliştirdi ve çiftçilik dışında yeni meslekler ortaya çıkardı. Çiftçi, esnaf, tüccar, din adamı, savaşçı gibi yeni sınıflardan oluşan daha büyük topluluklar şehir toplumunun doğmasını sağladı.

NOT İlk Çağ'ın Önemli Ticaret Yerleri Agora: Şehir devletlerinde ticari faaliyetlerin yapıldığı yer olup kent meydanı, çar­ şı, pazar yeri anlamına gelmektedir. Han: Kervanların konakladığı, malların depolandığı, atölyelerin bulunduğu ve ti­ caretin yapıldığı yerlerdi. Arasta: Aynı esnaf grubuna ait dükkânlardan oluşan pazar yerleridir. Bedesten: Farklı ürünlerin satıldığı kapalı çarşılardır. Ribat: Daha çok korunma, savunma ve askerî amaçlı inşa edilen karakollardır. Zamanla işlev değiştirerek ticari konaklama amacıyla kullanılmaya başlanan ri­ batlar, daha çok kervansaray olarak işlev görmeye başladılar. Kervansaray: Kervanların güvenliği ve konaklaması için ana yol kenarında inşa edilen yapılardır. Sosyal işlevlere de sahip olan kervansaraylar, ticaretin güvenli­ ğini ve canlılığını sağlamışlardır. Analitik Tarih

KÜLTÜR VE UYGARLIK

İnsanlığın İlk Dönemleri

C. HUKUK

D. ORDU

1. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

1. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

İnsanoğlu en eski devirlerden beri topluluklar halinde yaşamaktadır. Toplumsal yaşamı düzenlemek için de hukuk kuralları oluşturulmuştur. Bu kurallarının oluşmasında genellikle şu üç unsur belirleyici olmuştur: Akıl, gelenek(töre) ve dinî öğretiler. Toplumsal yaşamı düzenleyen bu kurallar uzun dönem kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılmıştır. İlk Çağ’da yazılı hukuk kuralları oluşacaksa da sözlü hukuk kuralları toplumsal yaşamdaki etkisini çağlar boyu koruyacaktır.

• Yontma Taş Devri'nde savunma ve avlanma amaçlı taştan ve kemikten kesici aletler yapılmıştır.

2. İLK ÇAĞ

2. İLK ÇAĞ

• Tarih Öncesi Devirlerdeki sözlü hukuk geleneği, İlk Çağ'da yazılı hâle gelmiştir. • İlk Çağ'ın en önemli yazılı hukuk metinleri şunlardır: Urkagina ve Hammurabi Kanunları, Hitit Hukuku, Solon ve Klistenes Kanunları, On iki Levha Kanunları, Justianus Kanunları ile Kutsal Kitaplardır (Tevrat ve İncil). • İlk yazılı hukuk kuralları, “Urgakina Kanunları”dır. • Sosyal sınıf çatışmaları, hukuk kurallarının gelişmesinde etkili olmuştur. Bu doğrultuda doğan Roma hukuku (12 Levha Kanunları) bugünkü Avrupa hukukunun temelini oluşturmuştur. • Bazı toplumlarda (Mısır), kralın sözleri Tanrı buyruğu kabul edilmiş ve yasa olarak uygulanmıştır. Bu tür toplumlarla göçebe yaşam süren toplumlarda (Türkler ve Moğollar) yazılı bir hukuk sistemi uzun yıllar oluşamamıştır. • Bazı toplumlarda (Babiller) sert hukuk kuralları (Hammurabi Kanunları) uygulanırken bazı toplumlarda (Hititler) ise daha insancıl hukuk kuralları uygulanmıştır. Hititlerde medeni kanun ve ceza kanunu büyük gelişme göstermiştir. • Hukuk sistemlerinin oluşmasında; hükümdar buyrukları, gelenek ve göreneklerin yanında Kutsal kitaplar da her devirde belirleyici olmuştur.

NOT

İnsanlığın İlk Dönemleri'nin Önemli Hukuk Metinleri

Urgakina Kanununları: Sümerler tarafından oluşturulmuş ilk hukuki metinlerdir. Hammurabi Kanununları: Urgakina Kanunlarının geliştirilmiş hali olup sert yap­ tırımlar (kısasa kısas) içerir. Hitit Kanunları: İlk medeni hukuk kurallarıdır. Sert yaptırımlar içermez. On Emir: İsrailoğulları'nın Mısır'dan çıkışlarından sonra Sina Dağı'nda Tanrı tara­ fından Hz. Musa'ya bildirilen emirlerdir. Oniki Levha Kanunları: Günümüz Avrupa hukukunun temelini oluşturan kanun­ lar olup, Roma toplumundaki patrici (soylular) ve pleb (halk) arasındaki sınıf mücadelesi sonucu hazırlanmıştır. Justinianus Kanunları: 12 Levha Kanunları'nın geliştirilmiş halidir. Drakon, Solon ve Klistenes Kanunları: Antik Yunan'da hazırlanmış olup, sınıf farklılıklarını azaltmayı amaçlamıştır.

• Cilalı Taş Devri'nde yerleşik yaşamın ve özel mülkiyetin gelişmesiyle savunma ihtiyacı artmıştır. • Maden Devri'nde madenlerden daha dayanıklı silahlar yapılmıştır. Bu devirde toplumsal hayatın gelişmesi, şehirlerin kurulması rekabeti ve çıkar çatışmalarını da artırmıştır. Bu durum savaşların yaşanmasına yol açmıştır. Bu savaşlar hem silah yapım tekniklerini geliştirmiş hem de savunma tedbirlerini artırmıştır.

• Ordular genellikle yaya ve atlı askerlerden oluşmuştur. • Bazı toplumlar (Lidyalılar) savunmalarını tamamen paralı askerler vasıtasıyla yaparken, bazı toplumlar (Türkler) ordularında paralı askerlere yer vermemişlerdir. • Toplumlar, savunma sorunlarını ordular yanında, surlar yaparak gidermeye çalışmışlardır (En önemli örnek Çin Seddi'dir). • İlk düzenli orduyu Akadlar kurarken, onluk sisteme dayalı ordu sistemini Hunlar oluşturmuşlardır. • Hun hükümdarı Mete Han, Makedon Kralı Büyük İskender gibi askeri dehalar; oluşturdukları ordulardaki teşkilat yapısı, teçhizat (başlıca harp aletleri ve silahlar) zenginliği ve doktrin (strateji ve taktikler) derinliği açısından kendilerinden sonraki dönemleri etkilemişlerdir. • İlk Çağ toplulumlarında (Örneğin Sümerler) askerlik genellikle soylulara ait bir meslek kabul edilse de savaş durumunda eli silah tutan her erkek asker sayılırdı. Kralın muhafızlığını yapan bir askerî kadro her zaman vardı ve ihtiyaç hâlinde paralı askerler de orduya alınırdı. Dolayısıyla ordular; ücretli askerlerden, gönüllülerden ve krala ait kentte oturan ve masrafları kral tarafından karşılanan erkeklerden oluşurdu. • Denize kıyısı olan toplumlarda (Mısırlılar ve Romalılar gibi) kara ordularının yanında, yelkenli ve kürekli savaş gemilerinden oluşan donanmalar da vardı. • İlk Çağ medeniyetlerinin orduları genel olarak piyade, süvari ve savaş arabalı askerlerden oluşurdu. Bu askerler silah olarak ok, yay, kalkan, mızrak, topuz, balta ve kılıç gibi silahlar kullanırdı. Kuşatmalarda mancınık, kule ve koçbaşları da kullanılmıştır. • İlk Çağ medeniyetlerinde orduların teçhizatları ve uyguladıkları taktikler hemen hemen aynıdır. Orduları farklı kılan özellikler; savaş meydanındaki hareket yeteneği, saldırı ve savunma gücüdür. Savaşlarda asıl sonuç kent kuşatmalarından ziyade meydan savaşlarında alınmaktaydı. Meydan savaşlarında piyadelerden oluşan birliklerin düşmanın savaş arabalarına direnme gücü, savaşın kazanılmasında etkiliydi. • Devletler, savaşlarda düşmanlarını alt edebilmek için farklı savaş stratejileri/taktikleri üretmiştir. Bunlardan en meşhuru Türkler tarafından geliştirilen Turan (Bozkurt/Hilal) taktiğidir.

