Sıkı Dostlar İş Başında - 1

L L E A D H E A M TEFTİŞ VAR

Çev Yazan

Tu b a B o z c a n

iği l z i re Tem Resimleyen

İlknur Salman

Sıkı Dostlar İş Başında - 1

“Çevre Temizliği”

Yazan

Tu b a B o z c a n

Resimleyen

İlknur Salman

SIKI DOSTLAR İŞ BAŞINDA - 1

MAHALLEDE TEFTİŞ VAR ISBN: 978-605-4890-63-7 Genel Yayın Yönetmeni: Zeynep Gülsüm Sağlam Yazan: Tuba Bozcan Resimleyen: İlknur Salman Editör: Emel Nermin Temel Grafik Tasarım: Ayşe Adaş © 2020, Erdem Yayınları Tic. AŞ Tüm yayın hakları saklıdır. Tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında, yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz ve kullanılamaz. İstanbul, 2022 Baskı: Alfabe Basın Yayın San. Tic. Ltd. Şti. İkitelli OSGB Mah. Enkoop 1. Sok. No: 1B/-1 Başakşehir/İstanbul T: 0212 485 21 25 Matbaa Sertifika Numarası: 46012

ERDEM YAYINLARI TİC. AŞ Başak Mah. Mevlana Celaleddini Rumi Cad. No: 26 Bodrum Kat 34480 Başakşehir/İstanbul T: 0212 486 34 00 F: 0212 486 34 01 [email protected] www.erdemyayinlari.com.tr Yayıncı Sertifika Numarası: 40018

Sıkı Dostlar İş Başında - 1

“Çevre Temizliği”

Yazan

Tu b a B o z c a n

Resimleyen

İlknur Salman

KAZANIMLAR Hayat Bilgisi

✓ ✓ ✓ ✓ ✓

Davranışlarının kendisini ve arkadaşlarını nasıl etkilediğini fark eder. A  rkadaşlarının davranışlarının kendisini nasıl etkilediğini fark eder. A  rkadaşlık sürecinde dikkat edilmesi gereken hususları kavrar. O  kulunun bireysel ve toplumsal katkılarını fark eder. O  kuldaki sosyal yardımlaşma ve dayanışmayla ilgili çalışmalara

katılmaya istekli olur.

✓O  rtak kullanım alanlarını ve araçlarını korur. ✓ İnsan yaşamı açısından bitki ve hayvanların önemini kavrar. ✓ İnsanların doğal unsurlar üzerindeki etkisine yakın çevresinden

örnekler verir. ✓D  oğa ve çevreyi koruma konusunda sorumluluk alır. ✓G  eri dönüşümün kendisine ve yaşadığı çevreye olan katkısına örnekler verir.

Türkçe

✓K  elimeleri anlamlarına uygun kullanır. ✓Y  abancı dillerden alınmış, dilimize henüz yerleşmemiş kelimelerin ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓

Türkçelerini kullanır. F arklı yazı karakterleri ile yazılmış yazıları okur. G  örsellerle ilgili soruları cevaplar. O  kuduklarını ana hatlarıyla anlatır. O  kuduğu metinle ilgili soruları cevaplar. M  etindeki gerçek ve hayalî ögeleri ayırt eder. O  kudukları ile ilgili çıkarımlar yapar. G  örsellerdeki olayları ilişkilendirir. S özlük ve harf sırasını kavrar.

* K itapta “Farklı yazı karakterleri ile yazılmış yazıları okur.” kazanımına bağlı olarak bazı kavramlar koyu harflerle verilmiştir.

MACERA VE FARKINDALIK AVCISI Önce tanışalım, ben Perihan. Macerayı çok severim ama bana “Farkındalık Avcısı Perihan” derler genelde. En sevdiğim şey, şu sakin okul ve mahalle hayatımı renklendirecek ve onlara biraz hareket getirecek olayların peşinden koşmak. Zaten o çok sevdiğim tuhaf olaylar da beni bir mıknatıs gibi çeker ve bulur. Olsun, ben bundan çok ama çoook memnunum. En sevdiğim öğün kahvaltı. Mutfaktan yükselen seslere bakılırsa birazdan hazır olacak soframız. Ve annem her sabah yaptığı gibi seslenecek bana. İyi insan sözünün üstüne bağırır. 5

– Perihaaaaann! Kızııım... Kahvaltı hazır. – Tamam anneciğim, hemen geliyorum...

TUHAF MİSAFİR Sonbaharın başladığı şu günlerde yapacak çok da bir şeyin olmaması ne kötü! Ne yapılabilir, bir düşünelim: Pencereye yaslanıp sarı yaprakların toprakla buluşmasını seyretmek... Bahçede kuruyan yaprakları avuçlayıp yukarı fırlatmak... Böceklerin bir yere yetişmeye çalışır gibi koşuşturmaları bana çok ilginç gelir. Ama en çok, gökyüzüne bakmayı severim. Hani kuşlar sürü düzeni içinde yolculuk eder, biri azıcık yavaşlasa zincirleme kaza olur ya... Düşünsenize okul koridorunda aynen bunu yaşadığımızı, arkadaşlar hep birbirlerine çarpar. Sonra domino taşı gibi yere... 7

