Hayat KT Sayı 34 Flipbook PDF

Hayat KT Sayı 34

97 downloads 118 Views 16MB Size

Recommend Stories


introduction Part 1 The Firebird Folk Tale Say: EYE-vun Say: Zarr VIS-lav Say: Dim-EAT-tree Say: Va-SILLY
The Firebird Folk Tale Part 1 introduction Say: “EYE-vun” Say: “Zarr VIS-lav” Say: “Dim-EAT-tree” Say: “Va-SILLY” :10* Había una vez, hace mucho ti

:34
Foro Ahorristas - www.ahorristas.es - el club de los ahorradores Generado: 29 June, 2016, 01:11 Comparativa de coche Eléctrico VS Diésel Escrito por

Story Transcript

HAYAT KIRMIZITÜRK

SAYI :34 21 OCAK 2023

KORCAN YİĞİT

NİLAY ŞANLI

AYÇA ARSEL

ÖZEN ÖZER MODEL

PHİLİPP HUMM

İÇİNDEKİLER

ÖZEN ÖZER MODEL

PHİLİPP HUMM RESİM SANATÇISI

KORCAN YİĞİT SANATÇI

NİLAY ŞANLI YAZAR

HAYAT'TAN MESAJ BUGÜNE KADAR YAYINCILIK ANLAMINDA PEK ÇOK FAALİYETTE BULUNDUK. DERGİ , GAZETE , PR ÇALIŞMALARI ŞİMDİ YEPYENİ BİR MACERA KIRMIZITÜRK HAYAT . LAFI ÇOK UZATMADAN SİZİ HAYAT'LA BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM. CENGİZHAN KAYA KırmızıTürk HAYAT GENEL YAYIN YÖNETMENİ

HAYAT 1

HAYAT BEZ BEBEK VE TEKSTİL SANATÇISI

HAYAT 2

KT

MERYEM BOZ



MERYEM BOZ Meryem Boz 1985 yılında Bandırma'da doğdu. Çanakkale'de yaşamaktadır. Güzel sanatların destek alanı olan Türk dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Sanat ile yakınlığı çok küçük yaşta başladı. Zamanla belirli bir sanat kolu yerine hemen hemen her birini deneyimleyerek her alanda çalışmalar üretti. Tekstil sanatı ile daha yakın, daha özgün bir çalışma imkanı buldu. Bir yandan sipariş üzerine çalışmalar yaparken bir yandan da yeni teknikleri kumaş üzerinde deneyimlemeye, öğrenmeye devam etmektedir.

HAYAT 3

HAYAT GEZER / ÇİZER

HAYAT 4

KT

BERAY ÜNLÜTAŞ

Grafik Tasarım Uzmanı ve Gezer / Çizer Beray Ünlütaş 1998 yılında Adana’da doğdu. İlk, orta ve Lise öğrenim hayatını Adana’da tamamladı. Sanata ve tasarıma olan ilgisi ilk önce annesinin resme ve çizmeye ilgi duyması ve bunu kendisine aktarmasıyla başladı. Ortaokulda yeteneğini keşfeden resim dersi hocası ona ücretsiz resim kursu vermeye başladı ve ilk resim yarışması ödülünü ortaokulda aldı. Aynı zamanda sporcu olan babasının teşvikiyle voleybol antrenmanlarına katılıyordu. Lise hayatına Toki Anadolu lisesinde devam ederken voleybol ve resim kurslarına gitmeyi ihmal etmedi. Amatör voleybol müsabakalarına çıktığı sırada Adana’da dönemin en iyi takımlarından DSİ spor kulübüne transferi istendi , böylelikle 10 yıl sürecek profesyonel voleybol hayatı başlamış oldu . Tam sporcu bursu ile Adana Gündoğdu Kolejinde eğitim ve spor hayatını birlikte sürdürdü. Aynı zamanda Güzel Sanatlar Bölümüne hazırlanmak üzere sanat ve teknik resim kursunu almaya devam etti ve Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümüne 4.olarak girdi. İngilizce sini geliştirerek Lisans eğitiminin 3. Ve 4.dönemine Erasmus programı ile hayalini kurduğu İtalya da devam etti. Roma’da köklü bir sanat akademisi olan ‘Accademia di Belle Arti di Frosinone ( Frosinone Güzel Sanatlar Akademisi) ’de eğitimini sürdürdü. Bu sırada hakim olduğu Arapça ve İngilizce dillerine İtalyanca’yı da eklemiş oldu. Akademideki hocasının teşviki ile katıldığı bir tasarım yarışmasında 1. lik elde etti . Yarışmadaki başarısı ile italyan sanatçılarla çalışma fırsatı yakaladı. Böylece İtalya’da iş hayatına başlamasının kapısını aralamış oldu . Bu yüzden Mersin Üniversitesine dönüp bölüm birinciliği ile diplomasını ve formasyon eğitimini aldıktan sonra çalışma hayatına başlamak üzere İtalya’ya geri döndü ve 1 yıllık Staj eğitimini CB&C LAB tasarım ajansında tamamladı . Stajını bitirdikten sonra aynı şirkette çalışmaya devam etti . Aynı zamanda yarışma dolayısıyla iş birliği içinde olduğu dünyanın en büyük 2.balon firmasının sanat yönetmenliğini üstlendi. Gezer/çizerlik tutkusu ilk olarak 2015 ten bugüne kadar yazdığı günlüğüne anılarına dair görsel notlar almasıyla başladı. Sonrasında bu görselleri günlüğünden ayrı sayfalar haline getirerek Gezer/ çizerliğe ilk adımı atmış oldu. İtalya da bulunduğu sırada özellikle Roma’nın sunduğu tarihi ve mimari güzellikler ona gezdiği yerleri çoğunlukla mimari çizimler olarak aktarmasında ilham oldu. Gezdiği ve yaşadığı yerleri benimsemenin yolunu , onları bulunduğu yerden canlı olarak çizerek buldu. Bunu en büyük hobisi haline getirdi. Hala Gezer / çizer olarak gezintilerine ve çizimlerine birçok ülke, şehir ve ilçelerde devam ediyor. İtalya’da 3 sene süren iş tecrübesi ve sanat eğitimine ara verdiktensonra, şimdilerde çalışma hayatına ,İzmir’de bir teknoloji firmasında tam zamanlı grafik tasarım uzmanı olarak , İtalya’da ise uzaktan part time olarak devam etmektedir

BERAY ÜNLÜTAŞ

HAYAT 5

HAYAT ÖZEL KT

PINAR DOĞAN “ BAKMAM GERİYE “

Pınar Doğan, 1979 yılında İstanbul Beşiktaş'ta doğdu. İlkokuldan sonra İ.T.Ü Türk Müziği Devlet Konservatuarında eğitime başlayan sanatçı, Rum kökenli yaylı çalgılardan biri olan, Osmanlı’dan beri Türk Klasik müziğinde de yer alan klasik kemençe üzerine uzmanlaştı. Üniversite eğitimini yine İ.T.Ü Türk Müziği Devlet Konservatuarında Çalgı Yüksek bölümünde tamamladıktan sonra çeşitli gruplarla sahne aldı. Sanatçı orf çalgıları ve piyano konusunda da oldukça başarılı çalışmalar yaptı. Uzun yıllar sahneden uzak kaldıktan sonra ilk profesyonel albüm çalışmasını 2022 yılı Aralık ayında “Çalma Kapımı” adlı sözü ve bestesi kendisine ait olan parça ile başladı. Yine söz ve müziği kendisinin olan “Bakmam Geriye” isimli single çalışması 2023 Ocak ayında tüm platformlarda yayına girmiştir.



HAYAT 6

HAYAT OYUNCU

HAYAT 7

KT

AYÇA ARSEL

HAYAT

KT

AYÇA ARSEL

17 Şubat 1998’de İstanbul’da doğdu. İlköğreniminin ardından lise eğitimini Gürlek Anadolu Lisesinde tamamladı. Sonrasında Nişantaşı Üniversitesi İç Mimarlık ön lisans Bölümünü tamamladı. Daha sonra İstanbul Gelişim Üniversitesinde İç Mimarlık ve Çevre tasarımı lisans bölümünü bitirdi. Sanatla büyüyen ve sanatla iç içe yaşamını sürdüren Ayça Arsel’in bu alanda ilk olarak daha ilkokulda bale eğitimi aldı. Yunus Emre Kültür merkezinde gösterilere katıldı. İlk gitar konserini ise lisede iken Romanya’da verdi. Sonrasında Başkent İletişim Bilimleri Akademisinde oyunculuk eğitimi alan Ayça Arsel 2022 yılında Ölü Mevsim isimli uzun metraj filmde yardımcı kadın oyuncu olarak yer aldı. Pek çok film otoritesi tarafından oyunculuğu ile büyük beğeni toplayan Ayça Arsel çok yönlü olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Ayça Arsel sanat ve oyunculuğa dair yeteneği , çalışkanlığı , kendine özgü oyunculuğu gibi özelliklerinin yanında pozitif enerjisi , ışıltısı ve güzelliğiyle de dikkat çekmektedir. Ayça Arsel tüm bu nitelikleriyle gelecekte de adını sıkça duyacağımız çok önemli bir isimdir.