23

İnsanlığın İlk Dönemleri

E. BİLİM, KÜLTÜR, SANAT 1. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER • Eski Taş Devri'nde tekerlek icat edilmiş ve mağara duvarlarına resimler yapılmıştır (İlk sanatsal faaliyet). Araç-gereçlerin yapımında zamanla obsidyen ve kemikler de kullanılmaya başlanmıştır. Obsidyen olarak adlandırılan doğal volkanik cam, bu araç-gereçler için ideal ham madde olup insanlar bunlardan bıçak, iğne ve olta gibi aletler yapmışlardır. Dönemin özgün buluntuları çakmak taşından yapılmış, mikrolit adı verilen küçük araç gereçlerdir. Bu dönemle ilgili en önemli buluntular; menhir ve dolmen adı verilen mezarlardır. • Yeni Taş Devri'nde taş, kemik ve ağaç yanında topraktan kaplar (seramik) yapılmış; saban, çömlekçi çarkı ve dokuma tezgahı kullanılmaya başlanmıştır. • İnsanların ilk keşfettikleri ve kullandıkları maden bakırdır (doğada bol bulunduğu ve kolay işlendiği için). Zaman içinde bakır ve kalayın karışımı sonucu daha dayanıklı tunç elde edilmiştir. Madenin insan yaşamına girmesiyle tarımda bereketi simgeleyen madeni heykelcikler yapılmaya başlanmıştır. İnsanoğlu tarafından demirin keşfedilmesi ve demirden aletler yapılmaya başlaması kadîm uygarlığın gelişmesinde en önemli dönüm noktalarından biridir. • Yazının icadından önceki bu döneme hâkim olan sözlü kültür örnekleri mitler, destanlar, kuruluş ve yaratılış efsaneleridir. • Demir Devri'nin sonlarına doğru Sümerler tarafından yazı bulunmuştur. Yazının bulunmasıyla beraber Tarihî Çağların ilki olan İlk Çağ başlamıştır. • Her toplumun yazıyı kullanması aynı döneme rastlamamıştır. Yazıyı kullanmaya başlayan toplumlar İlk Çağ’a girerken yazıyı kullanmayanlar Tarih Öncesi dönemi yaşamaya devam etmiştir. • Ana­do­lu’da ilk ya­zı­lı bel­ge­ler, Kay­se­ri Kül­te­pe’de bu­lun­muş­tur.

2. İLK ÇAĞ • İhtiyaçlar, toplumları bilimsel çalışmalara yönlendirmiştir. Örneğin, Mısırlılar vergilerin hesaplanması için matematiği, Nil'in taşma zamanını belirlemek için astronomiyi, sel nedeniyle bozulan arazi sınırlarını ölçmek için geometriyi, mumya yapabilmek için tıbbı ve eczacılığı geliştirmişlerdir. • Sümerler, tapınaklara (ziggurat) teslim edilen ürünleri kaydetme ihtiyacından dolayı ilk kez yazıyı (çivi yazısı) kullanmışlar; böylelikle Tarihî Çağları başlatmışlardır (MÖ 3500). Yazı her yerde aynı anda kullanılmadığı için toplumların Tarihî Çağlara geçmeleri farklı zamanlarda gerçekleşmiştir. Sümerlerden sonra çivi yazısı Akad, Babil, Asur, Hitit ve Urartu gibi medeniyetler tarafından geliştirilmiştir. • Alfabeyi ilk kez Fenikeliler kullanmıştır. Bu alfabe daha sonra İyonlar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından geliştirilerek günümüze kadar ulaşmıştır. Bu durum, günümüz uygarlığının oluşmasında toplumlar arası kültür alışverişinin önemli bir rol oynadığını gösterir (Toplumlar arası kültür alışverişi şu yollarla gerçekleşir: Yazı, savaşlar, göçler ve ticaret) • H iyeroglif yazısı kullanan Mısırlılar yazı aracı olarak papirüs ve fırça gibi araçlar kullanmıştır. Böylece yazının taşınabilirliği kolaylaşmıştır. Mısır yazısı Fenike alfabesinin gelişmesine de model olmuştur. Bu alfabeden Sami, sonrasında da Latin alfabesi geliştirilmiştir. • İlk kez Bergama'da hayvan derisinden üretilen parşömenler birleştirilerek kitap hâline getirilmiştir. Çin medeniyeti ise parşömenden daha ucuza mal olan tekstilden yapılan kâğıdı üretmiştir. Talas Savaşı’ndan sonra Müslümanlar, Çinlilerden öğrendikleri kâğıt üretimini yaygınlaştırmıştır.

24

• Tanrıların gökyüzünde olduğu inancı insanları gökyüzünü incelemeye yöneltmiş; bu da astronomi bilimini geliştirmiştir. Astronomi biliminin gelişmesi sonucunda Sümerler tarafından Ay esaslı takvim, Mısırlılar tarafından ise Güneş esaslı takvim oluşturulmuştur. Bu takvimler geliştirilerek günümüze kadar gelmiştir. • İyonya'da, Hipokrat, Heredot, Homeros, Pisagor ve Tales gibi önemli bilim insanları yetişmiştir. İyonya'nın sahip olduğu zenginlik ve hür düşünce ortamı bilimin gelişmesine ortam hazırlamıştır. • Bilim ve uygarlığın gelişmesinde ihtiyaçlar kadar ekonomik zenginlik, özgür düşünce ortamı ve rekabet de etkilidir. • Mısırlılar, Güneş takvimini kullanmışlar, yılı 365 gün olarak hesaplamışlar ve günümüzde kullanılan takvimin temellerini atmışlardır. Ayrıca bir günü 24 saate bölmüşlerdir. Hint medeniyetinde matematikçiler sıfırı ilk defa kullanmıştır. Fakat sıfırı sayı olarak kabul etmemişlerdir. Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim hızını etkilemiştir. • Çinliler tarafından bulunan matbaa, barut, pusula gibi teknik buluşlar, Türkler tarafından Orta Çağ'da öğrenilmiş; Talas Savaşı'ndan sonra ise Müslümanlar tarafından geliştirilmiştir. Bu buluşlar, Haçlı Seferleri sonucu Avrupalılar tarafından öğrenilmiştir. • Savunma ihtiyacından dolayı askeri, dini ihtiyaçlardan dolayı tapınak ve mezar mimarisi (piramitler ve labirentler) gelişmiştir. Mimarinin gelişmesi, geometri bilgisinin daha da gelişmesine sebep olmuştur.

F. DİN 1. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER • İnsanlık tarihinin ilk dönemlerinden itibaren hayatın kaynağı, manası ve sonu gibi konular inanç sistemleri (din, felsefe, mitoloji) tarafından açıklanmaya ve anlamlandırılmaya çalışılmıştır. • İnsan topluluklarının yeryüzü serüveninde Hz. Adem'le başlayan evrensel tek tanrı inancı zaman içinde yerelleşip sadece tek bir topluluğa ait (İlk Çağ'da Musevîliğin İsrailoğulları tarafından yerelleştirilmesi gibi) veya somutlaştırılarak çok tanrılı hâle (İlk Çağ'da Yunanlılar, Hititler, Sümerler, Mısırlılarda olduğu gibi) getirilmiştir. • Kadim Dünya uygarlıklarında ortak inanç ve dinler, insanların toplu olarak yaşamasını sağlayan birleştirici bir unsur olmuştur. İnsan topluluklarının yerleşik hayata geçişinde, şehirler kurmasında, şehirlerin fiziki dokusu ve sosyal hayatında din, din adamları ve mabetler başat rol oynamıştır. Bunun en güzel örneği Göbeklitepe’dir.

2. İLK ÇAĞ • Çağın genelinde çok tanrılı (politeizm) dinler görülmüştür. Bu dinlerin bir kısmında ahiret inancı varken bir kısmında yoktur. Ölülerin mezara eşyalarıyla gömülmesi ve mumyalanması ahiret inancına kanıt gösterilebilir. • Çok tanrılı dinlerin dışında Uzak Doğu'da Budizm ve Konfüçyanizm; Orta Asya'da Şamanizm, Maniheizm ve Göktanrı inancı, Hindistan'da Hinduizm ve Brahmanizm; İran'da Zerdüşlük ve Mecusilik; Orta Doğu, Afrika'nın bir bölümü, Ön Asya ve Avrupa'da ise Hristiyanlık ve Yahudilik yaygınlaşmıştır. • İlk Çağ'ın başlarında Orta Doğu'da Hz. Musa'nın tebliğ ettiği Musevilik, İbraniler (İsrailoğulları) arasında yaygınlaşmıştır. İlk Çağ'ın sonlarında ise aynı bölgede Hz. İsa'nın tebliğ ettiği Hristiyanlık yayılmıştır. Pagan Roma İmparatorluğu Yahudileri bölgelerinden sürmüş, Hristiyanlığı ise ilk dönemlerinde yasaklamıştır. Roma İmparatorluğu'nda 313 Milano Fermanı ile serbestleşen Hristiyanlık kısa sürede geniş alanlara yayılmıştır.