Bütün bunları hayal edip güldüm aklımdan geçenlere. Penceremi açtım, şu son ılık günlerin tatlı nefesi odamı doldursun diye. “Ohhhhhh... Missss.” Pencerede gözüme bir şey takıldı. Cam kenarında tuhaf bir şey vardı! Ne kadar da büyük ve tuhaf bir böcekti! Hareket etmiyordu, öylece duruyordu. “En iyisi onu içeri almak, soğuktan üşümüştür belki.” diye düşündüm. Biraz uğraştım ama sonunda kalemlerimi maşa gibi kullanıp tuhaf böceği masamın üzerine getirebildim. Kalemle sağını solunu dürtmeye başladım. – Heeey! Ne yapıyorsun öyle, canımı acıttın! İşte bu cümleyi duyduğumda elimdeki kalemleri bir anda fırlatıp çığlık attım. – Aaaaa İmdaaattt! – Yaa ne bağırıyorsun? Kulaklarımın zarını mı patlatacaksın? Zaten her yerim ağrıyor... Bir sus da kendime geleyim. 9

Şaşkın şaşkın böceğe bakakaldım. O sırada annem kapının arkasından seslendi: – Perihan! Her şey yolunda mı? Ne oldu kızım, niye bağırdın? – Yok bir şey anneciğim, böcek gördüm de korktum biraz. Tekrar masaya çevirdim bakışlarımı. İki kolu,

bacakları, minicik kafasıyla tıpkı bir insan gibi duruyordu. Üzerinde tuhaf bir kıyafet vardı. Ucu sarı fırfırlı kırmızı ceketi, çizgili çorapları ve garip çizmeleriyle komik görünüyordu. İşte bu! Aradığım eğlence penceremden gelmişti. İnsana benzeyen bir böcek vardı karşımda. Ne desem bilemedim ama bu küçük canlının hiç hâli yok gibiydi. Cesaretimi toplamayı başardım. – Heyyy, sen iyi misin? – Offf, aman aman amaaannn... – Neren acıyor? Bana gösterebilir misin? – Ayağııımmmm. O komik ayakkabıların içinde ayaklar olduğunu o an anlayabildim. Bir taraftan içimden gelen gülme duygusunu bastırmak, bir taraftan giderek artan merakımla baş etmeye çalışmak... İkisini aynı anda yapmaya çalışmak ne zordu. Buzdolabından bir parça buz alıp mendilin içine koydum. Davetsiz misafirimin ayakkabısını çıkartırken kendimi Gulliver’in Cüceler Ülkesi’ne 11

gitmiş gibi hissetsem de bunu belli etmemeye çalıştım. Ayak bileği şişmiş, biraz da morarmıştı. – Seni veterinere götürmemiz lazım bu böyle olmaz, dedim. – Hayııırrr! Gidersem bana yüzlerce soru sorarlar. Hatta üstümde incelemeler yapmak isterler. Günlerce rehin kalmaya dayanamam, cevabını aldım. – O zaman ben seni tedavi ederim, dedim. Hemen işe koyuldum. Oyuncak bebeklerimi yerleştirdiğim bebek evindeki bir odayı beş dakika içinde hazırladım. Yumuşacık pamuk yatak, farklı kıyafetlerle dolu bir dolap, hatta masa ve sandalyesiyle çok güzel oldu. Şaşkınlığım geçmişti geçmesine ama acaba bu ilginç olayın aslı neydi? Bu küçük hanım nereden gelmişti, nereye gidiyordu? Neden bu kadar küçüktü? Ona yardım edebilir miydim? Cevabı bulunacak onlarca soru dolaşıyordu beynimde. 12

TANIŞMA VAKTİ Küçük misafirim, ayağı rahatlayıp karnı doyunca yirmi dört saat boyunca uyudu. Ohhh! İşte sonunda gözlerini açtı ve ilk sözleri: – Karnım çok acıktı, yiyecek bir şeyler var mı, sorusu oldu. Böyle durumlarda “Hasta birinin acıkması, onun iyileştiğini gösterir.” diyen anneme hak verdim içimden. Mutfağa gittim. Küçük bir kâseye annemin yaptığı tarhana çorbasından koydum. Tam o sırada anneme yakalandım! – Ne o Perihan, acıktın galiba? – Midem kazındı da anneciğim, biraz çorba içecektim. 13

– Kızım doymazsın o kadarcık çorbayla, az sonra sofrayı kuracaktım zaten. – Tamam anneee, azıcık zaten. Yerim ben yine merak etme, diyerek kendimi zor attım odama. Küçük misafirim yoktu ortalıkta. “Nereye gitti ki acaba?” diye düşündüm ve seslendim: – Heyyy neredesin! Yatağı boştu. Etrafa bakındım. Tam gitti diye üzülmeye başlayacaktım ki bir elin yavaşça oyun evinin arkasından çıktığını gördüm. – Buradayım merak etme! Kapıda annenin sesini duyunca korktum. Belki içeri girer, diye seni burada bekledim. Kafama bir kova su boşaltılmış gibi ferahladım. Nedense hemen alışıverdim bu sevimli canlıya. Bebeklerimin eşyaları da çok işime yaradı. Getirdiğim çorbayı küçük çay kaşıklarıyla o kadar güzel içti ki onun yerine ben doydum sanki. 14

Sıkı Dostlar İş Başında

Üç sıkı dostun maceraları Eli’nin Minkistan’dan gelip bir kaza sonucu Perihan’ın camına düşmesi ile başladı. Minkistan neresi ve Eli kim mi? Bu soruların cevabını bulacağın ve çevre temizliği konusunda farkındalık kazanacağın heyecanlı bir okuma yolculuğu seni bekliyor. Sen de çevre temizliğini herkese hatırlatmayı unutma!

ISBN: 978-605-4890-63-7

Bandrol Uygulamasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde bandrol taşıması zorunlu değildir.