HAYAT 8

HAYAT

HAYAT 9

KT

AYÇA ARSEL

HAYAT

KT

NİLAY ŞANLI

ANNEMİ BİR ROBOTLA DEĞİŞTİRDİM Nilay Şanlı’nın Annemi Bir Robotla değiştirdim adlı kitabı Epsilon yayınlarından çıktı. Kitap tanıtım bülteninde şu kesit yer alıyor : “Gerçekten yaptım. Evet, annemi bir robotla değiştirdim. Üstelik çok yetenekli ve akıllı bir robotla. Daha da önemlisi; robotum, annemin “hayır” dediği her şeye izin veren eşsiz bir programla tasarlandı. Bir çocuk daha ne isteyebilir, değil mi? Yine de şunu söylemeliyim ki ne istediğimize dikkat etmeliyiz! Hem de çok dikkat etmeliyiz! Benden söylemesi...” BU MEKTUP SANA Nilay Şanlı’nın Ayrıntı Yayınları Dinazor Çocuk Serisinden çıkardığı Bu Mektup sana adlı kitabı ocak 2022’de çıktı. Kitap tanıtım bülteninde şu ifadelerle aktarılıyor : Her şey bir ödevle başladı. Mektup yazmak gerekiyormuş. En az iki tane olacakmış ve eğer bu ödev yapılmazsa karneye yıldız yapıştırılmayacakmış... Ama bir dakika, ne kadar çok mektup olmaya başladı böyle! Babanın ya da annenin “Bu mektup sana!” demesini ne kadar çok bekler oldun öyle... Yoksa bu mektuplaşma işini çok mu sevdin? NİLAY ŞANLI Merhaba. Ben Nilay. En sevdiğim oyunlar renkli istop, saklambaç ve bazı kutu oyunları. Oğlumun en sevdiği oyunlar ebelemece ve kedicilik. Kedicilik oyununu kendi yarattı. O barınaktaki bir kedi oluyor, ben de onu sahipleniyorum. Yalnız yaramaz bir kedi olduğu için hayatı bana oldukça zorlaştırıyor. Yazın en sevdiğim meyve karpuz, kışın ise mandalina. Şansıma yaşadığım şehir turunçgilleriyle meşhur. Portakal ve mandalinalarıyla ünlü denince aklına neresi gelirdi? Biraz daha ipucu vereyim. Yazlar burada çok uzundur. Deniz, güneş ve kumsal üçlüsü sayesinde de bol bol turist gelir buraya. Tabii ki Antalya! Bu şehrin en kötü yanı ise kışın kar yağmaması. Antalya’daki çocuklar, kardan adam yapmaya hasretler. Ama ben üniversite yıllarımda kara fazlasıyla doydum. Çünkü 4 yıl boyunca Eskişehir’de okudum. Ah... Porsuk Çayı şu an burnumda tütüyor. Tütüyor dediysem bir şey yanmıyor, merak etme. Çok özlemek anlamında kullanılan bir deyim “burnunda tütmek”. Fobilerim uçan böcekler ve yarasalar. Sanki bana değmeye çalışıyorlar gibi hissediyorum. Bu oldukça ürkütücü değil mi? Hobilerim kitap okumak, yazmak ve dans etmek. Kitap okumak, bunların en önemlisi. Ben kendimi, insanları ve evreni kitap okuyarak keşfediyorum. Sürekli yeni şeyler öğreniyorum.

HAYAT 10

HAYAT EVİMİZDE BİR UZAYLI VAR Nilay Şanlı’nın Evimizde Bir Uzaylı var adlı kitabı Ayrıntı Yayınları Dinazor Çocuk Serisinden çıktı. Kitap tanıtım bülteninde şu cümlelerle aktarılıyor : “ “Siz hiçbir uzaylıyla tanıştınız mı? Ben tanıştım. Bu arada ben Mert. 12 yaşındayım.” “Abi, abi. Ben de tanıştım ama.” “Tamam Elif! Poyri’den bahsediyordum, onunla tesadüfen karşılaştık. Üstelik Dünya’ya gizli bir görev için gelmiş. Önce gizli görevini söylemek istemedi fakat sonunda baklayı ağzından çıkardı. O andan itibaren hayatımız çılgın bir maceraya dönüştü.” “Hey, çocuklar benim hakkımda mı konuşuyorsunuz?” “Evet, Poyri. Tüm çocuklar seninle tanışmalı bence.” “Harika olur. Dünyalı çocukları çok sevdim.” “Poyri, tanışmadan önce yüzünü yıkamaya ne dersin? Suratın çikolatadan görünmüyor. Antenlerinde bile var.” “Aaa.. O yüzden Zak-7 ile irtibata geçemiyorum sanırım.” “Babam geliyor Poyri, saklan!” “Görünmez olmak daha kolay.” “Hadi çocuklar yemek hazır.” “Geliyoruz baba.”” EFE’NİN MUTLULUK ÖLÇERİ

Nilay Şanlı’nın Efe’nin Mutluluk Ölçeri adlı kitabı Epsilon yayınlarından çıktı. Öykü Akarca’nın resimlediği kitap tanıtım bülteninde şu kesitle aktarılıyor : “Efe’yle tanıştın mı? Kendisi akıllı, meraklı ve cesur bir çocuk. Maceraya bayılıyor ve başına sürekli ilginç şeyler geliyor. Neler mi? Mesela parkta oynarken üstünde “Mutluluk Ölçer” yazan bir gözlük buluyor. Mutluluk nasıl ölçülür ki... 3 kilo, 5 metre ya da 7 adet mutluluk olur mu hiç? Yoksa bu uzaylıların işi mi? Bunu anlamanın tek yolu var: Gözlüğü takmak. Peki ya gökyüzünden düşmüş, konuşan bir yıldıza ne demeli? Efe’nin ona yardım etmesi gerek. Ama nasıl? Bitti mi sandın? Efe bir de ne buluyor dersin? Onu hazine sandığına götürecek, gizemli ipuçları. Bakalım ipuçlarını çözebilecek mi? Hem sandıkta neler var acaba? Efe, arkadaşlarıyla birlikte seni de maceralarına davet ediyor. Efe’nin dünyasına hoş geldin.”

HAYAT 11

KT

NİLAY ŞANLI

HAYAT TURİZM İŞLETMECİSİ YAZAR

HAYAT 12

KT

NİLAY ŞANLI

Nilay Şanlı’nın Ayrıntı Yayınları Dinazor Çocuk Serisinden çıkardığı Bu Mektup sana adlı kitabı ARALIK 2022’DE çıktı. Kitap tanıtım bülteninde şu ifadelerle aktarılıyor“Kalbim en çok koşarken bir de mektuplarını açarken çarpıyor. Yaşadığın maceraları merak ediyorum üstelik beni yeryüzünde en çok güldüren kişi sensin. Bir de ne var biliyor musun, komik olmak için çaba sarf etmene gerek yok. Bu senin doğal halin. Ayrıca arkadaşlarının ve çılgın dayının başına gelenler en sevdiğim konular. İyi ki mektup arkadaşı olmuşuz. Ben de senden esinlenip bizimkilerin bütün kirli çamaşırlarını ortaya döküyorum. Bu dedikodu sayılmıyordur umarım. Yine de mektuplarımız büyüklerin eline geçmese iyi olur bence. Okurken bizim kadar eğlenmeyebilirler.” Mektup arkadaşın Masal Nilay Şanlı’nın, Bu Mektuplar da Sana kitabında, iki mektup arkadaşı Ege ile Masal’ın maceraları devam eder. Ama bu kez çocuklar biraz daha büyümüş, sırları biraz daha çetrefilli hale gelmiştir… NİLAY ŞANLI: Merhaba. Ben Nilay. En sevdiğim oyunlar renkli istop, saklambaç ve bazı kutu oyunları. Oğlumun en sevdiği oyunlar ebelemece ve kedicilik. Kedicilik oyununu kendi yarattı. O barınaktaki bir kedi oluyor, ben de onu sahipleniyorum. Yalnız yaramaz bir kedi olduğu için hayatı bana oldukça zorlaştırıyor. Yazın en sevdiğim meyve karpuz, kışın ise mandalina. Şansıma yaşadığım şehir turunçgilleriyle meşhur. Portakal ve mandalinalarıyla ünlü denince aklına neresi gelirdi? Biraz daha ipucu vereyim. Yazlar burada çok uzundur. Deniz, güneş ve kumsal üçlüsü sayesinde de bol bol turist gelir buraya. Tabii ki Antalya! Bu şehrin en kötü yanı ise kışın kar yağmaması. Antalya’daki çocuklar, kardan adam yapmaya hasretler. Ama ben üniversite yıllarımda kara fazlasıyla doydum. Çünkü 4 yıl boyunca Eskişehir’de okudum. Ah... Porsuk Çayı şu an burnumda tütüyor. Tütüyor dediysem bir şey yanmıyor, merak etme. Çok özlemek anlamında kullanılan bir deyim “burnunda tütmek”. Fobilerim uçan böcekler ve yarasalar. Sanki bana değmeye çalışıyorlar gibi hissediyorum. Bu oldukça ürkütücü değil mi? Hobilerim kitap okumak, yazmak ve dans etmek. Kitap okumak, bunların en önemlisi. Ben kendimi, insanları ve evreni kitap okuyarak keşfediyorum. Sürekli yeni şeyler öğreniyorum. Yalnız bu dönem herkes için çok tehlikeli bir tuzak var. Umarım sen o tuzağa düşmemişsindir. Düştüysen hemen oradan çıkmanı diliyorum. 3T tuzağından bahsediyorum. Bu tuzak, telefon, televizyon, tablet tuzağı demek. Çocuklar hayal kurmanın altın çağındadır. 3T’nin hayallerine engel olmasına izin verme lütfen! Kendini ve evreni keşfet. Hayal kurmanın keyfini yaşa. Kitaplar sana her zaman yardımcı olacaktır.

NİLAY ŞANLI 1980 İstanbul doğumludur. Ortaokul ve liseyi Antalya’da tamamladıktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde 4 yıl Turizm ve Otel İşletmeciliği okudu. Mezun olduktan sonra İngilizcesini geliştirmek için Londra’ya gitti. Yaklaşık 1,5 sene kadar mesleğiyle ilgili çeşitli programlara katılıp ülkeye döndü. Seyahat acentelerinde uzun yıllar çalıştıktan sonra evlenip anne oldu ve çocuklar için kitap yazmaya başladı. Efe’nin Mutluluk Ölçeri , Evimizde Bir Uzaylı Var , Bu Mektup Sana , Bu Mektuplar da sana , Annemi bir robotla değiştirdim isimli kitapları vardır. Bugüne kadar pek çok imza günü , söyleşi ve tv programına katılan Nilay Şanlı çok yönlü olarak çalışmalarını sürdürmektedir. HAYAT 13