Analitik Tarih

İnsanlığın İlk Dönemleri

G. YÖNETİM 1. TARİH ÖNCESİ DEVİRLER • Eski Taş ve Yeni Taş Devri'nde insanlar kabileler şeklinde yaşamışlar ve kabile organizasyonları kurmuşlardır. • Yontma Taş Devri’nin sonlarına doğru hayat standartları biraz daha iyileşen bu yerleşimler, zamanla büyüyerek kabile konfederasyonlarını oluşturmuştur. • Kabile, aynı atadan gelen ve birbirine kan bağıyla bağlı bulunan büyük insan topluluğuna verilen isimdir. Kabilelerin biraraya gelmesiyle oluşan siyasi yapıya ise “Kabile Konfederasyonu” denir. • Maden Devri'nde bu kabile konfederasyonlarının yanında şehir devletleri (site/polis/nom) ortaya çıkmıştır. • Coğrafya veya iklimin hayat tarzlarını şekillendirmesiyle köyler ve kabile konfederasyonları zamanla şehir devletlerini oluşturmuştur. İlk Çağ medeniyet alanlarına bakıldığında Mısır'da "nom", Sümerlerde "site", İyon ve Dorlarda "polis" adı verilen şehir devletleri kurulmuştur. • Kabile organizasyonları, genellikle kabile şefleri/reisleri tarafından yönetilmiştir. Şehir devletlerinin yönetimi ise zaman ve coğrafyaya göre farklılık göstermiştir. Bu bağlamda şehir devletleri kabile şefleri/reisleri dışında doğuştan soylu bir kral (aristokratik monark) veya atanmış/seçilmiş bir kral (ilkel demokrasi) tarafından da yönetilmiştir. • Kabile organizasyonları ve şehir devletleri arasında zaman içinde başlayan ekonomik ve siyasi rekabet savaşların yaşanmasına yol açmıştır. Toplumlar kendi çıkarlarını diğer toplumlara karşı koruyabilmek için madenden savaş aletleri yapmışlar; şehirlerinin etrafını kale ve surlarla çevrilmişlerdir.

rak ülkeyi yönetmesi, merkeziyetçi anlayışın güçlü olduğunu kanıtlar. • Antik medeniyetlerdeki kabileler veya şehir devletlerinin başlarında, kral veya feodal yöneticiler vardı. Bu yöneticiler merkezdeki büyük krala bağlıydı. Büyük kral güçlü ve dirayetli bir kişiyse merkezî bir devlet yapısı oluşur, güçsüzse kabileler merkezden bağımsız hareket edebilirdi. İlk Çağ'da bazı güçlü krallar kendi ülkeleri dışındaki yerleri ele geçirmiş, farklı milletleri yönetimi altına almış ve böylelikle imparatorluklar ortaya çıkmıştır. • Geniş sınırlara sahip çok uluslu devletlere, "imparatorluk" denir. • Bazı toplumlarda (Hititler ve Türkler) hükümdar eşleri de yönetimde söz sahibiydi. Hititlerde "Tavananna" adı verilen kraliçelerin, Türklerde ise "Hatun" adı verilen hakan eşlerinin elçi kabullerinde bulunabilmesi, hükümdar savaşa gittiğinde ülkeyi yönetebil mesi buna kanıttır. • İlk Çağ'da yaşamış olan bazı imparatorluklar ele geçirdikleri yerlerdeki kişileri ve kültürleri dışlamayıp oradaki insanları devlet sistemi içinde kullanmış ve onlardan faydalanmıştır. Kuşatıcı imparatorluklar olarak tanımlanabilen bu imparatorluklara, Hititler örnek verilebilir. Ancak İlk Çağ'da ele geçirdikleri topraklarla kültürel etkileşimde bulunmak veya insanlarından faydalanmak yerine o bölgelerin zenginliklerini yağmalamaya çalışan imparatorluklar da yaşamıştır. Kuşatıcı olmayan bu imparatorluklara ise Yeni Asur, Yeni Babil imparatorlukları örnek verilebilir.

Mýsýr Piramiti

2. İLK ÇAĞ • Erken İlk Çağ'da kabile konfederasyonları ve şehir devletleri yaygın örgütlenme şekliydi. Zamanla kabile konfederasyonlarının ve şehir devletlerinin birleşmesi ile krallıklar ortaya çıkmıştır. Bu krallıklar, ilk dönemlerde fedaratif bir nitelikte iken zamanla merkeziyetçi bir yapıya kavuşmuşlardır. Çağın sonlarına doğru ise imparatorluklar kurulmaya başlamıştır. • Ça­ğın bü­yük bir bö­lü­mü­ne dam­ga­sı­nı vu­ran Ro­ma İm­pa­ra­tor­lu­ ğu’dur. • Bu yönetim organizasyonları genellikle monarşi (krallık) ile yönetiliyordu. Bazı toplumlarda (Mısırlılar gibi ) krallar Tanrı olarak kabul edilmiş (Tanrı - kral anlayışı); bazı toplumlarda (Sümerler gibi) ise din adamı olarak kabul edilmiştir (Rahip - kral anlayışı). Bu durum, laik bir anlayışın bulunmadığını, dolayısıyla teokratik bir yönetim şeklinin uygulandığını gösterir.

Zig­gu­rat

• İlk Çağ'da yaşayan medeniyetlerin çoğu monarşiyle yönetiliyordu. Yönetim anlayışlarında krallar güçlerini dinden almaktaydı. Yani güçlerinin meşruiyet kaynağı tanrısaldı. Bunun yanında yöneticilerde soy kavramı da önemliydi. Örneğin Türklerde Oğuz soyundan olmak devlet kurmak için önemliydi. Çünkü Türkler, "Kut" yetkisinin (tanrısal yönetme yetkisi) genellikle Oğuzlarda olduğuna inanıyordu. • Roma, Yunan ve İyon uygarlıklarında ilkel anlamda demokrasi/ cumhuriyet yönetimi görülmüştür. Bu yönetimlerden bazılarında aristokratlar (soylular) yönetimde etkili iken, bazılarında yetkilendirilmiş ve tam yetkiyle donatılmış kişiler(tiran) etkili olmuştur. • Bazı toplumların (Hititler, Persler) feodal beylikleri ortadan kaldırarak yerlerine merkezden valiler atamaları, merkezi yönetimi güçlendirme amacına yöneliktir. Bir devletin, merkezden vali ve yöneticiler ataya-

25

İnsanlığın İlk Dönemleri

DEV­LET BÝ­ÇÝM­LE­RÝ A

D

Ege­men­li­ðin kay­na­ðý­na gö­re dev­let türleri

Ka­pi­ta­list (Li­be­ral) Dev­let: Ser­best ya­þa­ma ko­þul­la­rýn­da kâr esa­sý­na da­ya­nan, si­ya­si hak ve öz­gür­lük­le­rin gü­ven­ce al­tý­na alýn­dý­ðý, üre­tim araç­ la­rýn­da özel mül­ki­ye­tin esas ol­du­ðu dev­let bi­çi­mi­dir.

Mut­la­ki­yet (Mutlak Monarþi): Ege­men­lik hak­ký­nýn tek ki­þi­ye ait ol­du­ðu yö­ne­tim þek­li­dir. Ege­men­lik hak­ký­ný kul­la­nan ki­þi­ye es­ki Türk­ler ha­kan, ka­ðan, han; Türk-Ýs­lam dev­let­le­ri sul­tan, hü­küm­dar, hün­kâr, pa­di­þah; Ýran­lý­lar þah; Rus­lar çar; Av­r u­pa­lý­lar ise kral ve im­pa­ra­tor gi­bi un­van­lar ver­miþ­ler­dir.

Sos­ya­list Dev­let: Eko­no­mik fa­ali­yet­le­rin dev­let ta­ra­fýn­dan dü­zen­len­di­ði, üre­ti­min top­lum­sal ih­ti­yaç­la­ra gö­re ger­çek­leþ­ti­ril­di­ði, üre­tim araç­la­rýn­da dev­let mül­ki­ye­ti­nin esas ol­du­ðu dev­let bi­çi­mi­dir.