HAYAT

ASUMAN BÜYÜKSOY KT

"ŞİFA VE ENERJİDE KENDİ METODLARINI ORTAYA KOYAN YAZAR" HAYAT 14

HAYAT

ASUMAN BÜYÜKSOY KT

PERU’DAN MEKKE’YE İÇSEL BİR YOLCULUK: ŞAMAN Dünya özellikle son çeyrek yüzyılda, binlerce yıldır almadığı kadar yol aldı. Bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler insanlığa çoğunu ilk kez deneyimlediği olanakları sunmaya devam ediyor. Ancak elbette bu hızın bazı yan etkileri de oluyor. Artık çoğu kişi, özellikle büyük kentlerde yaşayanlar, saatlerin nasıl geçtiğini bile anlayamadan günü tamamlıyor. Tüm bu koşturmaca içinde kendine zaman ayıramamaktan yakınanların bir kısmı pandemi sürecini “bir içe dönüş” süreci olarak değerlendirdiğinden bahsediyor. Sosyal medya paylaşımlarında ve basında yer alan yazıların bir kısmında da bu içe dönüşün işaretlerine rastlamak mümkün. İşte tam da kendimize ve yaşama bakış açımızı yeniden sorguladığımız pandemi sürecinde yayımlanan “Şaman, Asuman Büyüksoy’un yıllar içinde yaşadığı içsel serüvenine bizleri de ortak eden, kadim bilgeliğin ışığında parlayan bir rehber kitap olarak dikkat çekiyor. Özellikle şifa ve enerji konularında yıllardır yaptığı araştırmalar ve deneyimleriyle kendi metodunu oluşturan Asuman Büyüksoy, Tara Kitap tarafından yayımlanan “Şaman”da, şamanlık yolculuğunu, en başından başlayarak tüm zorlukları ve mucizeleriyle okuyucuyla paylaşıyor. Bu samimi anlatıda hem bir şamanın kendi yoluna tanıklık ediyor, Peru’dan Mekke’ye oradan dünyanın çakra merkezlerine uzanıyor hem de vorteks alanlarından ley hatlarına kadar pek çok kadim bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Asuman Büyüksoy okuyucuya, kendi olma yolunda erk hayvanları, frekanslar, enerji bedenleri ve tıkanmış çakralar için rehberlik ederek bir şamanın neler yapabileceğini gösteriyor. Tekâmül yolculuğunda olan, kendisiyle yüzleşip maddi ihtiyaçlardan sağlığa kadar her şeyi kendi kontrol sistemi altına alarak “Yüce Güç”le tanışmak isteyenler için “Şaman” bir başucu kitabı olacak. Kitap Adı: Şaman Yazar: Asuman Büyüksoy Yayınevi: Tara Kitap Sayfa Sayısı: 168 Ebat: 13 x 21 İlk Baskı Yılı: 2020 YAZAR ASUMAN BÜYÜKSOY HAKKINDA Asuman Büyüksoy , 21 yıldır kişisel gelişim ve bioenerji alanlarında eğitmendir, kendine ait patentli Yüzleşme ve Özgürleşme isimli bilinçaltı tekniği olan Asuman Büyüksoy Bu teknikle kişilerin duygu durum aralıklarıyla sahiplenilmiş kodları ve frekanslarının değiştirilmesi üzerine çalışmalar yapmaktadır. Geniş kapsamlı atölyesi olan Atölye Bütünsel Değişimde yazarak sağıltım üzerine dersler vermektedir. Ancak en büyük hediyesinin, ailesinin mirası Şamanlık olduğunu belirten Asuman Büyüksoy Şamanım demekten onur duymaktadır. Bu isimle birde kitabı mevcuttur. Erk ruhlarıyla yapılan bu çalışmalar da şifa aracılığı vermektedir. HAYAT 15

HAYAT

-ATÖLYE BÜTÜNSEL DEĞİŞİM HAYAT DERGİSİNE KENDİSİNİ ŞÖYLE ANLATTI : 2022 yılında eğitim hayatına başlayan "ATÖLYE BÜTÜNSEL DEĞİŞİM", bilgiyi esas alarak yoluna yeni dünyanın, yeni eğitimleri ile başlamıştır. Her alanda bütünsel değişimin gerekliliğine inanarak, akıl ve ruh bilgeliğinin birlikte gelişimine katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Özellikle kurgusal metin yazarlarının, yaratacağı karakterleri çok iyi tanıması, karakterlerini kelimelerle inşa ederken onları boyutlandırması çok önemlidir. Bütünsel Değişim Atölyesi’nin lokomotifi olan; “Bilinçaltı, Rüyalar ve Edebiyat” eğitimi ve “Mitoloji, Arketipler ve Edebiyat” eğitimi tam da bu anlamda kurgusal metin yazarlarının derinlemesine fayda görecekleri özel eğitimlerimizden ikisidir. HAYAT 16

KT

ATÖLYE BÜTÜNSEL DEĞİŞİM

İki ayaklı bu atölye; kişinin akıl, zihin ve ruh bütünlüğünü geliştirmenin yanında, kurgusal metinlerinin boyutunu da büyütmek için kaçırılmaz bir fırsat niteliğindedir. Eğitimin ilk ayağı “BilinçaltıRüyalar ve Edebiyat” ikinci ayağı ise “Mitoloji Arketipler ve Edebiyat” dır. Bu iki atölye yazar olma yolunda yüksek bilinci oluşturmayı hedeflemektedir. “Yazma Teknikleri”, “Roman Yazma Atölyesi”, “Bilinçüstü Okumalar”, “Romanda Kurgu ve Karakter Analizi”, “Anlatma Göster Tekniği” kurgusal metin kurmacada yazara yardımcı olup yol gösterecek atölyelerin yanında ruhumuzu besleyen; “Gölge Çalışması”, “Atalarla Özgürleşme”, “Değersizlik Dönüşümü” gibi atölyelerimiz bulunmaktadır. Var olma duygumuz bizi daha bilgili ve donanımlı olmaya yöneltmektedir. Bu aşamada hazırladığımız tüm eğitimlerde yaşamsal varlığımızı doğru şekilde ifade etmeyi amaçlıyoruz. Her anlamda donanımlı ve bilgili olmak için yeni dünyanın yeni eğitimlerine sizleri de bekliyoruz. www.atolyebutunseldegisim. com @atolyebutunseldegisim Kurucu Tuba Ayşe ÖZGÜR Kurucu Eğitmenler Asuman BÜYÜKSOY Esra ODMAN İYİER Diğer Eğitmenler Dilek Hediye KARAYILAN DİNÇ Özlem TUNA Şirin İNCİ

HAYAT

HAYAT 17

KT

ATÖLYE BÜTÜNSEL DEĞİŞİM

HAYAT

KT

ATÖLYE BÜTÜNSEL DEĞİŞİM



KURUCU TUBA AYŞE ÖZGÜR HAYAT 18

HAYAT

İLETİŞİM, MEDYA, SPİKERLİK VE SUNUCULUK Handan Musaoğlu* “Adaptır, edeptir, üsluptur, yoldur, yordamdır konuşmak…” İletişim, insanın yeryüzünde yaşamaya başladığı andan itibaren hava ya da su kadar ihtiyaç duyduğu bir kavramdır. İnsanoğlu, ilk çağlardan bu yana varlıklarla ve toplumlarla etkileşime geçmeyi iletişim süreci ile başarmış; fikirlerini, inançlarını, duygu ve düşüncelerini hem yaşadıkları çağdaki insanlara hem de ötesine taşımışlardır. Bu nedenle geçmişten günümüze kadar, yazının icadından son aşamadaki uydu teknolojisi ve internet tabanına kadar her aşamada yeni bir iletişim şekli ortaya çıkmıştır. Günümüzde iletişim, özellikle kitle iletişim araçlarının etkinliğinin giderek artması ve toplumun her kesimini az ya da çok etkilemesi nedeniyle çağın en önemli bilim dalı durumuna gelmiştir. Disiplinler arası bir niteliğe sahip olan iletişim; sosyoloji, psikoloji, dilbilim, antropoloji, felsefe, teknoloji, siyaset bilimi ve diğer sanat dallarıyla sürekli etkileşim halindedir. Genel bir tanımlama yapacak olursak iletişim, “kaynaktan gönderilen mesajın (ileti) uygun kanallar aracılığıyla alıcıya gönderilmesidir. Bu etkin süreçte önemli olan; duygu, düşünce ya da herhangi bir bilginin uygun yöntemler ve araçlar kullanılarak başkalarına aktarılmasıdır. Çağımızda kişilerarası iletişim giderek önemini kaybetmekte ve kitle iletişimi büyük popülarite kazanmaktadır.