Meþ­r u­ti­yet (Meþruti Monarþi): Tek ki­þi­nin ege­men­lik hak­ký­nýn bir mec­lis ile sý­nýr­lan­dý­ðý yö­ne­tim þek­li­dir. Cum­hu­ri­yet: Ege­men­lik hak­ký­nýn doð­r u­dan doð­r u­ya halk­ta ol­du­ðu yö­ne­ tim þek­li­dir. Halk yö­ne­ti­me se­çim­ler yo­luy­la ka­tý­lýr.

B

Ege­men­li­ðin kul­la­ný­lýþ þek­li­ne gö­re dev­let türleri De­mok­ra­tik Dev­let: Ya­sa­ma, yü­rüt­me, yar­gý güç­le­ri­nin hal­kýn elin­de ol­du­ ðu ve bi­rey­sel öz­gür­lük­le­rin dev­let ko­r u­ma­sý al­týn­da bulunduðu yö­ne­tim þek­li­dir.

Kar­ma Eko­no­mi: Dev­let ve özel sek­tö­rün ay­ný an­da eko­no­mi­de yer al­dý­ðý yö­ne­tim þek­li­dir.

E

Fe­de­ral Dev­let: Her bi­rin­de fark­lý ya­sa­la­rýn uy­gu­lan­dý­ðý bir­den faz­la dev­le­tin / eya­le­tin tek bir dev­let ça­tý­sý al­týn­da ör­güt­len­di­ði yö­ne­tim þek­li­dir. Her fe­de­ra­tif dev­let iç iþ­le­rin­de ser­best, dýþ iþ­le­rin­de mer­ke­ze bað­lý­dýr. Þe­hir Dev­le­ti: Her þeh­rin iç iþ­le­rin­de ve dýþ iþ­le­rin­de ser­best ha­re­ket et­ti­ði yö­ne­tim þek­li­dir.

Ya­rý Doð­r u­dan De­mok­ra­si: Par­la­men­to­nun ya­ný sý­ra ül­ke­yi il­gi­len­di­ren önem­li ko­nu­lar­da re­fe­ran­dum, ple­bi­sit gi­bi araç­lar­la halk oyu­na sýk sýk baþ­vu­r ul­du­ðu yö­ne­tim þek­li­dir. Ple­bi­sit, bir­den çok ko­nu­da ve çok se­çe­nek­li ola­rak hal­kýn gö­rü­þü­ne baþ­vu­r ul­ma­sý­dýr. Re­fe­ran­dum ise bel­li bir ko­nu­da evet-ha­yýr bi­çi­min­de hal­kýn gö­rü­þü­nü be­lirt­me­si­dir.

Sos­yal Dev­let: Hal­kýn eði­tim, sað­lýk, ko­nut ve sos­yal gü­ven­lik ih­ti­yaç­la­rý­ nýn kar­þý­lan­ma­sý­ný gö­rev ka­bul eden yö­ne­tim þek­li­dir.

Kuşatıcı (cihanşümul) imparatorluklar: Mısır, Hitit, Çin, Büyük İskender, Roma, Sasani Kuşatıcı olmayan (dışlayıcı) imparatorluklar: Asur, Babil, Pers

Dev­let - din iliþ­ki­si­ne gö­re dev­let türleri











 

 





 





 

 













 

 











 

    

‚ ƒ„





  

   





   

 

  

 



­ ­ ­€­

  

 



 



 





 

  

 





























   …



 

















    

 



Tarıma dayalı ekonomilerde artı ürünün bölüşümü ile toprak mülkiyeti ve vergilendirme; siyasi ve sosyal organizasyonların (monarşi, feodalite, tabakalı toplum, kast sistemi) oluşmasında etkili olmuştur. Kısacası egemenler/ güçlüler kendi ekonomik çıkarlarını koruyacak bir siyasi ve hukuki yapı oluşturmaya çalışmışlardır.







 



  

 

26

İlk Çağ'ın önemli siyasi organizasyon türleri

Şehir/site devletleri: İon ve Dor, Atina, Sparta, kolonizasyon hareketleri





F

Oli­gar­þik Dev­let:  Bir züm­re ege­men­li­ði­ne da­ya­lý yö­ne­tim þek­li­dir.

Te­ok­ra­tik Dev­let: Dev­let yö­ne­ti­min­de di­ni ku­ral­la­rýn et­ki­li ol­du­ðu ve hu­ku­ kun di­ne da­yan­dý­ðý yö­ne­tim þek­li­dir.



Ým­pa­ra­tor­luk: Ge­niþ sý­nýr­la­ra sa­hip, çok ulus­lu dev­let þek­li­dir. Ýki tür impa­ ratorluk modeli vardýr: a) Kuþatýcý (cihanþümul) imparatorluklar b) Kuþatýcý olmayan imparatorluklar

To­ta­li­ter Dev­let: Bas­ký­cý yö­ne­tim þek­li­dir. Dik­ta­tör­lük.

La­ik Dev­let: Din ve dev­let iþ­le­ri­nin bir­bi­rin­den ay­rý yü­rü­tül­dü­ðü yö­ne­tim þek­li­dir.



Ulus - Dev­let: Tek dil, tek bay­rak ve tek va­tan te­me­lin­de ör­güt­len­miþ yö­ne­ tim þek­li­dir.

Devletleşme sürecindeki kabile konfederasyonları ve antik medeniyetler: Anadolu'da Hitit, Urartu, Frig, Lidya; Mezopotamya'da Sümer, Babil, Elam, Akad ve Eski Mısır

Otok­ra­tik Dev­let: Ya­sa­ma, yü­rüt­me ve yar­gý yet­ki­le­ri­nin bir ki­þi ya da züm­re­nin elin­de ol­du­ðu yö­ne­tim þek­li­dir.

C

Ör­güt­len­me þekline gö­re dev­let türleri Üni­ter Dev­let: Ül­ke­nin her ye­ri­nin tek si­ya­si oto­ri­te­ye bað­lý ol­du­ðu ve ül­ke­ nin her ye­rin­de ay­ný ku­ral­la­rýn ge­çer­li ol­du­ðu yö­ne­tim þek­li­dir.

Doð­r u­dan De­mok­ra­si: Hal­kýn ül­ke­yi il­gi­len­di­ren her ko­nu­da doð­r u­dan ka­rar­la­ra ka­týl­ma­sýy­la olu­þan yö­ne­tim bi­çi­mi­dir. De­mok­ra­si­nin en ide­ al bi­çi­mi­dir. Ýlk Çað Yu­nan þe­hir dev­let­le­rin­de uy­gu­lan­mýþ; fa­kat gü­nü­ müz­de uy­gu­la­ma im­ka­ný kal­ma­mýþ­týr.

Tem­si­li De­mok­ra­si: Hal­kýn bel­li bir sü­re için tüm yet­ki­le­ri­ni tem­sil­ci­le­ ri­ne (mil­let­ve­kil­le­ri­ne) dev­ret­me­siy­le olu­þan yö­ne­tim þek­li­dir. Bu sü­re içe­ri­sin­de par­la­men­to halk adý­na dev­let iþ­le­ri­ni yü­rü­tür. (Gü­nü­müz­de Tür­ki­ye’de uy­gu­la­nan de­mok­ra­si þek­li­dir.)

Eko­no­mik ya­pý­sý­na gö­re dev­let türleri

  

Analitik Tarih

İNSANLIĞIN İLK DÖNEMLERİ

Kavrama Pekiştirme Güçlendirme

1. Tarih Öncesi Dönemlere ait aşağıdaki gelişmelerden hangisi, yerleşik yaşama geçildiğine kesin kanıt gösterilemez?

4.

7. Tarih Öncesi Devirler incelendiğinde, bazı

En üst katman Kil tabletler

bölgelerde birkaç devrin bir arada yaşandığı görülmüştür. Bu duruma,

A) Mağara duvarlarına resimlerin yapılması

Demir sabanlar

B) Sulama kanallarının açılması

I. göçler, II. doğal afetler,

C) Özel mülkiyetin yaygınlaşması

Tunçtan yapılmış süs eşyaları

D) Tapınakların yapılması E) Orak ve sabanın kullanılması En alt katman

Taştan yapılmış ilkel silahlar

III. istilalar gelişmelerinden hangilerinin neden olduğu savunulabilir? A) Yalnız I 

Bir ören yerinde yapılan kazılarda bulunanlar, yukarıda sırasıyla verilmiştir.