HAYAT 19

KT

HANDAN MUSAOĞLU

Bu popülaritenin artışında radyo, sinema, televizyon, gazete vb. gibi kitle iletişim araçlarının yanı sıra yeni medya çağının oluşumunu sağlayan internet teknolojisi ve mobil teknolojiler çok önemli bir konuma sahiptir. Genel olarak bakıldığı zaman; yeni çıkan her kitle iletişim aracının bir önceki kitle iletişim aracından çok daha büyük bir etkileme potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Ancak; periyodik ya da uzun süreli olarak incelendiğinde her kitle iletişim aracının az ya da çok belirli bir etkileme gücünün bulunduğu açıktır. İletişim sürecinin günümüzdeki gibi kitle iletişim araçları ile yapılmadığı dönemlerde insanların kendilerini, görüş ve düşüncelerini sağlıklı bir şekilde aktarmaları kolay olmamıştır. İlkel yöntemlere başlayan iletişim süreci, teknolojinin, ekonominin gelişmesi ve daha özgürleştirici politikaların güdülmesiyle birlikte farklı boyutlar kazanmıştır. Bugün insan öznesinin var olduğu her alanda iletişim ihtiyacı kendisini açık bir şekilde göstermektedir. Televizyon ile kitle iletişimi, diğer kitle iletişim araçlarından daha güçlü bir etki meydana getirmektedir. Çünkü televizyon kendinden önce ortaya çıkmış olan tüm kitle iletişim araçlarından kolayca yararlanabilmektedir. Ayrıca, televizyon insanlara hayatları boyunca karşılaşma imkanı bulamayacağı, kişi, kurum ve olaylarla ilgili olarak etkili modeller sunabilmektedir. Televizyon bütün kitle iletişim araçlarını ve bu araçların işlevlerini kendi içinde ihtiva eden bir iletişim aracıdır. Bu özelliği sayesinde televizyon en yaygın ve en etkili kitle iletişim aracı konumundadır. Televizyon radyo, basın ve diğer kitle iletişim araçlarının özelliklerini bünyesinde daima içerme olanağına sahiptir. Bu bağlamda görüntüsüyle televizyonun ekran yüzü olan, sesiyle kitle iletişim araçlarına kimlik kazandıran, izleyiciyle kitle iletişim araçlarının köprüsü olan spikerlere değinelim. İlk olarak spikerle sunucu arasındaki farka bakalım. Spiker: ‘’Radyo ve televizyonda, programları, haberleri sunan kimse’’ Sunucu: ‘’Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı sunan, açıklayan kimse, takdimci, anonsör’’ Mesnedimiz olan sözlüğün tarifindeki bu özensizliği bir yana bırakarak, genellikle birbirlerinin yerine kullanılan, farklı kökenden spiker- sunucu sözcükleri bizim mesleğimize isim olmuş. Mesleğimiz, sözlüğümüzden daha estetik ve asil bir tavırla dilimizin hizmetinde, varlığının anlamını daima güçlendirmeye ve yeniden üretmeye devam ediyor. Biz, mesleğin radyotelevizyon ve temsil-protokol tarafında duruyoruz. Değerlendirmelerimiz de bu bakış açısıyla oluşacaktır. Yoksa, sözlükteki karşılıkların hepsine eğilmek, sevimsiz olacağı gibi, emeğimize de uzak düşer. Kitle iletişim araçlarının son derece geliştiği, radyo ve televizyonların en önemli medya araçları olduğu, iletişim çağı olarak nitelendirdiğimiz çağımızda, bu iki araçtan insanlara mesaj aktaran ve adına spiker dediğimiz kişiler son derece önem taşımaktadır. Bu insanların bir kısmı uzunca ve zahmetli bir eğitim aldıktan sonra dinleyici ya da izleyici karşısına çıkartılırken, bazıları ise hiçbir eğitim almadan ekrana çıkartılmaktadır. Eğitimli spikerleri genellikle halk yararına, kamusal yayın yapan kuruluşlar tercih ederlerken, genellikle manken ve şarkıcılardan oluşan eğitimsiz spikerleri ise özel yayın kuruluşları tercih etmektedirler. Bunun en büyük nedeni, şöhret olmuş kişileri konuşturmak ya da ekrana çıkartmakla reytingleri arttırmak, daha doğrusu reklâm gelirlerini arttırmaktır. Türkiye’de birçok özel ve yerel kanalda bu iş daha vahim boyutlardadır. Çünkü bu tip kuruluşların yeterli sermayeleri bulunmadığından, buralardaki insanların da spikerlik eğitimini bırakın, lise eğitimi bile bulunmamakta, ya da spikere ayrıca para ödememek için, yayıncılıkla ilgisi olmayan radyo-televizyon sahipleri, kendileri sunum yapmaktadırlar.İngilizce bir kelime olan spikerin Türkçesi, sunucu ya da konuşmacı olarak geçmektedir. Ancak bu çalışmada bahsedilen konuşmacı; radyoda mikrofon veyatelevizyonda hem mikrofonhem de kameralarkarşısında dinleyiciye/izleyiciye hitap eden konuşmacıdır. Bu konuşmanın yüz yüze yapılan konuşmadan farkı; bir kitle iletişim aracının kullanılıyor olması ve hitap edilen kitlenin sayısal açıdan farklılığıdır. Radyo ve televizyonda spikerlerin görevleri program formatlarına göre değişebilmektedir. Her spikerin ses tonu, diksiyonu, bilgi ve yeteneği her formata uymayabilmektedir

HAYAT Spiker denilince ilk akla gelen tür, haber spikerliği olmaktadır. Bu tür için diğerlerinden farklı olarak tok ve güvenilir bir ses tonu aranmaktadır. Bu tür spikerler genellikle hazır bir haber metnini seslendirirler. Bir şiir programı sunacak spikerde yumuşak bir ses tonu ve şiiri iyi okuyabilme yeteneği aranır. Spor programı ya da özel haber programı sunacak bir spikerde ise konu hakkında bilgi sahibi olması şartı aranır. Eskiden müzik programı sunucuları için de o müzik türü ile ilgili bilgi sahibi olması şartı aranmakta, hatta genellikle de bu tip programları radyo sanatçıları sunmakta idiler. Günümüzde ise bu tip programların bir kısmını, adlarına VJ (videojockey) denilen, mankenlerya da dekolte giymiş/giydirilmiş hanımlar sunar hale gelmiştir(Metin Kasım-Türkiyat Araştırmaları Dergisi). Başarılı ve iyi bir spikerin dikkat etmesi gereken bazı noktalara ve yine başarılı ve iyi bir spikerde bulunması gereke bazı özelliklere değinmeden geçmeyelim. Çağcıl uygulamaların gerekliliği olarak, öncelikle dışarıdan görünüşün, genel kabule göre, ‘güzel ve yakışıklı olunması gerekir’ demesek de orta düzey bir sempati oluşturması, mesleğimiz için elzemdir. Spikerlik ve sunuculuğun mihengi ve kilit taşı, diksiyondur. En az ses ve sahne sanatçıları kadar, ses ve diksiyon eğitimi ile temel iletişim eğitimi, mesleğimizin öncül gereksinimlerindendir. Maalesef, mesleğimizin gerektirdiği eğitimler bir bütün olarak herhangi bir yerde yok. İyi bir usta meslektaşımızın rehberliğinde, farklı bölümlerden, modüler yaklaşımla eğitimimizi tamamlamak mümkündür. Ayrıca, amaca hizmet etse de, çoğunlukla yetersiz olan kurslardan faydalanılabilir. Sesin niteliği iyi bir spikerliğin şartı. Boş hayallere kapılmadan önce, ses varlığımızı analiz ettirmemiz gerekir. Unkapanı’nın önünde aç ve biilaç kalan hevesli gençlerimizin durumuna düşmemek için, evveliyetle, verili yeteneğe dikkatinizi çekiyorum. Herkes şarkıcı olamaz değil mi? Mutlaka başka yetenekler verilmiştir, onlar geliştirebilir; daha az sancılı olur. Ne kadar eğitilirse eğitilsin, insanların büyük çoğunluğunun sesi, doğal olarak, spikerliğe yeterli değil. Ayrıca sesin mikrofonik olması da ön koşullardan. Buraya kadar gelebildiysek şimdi ses eğitiminden bahsedebiliriz. Mesleğin, hedeflediğiniz alanına yönelik bir ses eğitimi aramak durumundasınız. Kendinizi televizyona mı, radyoya mı, sahneye mi hazırlayacaksınız? Kabiliyetiniz, habere mi, programa mı, spora mı? Her birinin eğitiminde ortak noktalar kadar farklılıklar da var. Sahne için hazırlanıyorsanız ilaveten tiyatrocuya, hedefiniz televizyonsa televizyon spikerine başvurmalısınız. Radyo ise bambaşka; kesinlikle ek olarak dublaj sanatçısına ihtiyacınız var. Sesi, spikerin pusatlarındandır. Pusat kullanmak, ustalık işidir. Kendinden emin olduğunu zanneden, meslekle meşgul bazı kimselerin, zorlu kimi icralarda, başının dönüp fenalaştığı olmuştur. Aslında yazıya nakısa olacak ama bahsetmeden geçemeyeceğim. Ses sanatçılarının ‘düğün şarkıcısı’ diye küçümsediği emektarlar var. Bizim meslekte de böyle sunucular var. Haddini bildikçe sorun etmeyeceğiz. Gerçi, başvurduğumuz sözlüğümüzde mesleğin tanımı, bu insanlarımızı ihtiva eder şekilde yapılmıştı, değil mi? Yine de Mesut Mertcan, Tuna Huş ve Jülide Gülizar gibi, spikerlik mesleğimizin duayenlerini, sünnet düğünü vs. sunarken, seçim otobüsünde çığırırken hayal edebilir misiniz? Ama bu işleri yapan anonsör arkadaşlarımız ölmesinler tabii; sadece spikeriz demesinler, eğitim vermeye kalkışmasınlar yeter. Onurunuzu savunmak dışında, bağırarak iletebileceğiniz bir ‘anlam’ ve bağırarak eğitilebilen bir yetenek yoktur, zira… Spikere dönelim. Ses ve diksiyon gelişiminden sonra vazgeçilmez bir boyut olarak, ‘beden dili’ becerisini, kendi ‘beden alfabenizle’ uyumlu bir şekilde kavramalısınız. Başkalarında çok yerleşik görünebilen bir vücut hareketi sizde iyi durmayabilir mesela. Spiker, ulaştırmaya çalıştığı mesajı, uygun jest ve mimiklerle güçlendirebileceği gibi sevimsizleştirebilir de. En sevilen cumhurbaşkanının ölüm haberini verirken, kasılarak ve abartılı gülüş efektiyle, ilçesindeki ışıkların ‘ışıl ışıl parladığından’ bahseden meslektaşlar da gördü bu ülke.

HAYAT 20

KT

HANDAN MUSAOĞLU

Spikerlik zamanla olgunlaşacak bir meslek olarak, haddini bilmeyi gerektirir. Cazibesi yoğun olduğu için baş döndürücü ayartılara kapı aralayabilir. Yetkinlik yolculuğunun ve tekamül sürecinin, acımasız eleştirel bir dış göz gibi irdelenmesi gerekir. Daha yolun başındayken yüksek gelişim Sunucu: ‘’Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı sunan, açıklayan kimse, takdimci, anonsör’ ’gerektiren uygulamalara tamahkarlık göstermemelidir. Tecrübenin uzun soluklu bir yolculuk olduğu bilinciyle, basitten karmaşığa doğru ara istasyonlarda sahaya çıkmak, gelişim sürecini istikrarlı bir emek serüveni olarak, ön kabulle ve kanaatle sürdürmek selametli bir yöntemdir. Törensel toplantılarda çok ihtimalli aksilikler yaşanabilir. Sunucu bu tür durumlar için her zaman hazırlıklı bir duygu durum içerisinde olmalıdır. Ani gelişen ve sizin asla kontrol edemeyeceğiniz aksiliklerin üstesinden gelebilecek bir kriz yöneticisi olmak zorunda kalabilirsiniz. Bu durumlarda telaşlanmak, kontrolü yitirmek şöyle dursun bütün duruma vaziyet etmek sizin göreviniz haline gelecektir. Yazı çok uzamasın diye düşünerek, çok bileşenli mesleğimize ilgi duyan gençlere, öneri sadedinde bir demet buket yapıp vedalaşacağım: -Üniversite ve mesleki eğitimin asgari şart olduğunu bilmeli, -Kabiliyetin keşfi ve doğru ustayı bulmalı [iyi bir ustaya çırak olmak], -Ses, ağız ve kulak yeteneği yeterli olmalı, -Beden dili kurallarını öğrenmeli, -Entelektüel melekelerini ve dağarcığını geliştirmeli, -Dilimizi doğru ve etkin kullanmayı öğrenmeli [diksiyon], -Kılık-kıyafeti, makyajı, imaj ve vizyon kültürünü öğrenmeli, -Otokontrol, özgüven ve işe hakimiyet becerisine sahip olmalı, -Standart dili [İstanbul ağzı] kullanmayı öğrenmeli, -Spikerliğin sadece hazır metinleri aktarmak olmadığını bilmeli, -Mesleki teknolojileri öğrenmeli, kendini güncellemeli, -Küresel ve ulusal gündemi takip etmeli, -İnsani ilişkilere kıymet vermeli [samimi, nazik, vakarlı], -İyi bir spiker iyi bir sunucu da olmalı. -Tam yetişmeden yetiştirme faaliyetlerine asla girişmemeli.

HAYAT

HAYAT 21

LELYA BAYRAMOĞULLARI KT

FLÜT SANATÇISI

HAYAT

Doç. Lelya BAYRAMOĞULLARI “Flüt” 1986 yılında DEÜ İzmir Devlet Konservatuvarı Flüt Bölümüne girerek Prof. Cahit KOPARAL ile eğitimine başladı. 1994 yılında pekiyi derece ile mezun oldu ve 1995 yılında Almanya’da “Folkwang Müzik Akademisi”ni kazanarak önce Doç. Yo WASHİO daha sonra ise Prof. Andre SEBALD ile çalışmalarını sürdürdü. 1999 yılında Akademiden yüksek lisans diploması ile mezun olan sanatçı, doktora eğitimini 2014 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi İstanbul Devlet Konservatuarında Prof. Ayla ULUDERE ile Sanatta Yeterlik programından mezun olarak tamamlamıştır. Sanatçı 20 Ekim 2015 te ‘Üniversite Doçenti’ ünvanı almıştır. Almanya’daki eğitimi süresince; Dortmund ve Duisburg Müzik Okullarında Flüt Öğretmenliği yaptı, pek çok solo / oda müziği ve orkestra konserlerinin yanı sıra 1996 yılında “Köhler Ostbahr” Oda Müziği yarışmasında birinciliği paylaştı. Katıldığı ustalık sınıflarında; Prof. A. NİCOLET, Prof. J. P. RAMPAL, Prof. R. WENTORF, Prof. M. EPSTEİN, Prof. M. Martin KOFFLER, Prof. A. ADORJÁN ve Prof. L. OŞAVKOVA gibi ünlülerle solo ve oda müziği çalışmaları yaptı. Sanatçı, 1998 yılında Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın açtığı sınavları kazanarak Antalyanın ilk Flüt Sanatçısı olarak çalışmaya başladı. Kurumunda solist olarak seslendirdiği eserler şunlardır: J. S. Bach’ın Si minör Süit, Brandenburg Konçertosu No:3, hocası Koparal’ın manevi anısına yazılan ‘Lament’ adlı eserin ilk seslendirilişi, D. Cimarosa ikili konçerto,Ö. Usta Flüt ve Obua için rapsodi ilk seslendiriliş, F. Krommer ikili konçertino, Tolga Taviş Patara Süiti, Özge Gülbey Usta Patara. 2018 Aralık ayında, Trakya oda orkestrası ile Edirne’de F. Krommerin ikili konçertinosunu solist olarak 2019 Nisan ayında ise Milli Resürans orkestrası ile İstanbul’da C. Tanç ikili konçertosunu solist olarak seslendirmiştir.

LELYA BAYRAMOĞULLARI KT

2000 yılında Akdeniz Üniversitesi Devlet Konservatuvarının ilk Flüt hocası olarak Flüt Bölümünü açarak 2007 yılına kadar Flüt öğretim elemanı olarak çalıştı. Antalya Devlet Senfoni Orkestrasında 2008 – 2010 yılları arasında Flüt Grup Şef Muavinliği görevinde bulunan sanatçı, halen aynı kurumda Flüt Sanatçısı olarak görevini sürdürmekte ve yanı sıra pek çok akademik, solo ve oda müziği konserleri, projeleri yapmaktadır. Katıldığı etkinliklerden bazıları şöyledir: Ankara Müzik Festivali kapsamında İlhan Usmanbaş 80. yaş özel konserinde Türkiye’nin ilk modern müzik orkestrası olan orkestra@modern’in solo flütisti olarak katılmış ve konserin CD kaydı Sevda Cenap And Müzik Vakfı tarafından yapılmıştır. 2015 yılında Ankara HÜDK’da “Besteciler ve Yorumcular” festivalinde konser ve atölye çalışması yaparak katılmıştır. İstanbul ve Bursa’da ”Flüt ve Orkestra Soloları“ üzerinde ustalık sınıfları, Trio Mimar Sinan ile İstanbul, Eskişehir, Bursa ve Afyon’da konserler vermiştir. Ayrıca aynı toplulukla Kütahya’da “Hisarlı Ahmet” Sempozyumunun açılış konserini yapmıştır. Antalya Filarmoni Derneği’nin düzenlediği etkinliklerde solist ve oda müziği yorumcusu olarak düzenli konserler vermektedir. 2016 yılında Antalya Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde eşi Bayram Bayramoğulları ile birlikte solist olarak konser vermiş, konser TRT’de yayınlanmış ve radyo / gazete röpörtajları ile büyük ses getirmiştir. Hasan Niyazı TURA’nın Flüt ve Piyano Sonatının Dünya prömiyerini yapan Lelya BAYRAMOĞULLARI, İstanbul Flüt Topluluğu (İFT) ile 1. Flüt üyesi olarak aktif oda müziği konserleri yapmıştır. İstanbul’da yapılmış olan Türkiye’nin ilk “Tahta Üflemeli Çalgılar” festivaline davet edilerek İFT ile konser gerçekleştirmiştir. “MALTEPE’DE 10. YIL” adlı makalesi hakemli dergide yayınlanmıştır. 2017 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinde Türkiye’nin ilk Flüt Çalıştayı’na davet edilerek “Türkiye’de Orkestra Flütçülüğü” üzerine sunum ve İFT ile kapanış konserini yapmıştır. Şubat ayında (2018) Nice’de (Fransa) düzenlenen 16. Uluslararası Flüt yarışmasında jüri üyesi olarak görev aldı. Mart ayında(2018) ‘Türkiye’deki Flüt Sahnesi’ adlı makalesi Flüt branşında dünyada çıkan dört dergiden biri olan Alman ‘Flöte Aktuell’ dergisinde yayınlandı. Nisan ayında (2018) İ.F.T ile Washington’da (ABD) düzenlenen ‘Büyük Flütler Festivali’ne, Mart ayında (2019) Sofya Bulgaristan’da Avrupa Müzikleri Festivaline, Nisan ayında Poznan Polonya’da 1. Uluslararası Flüt Festivaline, Ittervoot Hollanda’da 14. ADAMS Flüt festivallerine katılmıştır. Haziran ayında (2019) Nijerya’nın başkenti Abuja ve Lagos şehirlerinde resital ve Gibraltar orkestrası ile solist olarak konserler vermiş ve her iki şehirde Ustalık Sınıfı çalışmaları gerçekleştirmiştir. 19.06.2019 tarihinde uluslararası üne sahip Japon Flüt Firması Sankyo Lelya Bayramoğulları’nı Firma’nın ilk ve tek Flüt artisti olarak seçmiştir. Böylelikle sanatçının yaptığı tüm solo konserlerinin tanıtımını firma tüm dünyada yapmaktadır. Alman Flöte Aktuelle Dergisinin 2019 yılı 3. sayısında ‘Afrika’nın Kalbi Nijerya‘ adlı makalesi almanca olarak yayınlanmış aynı yıl Türkiyede Makale’nin Türkçesi ‘Bekir Abi’ dergisinde yayınlanmıştır. Almanya ve Hollanda’nın uluslararası Flüt yarışmalarının Jüri üyesidir 2019 yılı Japonya’da “Türk Kültür Yılı” kutlamaları kapsamında 23.11.2019 tarihinde Tokyo Yunus Emre Enstitüsünde Türk Bestecilerin eserlerinden oluşan konserde Doç. Özge Gülbey Usta’nın Japonya’da Türk Kültür Yılı için yazdığı ve Lelya Bayramoğullarına ithaf ettiği ‘Zamanla Yolculuk’ adlı Flüt solo eserinin ilk seslendirilişini gerçekleştirmiştir. Abuja’da 12. Uluslararası Müzik Festivalinde konuk solist olarak konser vermiş, konserin canlı yayını televizyondan yapılmış aynı zamanda üniversite öğrencileri ile de ustalık sınıfı çalışmaları yapmıştır. 2020 Saraybosna 36. Uluslararası kış festivalinde resital vermiştir.

HAYAT 22

HAYAT

Aralık 2019 yılından itibaren Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü 60 + Tazelenme Üniversitesinde Türkiyede bir ilk olarak gönüllü Flüt öğretim üyesi olarak çalışmaya başlamıştır. Pandemi süreci içinde özgün bir grup olan Trio Patara’yı kurarak Haziran 2020’den itibaren pek çok konser, turne, kent tanıtımına faydalı olmak için Belediyeler işbirliğiyle videolar, sosyal sorumluluk projeleri ve T.C. Kültür Turizm Bakanlığının “Patara’ya Armağan” adlı CD’de yorumculuğunun yanı sıra sanat yönetmenliğini de üstlenerek Antalyanın Bakanlığa ait ilk Cd çalışmasını gerçekleştirmiştir . Alman uluslararası ‘Virtuelle Flöten Festival’ine konuk sanatçı olarak katılmıştır. Flüt ve Müzik dünyasının en önde gelen etkinliklerinden olan 2021 Frankfurt Flüt Günlerinde konser ve ustalık sınıfı çalışması yapmış ve Frankfurt Fahri Konsolosluğunun ’60.Yıl İş Göçü’ kutlamaları kapsamında Türk Bestecilerinin eserlerinden oluşan bir resital vermiştir. 2021 Ekim ayında Akdeniz Üniversitesinin düzenlediği 1.’ Uluslararası Akdeniz Kadın Çalışmaları Kongresi’ açılış resitalini vermiş, Lösevin ‘ Lösemili Çocuklar’ haftasında çocuklar için konser yapmıştır. Kasım ayında Patarada düzenlenen Uluslararası gastronomi, kültür ve sanat festivalinde ‘Dünya Çocuk Hakları Günü Likya da Şölen Festivalinde’ bir dinleti gerçekleştirmiştir.19 Aralık 2021 de 2. Kez 14. Uluslararası Abuja Müzik Festivaline solist olarak katılmış. Ayrıca Abujada kaldığı süreçte Afrikalı ve dünya çocukları yararına solo resital yapmış ve Afrikalı genç flütistlere masterclass vermiştir. 2021 yılında Ansiad tarafından yılın sanatçısı olarak seçilmiştir.