B) Yalnız II 

D) I ve III 

C) Yalnız III

E) I, II ve III 

Buna göre bu yerleşim bölgesi ve burada yaşayanlarla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Ateşi denetim altına almışlardır.

2. Yontma Taş Devri'nde insanlar doğaya bağımlı bir yaşam sürerken, Cilalı Taş Devri'nde bu bağımlılık azalmıştır. Bu durumun yaşanmasında,

B) Tarih Öncesi Dönemleri sırasıyla yaşamışlardır. C) Alet yapımı tekniklerini zaman içinde geliştirmişlerdir. D) Tarihi devirlere geçmişlerdir. E) Tarımsal faaliyetlerde bulunmuşlardır.

I. hayvanların evcilleşitirilmesi,

8. I. Demirden alet yapımının başlaması II. İhtiyaçların avcılık ve toplayıcılık yapılarak karşılanması

II. tarımsal faaliyetlerin başlaması,

III. İlk köy yerleşiminin başlaması

III. alet yapımı tekniğinin gelişmesi

IV. Ticari faaliyetlerde paranın kullanılması

gelişmelerinden hangilerinin etkili olduğu savunulabilir?

Yukarıdaki gelişmelerin ortaya çıkış sırası, aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru verilmiştir?

A) Yalnız I   

B) Yalnız II 

D) I ve III 

C) Yalnız III

E) I, II ve III 

5. Cilalı Taş Devri'nde insanlar tarıma başlayarak üretici yaşama geçmişlerdir. Aşağıdakilerden hangisi bu durumun sonuçlarından biri olarak gösterilemez? A) Yerleşik yaşamın yaygınlaşması

A) I - II - III - IV



B) II - I - IV - III

C) II - III - I - IV



D) III - II - IV - I

E) IV - II - I - III

B) Taştan kesici aletlerin yapılması C) Ticaretin gelişmesi D) Bitki liflerinden elbiselerin yapılması E) Özel mülkiyet anlayışının doğması

9. Aşağıdakilerden hangisi, uygarlığın kültürel etkileşimlerle geliştiğini gösteren örneklerden biri değildir?

3. Antalya çevresindeki Karain ve Beldibi mağaralarında, buraların Eski Taş Devri'nde yerleşim alanı olarak kullanıldıklarını gösteren kalıntılar bulunmuştur.

6. Aşağıdakilerden hangisi Mısır Uygarlığı'nın özelliklerinden biri değildir?

A) Sümerlere ait kanunların, Babilliler tarafından geliştirilmesi

A) Hiyeroglif adı verilen resim yazısını kullanmışlardır.

B) Anadolu’ya yazının Asur ticaret kolonileri tarafından getirilmesi

B) Nom adı verilen şehir devletleri kurmuşlardır.

C) Eski Yunan eserlerinin Arapçaya çevrilmesi

B) Taştan yapılmış oklar

C) Hititlerle Kadeş Antlaşması'nı yapmışlardır.

D) Ateşin aynı dönemde dünyanın farklı yerlerinde bulunması

C) İnsan kemikleri

D) Sınıfsız bir toplum yapısı oluşturmuşlardır.

D) Hayvan kürklerinden yapılmış giysiler

E) Ölümden sonraki yaşama inanmışlardır.

E) Akdeniz’deki denizcilerin birbirlerinin haritalarından faydalanması

Buna göre aşağıdakilerden hangisi bu mağaralarda bulunan kalıntılara kanıt gösterilemez? A) Mağara duvarlarındaki resimler

E) Kilden yapılmış tabletler

[AYT - 2019]

[AYT - 2020]

27

İnsanlığın İlk Dönemleri

Kavrama

Pekiştirme

Güçlendirme

TEST

10. MÖ III. bin yılda Anadolu'da gelişmiş bir kül-

13. MÖ 1296'da başlayan ve 16 yıl süren Kadeş

tür vardır. Bu kültürü meydana getirenlere Hattiler adı verilmiştir. Hattiler, Hititlerden önce Anadolu'da ilk siyasi birliği kurarak ve parlak bir kültür oluşturarak Hititlere öncülük etmişlerdir.

Savaşı, Hitit ve Mısır devletlerinin birbirine rakip durumuna gelmesi ve çıkarlarının Kuzey Suriye topraklarında çatışmasından dolayı çıkmıştır.

II. Hayat ve geçim tarzı

Bu durum aşağıdaki yargılardan hangisine bir kanıt olarak gösterilemez?

Yukarıdakilerden hangileri, İlk Çağ’da görülen siyasi gücün maddi temel ve kaynakları arasında yer alır?

A) Hitit ve Mısır, Ön Asya'nın en güçlü devletlerindendir.

A) I ve II 

Buna göre Hattilerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Anadolu uygarlığının gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. B) Tarih öncesi dönemin önemli uygarlıklarından birini kurmuşlardır. C) Günümüze önemli mimari eserler bırakmışlardır. D) Anadolu'yu egemenlikleri altına almışlardır. E) Hititlerin kültürel yapısı üzerinde etkili olmuşlardır.

B) Kadeş Savaşı'nın çıkmasında egemenlik mücadelesi etkili olmuştur.

16. I. Coğrafi yapı III. Soy dayanışması IV. Silahlı güç



B) I ve IV 

D) I, II ve IV 

C) II ve III

E) I, II, III ve IV 

C) İlk Çağ'da Suriye toprakları stratejik bir öneme sahip olmuştur. D) Devletlerarası rekabet savaşlara yol açmıştır. E) Kadeş Savaşı’ndan sonra Mısır Uygarlığı yıkılma sürecine girmiştir.

14. Konya Çatalhöyük, insanlık tarihinin ilk şehir yerleşmesi olarak kabul edilmektedir. Bu durum,

11. Lidyalılar; Kibele, Artemis, Zeus ve Apollo gibi Yunan tanrılarına inanmışlardır. Yalnız bu bilgiye dayanarak, I. Lidyalılar çok tanrılı bir dine inanmışlardır.

17. I. Filistin’den Yahudi sürgünleri

I. Anadolu, dünya uygarlık tarihine katkıda bulunmuştur. II. Kent kültürü Anadolu'da gelişmiştir. III. İlk yerleşik yaşam Anadolu' da görülmüştür.

II. Yunan kültürü Anadolu'da etkili olmuştur.

yargılarından hangilerine kanıt olarak gösterilebilir?

III. Lidyalılar ölümden sonraki yaşama inanmışlardır.

A) Yalnız I 

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?



A) Yalnız I   

B) Yalnız II 

D) I ve II 

B) Yalnız II 

D) I ve II 

C) Yalnız III

E) I, II ve III 

II. Ege Göçleri III. Kavimler Göçü IV. İç Asya’dan Göçler V. İlk Hristiyanların Roma baskısından kaçması İlk Çağ'da yaşanan yukarıdaki kitlesel göç hareketlerinden hangilerinin yaşanmasında dini nedenler etkili olmuştur? A) I ve IV   

C) Yalnız III

B) I ve V 

D) III ve V 

C) II ve V

E) I, II ve V 

E) I, II ve III 

15. İlk Çağ'da, – Sümer kanunları, şehir devletlerini idare etmek için yapılmıştır. – Hammurabi kanunları, göçebe Sami kavimlerini itaat altına almak için yapılmıştır.

12. İlk Çağ toplumları ile ilgili aşağıda verilenlerden hangisi “dinsel inançlar insan faaliyetlerini etkiler” anlayışı ile bağdaştırılamaz? A) Yunanlıların olimpiyat oyunlarını düzenlemesi

– Klistenes reformları, halkın yönetime katılmasını sağlamak amacıyla yapılmıştır. Buna göre, hukuk devleti anlayışının gelişmesinde, I. devlet otoritesinin güçlendirilmeye çalışılması, II. toplumların sosyal yaşantısının değişmesi,

B) Hititlerin Anal adı verilen yıllıkları yazması

III. demokratik yönetim anlayışının oluşturulmak istenmesi

C) Mısırlıların Piramit adı verilen gösterişli yapılar yapması

durumlardan hangilerinin etkili olduğu savunulabilir?

D) Sümerlerin Zigguratlar inşa etmesi E) Babil kanunlarının kısasa kısas esasına dayandırılması

A) Yal­nız I   

B) Yal­nız III 

D) II ve III 

C) I ve II

E) I, II ve III 

18. Kadim dünyanın aşağıdaki tüccar kavimlerinden hangisi ile Uygurlar arasında ticari faaliyetler gelişmiştir? A) Asurlar B) Soğdlar C) Lidyalılar D) Fenikeliler E) Yahudiler

1 A 2 E 3 E 4 B 5 B 6 D 7 D 8 C 9 D 10 C 11 D 12 E 13 E 14 D 15 E 16 E 17 B 18 B

28

Analitik Tarih

3

Konu

ÜNİTENİN ÖZETİ

Anlatımı

ÜNÝTE

ORTA ÇAĞ'DA DÜNYA

• Tarihin çağlara ayrılmasının ve bu ayrımın yapılmasında etkili olan

kıtanın ortasında bulunuyorlardı. İtalya’da özerk yönetimli şehirlerin

olayların Avrupa merkezli bir yaklaşımın ürünü olduğunu bir önceki

ortaya çıkması; ekonomik hareketlenmeye, yeni dini ve ticari kurum-

ünitede belirtmiştik. Buradan hareketle Orta Çağ, Avrupa tarihinin

ların ortaya çıkmasına neden oldu. Baltık kıyısındaki ticaret şehirle-

geleneksel ve şematik olarak üç bölüme ayrılmasında ortada kalan çağa verilen isimdir. Bu üç çağ, Antik Çağ’ın klasik medeniyetleri (Antikite / İlk Çağ), Orta Çağ ve Modern Zamanlardır (Modernite / Yakın Çağ). Orta Çağ, Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşü ile baş-

ri Hansa Birliği olarak bilinen anlaşmayı yaptılar ve bu antlaşmada Venedik, Ceneviz ve Pisa gibi İtalyan şehir devletleri de yer aldı. Bu şehir devletleri, ticaret alanlarını Akdeniz boyunca genişlettiler. Bu

layıp İstanbul’un Fethi ile biten bir dönem içerisinde kademeli olarak

dönem Fransa, İngiltere ve İspanya krallıkları için şekillenme döne-

son bulur.

miydi. Bu devletlerin güçlenmesi ve Hristiyanlığın yayılması Avrupa’daki birçok yerli halkı asimile olmaya zorladı.

A. Erken Dönem Orta Çağ

• Bu süreçte Bizans, Müslüman Türklerin (Selçukluların) akınlarını bir

• Kavimler Göçü’nden sonra hızla yıkılış sürecine giren Roma İmpa-

türlü durduramaması üzerine Avrupa’dan yardım istedi. Papa’nın li-

ratorluğu, 8. yüzyılda merkezi otoritesini ve büyük güç olma özelli-

derliğindeki Avrupalılar, Bizans’a yardım etmek ve Kudüs’ü Müslü-

ğini kaybetmişti. 5. ve 8. yüzyıllar arasında Roma İmparatorluğu'nun bıraktığı boşluğu yeni halklar ve feodalite doldurdu. Büyük bir kaosun yaşandığı bu dönemde, Cermen kabileleri, imparatorluğun eski sınırlarında bölgesel egemenlikler kurdu. Bu kabileler İtalya’da Ostrogotlar, İspanya’da Vizigotlar, Fransa’da Franklar, Britanya’da Anglo-Saksonlar ve Kuzey Afrika’da Vandallardır. Hunlar, Avarlar ve

manlardan geri almak için Haçlı Seferlerini başlattılar. • Kudüs 7. yüzyılda, Yakın Doğu, Kuzey Afrika ve Anadolu’yla birlikte Müslüman kontrolü altına girmişti. Kluni tarikatı ve Tapınak Şövalyeleri, başta Kudüs olmak üzere Müslümanların eline geçmiş bölgeleri geri almak için çok büyük çaba harcadılar.

Vikingler gibi savaşçı toplumlar ise Batı Avrupa’da yeni doğmakta

• 8. yüzyıldan itibaren Avrupa’nın büyük bir kısmı olan güney bölgeleri

olan bu toplumlar için büyük bir tehdit oluşturmuştur. Bu gelişmeler

Müslümanların eline geçmişti. 1071'de Malazgirt Savaşı’ndan sonra

sonucunda Avrupa'da, yeni kültürler, gelenekler ve diller ortaya çıktı.

Bizans İmparatorluğu ciddi anlamda çöküş sürecine girdi. Dördüncü

• Bu kargaşa ortamında, kültürel ve ekonomik faaliyetlerde büyük ge-

Haçlı Seferi’nde 1204'te Konstantinopolis’in Haçlıların eline geçmesi

rilemeler yaşandı. Ticaret yapmak ve şehirlerarası ulaşım eskisi ka-

çöküşü iyice açığa çıkardı. Konstantinopolis’in Bizanslılarca 1261'de

dar güvenli olmadığından ticarette ve üretimde düşüş görüldü. Uzun

geri alınmasına rağmen devlet artık sadece ismen bir imparatorluk

mesafeli ticarete dayanan sanayiler, örneğin ipek ve seramik ticareti kısa sürede geriledi. • 7 ve 8. yüzyıllarda Müslümanlar; İspanya, Kuzey Afrika, Mısır, İran (Pers/Sasani İmparatorluğu), Portekiz, Suriye ve Akdeniz’in diğer kısımlarını ele geçirdi. Bu durum, deniz ticaretini geliştirdi. • Orta Çağ Avrupası’nda Katolik Kilisesi’nin kültürel açıdan birleştirici bir etkisi vardı. Piskoposlar/keşişler aldıkları manastır eğitiminden

haline gelmişti. Bu devlete 1453'te Osmanlı Devleti son verdi.

C. Geç Dönem Orta Çağ • Geç Dönem Orta Çağ, başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok bölgesi için felaketler ve zorluklar dönemiydi. Bu dönemde Avrupa'da tarım, iklim değişiminden oldukça etkilendi ve 1315-1317

dolayı Orta Çağ toplumunun merkezindeydi. Ruhban sınıfını oluş-

yılları arasında büyük kıtlık yaşandı. Salgın bir hastalık olan veba,

turan bu zümre, eğitim ve politik konularda derin etkiye sahipti. Bu

Avrupa'da hızla yayıldı. Kara Ölüm olarak da bilinen veba hastalığı,

sınıf, güçlü ailelerin (aristokratların/soyluların) toprak güvencesiydi.

bazı bölgelerde 14. yüzyıldaki nüfusun neredeyse dörtte üçünü öldürdü. Büyük miktarda toprak terk edildi ve buradaki ürünler işlene-

B. Orta Çağ’ın Zirve Dönemi

medi. İşçi sayısında azalma sonucunda işçilerin maaşı arttı ve toprak

• 11. ve 13. yüzyıllar arası, Orta Çağ’ın zirve dönemi olarak kabul edi-

sahipleri, işçileri topraklarında çalışmaya ikna etmeye çalıştı. Ayrıca

lir. Bu dönem, Avrupa’nın şehirleşme sürecinin, askeri gelişme ve düşünsel etkinliklerin canlandığı dönemdir. Bu canlanma “yağmacı” İskandinavların (Vikinglerin) ve “barbar” kavimlerin Hıristiyanlığı kabullenmesiyle ivme kazandı. Bu dönemde Avrupa’nın nüfusu büyük

işçiler de daha çok kazanç hak ettiklerini savunarak isyan ettiler. • Geç Dönem Orta Çağ'da Avrupa'da bunlar olurken Orta Asya ve Ön Asya'da Moğol istilaları; Ön Asya'da Moğol istilalarına ilaveten Haçlı

miktarda artış göstermiştir. Nüfus şehirlerde yoğunlaştı ve buradaki

saldırıları derin bir kaotik ortam oluşturmuştur. Bu kriz dönemi, Er-

insanlar uzaklardaki tarım alanlarını işgal etmeye çalıştılar. 1200’ler-

ken Modern Çağlara zemin hazırlayan sosyal, ekonomik ve teknolo-

de gelişmekte olan şehirler, yollar ve nehirlerle birbirlerine bağlı ve

jik gelişmelere de sahne oldu.

29

Orta Çağ'da Dünya

A. ORTA ÇAĞ'IN ÖNEMLİ SİYASİ OLAYLARI

I. BÖLÜM: ORTA ÇAĞ'DA B. ORTA ÇAĞ'IN ÖNEMLİ DEVLETLERİ

AVRUPA

AVRUPA

• Kavimler Göçü ve Roma İmparatorluğu yıkılış sürecine girdi.