HAYAT 23

LELYA BAYRAMOĞULLARI KT

Sanatçı Şubat 2022 de Bulgaristan da Şumnu Sinfonietta ile D. Cimarosa ve G.Holst ikili Konçertolarını seslendirmiş, Rusçuk Mart Müzik günlerinde bir oda müziği konseri ve master class çalışması gerçekleştirmiştir. Saraybosna 38. Kış Festivali kapsamında bir Flüt Resitali ve Bosnalı çocuklar için dinletiler yapmıştır. Haziran ayında Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te bir resital ve üç farklı okulda masterclass çalışması yapmıştır. 5 Ağustos’ta da Mostar Uluslararası Yaz Festivalinde bir resital ve Mostar yetimhanesinde çocuklar için mini bir konser vermiştir. Eylül ayında Bulgaristan’ın Filibe şehrinde Türk ve Bulgar bestecilerin eserlerinden oluşan bir resital gerçekleştirmiştir. Ekim ayında Almanya’nın Weimar şehrinde düzenlenen ünlü Flüt Festivaline ikinci kez katılarak ülkemizi temsil etmiş festival kapsamında konser vermiş ve bir masterclass çalışması gerçekleştirmiştir. Sanatçı Özbekistanın bu yıl en iyi bestecisi seçilmiş olan Devlet Sanatçısı Prof. Mustafo Bafoevin kendisine ithaf ettiği flüt konçertosunu Taşkent Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde dünya prömiyerini 14 Kasım 2022 de Taşkent Devlet Konservatuarı Rektörü şef Kamloddin Urinbayev ile gerçekleştirmiş, kaldığı sürede ayrıca mini bir turne ile farklı şehirlerde resital ve ustalık sınıfı çalışmaları yapmıştır. Sanatçı 18 Aralıkta 4. kez Abuja uluslararası Müzik Festivalinde solist olarak yer almış ve Abujadaki ^yetimhanenin çocukları için Yunus Emre Kültür Merkezinde bir konser vermiş, Abujalı genç Flütistlerle ustalık sınıfı çalışması yapmıştır.21 Aralıkta Konyaaltı Belediyesi Kadın Kent Meclisinin ayın onur konuğu olarak bir resital vermiştir.30 Aralıkta ‘Antalya’nın İlk Kadın Flüt Sanatçısı ‘ olarak Antalya Kadın Müzesinde yer verimiştir.

LELYA BAYRAMOĞULLARI

LELYA BAYRAMOĞULLARI HAYAT KT DERGİSİ'NDE

HAYAT 24

HAYAT

KT

KORCAN YİĞİT

● Son dönemde adınızı her yerde çok sık duyuyoruz. Şarkılarınız radyolar ve Spotify gibi dijital platformlarda listelerde. Sayın Korcan Yiğit, bu nasıl bir sevgi...

Korcan Yiğit: Açıkçası bu ilgi beni şımartıyor. Uzun yıllar ülkenin pek çok şehrinde sahne aldım. Şarkılarımı dinleyicilerimin gözlerine bakarak söyledim. Dolayısı ile beğeni tepkilerini anında gözlemleyebildim ve sahne repertuarımı ona göre düzenledim. Yayınlanmış şarkılarım ve kliplerime ait dinleyici tepkilerini ancak dijital izlenme ve dinlenme sayılarından öğrenebiliyoruz.Bu sayılar da doğru şarkılar ürettiğimi gösterdiği için açıkçası çok mutlu oluyorum. Herkese şükranlarımı sunuyorum. Hayatta en değer verdiğiniz şey nedir diye sorsam...

Korcan Yiğit: Hayatta en çok değer verdiğim şey dürüstlüktür. Bir insan yalan da söylese veya hırsızlık gibi yüz kızartıcı bir suç ta işlese, sonrasında bunu dürüstlükle kabul edebilmelidir. Çaldığı halde ben çalmadım demek daha büyük bir ahlaksızlıktır çünkü.

● Korcan Bey, çok yönü bir sanatçı olduğunuzu biliyoruz. Şarkıcılık yanında

gerçekten çok da iyi bir oyuncusunuz. Muhteşem Yüzyıl, Yalan Dünya, Kiraz Mevsimi, Tatlı İntikam, Poyraz Karayel ve sayamadığım pek çok dizi ve sinema filminde rol aldınız. Bu projeler ülkemizde en çok sevilen dizilerdi ve hatta bazıları 58 ayrı ülkede yayınlandı. Son olarak Show TV'de yayınlanan ve çok dikkat çeken Kızılcık Şerbeti'nde gördük sizi. Peki oyunculuk ve şarkıcılık mı diye sorsam, sizde baskın olan hangisidir? Korcan Yiğit: Şarkıcılık ve sahne benim hayatım. Asla vazgeçemeyeceğim bir tutku. Oyunculuk ise bambaşka bir şey. Oynarken zaten kendinizi oynamıyorsunuz. O sebeple rol aldığım her dizi, her sinema benim için ayrı bir heyecan, iç dünyamda bambaşka bir keşif. Yani ikisi çok ayrı meslekler ve bana yaşattıkları haz ve tecrübe kıyaslanamaz. Aralarında tercih yapmam zor.



Sizin aynı zamanda Veteriner Hekim olduğunuzu biliyoruz. Selçuk Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi'ni derece ile bitirmişsiniz. Hatta TÜBİTAK destekli bilimsel çalışmalarınız var ve bu çalışmalarınız uluslararası bilim dergilerinde yayımlanmış. Şu an aktif olarak hekimlik yapıyor musunuz? Korcan Yiğit: Hayvanları çok seviyorum. Okulumu ve mesleğimi bilerek ve isteyerek seçtim. Havanlar mazlumlar. Sevgiye, ilgiye muhtaçlar. Maalesef ki dertlerini anlatamazlar. Derdini anlatamayan bir canın derdine derman olmak ne büyük bir lütuftur. Allah katında da eminim kıymetlidir. Şükürler olsun ki Rab'bim bana Veteriner Hekim olup yarattığı canlara şifa vermeyi nasib etti. Mesleğimi çok sevmeme rağmen malesef ki sahne çalışmalarımın yoğunluğu içerisinde aktif olarak hekimlik yapmam mümkün olmuyor. Sadece dışarıdan danışmanlık hizmeti verebiliyorum isteyenlere.



Sevgili Korcan Yiğit, son aylarda ulusal bir gazetede haftalık makaleler yazdığınızı görüyorum. Bu yazıların dijital okunma sayıları da bir hayli yüksek. Köşe Yazarı olmak nerden çıktı...

HAYAT 25

KORCAN YİĞİT

KORCAN YİĞİT HAYAT KT DERGİSİ'NDE

Korcan Yiğit: Pandemi beni Köşe Yazarı yaptı. Biliyorsunuz çok uzun süre evlerimize kapandık. Sahne çalışmalarımız durdu. Yazmayı seviyorum. Fikirlerimi, düşüncelerimi, günlük olaylara dair hislerimi kaleme almayı seviyorum. Bir gün yine gazeteci olan bir arkadaşım benim bu yazılarımdan bazılarını gizliden ulusal bir gazetenin editörüne göndermiş ve yazılarım beğenilince de bana böyle bir teklif geldi. Ben kendime göre amatörce bir şeyler yazdığımı düşünürken bu işin profesyonelleri tarafından kabul edilmek tabii ki beni çok onure etti. Böylece Şarkıcı, Oyuncu, Veteriner Hekim, Besteci ve Şarkı Sözü Yazarı yanında bir de Gazeteci-Köşe Yazarı olduk...

● Çok ta güzel olmuş, keyifle okuyoruz yazılarınızı. Evet bir de sizin Besteci ve

Şarkı Sözü Yazarlığı yönünüz var. Yani on parmağınızda on marifet demek tam sizi ifade eden bir deyim. Şarkı üretmek nasıl bir duygu? Yani bu çok özel bir yetenek. Şarkılarınızı nasıl yazıyorsunuz? Korcan Yiğit: Güzel düşünceleriniz beni mahcup ediyor çok teşekkür ederim. İçimden geldiği gibi bir şeyler üretiyorum ve ürettiğim bu şeyler insanlar tarafından beğenilince ve bu işlerden para kazanmaya başladığımda hobilerim benim mesleğim haline geliyor. Bestecilik ve Şarkı Sözü Yazarlığı da kendi kendime hobi olarak yaptığım üretimlerini zamanla yolunu buldu ve mesleğim oldu. Açıkçası özellikle hadi bu gün bir Beste yazayım diye oturup da zaman harcadığım bir iş değil bu. İlham geldiği zaman notalar, sesler ve sözler zaten beyninizde uçuşmaya başlıyor size düşen sadece onları belli bir akışa oturtmak. İşte böyle çıkıyor şarkılarım.

● Korcan Bey o kadar güzel, o kadar içten cevapladınız ki sorularımı, tatlı bir sohbet havasında gecen bu röportaj için şahsım olarak çok teşekkür ederim. Bizi kırmayıp zaman ayırdınız. Bunu söylüyorum çünkü şu an yeni şarkınızın klip cekimi var. Stüdyodayız. Şıkıdık Mıkıdık, Aşk, Çok Seviyorum, Unutursun ve Nazar'dan sonra yine harika, kıpır kıpır bir şarkı geliyor. Açıkçası ben çok beğendim. Son olarak yeni şarkınızdan bahseder misiniz okuyucularımıza. Korcan Yiğit: Rica ederim. Güzel düşüncelerinizle beni şımartıyorsunuz. Benim için de sizinle röportaj yapmak çok güzeldi. Yazılarınızı takip ediyorum ve keyifle okuyorum, güçlü bir kaleminiz ve anlatımınız var. Evet yeni bir şarkı hazırlıyoruz dinleyicilerimiz için. Şarkımızın ismi "Cennet Mekanın Olsun". Sözleri ve bestesi bana ait türkü formlu bir şarkı. Tarzım dışında biraz ter köşe bir şarkı oldu. Biliyorsun sahnede her tarzda şarkılar okuyorum. Yeri geliyor büyük ustaların türkülerine de yer veriyoruz repertuarımda. Özümüz bu aslında ve beste yaparken bir şekilde açığa çıktı, dile geldi, ilham oldu bu ustaların türküleri. Şarkım artık bize sıkıntı vermeye başlayan, bunaltan, üstümüze yük olan insanlara hitaben yazılmış biraz esprili fakat anlamı derin sözler içeriyor. Sevileceğini ve dile dolanacağını düşünüyorum. Enteresandır; dinleme fırsatına sahip sınırlı sayıdaki kişilerin "Bu Neşet Ertaş coverı mı" diye sordu. İlk defa tarzım dışında böyle türkü formlu bir şarkı ürettim, şarkımın ilk dinleyişte hemen içselleştirilmesi ve gelen olumlu tepkiler beni çok mutlu etti. Aranjörümüz daha önceki şarkılarımda da beraber çalıştığımız sevgili Cüneyt Yalmaz. Klibimizi de yine genç ve başarılı yönetmen Buğra Karaçam çekiyor. "KORCAN YİĞİT EĞLENDİRİYOR..." sloganına yakışır, içinizi ısıtacak, eğlenceli, keyifli bir şarkı geliyor.