A. KAVİMLER GÖÇÜ’NDEN SONRA AVRUPA

• Barbar toplulukları ile Vikingler Avrupa’ya yerleşti. • Avrupa’da feodalite güçlendi. • Avrupa’da ruhban sınıfının/skolastik düşüncenin etkinlik alanı genişledi. • Avrupa’da yeni devletler kuruldu. • Avrupa’da farklı etnik grupların kaynaşması sonrası yeni milletler ortaya çıktı. • Güney Avrupa’da (İspanya) İslamiyet yayıldı. • İngiltere’de Magna Charta yapıldı ve parlamenter monarşi yerleşti. • Avrupa’da veba salgını yayıldı. • Yüzyıl Savaşları yapıldı.

ÖN ASYA • İslamiyet doğdu. • İslam Devleti'nin sınırları genişledi. • İran (Sasani Devleti), İslam Devleti'nin egemenliğine girdi. • Kuzey Afrika, İslam Devleti'nin egemenliğine girdi. • İspanya, İslam Devleti'nin egemenliğine girdi. • Türkler, İslamiyet’i kabul etti.

1. Fransa ve İspanya’da Vizigot Krallığı (419–715) 2. İtalya’da Ostrogot Krallığı (493–553) 3. Kuzey Afrika’da Vandal Krallığı (429–533) 4. Kuzey–Batı İspanya’da Suebi Krallığı (410–584) 5. Fransa’da Burgond Krallığı (443–534) 6. Büyük Britanya’da Anglosakson Krallıkları 7. İtalya’da Lombard Krallığı (568–774) B. FRANK KRALLIĞI 1. Franklar ve Merovenj Hanedanı (481–751) 2. Franklar ve Karolenj Hanedanı (751–987) C. KUTSAL ROMA CERMEN İMPARATORLUĞU (962–1806) D. İTALYAN ŞEHİR DEVLETLERİ 1. Venedik Deniz İmparatorluğu (697–1797) 2. Ceneviz Cumhuriyeti (1005–1797) E. RUS-KİEV PRENSLİĞİ (1242–1502)

ÖN ASYA ve AFRİKA A. İSLAM DEVLETİ 1. Hz. Muhammed Dönemi (610–632) 2. Dört Halife Dönemi (632–661) 3. Emevîler Dönemi (661–750) 4. Abbasîler Dönemi (750–1258) B. İSLAMÎ FETİHLERDEN ÖNCE VE SONRA İRAN 1. Sassaniler Dönemi (224–651) 2. Büveyhiler Dönemi (945–1055) 3. Gazneliler Dönemi (962–1187) 4. Büyük Selçuklular Dönemi (1040–1157)

• Gazneliler, İslamiyet’i Hindistan’a yaydı.

5. İlhanlılar Dönemi (1040–1157)

• Bizans topraklarının büyük bölümü Türkler tarafından fethedildi

ANADOLU

ve Selçuklular İslamiyet’i Anadolu’ya yaydı.

1. Bizans İmparatorluğu (330-1453) 2. Trabzon Rum İmparatorluğu (1204–1461)

• Haçlı Seferleri başladı.

3. Selçuklu Beylikleri ve Türkiye Selçuklu Devleti (1078-1308)

• Osmanlı Devleti kuruldu.

ORTA ASYA 1. Akhun Devleti (420–567)

ORTA ASYA

2. Avarlar Devleti (562–805)

• Akhun, Göktürk ve Uygur Hakanlıkları kuruldu.

3. Göktürk Devleti (552–744)

• Moğol Devleti kuruldu ve Moğol saldırıları başladı.

5. Moğol Devleti (1196–1227)

• Orta Asya ve Ön Asya Moğol istilasına uğradı. • Moğol Devleti parçalandı.

UZAK DOĞU • Çin ve Hint uygarlıkları varlığını sürdürdü.

4. Uygurlar Devleti (744–840) 6. Timur Devleti (1369–1507)

UZAK DOĞU 1. Çin Hanedanlıkları 2. Hint Racalıkları

AMERİKA 1. Maya Uygarlığı

30

AMERİKA

2. Aztek Uygarlığı

• Maya, İnka ve Aztekler gelişmiş bir uygarlık kurdu.

3. İnka Uygarlığı

Analitik Tarih

Orta Çağ'da Dünya

DÜNYA (375 – 1453) C. ORTA ÇAĞ'DA KÜLTÜR VE UYGARLIK A. TOPLUM • İlk Çağ'daki toplumsal düzen dünyanın genelinde büyük ölçüde devam etmiştir. • Avrupa'da ise Kavimler Göçü'nden sonra toplumsal yapıda önemli değişimler görülmüştür. Roma İmparatorluğu'nun önce ikiye bölünmesi, daha sonra da Batı Roma İmparatorluğu'nun yıkılması, Avrupa'da siyasi otorite boşluğu doğurmuştur. Bu boşluktan yararlanan geniş toprak sahipleri (feodal beyler/derebeyleri) ve Kilise güçlenerek Orta Çağ Avrupası'nın siyasi ve toplumsal hayatına yön vermiştir. Geniş toprak sahipleri, toprakların ve o topraklarda yaşayanların hem sahibi hem de yöneticileri haline gelmiştir. Feodalite adı verilen bu düzende, küçük arazi sahipleri ve yoksullar (vassal), korunma için geniş toprak sahiplerinin (süzeren) himayesine sığınmak zorunda kalmıştır. • Türklerde ülke topraklarının kamu malı sayılması, İslamiyet'teki eşitlikçi anlayış; Türk ve İslam bölgelerinde sınıflaşmayı engellemiştir. B. EKONOMİ • Dünyanın genelinde ekonominin temeli tarım, zenginlik ölçütü ise topraktır. • Başta Avrupa olmak üzere ticari faaliyetlerin az olduğu toplumlarda, kapalı tarım ekonomisi yaygındır. Buna rağmen bazı tüccar topluluklar tarafından İlk Çağ'da başlayan koloni ticareti devam ettirilmiş; bu durum uluslararası ticaretin sürmesini sağlamıştır. • İlk Çağ'ın sonlarında ve Orta Çağ'da Asya ve Avrupa arasındaki ticarete konu olan başlıca mallar; ipek, seramik, baharat, deri, kürk, kumaş ve değerli madenden yapılmış eşyalardır. İlk Çağ'daki İpek ve Baharat Yolları bu dönemde de önemini sürdürmüştür. ! İlk ve Orta Çağlarda ticaret yollarına egemen olma mücadelesi, devletler arası ilişkilerde belirleyici unsur olmuştur. C. YÖNETİM • Orta Çağ'ın genelinde doğuda güçlü monarşik devletler egemenlik sürerken Avrupa'da feodal beyliklerle zayıf krallıklar hüküm sürmekteydi. Avrupa'da kilise, krallar üzerinde bir güce sahiptir. • Orta Çağ'da doğudaki başlıca güçlü devletler şunlardır: İslam Devleti, Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Osmanlılar, Moğollar ve Timur devletleridir. Bu devletlerden Moğollar hariç (ki onların büyük bölümü de zaman içinde Müslümanlaşmıştır) hepsi Müslümandır. Bu devletler üzerinde halifenin önemli bir etkisi vardır. Bu devletler teokratik bir monarşiyle yönetilmekteydi. Sultan ülkeyi dine uygun ve adaletle yönetirdi. Öldükten sonra da onun ailesinden bir kişi sultan olurdu (saltanatlık). • İngiltere'de 1215'te Magna Carta ilan edilerek ilk defa kralın (monarkın) yetkileri bir belge ile sınırlandırılmıştır. D. HUKUK • İlk Çağ'da başlayan yazılı hukuk geleneği, Orta Çağ'da da gelişimini sürdürmüştür. • Orta Çağ hukuk anlayışının gelişmesinde Sasani hukuk geleneği, İslam hukuku ve Türk töresinin etkisi altında oluşturulan Cengiz Yasaları etkili olmuştur. Bu hukuk birikimi çerçevesinde yeni kanunnameler, aile ve iş akitleri, ceza infaz yöntemleri ortaya çıkmıştır. • İnsan topluluklarının kültür ve gelişmişlik düzeyleri ile sosyal yapıları evrensel hukuk ilkelerinin uygulanmasını farklılaştırmıştır. ! Kadim kültür geleneği içinde oluşan sözlü hukuk (gelenek ve görenekler/töre) kuralları her devirde önemini korumuştur. E. DİN • İlk Çağ'daki Yahudilik ve Hristiyanlığın yanında İslamiyet doğmuştur. Orta Çağ boyunca kadîm Yahudi ve Hristiyan bölgelerinin önemli bir bölümü İslamlaşmıştır. Bu İslamlaşmada Araplar kadar Türkler de etkili olmuştur. Bu İslamlaşmayı önlemek için Hristiyanlar, Papa’nın öncülüğünde Haçlı Seferlerini başlatmışlardır.