Çok teşekkür ederim Korcan Bey. Son olarak sevenlerinize ve okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı? Korcan Yiğit: Beni konu ettiğiniz ve kıymetli okuyucularınızla buluşma imkanı sunduğunuz için ben teşekkür ederim. Periyodik konserlerim devam ediyor. Konser tarihlerimi ve şehirleri @korcanyigit instagram hesabımdan yayınlıyorum. Umarım konserlerimizde de birlikte olur, hep beraber şarkılar söyleriz. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum tüm gönül dostlarımıza.

HAYAT 26

HAYAT

KT

KORCAN YİĞİT

SANATÇI OYUNCU KÖŞE YAZARI

HAYAT 27

KORCAN YİĞİT

HAYAT 28

KORCAN YİĞİT HAYAT KT DERGİSİ'NDE

HAYAT

HAYAT 29

KT

ADEM KİPÇAK

HAYAT

HAYAT 30

KT

ADEM KİPÇAK

ADEM KİPÇAK

ADEM KİPÇAK HAYAT KT DERGİSİ'NDE

Mira Koldaş Sanat Galerisi’nde 2 Ocak – 21 Ocak 2023 tarihleri arasında gerçekleşecek olan Adem Kipçak “Stones” Solo Sergisi Mira Koldaş Sanat Galerisi ve Sanat Danışmanlığı 2 Ocak - 21 Ocak 2023 tarihleri arasında sürecek olan Adem Kipçak “Stones” Solo Serginin 6 Ocak 2023’te saat 17.00-20.00 arasında gerçekleşecek olan açılış kokteyline sanatseverleri davet ediyor. Ankara'da klasik ile çağdaş sanatı sanatseverler ve koleksiyonerlerle buluşturmak amacıyla kurulan Mira Koldaş Art Gallery’de, Adem Kipçak “Stones” solo sergisinde; yapmış olduğu çalışmaların ana merkezinde yer alan taşlar; yıkımdan uzak, sanatçının kendi ütopyasında yeniden şekillenmektedir. 2 Ocak – 21 Ocak 2023 tarihleri arasında sürecek olan solo sergi “Stones”, Yıldızevler Mahallesine bağlı Şehit Mustafa Doğan Caddesi üzerinde 41/A numaralı adresinde gerçekleşiyor ve sanatseverleri bekliyor. İnsanlık olarak doğadan uzaklaştıkça bireyselleştik ve kendimize kurduğumuz alanlar tekinsiz bir hal almaya başladı. Pandemi ile bu durumu somut bir biçimde hissetmiş olduk. Doğaya karşı olan özlem bize onu ne denli yok ettiğimiz gerçeğini de göstermekte ve bu durumu üzüntüyle seyretmekteyiz. Sanatçının resimlerin oluşma sürecinde yerini alan bu duyguların konu olarak kurgusal doğa manzaralarını seçmesindeki yeri yadsınamaz. 1992’de Van’da doğan Adem Kipçak 2006‘da Van Güzel Sanatlar Lisesinde okudu. 2010- 2016 yılları arasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde okudu. Çalışmalarına memleketi Van’da devam etmektedir. ADEM KİPÇAK KİMDİR ?

ÖZGEÇMİŞ 1992’de Van’da doğan Adem Kipçak 2006 ‘da Van Güzel Sanatlar Lisesinde okudu. 2010- 2016 yılları arasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde okudu. Çalışmalarına memleketi Van’da devam etmektedir. “TAŞLAR” Yapmış olduğum çalışmaların ana merkezinde yer alan taşlar; yıkımdan uzak ve kendi ütopyamda yeniden şekillenmektedir. İnsanlık olarak doğadan uzaklaştıkça bireyselleştik ve kendimize kurduğumuz alanlar tekinsiz bir hal almaya başladı. Pandemi ile bu durumu somut bir biçimde hissetmiş olduk. Doğaya karşı olan özlem bize onu ne denli yok ettiğimiz gerçeğini de göstermekte ve bu durumu üzüntüyle seyretmekteyim. Resimlerin oluşma sürecinde yerini alan bu duyguların konu olarak kurgusal doğa manzaralarını seçmemdeki yeri yadsınamaz. KATILDIĞI SERGİLER 2014, Türkiye Delegasyonu Çoğalma, Societe Nationale Des Beaux-Arts, Fransa. 2014-2015, Küçük Şeyler 17 Resim ve Seramik Sergisi, Galeri Soyut, Ankara. 2015, Toplum Sanat İlişkisi ve Süreç Proje Sergisi Kamusal Alanda Dialog, Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi, Eskişehir. 2015, Gençler Resim Sergisi, Terakki Sanat Galerisi, İstanbul. 2016, “Yeni Aralık/ Nev Space “Projesi Sergisi, Galeri Soyut, Ankara. 2017, Art Ankara Çağdaş Sanat Fuarı, Ankara 2021, Aldatılmış Yuva, Oddartspace, İstanbul. 2022, Ankara 8. Çağdaş sanat fuarı. Alarmart / Yeşil dalga. 2022, Artcontact İstanbul. Alarmart / Yeşil dalga. 2022, 'Renklerin Ahengi' Karma sergi, İzmir 2022, Bodrum Çağdaş Sanat Fuarı/ Gala Galeri

HAYAT 31

HAYAT

KT

PHİLİPP HUMM

Mira Koldaş Sanat Galerisi ve Sanat Danışmanlığı’nın Londra’dan Multidisipliner Sanatçı Philipp Humm’un Türkiye temsiliyetini üstlenmesi Mira Koldaş Sanat Galerisi ve Sanat Danışmanlığı, Londra’dan multidisipliner sanatçı Philipp Humm’un Türkiye temsiliyetini üstlendi. Ankara'da klasik ile çağdaş sanatı sanatseverler ve koleksiyonerlerle buluşturmak amacıyla kurulan Mira Koldaş Art Gallery, kurumsal ve köklü bir galeri olarak yola devam etmektedir. Mira Koldaş Art Gallery; ustalara ve genç sanatçılara sergiler ve projeler, yapmanın yanında kurumsal sanat danışmanlığı da yapmaktadır. Galerinin misyonu Türk Çağdaş Sanatını uluslararası platformlarda tanıtmak, kitlelere sanat bilinci oluşturmaktır. Uluslararası iş birlikleriyle dünyada sanatın yaygınlaşması hedeflerindendir. Bu bağlamda Philipp Humm ile iş birlikleri anlamlı olmuştur. Humm'un çalışmaları, onun zengin ve çeşitli yaşam deneyimlerinden yararlanır ve derinlemesine düşünür ve genellikle politiktir. Humm, çağdaş yaşamın kendine has özelliklerini ve çelişkilerini keşfetmekten keyif alır. Eserleri Mira Koldaş Sanat Galerisi web sitesinden ön gösteriliyor ve izlemek üzere sanatseverlerini bekliyor. Philipp Humm, Londra ve Güney Fransa'da stüdyoları bulunan bir Alman/İngiliz sanatçıdır. Humm, heykel, film, fotoğraf ve resim alanlarında çalışan çok disiplinli bir sanatçıdır. Humm, Goethe'nin Faust'una dayanan THE SON FAUST adlı bir Gesamtkunstwerk "toplam sanat eseri" yarattı. Modern Silikon Vadisi'ndeki Faust-Pact'e ne olduğu sorusuna cevap veriyor. Uzun metrajlı bir sanat filmi, bir roman ve 200 sanat eserinden oluşur. Humm İngiltere, ABD, Almanya, Kore, Singapur ve İtalya dahil olmak üzere çok sayıda ülkede sergiler açtı ve bir sanatçı olarak küresel basında geniş yer buldu. Tanınmış sanat eleştirmeni Edward Lucie-Smith, Humm'un ilk çalışmalarına bir kitap adadı. Humm, 2015'ten beri tam zamanlı sanatçı olarak çalışıyor. Daha önce Vodafone, Amazon ve T-Mobile'da CEO idi. Humm, Londra Güzel Sanatlar Stüdyoları'nda ve Floransa Sanat Akademisi'nde resim ve heykel eğitimi aldı. Humm, Felsefe lisans derecesine ve MBA derecesine sahiptir. Humm'un zihni, birçok kişi tarafından, her ikisi de uyum içinde çalışan entelektüel ve yaratıcı iki zihin olarak tanımlanmıştır.

HAYAT 32

ÖZEN ÖZER

ÖZEN ÖZER HAYAT KT DERGİSİ'NDE

Özen’in mutluluk tanımı “sevdiği şehirde, sevdiği insanlarla yaşamak” Joker Ajans modeli olan, 2019 yılında Models of Turkey 2. Güzeli seçilen ve ajans muhabirlerimiz tarafından fotoğraflanan Joker’in en iyi modelleri listede yer alan Özen Özer ile yollarımız bu sayımızda kesişti… Özen’in hayalinde Hukuk Fakültesi okumak varken, başka bir eğitim kurumundan işletme bölümü mezunu oluvermiş. Sonra bir yarışmada Kraliçe ikincilik tacını takıvermiş ve birde bakmış ki bu gün en aranılan modeller arasında yerini almış. Tam bir Ankara aşığı Özen ve sevdiği yerde, sevdiği insanlarla olmakta onun en büyük mutluluğu… Modellerimiz içinde ayrıksı havası hemen fark edilen Özen Özer ile bir araya geldik. Güzel, yetenekli, zeki ve kendine özgü tarzıyla her daim üzerinde ışıltıyı taşıyabilen Özen’e; Çocukluğundan, okuduğu okula, yaptığı işe ve giyim tarzına kadar tüm merak edilenlerini sorduk. Hangi üniversiteyi bitirdiniz, gerçek mesleğiniz? 2019 yılında TED Üniversitesi İşletme bölümünden mezun oldum. Daha sonrasında hep hedeflerim arasında olan hukuk bölümü için tekrar eğitim almaya başladım, aynı zamanda mezun olduğum bölüm ikincisinden tecrübe kazanmak için Satış, Pazarlama alanlarında çalıştım. Models of Turkey 2019 2. Güzeli olduktan sonra hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu? Hali hazırda içinde bulunduğum ve keyif alarak yaptığım bir iş olan modelliği profesyonel bir seviyeye geçirmemi sağlayan bu yarışmanın bana uğurlu geldiğine inanıyorum. Modaya olan ilgim ve merakım hep olduğundan daha çok arttı ve güzel markalar tanıdım, onlarla birlikte çalışmak çok keyifliydi. Yaptığınız işi nasıl tanımlıyorsunuz? Bu sektörde çalışırken en önemli şey his ve güven. Yaptığım işte ilerledikçe kendime olan güvenimi arttırdığımı ve bana farkındalık kattığını düşünüyorum. Yani modellik mesleği kendini tanıman için en güzel destekçi oluyor. Moda – Modellik? Bu alanda ilerlemeye devam etmek istiyor musunuz? Çocukluğumdan beri, kendimi tanıdığımdan beri çizim yapıp çizdiklerimle hayaller kurdum. 2020 yılı pandemi başladığında da içinde olmaktan ve bilgilenmekten çok gurur duyacağım Moda alanında eğitim aldım. İlk eğitimim online bir programla oldu. Vakko ESMOD la birlikte moda tasarımı ve çizim eğitimine adım atmış oldum. Modanın içinde hep olmak istiyorum. Bu sebeple modellik konusunda çalışmalarım bitse bile Moda sektöründen çıkmak isteyeceğimi hiç düşünmüyorum. Sektörel anlamda önceki tecrübeleriniz yeni bir alan yaratırken size ne gibi fayda sağladı? Okuduğum üniversite dolayısıyla bize çok kapsamlı bir eğitim verildiğini düşünüyorum. Okuldan hemen sonra girdiğim işlerde de iletişim becerilerimin ve satış yeteneğimin deneyimlerle gelişmesinden sonra yaptığım modellik alanındaki çalışmalarda bunun bana fayda sağladığı çok oldu. Model olmaya karar verdikten sonra hangi yolu izleyeceğinize nasıl karar verdiniz? 7-8 yıl önce sadece keyif aldığım için başladığım bir alandı modellik, daha kendi halinde çekimler yapıp yerel markalarla çalışıp boş zamanlarımı değerlendiriyordum. Fakat yarışmadan sonra Joker ajansın yönlendirmeleri ve katkılarıyla ilerledim, beni daha büyük markalarla ve daha kapsamlı çekimlerle buluşturan bir yer oldu burası. Modelliğe Girmeye karar vermenize ne sebep oldu? Hiç bir zaman ben model olmalıyım diye düşünmedim hep farklı hedeflere ilerlemiştim hayatımda ama bir anda yolum kesişip teklif alınca denemek istedim. Çalışma etiğinizi nasıl tanımlarsınız? Kesinlikle programlı saatlere uyum sağlayarak başarılı olunduğunu düşünüyorum. Hiç tahmin etmediğimiz süreçler yaşansa bile bir programa ve hazırlığa uymak benim kendimi o ana ait hissetmemi sağlıyor. Ama önemli bir diğer noktada düşünceli ve saygılı davranmaktır. Ben saygıyla ilerliyorum işimde ve karşıdan da aynı saygıyı görmek istiyorum. En önemli etik kavramım bunlar diyebilirim. Kesinlikle görmen gerekir dediğin bir yer var mı? Bir yüksek lisans programına başlayacaktım fakat pandemi döneminden dolayı gerçekleşmedi, şu an aklımda o var. Paris deydi bu program. Bu kadar modayla ilgili konuşmuşken önceliğimi ona verebilirim. Ama tabi ki aklımda başka bir çok yer var kesinlikle görmem gereken. İzinli olduğun günlerde neler yaparsın? Ben sosyal bir insanım diyebilirim sanırım çünkü iş haricinde sürekli istesem de istemesem de meşgul oluyorum. Ya kişisel olarak kendime ayırdığım bir vakit oluyor ya da sevdiklerimle geçiriyorum. Evde tam bir gün dinlendiğimi hatırlamıyorum.

HAYAT 33

HAYAT

HAYAT 34

KT

ÖZEN ÖZER

HAYAT Kullanmayı en sevdiğin aksesuar? Aksesuar asla vazgeçemediğim bir şey. Kişiliği karakteri yansıtan her türlü aksesuara bayılırım ve günlük hayatımda taktığımda asla yıllarca çıkarmadığım aksesuarlarım oluyor. Son zamanlarda kolyelerle aram çok iyi bir de kıyafet üzerine takılan tamamlayıcılar. Ne tarz giyinmeyi tercih edersin? Renkli ve kendi içlerinde akışı olan desenleri karıştırmaya bayılırım. Genelde hislerimle birbirine uyduruyorum kıyafetleri ve sonuçta çabasız şıklık diyebileceğimiz bir şey ortaya çıkıyor sanırım. Klasik veya spor olarak tanımlayamıyorum fakat genellikle hissettiğimi giydiğimde en tamamlanmış sonuca ulaşıyorum. Ömrünün sonuna kadar bir şehirde yaşama hakkın olsa bu hangi şehir olurdu? Türkiye için konuşmak daha doğru şu an, çünkü eğer yurtdışından konuşursak belki birçok yerin merakından dolayı çok fazla hayal konuşuruz. Ben Ankaralıyım. Burada doğdum ve burada hep güzel bir çevrede büyüdüm. Sabit alışkanlıkların dışına çıkabilen bir insanım ama ben birçok kişinin aksine buradaki yaşamı çok düzenli ve çok rahat buluyorum. Her zaman istediğin rahatlığa ulaşabileceğin huzurlu bir şehir benim yaşam standartlarımda. İyi görünmek ve iyi giyinmek başarılı bir model olmanın ön koşulları nelerdir? Kesinlikle kendini tanımak ve nasıl görünmek istediğinden emin olmak. Ruh halindeki pürüzlerden arınıp kendin gibi olabildiğinde başarılı bir görünüme sahip oluyorsun. Şu anki işinde seni en çok ne şaşırttı? Maalesef şaşırdığım bir konu var, beklemediğim aslında. Bu sektörde ne kadar çok ilerleyip profesyonel anlamda gelişirsen o kadar çok kişiye ulaşıyor, o kadar çok görünüyorsun. Bir çok iş sürecinin tam tersi; yeni yüzlere ve yeni yeteneklere daha aç bir sektör olduğu için zaman geçtikçe bu görünürlük talebi düşürebiliyor ne yazık ki. Çocukken yapmak istediğin meslek neydi? Net bir hedefim vardı. Hukuk okumak. Annem mesleğinde başarılı bir avukat ve ben de sürekli onun yanında olmaktan, onun iş yerinde vakit geçirmekten dolayı önce kendimi avukat olarak hayal ettim sonra da hedef belirledim. İçimde kalan bir meslektir fakat şu an halimden çok memnunum belki de hayat beni güzel yönlendirdi. Aksiyon dolu tatiller mi, sahilde rahatlamalı tatiller tercih ediyorsun? Ben huzur insanıyım. Huzur olsun, rahatlama olsun, kendimi rahat hissedebileceğim bir yer olsun, bir de sevdiğim bir yerde sevdiğim insanlar olsun asla değişiklik aramayabilirim tatilde. Bir Hakkınız Olsa İdi Şimdiki Mesleğiniz mi seçerdiniz? Aslında hakkım olsa çocuk yaşta ben bu mesleği seçerdim ve daha büyük adımlar atmak için hazırlardım kendimi. En sevdiğin renk, takmaktan hoşlandığın eşyan, en sevdiğin ayakkabın? Turuncudur. Net olarak turuncu hayatımda her yerdedir eşyalarda kıyafetlerde takıda. Turuncu benim içimdeki enerjiyi güzelleştiriyor. Gün içinde en çok kullandığınız kelimeler neler? Olumlu cümleler çoğunlukta hayatımda, gün içinde bir çok şeye “iyi ki!” demişliğim oluyor. “Hadi” vardır bir de günlük hayatta biraz tez canlı davranıyorum hadi yapalım, hadi gidelim gibi hareket ederim. Ama olumsuz kelimeleri çok dillendirmek istemediğim için sanırım en az kullandığım belki de hiç kullanmadığım şeylerdendir. Sizin için 2022 yılının en mutlu olayı neydi? Yeni bir sektöre giriş yapmayı planladım ama şimdilik kimse bilmiyor. 2022 benim için biraz yenilenme yılı oldu sanırım. Gönlünüzde yatan büyük bir hayaliniz var mı? Var. Gerçekten hatırı sayılır bir girişimde bulunup tanınmak istiyorum. Hep üretmek ve yönetmek benim içimden geçen kendime en büyük katkı sağlayacak noktalardır. Hayatımın hangi alanında olursam olayım bir şeyler üretemediği sürece tamamlanmış olmayacağım. Bu bir fikir de olabilir, bir şey de. Özünde sadece üretmek ve bunu insanlara ulaştırabilecek şekilde yönetmek var hayat hedeflerimde. Kimin yerinde olmak isterdin? Ben birçok insanın yerinde olmayı istemişimdir aslında ama o anda neler hissettiğini hissetmek için. Sevdiğim birçok insanın da bazı önemli anlarında onların yerinde olup neler yaşandığı biraz hayal gücümün beni merak ettirdiği bir noktadır.

HAYAT 35

KT

ÖZEN ÖZER

HAYAT KIRMIZITÜRK https://kirmiziturkhayat.blogspot.com/

Get in touch

Social

© Copyright 2013 - 2024 MYDOKUMENT.COM - All rights reserved.