F. BİLİM, KÜLTÜR, SANAT • Orta Çağ, Avrupa için karanlık bir çağ iken İslam’ın Altın Çağı’dır. Bu dönemde İslam felsefesi, bilimi ve teknolojisi Batı Avrupa’dan çok daha fazla gelişmişti. İslam âlimleri eski kaynakları incelediler ve bunlara kendilerinin yeni buluşlarını da ekleyerek yeni bir kültür oluşturdular. İslam medeniyetinin temel eğitim kurumları olan medreseler; dünyadaki ilk üniversitelerin temellerini oluşturdular, bilim ve uygarlığın gelişmesine öncülük ettiler. • Romen rakamlarının yerini onluk sisteme dayalı numara sisteminin alması matematiksel işlemlerde kolaylık sağladı. 12. yüzyıldaki Latince çeviriler, Aristoteles’in felsefesine ve 12. yüzyılın Rönesansı olarak bilinen İslam bilimsel gelişmelerine olan ilgiyi artırdı. • Ticaret yollarının eskiden olduğu gibi güvenli hale gelmesi ve düzenli ekonomik gelişme, ticaretin gelişmesine zemin hazırladı. Bu durum getirdiği ekonomik zenginlik, bilim ve sanatın gelişmesini daha da hızlandırdı. • İslam bilginleri, başta Antik Çağ düşünürleri olmak üzere Kadîm Dünya'nın bilgi birikimini tercüme ederek kendi birikimleriyle yorumlamışlar ve geliştirmişlerdir. Böylelikle Abbasîler Dönemi'de "İslam Rönesansı" adı verilen yeni bir aydınlanma dönemi başlamıştır. Zengin ve güçlü Müslüman sultanların bilim ve kültüre verdiği destek, bu aydınlanmayı tüm İslam dünyasına yaymıştır. Başta Farabî, İbni Sina, Birunî, Harezmî, Ömer Hayyam, İbn Haldun gibi bilim insanları bu aydınlanmanın öncülüğünü yapmışlardır. Farabî'nin Aristo'nun eserlerini inceleyerek onun görüşlerini geliştirmesinden dolayı kendisine "Muallim-i Sani/ İkinci Öğretmen" unvanı verilmiştir. Kadim Dünya’nın kadîm dilleri (Sanskritçe, Latince, Yunanca, Arapça, Pehlevice-Farsça, Türkçe, Çince) arasında yapılan çeviriler bu bilgi birikimini geniş alanlara yaymıştır. ! Özellikle Semerkant, Merağa, Buhara, Bağdat, Kahire gibi şehirler önemli bir bilim ve kültür merkezi haline gelmişlerdir. • İslam dünyası Orta Çağ'da böyle bir zenginlik ve aydınlanmanın içindeyken, Batı dünyası ise tam tersi bir durumdaydı. Aynı dönemde Avrupa'da kilise baskısı (Skolastizm) yüzünden bireysel yaratıcılık gelişememiş, bilimsel faaliyetler durmuş, bireysel yaratıcılığın yerine anonim bir sanat anlayışı ortaya çıkmıştır. • İlk Çağ'da ortaya çıkan ve Orta Çağ'da da Müslüman bilim insanları tarafından geliştirilen kadim bilim anlayışı bir bakıma mutlak hakikat arayışı idi. Bu dönemde bilim; din veya felsefe ile bağlantılı teorik (nazari) bir fikrî faaliyet olarak yürütülmüştür. Bu süreçte gelişen tıp, astronomi ve coğrafya bilimleri amaç, konu ve yöntem açılarından modern çağın uygulamalı fen-mühendislik bilimlerine önemli bir miras devretmiştir. • 11. yüzyılın Avrupa’daki ana eğitim kurumları olan katedral okulları ve manastırlarların dışında Avrupa’nın belli başlı şehirlerinde üniversiteler kuruldu. Böylece eğitim geniş kitlelere ulaşmaya başladı. Sanatta, müzikte ve dini eserlerde gözle görülür gelişmeler görüldü. Avrupa’da görkemli katedraller inşa edildi. • Avrupa'da 12 ve 13. yüzyıl; doğudan matbaa, kâğıt, barut, ipek, pusula gibi yeniliklerin alındığı dönemdir. Ayrıca gemicilik ve saat yapımında büyük gelişmeler görülmüş ve bu gelişmeler Coğrafi Keşiflere zemin hazırlamıştır. Çeşitli konularda yazılmış çok sayıdaki Arapça ve Yunanca eser, Avrupa dillerine çevrilmiştir. Bu eserlerden biri de İbni Sina’nın Kanun-i Fit’tıp adlı eseridir. G. ORDU • Asya'da Türkler, Moğollar ve Araplar kurdukları güçlü ve düzenli ordularla büyük imparatorluklar kurmuşlardır. Özellikle Araplar ve Türkler askeri güçlerinin de etkisiyle İslamiyet'i geniş alanlara yaymışlardır. Bu durum Haçlı Seferlerinin nedenlerinden birini oluşturmuştur. • Moğol hükümdarı Cengiz Han, kurduğu güçlü ordu sayesinde çağın önemli bir bölümüne damgasını vurmuştur. At ve fil bu dönemdeki orduların en önemli unsurunu oluşturmuştur. Atlar ordulara hız, filler güç katmışlardır. Özellikle atlarda üzenginin kullanılmaya başlaması süvari birliklerinin önemini artırmıştır. ! Bu dönemde üzenginin ve topun kullanılmaya başlanması askeri teknoloji açısından en önemli gelişmelerdir. • Avrupa'da ise merkezi ve güçlü ordular olmadığı gibi güçlü siyasi organizasyonlar da yoktur. Feodal sisteme bağlı olarak ortaya çıkan şövalyelerden oluşan paralı birlikler vardır.

31

Orta Çağ'da Dünya

II. BÖLÜM: ORTA ÇAĞ SKOLASTİZM

Siyasi Yapı

Dini Yapı

✓ Fe­oda­li­te (De­re­bey­lik) ege­ men

✓D  in adamlarının baskısı var • Aforoz

Ekonomik Yapı

Toplumsal Yapı ✓E  şitsizliğe dayalı düzen hakim

• Kapalı tarım ekonomisi yaygın • Ticaret zayıf

• Kral­lar za­yıf

• Endüljans

• Soylular (Asiller)

• Zenginliğin ölçüsü toprak

• De­re­bey­le­ri güç­lü

• Engizisyon

• Rahipler

• Takas usulü yaygın

• Enterdi

• Burjuvalar

• Şe­hir­ler, ka­le ve sur­lar­la çev­ri­li • Si­ya­si bir­lik yok • Mer­ke­zi oto­ri­te za­yıf ✓H  i­ma­ye sis­te­mi yay­gın • Vas­sal • Sü­ze­ren



✓ Aklı ve bilimi reddeden Skolastik düşünce yaygın

• Köylüler – Serbest – Hür

✓ Papalar siyasi güce sahip • Kralları aforoz etme • Krallara taç giydirme • Haçlı Seferleri düzenleme ✓E  ğitim kilise tekelinde • Laik eğitim yok

Önemli Siyasi Olaylar

Haç­lı Se­fer­le­ri (1096-1270)

Mag­na Car­ta (Bü­yük Şart)(1215)

• Orta Çağ’da Avrupalılar, İslam dünyasına toplam 8 sefer düzenlediler.

• İn­gil­te­re’­de kra­lın yet­ki­le­ri kı­sıt­lan­dı.

• 1. Haçlı Seferi, Haçlıların amaçlarına ulaştıkları tek seferdir.

• Av­ru­pa’da­ki ilk de­mok­ra­tik bel­ge ol­du.

• Par­le­men­ter sis­te­min yo­lu açıl­dı.

• 4. Haçlı Seferi, amacından saptı. Katolikler İstanbul’u yağmaladılar. Bu durum, Katolik - Ortodoks çatışmasını artırdı.

32

Analitik Tarih

Get in touch

Social

© Copyright 2013 - 2024 MYDOKUMENT.COM - All rights reserved.